HÜZÜNLÜ BİR AŞK HİKAYESİ ; GAMZEDEYİM DEVA BULMAM...🎻 Tüm şarkıların bir hikayesi vardır... "Gamzede’yim Deva Bulmam." Şarkısı da bu tür şarkılardan biridir... Hemen belirtelim, Gam-zede, üzüntü sebebiyle kötü duruma düşmüş anlamındadır. Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendi’nin kendi cemaatinden çocukluk aşkı bir sevdiği varmış. Aile o tarihlerde Erivan’a göç ettiğinden evlenememişler. Aradan uzun seneler geçmiş Tatyos efendi evlenmiş çocukları olmuş ancak kadın hiç evlenmemiş ve bir gün İstanbul’a dönmüş. Bunu öğrenen Tatyos Efendi sözlerini de yazarak bir eser bestelemiş... Kısa zaman sonra Beyoğlu’nda bir meyhanede gece nihayete ererken birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken birlikte oturdukları Vasili ve Ahmet Rasim Bey de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıyı ilk defa söylemiş... Gamzede’yim deva bulmam, Garibim bir yuva kurmam, Kaderimdir hep çektiren, İnlerim hiç reha bulmam. Elem beni terketmiyor, Hiç de fasıla vermiyor, Nihayetsiz bu takibe, Doğrusu ta'kât yetmiyor. Ehl-i dilin yoktur kadri, Uğraşma gel Tatyos gayri, Eserin çok kıymetin yok, Git talihine küs bari... Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur... Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar... Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hânende ne sâzende kalıyor... Şarkıyı besteledikten bir ay sonra Tatyos Efendi vefat ediyor naaşı kilisede iken otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim’in yanına üzerinde "Tatyos ile birlikte defnedilecektir..." yazılı bir zarf bırakıyor... Yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilecek zarfın içinde şu dizeler yazılıdır; Gamzede'sin devân benim Garip kuşsun yuvan benim Çektiğimiz yeter gayri Kaderimsin inan benim. Ta'kât yetişmez eleme, Bülbül imrenir çileme. Bizim şu kara sevdamız, Kalsın öteki aleme. Elbet kadrini bilirim, İste; canımı veririm. Küsme talihine Tatyos Çok durmam ben de gelirim...
Tam metroya bineceğim, bir tane yaşlı amca makinenin önünde panik yapmış dolduramıyor kartı. Arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya "-hadi be n’apıyosun, flört mü ediyosun makinayla" Tabi bunu duyunca delirdim. N’apıyosunuz ya dedim gittim amcaya yardım ediyorum, Canım amcam sen ne istiyorsun dedim, kartım yok dedi, doldurduk kartını dedim, al istediğin yere git bununla, hatta sen başvuru yap senin yaşına ücretsiz ulaşım dedim. Neyse ben de doldurdum kendi kartımı metroya geldim. Baktım amca orada bekliyor hala, ne oldu dedim. Yavrum adres soracaktım beni azarlarlar diye soramadım, seni bekledim dedi. Olur mu öyle şey amcam dedim, peki nereye gidecektin sen dedim. Üsküdar Marmaray dedi. Amca Kirazlıdayız, karşı tarafta o. Nasıl buraya geldin uzak dedim. Kafasını eğdi, dur dedim anlattım ona. Burdan Yenikapıya git, ordan sarı çizgiyi takip et, Marmaraya bin, ordan 2 durak sonra Üsküdar Marmaraydasın dedim.. Baktım amca mahzun mahzun bakıyor, anlamamış durumu, tamam dedim amca gel gidiyoruz. Atladık