Bir konu seçilmiş ve fikirlerini beyan etmesi istenmiş. 14 dakika boyunca kesintisiz, akıcı ve özellikle doğaçlama konuştu ve dinledim. Dinlerken, vücut ve mimik hareketlerinin yanısıra, özellikle sağlam ses tonuyla kelimelere uyguladığı vurgular, konuşmasına olan odaklanmamı asla kaybettirmedi. Konuya has doğru noktalara, yine kendine has olarak, karşısındakinin sadece aklına değil duygularına da dokunarak değindi. Sonuç itibariyle ilgi ve dikkatle izleyip, konuşmasının içeriğinden, zihin ve ruh olarak etkilendim. Samimi ve içten bir aktarımdı. Birinin anlattıklarının diğer tarafta böyle bir yansımaya yol açması, bir hatipte çok az rastlanır bir özellik. Celal Kadri Kınoğlu; çok iyi bir tiyatrocu ve çok iyi bir oyuncusunuz. Bana göre ülkemizde sizin kapasitenizde sanatçı sayısı ne yazık ki çok az. Umarım kariyer açısından hak ettiklerinize sahip olmuşsunuzdur. Sizi youtube'da mütemadiyen görmek dileğiyle esenlikler dilerim.
Ben 31 yaşında bir genç yazar adayıyım. Tiyatro yazmayı çok istiyorum. Sartre okuyorum ve onun kurduğu diyaloglara hayranlıkla bakıyorum. Fakat size ulaşabilmem için önce popüler kültüre hizmet etmem gerek, çünkü Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinden size dokunmam mümkün değil.
@@minecakar6438 Mine hn.Ben de tiyatro yazarlığını çok istiyorum.Kursa gitmek istedim benim bütçemi aştı.Siz kursa mı gittiniz acaba?Arkadaşlar sıfırdan başlamak isteyen birine tecrübelerinizi aktarırsanız sevinirim.
Konuşmanız çok akıcı tonlamanız o kadar dikkatli ki izleyiciyi hiç yormadan, dikkatini farklı yöne çekmeden yada dağıtmadan ve en önemlisi anlatımdan hiç sapmadan o kadar detaylı anlattınız ki . Ben çok güzel bir şekilde sizi anladım. Çok başarılısınız. Tebrik ederim.
Celal hocam merhaba,hayat size hep çömert davranmış.Aynı yıl doğmuşuz benim hayat bana size davrandığı gibi davranmadı,gelecek endişesini yaşayarak büyüdüm,hiç bir zaman boş zamanım olmadı diyorsunuz herkesin kendi hikayesini kendi yazar imkanlar doğrusunda düşünürsek hikayemiz sizinki gibi renkli olmayabiliyor.Siyah beyaz bir hayatımızda sizin gibi bir hayatımız olmuyor.Keyif ve sevgiyle takip ediyorum.
İyi günler celal hocam ben Antalya'da bulunan C Planı Tiyatro ekibinin yazarıyım. Yeni yazmış olduğum Diriler Kitabı isimli oyunumuzun prova, seslendirme ve dekor aşamaları tamamen bitmiş olup sahnelemeye hazırdır. Daha öncede halk eğitim bünyesinde yazmış olduğum Yedi Adımda Görücü Usulü ve Mutlu Yıllar isimli iki oyun sergiledik. Şimdi ise kendimiz C Planı Tiyatro adında bir ekip kurarak Diriler Kitabı isimli oyunumuzu sahnelemek istiyoruz ve bundan gelir elde etmek istiyoruz fakat bir tiyatro salonu nasıl doldurulur, seyirciye nasıl ulaşılır ve reklam çalışması kısmında nasıl bir yol izlememiz gerekir bu konularda bilgi sahibi değiliz ve bilgi edineceğimiz birini de bulamadık maalesef. Sizden ricam bu konuda sizinle iletişime geçip fikirlerinizden ve bize anlatacağınız bilgilerden yararlanmak istiyoruz, bu sizin içinde mümkünse bundan çok mutlu oluruz. Oyunumuz için hazırlamış olduğumuz tanıtım videosu youtube linki aşağıda mevcuttur. Oyunun özeti: Dünya kurulduğundan beri yedinci ve son kez gelen diriler kitabı bu sefer işleri kötü giderek her şeyini kaybetmiş, sadece elektrik sayesinde nefes alıp verebilen kızını bile yaşatamayacak noktaya gelmiş adamımızı seçer. Adamın karanlığın en dibine çakılmak üzereyken zirvedeki aydınlığı görebilmesi için kitabın dediklerini yapması gerekir ama bu hiçte göründüğü kadar kolay olmayacaktır. ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-oYuOfDSys4U.html
Celal Bey retoriğiniz ve sempatinize daima hayran kalmışımdır. Malesef oyuncu yönetiminiz için aynı şeyleri söyleyemem. Reji üslubunuzu oldukça kuralcı, katı, deneysellikten uzak buluyorum. Keşke şu devlet tiyatrosu üslubundan kurtulup biraz alternatif akımları, teorileri ele alsanız. Rusya tiyatrosu da artık avangardın peşine düştü. Sahnede terleyip inlediğimiz, büyük prodüksiyonlar ve büyük alkışlar, galalar, kostümler vs artık yerini başka unsurlara terk ediyor. Çünkü bunlar sürdürülemez. Kurumların ideolojisiyle sanatçılar çatıştıkça ortaya alternatif çıkmak zorunda. Aksi halde takdir edersiniz ki monotonlaşıyoruz, verimsiz hale geliyoruz. Sizin de gözlemlediğiniz gibi oyun yazarlarının sürekli özensizce arketipler ve şablon karakterlere yönelmesi kurum tiyatrolarının durumuyla pareleldir. Yeni yazarları, yeni yönetmenleri çok uzak görmeyin. Ana akımı terkederseniz siz de göreceksiniz ki bunca gösteriş yalnız hamallıktır tiyatro sanatı için. Gençleri sevmek istiyorsunuz fakat şans vermelisiniz onlara... Çizgi dışına çıktıklarında derhal dışlanmamalılar. Özen Yula da artık kendini tekrar eden, klişelere ve arketiplere başvuran bir yazar. Açılın efendim, yeni ufuklar sizi bekliyor. Sizi seven bir dostun eleştirisi kabul edin bunları.
Yav şu oyunculuk işleriyle ilgilenenlerin. Abi çok çalışıyorm çok yoruluyoruz demesi beni öldürüyor. Adam sabah 7.8 de işe başlayıp akşam 10 a kadar çalışanlar ne yapıyor. Yaptığın iş oyunculuk 7 saat oyna sonra kafe bar sizi tüketen bunlar.
@@yasinaltun9079 işin içine olmadığımı nerden çıkardın. İşin içindeyim oradan biliyorum. Haluk Bilginer in söylediği sözü hatırladım. " insanlar neden oyunculuğu kutluyor ki. Babam öldü sahneye çıktım. Sahneye çıkma kardeşim babanın cenazesine git. :)" Kutsalastirma. İşini yap paranı al kayabol git para aldığın iş kutsal değil sadece iş.
@@efeerdemciftci2858 kişinin işini tutkuya dönüştürmesinden bana ne haklısın. peki benim düşüncemden sana ne? Kaç tane oyuncu tanıyorsun kactane oyuncu ortamında bulundun ben on yıli aşkın bu insanların içindeyim bı bok yaptıkları yok. Kendi işini kutsayip digerlerini bilinçaltında boklamanin bir anlamı yok.