Elçi Peşrevi : 1699 Karlofça Barış antlaşmasından sonra yabancı ülkeler ile sık sık elçiler düzeyinde görüşmeler, sözleşmeler, anlaşmalar vs. hızlanmış, bütün bu siyasi grupları arasında değişik katlı mehter takımları da yer almıştır. İşte bu dönemlerin hatırası olarak Mehterhane de özel marş besteler: ELÇİ PEŞREVi, Elçilik Peşrevi sadece törenlerde icra olunan muhteşem bir marştır. ırak makamında ve harbî düyek usulünde bestelenmiş olan peşrev, askeri marşlarımız arasında da seçkin bir yere sahip imiş. O kadar ki oradaki ezgi ve geçişler pek çok Avrupalı musıkî adamlarına parmak ısıtırmış. Özellikle İstanbul'da icra edildiği zaman Osmanlı'nın bütüh ihtişamını omuzlayıp elçilerin ruh hallerine tesir eder ve âdeta görüşmelere Osmanlı lehine zemin hazırlarmış. Evliya Çelebi'ye göre bunu çalan mehter takımında, her biri bir hamam kubbesi kadar olan 150 çift deve kösleri, fil kösleri var imiş. Bayram gün ve geceleri ile saray düğünlerinde bu peşrev, on sekiz devletin elçileri huzurunda icra edilirmiş.Mehter Teşkilatı 1826 inkilabı ile feshedilmiş ve bir daha Türk coğrafyasında Elçilik Peşrevi duyulmamıştır.bizce ilginç olan husus, mehterin tam da altın çağını yaşadığı bir sırada feshedilmiş olmasıdır. Bizim bıraktığımız noktada bu köklü geleneğin mirasına Batılı müzisyenler konacak ve onun melodileri arasından harikalar çıkaracaklardır. Elçilik Peşrevine gelince, onun üçüncü hanesi yaklaşık bir asır sonra Fransız bestekar Georges Bizet'nin (1838-1875) nolu Arléesienne suitinin Farandolu bölümünde ihya edilecek ve musikî tarihine geçecektir. Ama Türk kimliğiyle değil; Fransız kimliğiyle!
Visited Turkey a few weeks ago. It is definitely a great country! The military band performance in front of the Dolmabahce Palace reminds me glories of the Ottomans ruling across the two continents.