metroya gidiyoruz Üsküdara doğru, yolumuz var da var. Muhabbet olsun diye dedim “amca sen nerelisin”. Malatya dedi. Var mı kayısı bahçesi filan dedim, dedi ki yavrum ben emekli ağır ceza hakimiyim. Vayy be dedim içimden. Onlarca kişiye müebbet dağıt, 40 yıl, 50 yıl hapis ver, sonra gel metroda kartı şaşır, ey insanoğlu... Sonra, amca dedim Malatyadan İstanbula neyle geldin dedim, uçakla mı otobüsle mi? Amca dedi ki, hatırlamıyorum... Dedim amca valizler nerde? 3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı nerde? dedi.... O an anladım amca demans hastası, yani kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmek. Peki amca nereye dedim, "OĞLUM BENİ, ÜSKÜDAR MARMARAY’DA BEKLİYOR" Dedi. Neyse dedim telefon nerde dedim.. Nerde dedi, dedim iş sıkıntı, neyse indik Üsküdar Marmaraya. Oturduk bekliyoruz gelen giden yok, dedim amca kimliği ver. Baktım adına soyadına, sonra bir tanıdığı aradım. Dedim böyle böyle kimdir bu yakını vs bir numara bulur musun? Sağolsun yardımcı oldu. Harbiden Malatyalıymış, kızının numarası geldi, aradım dedim gece gece rahatsız ettim ama... Daha lafımı bitirmeden Üsküdar Marmarayda mısınız dedi evet dedim şaşırdım da tabi. Dedi ki size eniştenin numarasını vericem onu arayın, aldım numarayı aradım enişteyi, dedim gece gece rahatsız ediyorum ama... O da hemen Üsküdar Marmarayda mısınız dedi, evet dedim. Ya herkes biliyor acaba ben mi bilmiyorum niye burdayız derken, neyse enişte geldi birazdan. Gelir gelmez sarıldı bana, ben başladım azarlamaya demans hastası bu adam niye tek başına salıyorsunuz dışarı. 3 yaşında birini salmakla aynı şey! Kim o oğlu da burada bekliyorum diyor amca - Abi demans hastası, evet geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor, doğru. Ama oğlu polisti. 3 yıl önce şehit oldu! Ve oğluyla son telefon görüşmesinde "BABA ÜSKÜDAR MARMARAYDA SENİ BEKLİYORUM" demişti... Her şeyi unuttu, onu unutmuyor, arada evden kaçıp buraya geliyor. Dizlerimin bağı çözüldü. Kaldım öylece, neyse onlar gitti kafamda cümleler dolaşıyor. Belki dedim oğlu gerçekten de oraya geliyor ama biz göremiyoruz. Sonra konu üzerinde daha sonra düşündüm. Demans hastalığı bizim de hastalığımız, toplum olarak geçmişimizi unuttuk sağa sola savruluyoruz nereye gittiğimizi bilmeden. Kim olduğumuzu unuttuk... Nereye gideceğimizi unuttuk...
Tatyos efendi öldükten sonra bu bestesine karşılık İSTANBUL' A gelen sevgilisi öldüğünü öğrenince cevaben o da şunları yazıyor Gamzede'sin devân benim Garip kuşsun yuvan benim Çektiğimiz yeter gayri Kaderimsin inan benim Ta'kât yetişmez eleme Bülbül imrenir çileme Bizim şu kara sevdamız kalsın öteki aleme Elbet kadrini bilirim İste canımı veririm Küsme telihine TATYOS Çok durmam ben de gelirim
15 seneden daha fazla. Yaklaşık 20 yıl olmuştur hatta geçmiş bile olabilir. Güzel şarkı, Cansu Koç çok güzel yorumlamış. Yıllardır sıkılmadan dinliyoruz. Ne zaman İstanbul'a gelsem ve fotoğraf çekmek için Çiçek Pasajı'nın içine girsem hemen bu klip gözümde canlanır.
