Belki yıllar sonra ve ya aylar sonra biri beyenir gelir dinlerim ama bu kez mutlu bir sekil dinlerim..Kendi kendime her şey geride kaldi deyip gülümserim..
Senden sonra 23 şehir gezdim. 3 kilo aldım. Saçlarımı 6 kez boyadım. Dünya bilmem kaç dönümünü tamamladı. Darbe oldu, ihtilal oldu. Barış gelmedi, savaş bitmedi. Seni özledim. Gittiğim her yerde senden bir nefes bıraktım. Belki yürürsün aynı sokakta. Ayak izime denk düşer ayak izin. Belki saçına değer nefesim. Belki sen de bir gün beni özlersin diye, Seni uzakta bıraktım. Seni uğurladım, sana kavuştum, seni terk ettim. Bilmem kaç kilometre yol gittim. Evren kaydı. Sen göğüs kafesimden milim kaymadın.
pop top derken halk müziği dinleyenlerinde kulakları pas tutmuş Artık İnşallah Sizin Gibi Nadir Bulunan Sesler Ve Sanatcılarımız sayesinde Burham Burham Anadolu Kokan Türküleri Yorumlayan Değerli Sanatçılarımız sayesinde İnşallah Türkülerimiz Yeniden Hayat bulacak İnşallah Baştacımız Burcu Güneş
Yanlış zamanda doğru insanı bulursun. Geriye 2 yaralı yürek 1 ayrılık kalır Ve bugün gidişinin ilk günü 40 yilda geçse unutulmayacaksin Hoşçakal Ustacikk...
Şehit bir tanıdığım vardı onun haberini aldığımda dinlemiştim. Onun ailesinin üzüntüsünü gördükçe cok üzülmüştüm. Bütün şehitlerimiz insallah peygamberimize komşu olur.
Bir örümcekle peygamberimizi kurtarqn Rabim bir firüsle dünyayı hapiseneye çevirdi bu kadar büyük olan Rabim sizin de yüzünüze bakar elbet bize düşen sabır ve dua🙏🕊️
Bir ay doğar ilk akşamdan geceden Neydem neydem geceden Şavkı vurur pencereden bacadan Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Uykusuz mu kaldın dünkü geceden Neydem neydem geceden Uyan uyan yâr sinene sar beni Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Uyan uyan yâr sinene sar beni Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben Yüce dağ başından aşırdın beni Neydem neydem yâr beni Tükenmez dertlere düşürdün beni Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Madem soysuz gönlün bende yok idi Neydem neydem yok idi Niye doğru yoldan şaşırdın beni Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Niye doğru yoldan şaşırdın beni Dağlar harâmi açma yaramı perişânım ben Aşağıdan gelir eli boş değil Neydem…
Reklama ihtiyacı yok müthiş bir ses ve yorum. Surekli dinlemekten telefonum ısındı patlayacak yani o denli. Rabbi. Yolunu açık etsin. Müzik için müzik yapan tüm müzisyenler Burcu hanıma destek versin. Enstrüman çalan ekip te mükemmel...bayıldım bayildimmmm....iyi ki varsınız.
Sıgındığım tek türküsün şu hayatta. Sazın sesi ayrı sözün ayrı sızlatır gönlümü. Beni alır götürür eskiye. Bir çeşit huzursun, içindeki hüzünle. Seslendirme farklı ve güzel olmuş. Sesinize sağlık.👍
Türkülerimiz çok güzel, hele birde böyle billur gibi bir sesle yorumlandığında çok daha güzel oluyor. Bu yüzden bu türküyü günde en az 15 defa dinliyorum. Bu türküyü dinledikten sonra bağlama kursuna başladım. Bir türkü ancak bu kadar güzel yorumlanabilirdi zaten. Nerde bir türkü söyleyen varsa gidip yanına oturun. Türküler kötülük barındırmaz...!!!
Rabbim herkese hayırlısını nasip etsin. Olmuyorsa zaten nasip değildir. Her zaman gülücükler açın, asık suratlı durmayın. Çünkü insanın en güzel hâli gülerken hâlidir. Bizi üzenlere beddua değilde dua edin. Bir başkasına içten gelerek edilen duanın size iki katı kadar kabulü olur. Hadi Allah'a emanetsiniz.
Bu türküyü zümrüdüanka da dinledim ve çok beyendim burcu güneşi orda sevdim ve şimdi hep dinliyorum. Çok seviyorum burcu güneş inşallah böyle devam edersin sesine yüreğine sağlık yolun açık olsun
Ne kadar kırsalar ne kadar paramparça etseler en azından tertemiz sevdik ve değer verdik o dayanmadı buna kaçtı gitti en azından içim ne kadar rahat desem ben dürüstçe sevdim desem de çok kırdılar...
