#CultureClubTV #NevzatKaya #Postmodernizm "Dispozitif"/"Klasisizm"/Foucault ve Edebiyat: Bir Facianın Anatomisi/Foucault: Wagnervari Bir Özengeç/Kültür Tarihinin Egomaniye Kurban Edilişi/Nietzsche: Wagner Olayı = "Foucault Olayı"
Bunaldim mi sinirlendim mi acarim nevzat hocanin bu videosunu. Fukoyu haslamasini izlerim. Bir seda sayanin erol koseye Atari, birde nevzat hocanin fukoya giydirmesi benim terapimdir.
FluTV'den sonraki programdan sonra hemen buraya damladım. Son zamanlarda bilincinde olduğum ve sizin de tavsiye olarak verdiğiniz edebiyat tarihi, sanat tarihi okumalarına giriş yaptıktan sonra sonra bir kırılma noktası yaşadım. Bu kırılma sürecimde bana rehber olduğunuz için çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız :)
Kulaklı Orman Baykuşu kanalındaki videonuzu iki kere izledim. Enerjiniz muhteşem. Okul yıllarıma dönüyorum adeta... Siz ennnnnn sevdigim hoca tipisiniz. 😍😍🌺🌺 Heyecanınız bir sel gibi, dinleyeni kendinize katıp sürüklüyorsunuz. Ben bir yaprak misali sizin selinizde sürüklenmekten çok mutluyum.
Hocanın bu kıstaslarını gerçek hayatta görmemek mümkün değil. Ama buradan da kendimizi büyük bir baş edilemezlik karşısında zapzayıf buluyoruz. Hocayı dinledikten sonra annem annem değil, babam babam değil, arkadaşlarım arkadaş değil, işi iş değil. Annem, kronosu doğurmuş bir gai, bazen kıskanç hera kimi yerde fingirdek afrodith, babam vaaz veren Promethus, bazen baskıcı Apollon, kimi zaman ihtiyaç sahibi Zeus, arkadaşlarım Panlık peşinde, Heraklas oyunlarında kanımı emecek canavarlar, bazırıyla beş lirayı bile takaslayamıyorum artık. Büyük söylevler kasmadan duramıyorum. Eve geliyorsun, odanın bir köşesinde medusa var mı diye merak ediyorsun, "Ana tanrıçayı kim bıçakladı?" diye merak ediyorsun. Gizem tapımcılar beni kurban edecekler mi endişesi ile insanların gözlerinin içine bakıyorsun, sokakları tavaf ederken aydınlamacı olarak görülen kim varsa taşlıyorsun. "Almanlar öbür yana, Fransızlar aks kırıcı!" diye bağırmak istiyorsun ama chaos her şeyini yutuveriyor.
Burada anlattıklarınız beni başta zorladı hemen yorumlara inip notlarını isteyebileceğim bir arkadaş aradım :) Derste de bazen böyle anlamazdım, sanırım burayı bizim sınıf belledim. Hocam siz bizi klanlaştırdınız mı naptınızsa ben baya mutluyum bu durumdan. Çok teşekkürler, paylaşımlarınız hep WOW bana
hiç bir şey anlamadım be abi! sonuna kadar izledim ama... sadece 15. dakikada fena halde ortalığı dağıtasım geldi. "sen kimsin uleynnn!" diye bağırdım hatta Fuko'ya. iyi ki evde kimse yoktu. böyle işte.
Konuya iyice hakim olabilmek için ben de pijamamı giyip dinledim. Yarım saatin sonunda Nevzat hoca gelip "kalk Fukoyu dövmeye gidiyoruz" dese "adam öldü hocam" bile demeden kalkar giderdim
Hocam, panaptikon konusunda (uzatmamak için kısa yazacağım, dilerseniz twitter'dan mesaj üzerinden uzatabilirim), neoliberal yönetimlerin baskıcı düzeylere gelmesini 1960'lar da gösteriyor. panoptikonlar sadece şekil değiştirmedi mi? mesela kredi kartlarını neden gecikmeli ödemiyoruz? çünkü ileride krediye ihtiyaç duyma ihtimalini düşünüyor, kredi sicilimiz bozulmasın diye uğraşıyoruz. ya da mobese-güvenlik kameraları etkisiyle daha da dikkatli davranmıyor muyuz? hatta çin'de başlayan kredi puanı üzerinden vatandaşlık puanlamaya geçmedik mi, Çin? Ülkemizde adli sicil kayıtları veya ABD'de vatandaşlık numaraları üzerinden gözetim ve denetime uğramıyor muyuz?