@@mustafaalpay5724 Olsun yine de güzel bir tahmin olmuş. Bende yorumu okurken o yılları gözümde canlandırdıktan sonra kesin kanıya varmıştım. Bu şarkıyı son yıllarda adından söz ettiren Gaye Su Akyol'da güzel yorumluyor. Sevgiler 🙋♂️
Şarkının makamı Uşşak. Ayrıca burdaki gam-zede gamların yıktığı, harap ettiğini belirtmek için kullanılmış. (depremzede gibi) söyleyenler prozodiyi yanlış kullandığından herkes gamze anlıyor. Doğru bölün ßu heceleri gözünüzü seveyim
Hey, hey Hey, hey, hey, hey, hey, hey, hey, hey Gamzedeyim, deva bulmam Garibim, hiç yuva kurmam Gamzedeyim, deva bulmam Garibim, hiç yuva kurmam Kaderimdir hep çektiğim İnlerim, hiç reha bulmam Kaderimdir hep çektiğim İnlerim, hiç reha bulmam Hey, hey Hey, hey, hey, hey, hey, hey, hey, hey Elem beni terk etmiyor Hiç de fasıla vermiyor Elem beni terk etmiyor Hiç de fasıla vermiyor Nihayetsiz bu takibe Doğrusu ömür yetmiyor Nihayetsiz bu takibe Doğrusu ömür yetmiyor
Senelerdir bu şarkıyı dinledim. Bunları okumadan önce gamzedeyim derken bir zamanlar sevdiğim kızın gamzesini düşünürdüm. Sanırım artık kendimi düşüneceğim....
(Esen Keske'den alıntıdır) Tatyos Efendi bu eserin sözlerini yazdıktan 1 ay sonra vefat eder, dediği gibi yuva kuramadan göçüp gider bu diyardan, ince hastalığa yakalanır, aşık olur ve sonun başlangıcı olan hikayesi böyle başlar. Tatyos Efendi gün geçtikçe içine kapanır, meyhanelerde onun bestesi çalarken o yalnız başına susmayı tercih etmektedir. Dönemin meşhur yazarı aynı zamanda yakın dostu Ahmet Rasim meraklanır, halinin iyi olmadığı haberini alır, yanına gider derdiğini öğrenmeye çalışır. Tatyos Efendi anlatmaz derdini fakat bestesinden bellidir, bir ahuya tutulmuştur. Dili çözülür Tatyos Efendi’nin şöyle der ; ‘Bir dilberin gamına düştüm, gamzesine düştüm ,tek gerçek onun gamzesidir,kan çanağı gibidir,gören gördüm diye ölür,görmeyen pişmanlıktan ölür.’ (Buraya bir not düşmek isterim Tatyos Efendi şarkıda gamzedeyim derken derbeder, sürekli sıkıntı yaşayan anlamında kullanmıştır kelimeyi, bizim aklımıza yanakta oluşan çukur anlamındaki gamze gelse de.) Ahmet Rasim Efendi bakıyor dostu körkütük aşık; ’Gidelim konuşalım, sanatkar adamsın bestelerin dillerde, hele ki bu son şarkının kendisine yazıldığını duysa o da seni sever belki, evlenirsiniz mesut olursunuz.' diyerek dostunu cesaretlendirmeye çalışır fakat Tatyos Efendi uzaktan sevmenin, platonik aşkın, karşılıksız sevmenin cazibesine kapılmıştır. Tatyos Efendi; ’Benim gibi çulsuz, yalnız, unutulmuş bir bestekarı kim sevsin,bugüne kadar kim sevdi.’ diye dertlenirken meyhaneye dönemin külhanbeylerinden Arap Abdullah gelir, rica eder gamzedeyim şarkısını Tatyos Efendinin ağzından duymak ister, okur meyhanedekiler kendilerinden geçer, Ahmet Rasim Efendi ortak dostlarının derdini Arap Abdullah’la paylaşır. Tatyos Efendi şöyle anlatır durumunu; Kim olduğunu bilmiyorum ama evini biliyorum diyor her gece eve giderken görüyorum onu o da beni görüyor. Bu sözlerden sonra Arap Abdullah şaşkın bir şekilde karşılık veriyor; Orada kimse oturmaz, oranın ışıkları yanmaz, yıllar önce Madam Bella diye birisi orada bir meyhane işletirdi şimdi yok öldü, gitti der. Tatyos Efendi inanmaz söylenenlere; ’Gidelim bakalım ,sizde göreceksiniz orada biri var,her gece beni bekliyor bende ona tutuldum’. Bu sözlerin üzerine gidip bakarlar, Tatyos Efendi bakın orada işte görmüyor musunuz der fakat yanındaki ne Ahmet Rasim Efendi ne de Arap Abdullah kimseyi göremez. Aslında bir hayale aşık olmuştur Tatyos Efendi, konuyla alakalı farklı rivayetlerde vardır, inanılması güç, önümüzdeki günlerde kağıda dökeriz onları da, fakat gerçek olan Tatyos Efendinin yaşadıklarıdır, hissettikleri ve kağıda döktükleridir. Bazı duyguları hissederek yaşarsanız karşınızda ki bir hayal bile olsa, gerçek bile olmasa, siz onu gerçek bir hale getirebilirsiniz ve yüzlerce sene yaşatabilirsiniz. Herkesin hikayesi kendi yüreğinde başlar, kendi yüreğinde biter… Ahmet Rasim Efendi eseri şöyle özetlemiştir; Gamzedeyim şarkısı Tatyos’un ömrünün hasılasıdır, yani neticesidir.”Koca bir ömürü bir şarkıya sığdırmak … (Esen Keske'den alıntıdır)
gam'zedeyim deva bulmam. gamze deyince surattaki çukur değil gam ve keder sahibi olan gam zede dir. yeni nesil size söylüyorum yanlış anlamayın büyükler zaten bilir
bu da dogru ama yeni bi yorum ben dinlemzdm eletro muzik yorumla birlesince daha aktif olmus yenilenmis zeki mureni ve muzeyyen senarida sollamis onlarda hep iyi olack diye birsey yokki tokoz dedigin icinde tesk atif olmus helal
Şuan 06.26.2023 saat :01 20 sevdiğim adamla bugün tekrardan beyaz bi sayfa açtık unutalım herşeyi tekrardan barışalım dedik anladık ki ne kadar da kaçsak birbirimizden kader hep birleştiricek bizi sevgilim bu şarkıyı attı bana dinleyerek uyu dedi yıllar sonra bu şarkıyı dinleyip çocuklarımızla bu yorumu okumayı nasip etsin rabbim seni herşeyden herkezden çok seviyorum tuna iyiki hayatıma girdin sevgilim iyiki benim oldun iyiki seni tanıdım nice iyikilerimizin olması dileğiyle bitanemm. 🩶
Bilmiyorum ama aranje çok sağlam olmuş özellikle bateri sağlam çalmış ataklar ii geliyo ve bass on numara yürüyüşler falan sololar elektro bağlama herşey on numara ellerinizle sağlık emeği geçen herkese
Taytosun efendinin muhteşem eseri yüzyıldır zevkle dinleniyor. Bir yüzyıl daha dinlenecek kalitede. Sanat ve sanatçı eskiden emekle oluşurdu günümüzde hazıra konmanın kopyacılığın emek hırsızlığının üretebildiği tek bir kayda değer eser yok.