Sadece üç günlük ömrü kalan kelebek bir papatyaya aşık olur.🌼 Ancak ölümüne dakikalar kala seni seviyorum der.🌼 Papatya sadece bende diyebilir ve kelebek ölür.🌼 Ona sevdiğimi zamanımda söyleyemedim diyen papatya üzüntüsünden hasta olur.🌼 Yapraklarını dökmeye başlar ve her döktüğü yaprakta seni seviyorum der ve sonunda ölür.🌼 İşte ,o günden , beri sevdiğini söyleyemeyen herkes papatyaya sorar.🌼 Seviyor mu Sevmiyor mu diye.🌼 Sevdiğinizin hiç bir zaman elini bırakmayın ve hiç bir zaman onu üzmeyin...🌼
Âşık Talibî 20 Haziran 1898 yılında Sivas’ın Altınyayla (Tonus) ilçesinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Hacı Bektaş’tır. Talibî’nin babasının adı Mustafa, annesinin adı Meryem’dir. Talibî, henüz 7 yaşında iken babası tifo hastalığından vefat eder. Talibî, dört kardeşiyle birlikte yetim kalır. Talibî’nin gerçek manada halk aşığı olup dillere destan şiirlerini söylemesi, onu diyar diyar gezdiren Keklik Emine’ye olan aşkı olmuştur. Türkiye’nin hemen hemen her ilini gezmiştir. Hatta yazarlar Talibî’ye “Asrın Evliya Çelebisi” lakabını takmışlardır. Konuşmalarında 5000 kaza, 10000 köy ve nahiye gezdiğini söylermiş. Talibî, hayatının çoğunu Ankara’da geçirmiştir. Bir rivayete göre, bir şairler bayramında “Coşkun” soyadını bizzat M. Kemal ATATÜRK vermiştir. Âşık, şair, ozan her ne derseniz deyin ama ona bir gönül adamı, bir fikir adamı ve aydın da diyebilirsiniz. O, her gittiği yerde ilk olarak okulları, üniversiteleri ziyaret etmiştir. Yavuz Bülent BAKİLER, üniversitede öğrenci iken Talibî’nin sık sık okullarını ziyaret ettiğinden bahseder. Talibî ile ilgili yüzlerce makale yazılmıştır. Önemli araştırmacılardan İbrahim Aslanoğlu, Vehbi Cem Aşkun, Kutlu Özen ve Doğan Kaya gibi yazarlar bir çok makale kaleme almıştır. C.Ü. Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Doğan Kaya Talibî için şunları söylemiştir: “Sivas’ta yüzlerce halk şairi yetişmiştir. Bunlardan ilk üçünü söyle deseler Aşık Veysel, Talibî Coşkun ve Ruhsatî diye sayabilirim.” Günümüzde de değişik gazete ve dergilerde sürekli hakkında yazılar kaleme alınmaktadır. Bir çok antolojide ismi geçmektedir. Edebiyat dergilerinde Türk şairlerinin önemli isimleri arasında sayılmaktadır. Talibî Coşkun’un o zamanın önemli şairlerinden birisi olduğunun belgesi vardır. Sivas Folkloru Dergisi Ağustos 1976’da Talibî Coşkun özel sayısı çıkarmıştır. Bu sayıda Talibî’ye, Ankara Ü. Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Prof. Faruk Sümer, Prof. Afet İnan, Prof. Edip Uysal gibi önemli bilim adamlarının da imzasının bulunduğu, 10 profesör tarafından onaylı bir belge verilmiştir. Talibî gittiği her yerde resmi kurumlara bu belgeyi sunarak çeşitli programlar yapmıştır. Bu belgede şu ifadeler yer alıyor: “Talibî Coşkun çok yönlü, içli ve felsefi görüşleri olan bir şairimizdir. Çok seyahat eden ve ilhamlarını memleketin çeşitli konularından alan bu halk ozanımızın zengin bir dili ve kuvvetli bir ifade tarzı vardır. Hayat görüşü orijinal ve ince mizah ve hiciv kabiliyeti, hazırlıksız manalı şiirler söylemekteki mahareti pek şayanı dikkattir. Bugün 75 yaşında olmasına rağmen on binlerce mısra tutan şiirinin büyük bir kısmını halâ hafızasında tutabilmektedir. Bu bakımdan belki dünyada eşine az rastlanır bir kabiliyettir.” Talibi Coşkun hakkında cumhuriyet döneminde onlarca yüzlerce aydın tarafından makaleler yazılmıştır. Türkiye’nin en önemli kaynak ilim adamlarından prof. Fuat Köprülü de Talibi Coşkun’a yer vermiştir. Talibî Coşkun’un hayatının son yılları Vehbi cem Aşkun’un deyimi ile çile ve sefaletle