Burhan Çaçan, o doğduğunda takvimler 20 Ekim 1960’ı gösteriyordu.
Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde Berazi Aşireti ağasının oğlu olarak 12 kardeşli bir ailenin 11. Çocuğu olarak dünyaya geldi.
Küçük Burhan, 6 yaşına kadar babasını hiç göremedi. Çünkü babası, 27 Mayıs İhtilalinden sonra Yassıada, Sivas ve Çanakkale’ye sürgüne gönderilen Demokrat Partiliydi. 6 yıl sürgünde kaldıktan sonra oğluna kavuşabildi.
Burhan Çaçan, Ayson Karabağ’a verdiği röportajında babasını şöyle anlatıyor;
20 ekim 1960 yılında Ağrının Eleşkirt ilçesinde doğdum. 9 erkek kardeş ve üç kız kardeşim var. Ağa çocuğuyum. Bizde 12 köyün hepsi babama bağlıydı. Böyle bir ailenin mensubu olmama rağmen yaşantımız son derece mütevaziydi. Babam ihtilalde Yassıada, Sivas ve Çanakkale’ye sürgün edilmiş bir Demokrat partiliydi. Tarihimizde 55’liler olarak geçen 55 köy ağasından birisidir. Ben babamı 6 yaşında iken tanıdım. Babam 6 yıl sürgünde kaldı ve ben onu 6 yaşında iken ilk defa gördüm.
Müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başladı. Başlarda ailesi onun müzikle uğraşmasını istemiyordu. Okulla arası hiç iyi olmadığı için her geçen gün müziğe daha çok yaklaşıyordu. Özellikle babası, kati suretle karşıydı. Ancak o, tutkusunun peşini hiç bırakmayıp evde türküler söylemeye devam etti.
İlkokula başladıktan sonra sesinin güzelliği okuldaki öğretmenleri tarafından da fark edildi.
Sanatçı olmayı kafasına koyan Küçük Burhan, 12 yaşındayken Erzurum’a gitti. 1978’de TRT Erzurum Radyosu’nun açtığı amatör sesler yarışmasına katıldı. 14 yaşındaki Burhan, 2000 kişinin yer aldığı bu yarışmayı kazandı ve 3 sene boyunca Erzurum radyosu amatörler korosunda şarkılar söyledi.
Burhan Çaçan, magazinkolik.com’da yer alan röportajında o günleri şöyle anlatıyor;
"12 yaşında Erzurum'a gittim. Bu yüzden kendimi yarı Erzurumlu görüyorum.14 yaşında TRT Erzurum Radyosu'nun açmış olduğu sınavlara girdim. Orada birinci oldum ve 15 yaşında şöhreti yakaladım. Nida Tüfekçi ve Mehmet Özbek gibi devrin usta isimlerinin jüriliğini yaptığı imtihanda onların bile tahmin edemeyeceği uzun havalar, türküler okudum. Jüri, kimleri dinliyorsun? Bu türküleri nerden biliyorsun? diye sorduğunda, Hafız Burhan, Celal Güzelsesi dinlediğimi söyledim. Çok şaşırdılar. Nida Tüfekçi Türk Halk Müziğinde çok otorite bir insandı ve TRT 1 Radyosu'nda benimle ilgili şöyle bir yorum yaptı: 'Sen bu kadife sesinle çok canlar yakar çok güzel eserleri okursun. Sana bayıldım' demişti."
İlk başlarda ailesi her ne kadar istemese de, tutkusundan vazgeçmeyen Burhan Çaçan’ın, müzik dünyasına adım atması böyle başladı.
Burhan Çaçan, Erzurum macerasının ardından rotasını Ankara’ya çevirdi. TRT’de okumak üzere 4 şarkısı kuruldan geçince Halit Kıvanç’ın programına katıldı. Bu programda Halit Kıvanç Burhan Çaçan’ı “Ağrı’dan bir delikanlı geldi” diyerek anons etti.
TRT’ye çıkmasının ardından sesini geniş kitlelere duyuran Burhan Çaçan’a teklifler de gelmeye başladı. Çaçan, bu tekliflerin ardından Ankara’dan sonra İstanbul’un yolunu tuttu.
İlk albümü için kollarını sıvayan Burhan Çaçan, 1981 yılında yönetmenliğini Arif Sağ’ın yaptığı Sefa Geldin adlı albümünü çıkardı.
İlk albümüyle müzik piyasasında dikkatleri üzerine çeken Burhan Çaçan, Sefa Geldin, Ben Yarime Neler Alayım, İpek Mendil albümleriyle müzik dünyasında yer edindi.
Burhan Çaçan, ilk albümünü çıkardığı 1981 yılında sinemaya da adım attı. Yönetmenliğini Yücel Uçanoğlu’nun yaptığı Makber filminde Pembe Mutlu ve Ahmet Mekin ile birlikte başrolü paylaştı.
#BuyhanÇaçan #BurhanÇaçanKimdir #BurhanÇaçanHayatı
25 авг 2024