Bende bunu eskiden çok dinliyordum .az önce Akıncı dizisi izliyordum bu şarkı başka birisi söylüyordu orda aklıma geldi ama hangi sanatçı söylüyordu diye çikaramadım sabahtan düşünüyordum. yeni şarkının ismini yazdım ancak öyle hatırladım bu şarkıyı söylüyen cansu koçtur😃😃
HÜZÜNLÜ BİR AŞK HİKAYESİ ; GAMZEDEYİM DEVA BULMAM...🎻 Tüm şarkıların bir hikayesi vardır... "Gamzede’yim Deva Bulmam." Şarkısı da bu tür şarkılardan biridir... Hemen belirtelim, Gam-zede, üzüntü sebebiyle kötü duruma düşmüş anlamındadır. Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendi’nin kendi cemaatinden çocukluk aşkı bir sevdiği varmış. Aile o tarihlerde Erivan’a göç ettiğinden evlenememişler. Aradan uzun seneler geçmiş Tatyos efendi evlenmiş çocukları olmuş ancak kadın hiç evlenmemiş ve bir gün İstanbul’a dönmüş. Bunu öğrenen Tatyos Efendi sözlerini de yazarak bir eser bestelemiş... Kısa zaman sonra Beyoğlu’nda bir meyhanede gece nihayete ererken birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken birlikte oturdukları Vasili ve Ahmet Rasim Bey de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıyı ilk defa söylemiş... Gamzede’yim deva bulmam, Garibim bir yuva kurmam, Kaderimdir hep çektiren, İnlerim hiç reha bulmam. Elem beni terketmiyor, Hiç de fasıla vermiyor, Nihayetsiz bu takibe, Doğrusu ta'kât yetmiyor. Ehl-i dilin yoktur kadri, Uğraşma gel Tatyos gayri, Eserin çok kıymetin yok, Git talihine küs bari... Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur... Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar... Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hânende ne sâzende kalıyor... Şarkıyı besteledikten bir ay sonra Tatyos Efendi vefat ediyor naaşı kilisede iken otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim’in yanına üzerinde "Tatyos ile birlikte defnedilecektir..." yazılı bir zarf bırakıyor... Yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilecek zarfın içinde şu dizeler yazılıdır; Gamzede'sin devân benim Garip kuşsun yuvan benim Çektiğimiz yeter gayri Kaderimsin inan benim. Ta'kât yetişmez eleme, Bülbül imrenir çileme. Bizim şu kara sevdamız, Kalsın öteki aleme. Elbet kadrini bilirim, İste; canımı veririm. Küsme talihine Tatyos Çok durmam ben de gelirim...
Gamdan kederden üzüntüden yeisten ve yahzenün olmaktan kurtulmanın tek tek ve tek yolu allaha ölmeden önce ruhunu ulaştırmayı teslim etmeyi sadece dilemektir istemektir içten bukadar gerisini allah onun adına yapar kainat karşı gelsede kurtuldun bitti.🤗🤗🤗😀
ya arkadas , boyle muzik tonaji , sesi , sozu su anda bulabilirmisin 2020 de !! cansu koc benim icin cok buyuk bir referans ve her zamanda kalacak . 2020 de halen bikmadan dinliyoruz .. arabada , evde ... her yerde !!
Çok derin nefes isteyen bir şarkı barış Manço bile zorlandığı bu güne kadar cansu koçtan daha iyi Okuyan olmadı Müzeyyen Senar diyebilirsin ben beğenmedim Gırtlakta yüksek sesi verenleri seviyorum
GAMZEDEYİM DEVA BULMAM Tüm şarkıların bir hikayesi vardır. "Gamzede’yim Deva Bulmam" şarkısı da bu tür şarkılardan biridir. Hemen belirtelim, Gam-zede, üzüntü sebebiyle kötü duruma düşmüş anlamındadır. Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendi’nin kendi cemaatinden çocukluk aşkı bir sevdiği varmış. Aile o tarihlerde Erivan’a göç ettiğinden evlenememişler. Aradan uzun seneler geçmiş Tatyos efendi evlenmiş çocukları olmuş ancak kadın hiç evlenmemiş ve bir gün İstanbul’a dönmüş. Bunu öğrenen Tatyos Efendi sözlerini de yazarak bir eser bestelemiş. Kısa zaman sonra Beyoğlu’nda bir meyhanede gece nihayete ererken birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken birlikte oturdukları Vasili ve Ahmet Rasim Bey de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıyı ilk defa söylemiş. Gamzede’yim deva bulmam, Garibim bir yuva kurmam, Kaderimdir hep çektiren, İnlerim hiç reha bulmam. Elem beni terketmiyor, Hiç de fasıla vermiyor, Nihayetsiz bu takibe, Doğrusu ta'kât yetmiyor. Ehl-i dilin yoktur kadri, Uğraşma gel Tatyos gayri, Eserin çok kıymetin yok, Git talihine küs bari. Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur. Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hânende ne sâzende kalıyor. Şarkıyı besteledikten bir ay sonra Tatyos Efendi vefat ediyor naaşı klisede iken otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim’in yanına üzerinde ‘Tatyos ile birlikte defnedilecektir’ yazılı bir zarf bırakıyor. Yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilecek zarfın içinde şu dizeler yazılıdır; Gamzede’sin devân benim Garip kuşsun yuvan benim Çektiğimiz yeter gayri Kaderimsin inan benim. Ta'kât yetişmez eleme, Bülbül imrenir çileme. Bizim şu kara sevdamız, Kalsın öteki aleme. Elbet kadrini bilirim, İste; canımı veririm. Küsme talihine Tatyos Çok durmam ben de gelirim. Alıntı
eskiler başka arkadaşlar açık söylüyorum 80 doğumlular sonrası ruhsuz içi boş hurma kütükleri gibi bir hayat yaşıyorlar sadece maddiyat ve geçici dünya zevkleri.işin garip tarafı 80 öncekilerde kayboldu eski büyükler ezildilermi yenildilermi neredesiniz be insanlar bi akıllı telefona yıkılıp gittiniz be
Lise sınavına hazırlanırken hasbelkader duymuştum Cansu Ablanın bu şarkısını. Sonra pek duyamadım ve kaybolmuştu aklımdan. İnternet yayılınca bulmaya çalıştım ve bulduğumda da bırakmadım. Her nerede dinlesem "Bu şarkı benim hayatım." diyorum. Şimdi 28 yaşındayım ve kız çocuğum olursa adını Gamze koyacağım. Kalbimin ve ruhumun deva bulmadığı günlere nazire yaparcasına... Tatyos Efendi'nin ruhu şad olsun. İlt aşkkım Cansu Koç'u da Allah'ım korusun.
Hey, hey! Hey! Hey, hey hey! Hey, hey hey! Gamzedeyim, deva bulmam Garibim bir yuva kurmam Gamzedeyim, deva bulmam Garibim bir yuva kurmam Kaderimdir hep çektiğim Inlerim hiç reha bulmam Kaderimdir hep çektiğim Inlerim hiç reha bulmam Hey, hey! Hey! Hey, hey hey! Hey, hey hey! Elem beni terk etmiyor Hiç de fasıla vermiyor Elem beni terk etmiyor Hiç de fasıla vermiyor Nihayetsiz müteakiben doğrusu ömür yetmiyor Niyahetsiz müteakiben doğrusu ömür yetmiyor
2004 lüyüm ve evet cansu koç cem karaca barış akarsu haluk levent haramiler ve daha pek çoğunu dinliyorum çünki kaliteli eserleri var hepsinin aynen bu şakı gibi keşke yaşıtlarımda bçyle şeyler dinlese kendimi yanlız hissediyorum :(
1- Şarkıyı bir zamanlar zengin toplum katmanlarımızın üretken mâhir mensuplarından Ermeni vatandaşlarımızdan Kemani Tatyos Efendi bestelemiştir 2-"Gamzedeyim" lâfı yanaktaki çukur anlamına gelen gamze değil; derd, keder mânâsındaki "gam" ile bunu yaşayan +zede (depremzede, afetzede vs gibi) sözcüğünün birleşiminden oluşur. Dertliyim, gamlıyım anlamında. 3-Kemani Tatyos hakikaten şarkıdaki gibi "Gam'zedeyim deva bulmam Garibim hiç yuva kurmam" diyip bekâr ve yalnız yaşayıp fakirlik içinde ölmüştür. Tabutu bile zor temin edilmiştir. En meşhur diğer şarkısı da ""bu akşam gün batarken gel"dir. 4-Allah rahmet eylesin--Ermenice ile "Asdvadz hokin lusavore"