geçmiştir. “Talibi der ki nolurum, Mekanı nerede bulurum, Korkarım garip ölürüm, Mezarımı bulan olmaz.” Bu beytinde söyledikleri aslında şairin hissettikleridir ve gerçekten de kalp krizi geçirerek bir kahvehanede 12 Mart 1976 yılında Ankara’da vefat etmiştir. Şu an mezarının yeri tam net olarak bilinmemektedir. Talibî, hayatının büyük bir kısmını bir gezgin derviş edasıyla gezerek, söyleyerek, neşe, hüzün, acı, keder hepsini bir arada yaşayarak geçirmiştir. Kendi yaşam seyrini ve zaman zaman içine düştüğü karamsarlığı ve bedbinliği şu beyitlerde ifade etmiştir: Bir zaman göl oldum bir zaman aktım, Bir zaman kör oldum bir zaman baktım, Bir zaman da bülbül gibi şakıdım, Vefasız çiçekten gülden usandım Bir zaman Talibî bir zaman Coşkun, Bir zaman akıllı bir zaman şaşkın, Bir zaman yüksek bir zaman düşkün, Bir zaman yalancı kuldan usandım. Türk Edebiyatı ve kültürüne bu kadar uzun süre hizmet etmiş, büyük emekleri geçmiş, Sivas’ı ve Sivas’ın tarihi, sosyal ve kültürel değerlerini tüm Türkiye’yi karış karış gezerek tanıtma imkanı sağlamış bir halk ozanına şimdiye kadar gereken önemin verilmemiş olması bizleri derinden üzmektedir. Bu büyük halk şairine devlet tarafından gereken ilgini gösterilmediğini düşünüyorum.. M. Kemal ATATÜRK tarafından takdirname ile ödüllendirilmiş tek ozandır diyebiliriz. Türkiye’de en çok beğenilen ve okunan “Bir Ay Doğar” türküsünün sözlerinin Âşık Talibi Coşkun’a ait olması kanaatimizce çok önemlidır. Türkünün hikayesi de şöyledir; Âşık Talibi COŞKUN bu şiiri, Sivas’ın Altınyayla ilçesinin Kürkçüyurt köyünden hocanın Döndü isminde güzel bir köylü kızına yazmıştır. Talibi Döndü’yü ilk olarak pencerenin önünden bakarken görmüştür. Ne acı ki diğer eserlerinde olduğu gibi bu esere de maalesef Arguvanlılar sahiplenmektedir. Bu türküyü alan araştırmasında Kürkçüyurt köyünde yaptığımız derlemede orijinalini aşağıdaki şekilde tespit ettik. -Bir Ay Doğar Bir ay doğar ilk akşamdan geceden Şavkı vurur pencereden pacadan Uykusuz mu kaldın dünkü geceden Uyan uyan yar derdine yandığım Uyan uyan yar sinene sar beni Yücedağ başından aşırdın beni Bilinmez dertlere düşürdün beni Niye doğru yoldan şaşırdın beni Uyan uyan yar sinene sar beni Ne bahıyan penceren pacadan Yârim şahin olmuş uçar yüceden Uykusuz mu kaldın dünkü geceden Uyan uyan yar derdine yandığım Uyan uyan yar sinene sar beni Aşağıdan gelir eli boş değil Söylerim söylerim göynüm hoş değil Bir güzeli bir çirkine vermişler Baş yastığı gendisine eş değil Uyan uyan yar derdine yandığım Uyan uyan yar sinene sar beni Sivas’ı ozanlar diyarı ve âşıklar memlekete yapan Âşık Veysel, Âşık Talibi Coşkun gibi güçlü ozanlara sahip olmasıdır. Sivas’ın kültür ve sanat alanında marka bir şehri olmasını istiyorsak, âşıklarımıza, ozanlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Talibî, bahar mevsiminde Taşlıhüyük köyüne giderken, tarlalarda yemlik toplayan kızları görür. Bir su kaynağının başında onlarla bir araya gelir. Kızlar, ondan bir türkü söylemesini isterler. İçlerinde maşukası Emine de vardır. Talibî, kızları kırmaz ve şunları söyler: Yüce dağ başında pınar gözüsün Sürüden seçilmiş emlik kuzusun Güzellerin başı yayla kızısın Belki seni bana yazar Yaradan Seni gördüm evvel bahar yaz iken O güzellik sende cilve naz iken Güller gonca iken teller saz iken Belki seni bana yazar Yaradan Elâ göz üstüne eğmedir kaşı Aklımı alıyor gerdan kırışı Yaylanın çiçeği bülbülün eşi Belki seni bana yazar Yaradan Nasip olsa yine gitsem yaylaya Doya doya baksam suna boyluya Senin için yalvarırım Mevlâ’ya Belki seni bana yazar Yaradan Yarim gider kızlar ile düğüne Gerdanının şevki düşer önüne Bilmiyorum bu güzelin sonu ne Belki seni bana yazar Yaradan Talibî derdine derman bulmuyor Âşıklar dünyada murat almıyor Bu zamanda dilek kabul olmuyor Belki seni bana yazar Yaradan