Hocam süpersiniz, Foucault'nun bilimsel mesafeyi koruyamayip kendi öznelligini kabullendirmek adına gericilige nasil kapi actigini cok guzel anlatmissiniz. Hocam, Camille Paglia'yi nasil buluyorsunuz? Ben, onun, feminizm konusunda konusurken kendi oznelligine kapilmadan konusabildigini dusunuyorum. Feminizim hakkinda konusurken hicbir zaman lezbiyen orta sinif kadin kimligini hissettirmiyor mesela. Foucault gibi magdur edebiyati yapmiyor bence. Tabi Paglia'yi Turkiye'den okumak erkek egemen söyleme kapi acar mi acaba diye düşünmeden edemiyorum.
Hocam nasıl hem genişlemiş ve bozulmuş aydınlanma geleneğini tanımayan diskuru eleştirip hem de günümüzdeki dispozitif bir yerde konumlanmis insanlara saygı duyacagiz. Demokrasi her türlü düsünceyi degil sadece zararsız dusunceleri mi barindirmali?
Video numaralandırma olayı beni tek bir video çekmiş olabilime ihtimalinize itti. Sıralamaya mı bağla kalmalıyım yoksa başlığa mı hocam? Lütfen beni netleştirin.
Şükür bugün de entelektüel sokuşturmaya doydum. Ağzınıza sağlık hocam. Ne zaman gündemden ve de lanet popülizmden midem bulansa buraya gelip yüreğimi rahatlatıyorum.
Amorf, meta öykü gibi kavramları anlamakta zorlanıyorum, her ne kadar bağlama göre tahmin etsem de. Bu kavramları hangi dipnot sayesinde oturtabilirim acaba, Nevzat hocam?
meta-öykü: "bir toplumu veya tarihi özselci, indirgeyici ve genelleyici kuramsal ilkeler çerçevesinde açıklamaya çalışan, global söylem, büyük tarih felsefeleri ve toplum kuramları."
@@CultureClubTV Hocam cevabınızdan yüz bularak sormaya devam ediyorum: hem modernizmin içinde kalıp hem onu tutarlı bir şekilde eleştirmek mümkün mü? Mümkünse nasıl? Modernizm sanki "aklı/hakikati" kendine siper alarak konuşuyor, kim onu eleştirse otomatik olarak "akılsız, deli" oluyor. Yani delirmeden, onu nasıl eleştirebiliriz?
@@mustafaozdemir.r Normlara eleştiri getirerek. Ama normları eleştirmeye başladığınızda modernitenin içinden çıkmış oluyorsunuz. Delilik normlar söz konusu olduğunda var olabilir. Kendinizi daha geniş bir açıyla konumlandırırsanız, dualiteye bağlı retorik değil de 3 boyut ve üzerinde eleştiriler getirirseniz o zaman kendinizi deli gibi de hissetmeyebilirsiniz. Ama modernite sizi deli olarak görecek ya da tam tersi tanrı katına yükseltecektir. (Ermişler ya da sözü dinlenmeyen toplumdan dışlanmış "akıl yoksunları") Bu tabi moderniteye hangi cepheden yaklaştığınızla da ilintili, sizi yok etmek de isteyebilir.
Baudrillard'ın kendisi haddini bilsin de sosyal bilimleri daha bir bilim yapmak için matematiksel kavramları sokuşturmasın. Örneğin "Alt Uzay" kavramını kuramlarının her yerinde kullanan birine Foucault'u tercih ederim.
Hocam işin espirisi bir tarafa, size çok teşekkür ederim böyle bir ortamda insanların özelde de benim bakış açısımı değiştiren, demek olayların konuların böyle yönleri de varmış dedirttiğiniz için.