Benim burcum ya 98den beri yaptığı her işi ciddiye alan özenle hazırlanan mükemmel bir insan . Konser sonrası fun clubını her zaman kulisine kabul eder ve sorar nasıldı ne eksikti Eksik olan bişey var mıydı diye fikrimizi görüşümüzü alır sırf işiyle gündeme gelen ve magazin reklamı yaptırmayan tek kişidir
Yüce dağ başından aşırdın beni neydem neydem yar beni Tükenmez dertlere düşündün beni Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Madem soysuz gönlün bende yoğudu neydem neydem yoğudu Niye doğru yoldan şaşırdın beni Dağlar haramı açma yaramı Perişanım ben ☆ Aşağıdan gelir eli boş değil neydem neydem boş değil Söylerim söylerim Göynüm hoş değil Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Bir güzeli bir çirkine vermişler neydem neydem vermişler Baş yastığı kendisine eş değil Dağlar haramı açma yaramı Perişanım ben
Burcum nede güzel sölemişsin beni benden aldın qötürdün resmen cengiz özkandan sonra söleyen olarak gercekden süperdin biz canlar qurur duyduk cansin ❤❤❤❤❤❤❤
Her dert insani öyle soyletirmis ki, bir de dertler insana bu sarkiyi oyle dinletirmis ki... Saz kalp sizisinin ritmine tutunmus, sözler de yüreği kurşun gibi delip geçmiş. Naptin burcu abla böyle bize toparlanamadik hala🦋
Hemen hemen her aşk türküsünde kavuşamamak vardır. Gençler, birbirini sever; evlenmek ister ama kızın ailesi bu evliliğe karşı çıkar. Karşıtlığı, gerilimi aileler oluşturur. Mayil ile Gülizar da birbirlerini sever, evlenmek isterler ama Gülizar’ın ailesi bu aşkı onaylamaz. Gençler de çareyi kaçmakta bulur. Ailesi de Gülizar’ı hayatlarından siler. Gülizar da Mayil de mutludur. Mutlu olmasına mutludurlar da Mayil’in vazgeçemediği av merakı vardır. Evini, Gülizar’ı bırakıp dağlara, ava çıkar sürekli. Mayil, yine bir gün üç arkadaşıyla avlanmaya gider. Av sonrası, arkadaşlar, söylenen saatte toplantı yerine geldiklerinde Mayil’i göremezler. Eve gittiğini düşünüp köye dönerler. Köyde, Gülizar’a Mayil’i sorarlar ama Mayil eve gelmemiştir. Dağa gidip Mayil’i aramaya başlarlar. Nice sonra bir ağacın altında Mayil’in cesedini bulurlar. Gülizar’a haber tez gider. Gülizar çıkar gelir. Çıkar gelir de dağ, Gülizar’ın başına yıkılır. Mayil, uyur gibi yatmaktadır öylece. Türkünün hikâyesi böyle… Kimi kimsesi olmayana gurbet zordur. Hele bir başınaysan… Dulsan hele. Hele bir de kadınsan… Gülizar, şimdi yabancı bir köyde tek başına… Ipıssız… Annesine, babasına da gidemez. Elin yabanında… Kimse kimsesi değil. Orta yerde… Ipıssız… Gurbette zaman geçmek bilmez. Gündüz uzar yüzyıl, gece uzar bin yıl olur. Gurbet akşamları zor… Akşam olmaya görsün yeter ki gurbette. Dertler depreşir, hesaplaşmalar başlar. Akşam, gurbet elde zulüm demek… Kahır demek… Akşamlar olmaz olsun. Akşamı batsın! “Bir ay doğar ilk akşamdan geceden Neydem neydem geceden Şavkı vurur pencereden bacadan Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben.” Akşam, pencerenin önüne oturup perdeyi aralar Gülizar. Taze ayın şavkı vurmuştur pencereye. Düşünür durur Gülizar. Yazgısına kahreder, Mayil’in av merakına kızar, kendini terk edip giden Mayil’e sitem eder. Dağda bir ağacın altında ölü bulduğu Mayil’i düşünür. Yüreğinde bir yangın… Gülizar’ın yüreği dile gelir. Ay’a bakar, başlar türküsünü yakmaya. Ay, şavkını alıp gitmek ister. Ay, doğmak istemez. Ay ar eder. Gülizar türkü yakar.
cengiz ozkandan dinlerdim hep ama siz harika otesi okimussunuz muhtesem tek kelimeyle cengiz hocanin agzindan haskasina hic yakistiramazdim bu parcayi ama siz okuyusunuzla bitrdiniz bu gorusumu omrunuzce mutlu olun
Şarkı Sözleri: Bir ay doğar ilk akşamdan geceden neydem neydem geceden Şavkı vurur pencereden bacadan Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Uykusuz mu kaldın dünkü geceden neydem neydem geceden Uyan uyan yâr sinene sar beni Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Uyan uyan yâr sinene sar beni Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben Yüce dağ başından aşırdın beni neydem neydem yâr beni Tükenmez dertlere düşürdün beni Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Madem soysuz göynün bende yoğudu neydem neydem yoğudu Niye doğru yoldan şaşırdın beni Dağlar kışımış yolcum üşümüş perişânım ben Niye doğru yoldan şaşırdın beni Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben Aşağıdan gelir eli boş değil neydem neydem boş değil Söylerim söylerim göynüm hoş değil Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Bir güzeli bir çirkine vermişler neydem neydem vermişler Baş yastığı gendisine eş değil Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben Baş yastığı gendisine eş değil Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben...
Arabada gece yolculuk yaparken çok güzel oluyor bu türkü. Araba gittikçe otoyolun ortasında bulunan lamba direklerinin altından geçerken arabaya vuran her lamba adeta seninle dertleşiyor...
Que canção encantadora! Infelizmente não tem legendada no meu idioma. Mas minh' alma consegue sentir sua profundidade. Meu coração sente como se fosse um lamento de amor.❤😘🇧🇷
Um mês passa da primeira noite para a noite Neydem neydem da noite O flash atinge a janela da chaminé As montanhas são invernosas, meu passageiro está com frio, como posso fazer Você ficou sem dormir desde a noite passada? Neydem neydem da noite Acorde, acorde, me abrace As montanhas são invernosas, meu passageiro está com frio, como posso fazer Acorde, acorde, me abrace Estou arrasado com a ferida de abrir o harém das montanhas Você me escolheu do topo da alta montanha Neydem neydem me escurece Você me colocou em problemas inesgotáveis Se seu coração degenerado pesava em mim Iogurte neydem neydem Por que você me surpreendeu da maneira certa? As montanhas estão invernadas, meu passageiro está com frio, estou miserável Por que você me surpreendeu da maneira certa? Como posso fazer minha ferida de abrir uma montanha de montanhas Vem de baixo, não de mãos vazias Neydem neydem não está vazio Eu digo, eu digo, meu coração não é bom As montanhas são invernosas, meu passageiro está com frio, como posso fazer Eles deram uma beleza a um feio Neydem neydem deu O travesseiro de cabeça não é igual ao seu As montanhas são invernosas, meu passageiro está com frio, como posso fazer O travesseiro de cabeça não é igual ao seu Estou arrasado com a ferida de abrir o harém das montanhas
@@wiesbadenliefem620 agradeço a tradução. Embora eu não consiga entender bem o significado da letra, ainda assim consigo apreciá-la, pois a música supera qualquer idioma. Principalmente quando toca o coração.
@@jadesouzamg POSSO ENVIAR-LHE SEMELHANTES E SEMELHANTES QUALIDADE DO MESMO ARTISTA E MÚSICA TURCA QUE TOCA NO CORAÇÃO HUMANO, SE VOCÊ ME CONTATAR A PARTIR DE MEUS INFORMAÇÕES DE CONTATO.
Bu türküyü inanılmaz severim hele ki Cengiz Özkan'dan..Hiçkimsenin onun kadar bu türkünün hakkinı verebileceğini düşünmedim..Burcu Güneş'i dinleyenedek..İnanılmaz temiz , duru ve de candan söylemiş👏👏👏
Ablam, sen bundan sonra hep türkü söyle. O güzel sesinden de mahrum etme bizleri. Gerçek sanatçı Türkiye'de hem az hem de kadir kıymeti bilinmiyor maalesef. Öpüyorum o güzel yüreğinden.