Тёмный

Dünyamızı Çevreleyen Duvarlar | Deniz Ülke ARIBOĞAN | TEDxUskudarUniversity 

TEDx Talks
Подписаться 41 млн
Просмотров 8 тыс.
50% 1

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan “Dünyamızı Çevreleyen Duvarlar” başlıklı konuşmasında dünya siyasetini uluslar arası ilişkileri fazlasıyla etkileyen ülkeler arasındaki duvalarların sadece dünya siyasetini değil, insanların ve toplumların hayatını etkilediğine dikkat çekti. Arıboğan was born in 1965 in Istanbul. She graduated from TED Ankara Private High School and later on from Ankara University, Faculty of Political Sciences, Department of International Relations. She received her master’s and doctoral degrees at Istanbul University and completed her studies on International Security Studies of St. Andrews University in Scotland in 1995. She received her associate professorship in 1998 and became a professor in 2003.
After she started her academic career at Istanbul University, she continued her career at Istanbul Bilgi University and Bahçeşehir University. She was the president of Bahçeşehir University between 2007 and 2010. She became a member of Bilgi University’s Board of Overseers in July 2010. She is a member of the 'Global Issues Platform' advisory board and continues her academic work.
Concurrently, Arıboğan is a member of “World Academy of Arts and Sciences” established by Albert Einstein and she is the Dean of FHSS at Uskudar University. This talk was given at a TEDx event using the TED conference format but independently organized by a local community. Learn more at www.ted.com/tedx

Опубликовано:

 

26 мар 2019

Поделиться:

Ссылка:

Скачать:

Готовим ссылку...

Добавить в:

Мой плейлист
Посмотреть позже
Комментарии : 15   
@bernacan6134
@bernacan6134 2 месяца назад
Kutluyorum.Akıcı anlatımınız ve açıklayıcılığınız.Saygılar
@fatihbahceci
@fatihbahceci 4 года назад
Dinlemek yerine okumayı tercih edenler için: Merhabalar. Bugün sizlere bir değişim hikayesi anlatacağım. Ve bu değişim hikayesini dünyamızı çeviren duvarlar metaforu üzerinden tanımlamaya çalışacağım. Çünkü benim hayatımda, aslında tahsil hayatımda kafamdaki bütün o değişiklerin çok önemli bir sembolüydü duvarlar. Üniversite öğrencisi olduğumda dünya üzerinde bir Berlin Duvarı vardı ve bütün uluslaraaası ilişkiler öğretimimi bu Berlin Duvarı üzerinden tanımlanmış ve böyle öğrenmiş ve dünya algılamaya alışmıştım. 1989 yılında Berlin Duvarı yıkıldığında kafamdaki her şey yavaş yavaş değişmeye başladı. Ve bizim olanla birlikte bizim öğrendiklerimiz de değişti,bizim ideallerimiz de değişti, korkularımız da değişti, beklentilerimiz de değişti. Aslına bakarsanız tam bir değişim ortamının içerisinde büyümek, olgunlaşmak, yaşlanmak zorunda kaldık. Bugün yepyeni bir duvar sisteminden söz ediyoruz. Bir zamanlar Berlin Duvarı’nın yıkılışı ile özdeşleştirdiğimiz yeni dünya paradigmasını; bugün başka bir dünyada başka bir duvarın inşası üzerinden yepyeni formatlar içerisinden tanımlıyoruz. Artık konumuz Berlin Duvarı'nın yıkılışı değil, Meksika duvarının dikilişi. Ve bu çok önemli bir değişimin göstergesi. Dünya üzerinde politik yapıda politik mimaride çok ciddi değişikliklerin olduğunu gösteriyor. Artık 1980’li yılların sonunda başlayan o çok optimist iyimser hava, dünya üzerinde çok fazla yaygın değil. Küreselleşmeciler, küresel yönetişimciler, liberalleşmeciler, özgürlükçüler seslerini önemli ölçüde kısmış durumdalar. Çünkü artık bugünün dünyasında insan haklarından, refahtan, sınırları olmayan dünyalardan, küresel bir köye dönüşmüş olan gezegenimizden söz etmiyoruz. Tam tersine sınırları uzaydan bile görülebilen. 3 metreden yüksek duvarlarla tahkim edilmiş, elektrikli tellerle, dikenli tellerle çevrilmiş ülkesel sınırlardan söz ediyoruz. Artık uzaydan bile ülkelerin sınırları belli olabilir hale geldi. Dünya Friedman'ın dediği gibi bundan sonra düz değil;İ aksine Berlin Duvarı yıkıldığında yaklaşık 12-15 arası ülkenin duvar ve çiti varken sınırlarında, bugün tam 77 tane ülke sınırlarını duvarlarla çevirmiş durumda, bir kısmı bu duvarları planlıyor bir kısmı halen yapmış durumda. Aslına bakarsanız amerikadaki bu meşhur üzerinde konuşulan meksika duvarı denilen şey bile 1126 km si tamamlanmış durumda olarak önümüze konuluyor. 2006 Securafence ??? ile George w. Bush zamanında başlatılan bu sınırı ayırma projesi çitlerle duvarlarla tahkim edilmiş haliyle zaten epeyce bir bölümü bitmiş durumda. Bugün neden Trump'ın duvarından bu kadar çok söz ediyoruz? 1987 Yılında Ronald Reagan’in Brandenburg Kapısının önünde yaptığı o meşhur konuşma; “Bay gorbachev (Gorbaçov) Yıkın duvarları, açın bu kapıları” dediği bu konuşma nasıl oldu da Trum’un hepinize kocaman büyük büyük çok güzel bir duvar inşa edeceğim ve bunu da Meksika’ya ödeteceğim söylemin dönüşmüş durumda. Nasıl oluyor da Amerika’da hükümetin kapanmasına kadar gidebilecek olan böylesine radikal bir paradigma değişikliği böylesi bir kuvvetli bir vuruş, sistemin dengesini değiştirecek kadar kuvvetli vuruş nasıl oluyor da hayatımıza birdenbire girebiliyor. Zamanın ruhunu değiştiren bazı şeyler var. Zamanın ruhunu değiştiren şeyler doğal olarak birbirine domino taşı etkisi yaratarak hayatımızın her aşamasına doğru geliyor. Sadece ülkelerin sınırları duvarlarla örülmüyor, zihinlerimiz de duvarlarla örülmeye başlıyor. Bütün dünyası duvarlarla çevrilmiş insanların siyasetten de beklentisi farklı oluyor eğitimden de beklentisi farklı oluyor ekonomiden de beklentisi farklı oluyor. Çünkü psikolojilerimiz farklılaşıyor.
@fatihbahceci
@fatihbahceci 4 года назад
2. zamanın ruhunu değiştirecek ölçüde bireylerin de toplumların da ruh hali psikolojileri değişiyor. Nasıl değişiyor? Aslına bakarsanız o değişim dediğimiz şey Umberto Eco’nun yeni ortaçağ diye tanımladığı bu yeni dünya düzeninde çok eski tarihsel hafızalarımızdan buraya doğru aktardığımız şeyler. Değişim dediğimiz şey bir anlamda bir sosyal regresyon yani geriye çekilme. Bu nasıl oluyor Gılgamış Destanına gidin Gılgamış’ı büyük komutan yapan şey en önemli özelliği Uruk şehrinin çevresini duvarlarla çevirmiş olması Truva’da da duvarlar var Hadrian’da da duvarlar var İsrail’de Jericho duvarları var her yerde duvarlar olmuş zaman zaman. İnsanoğlu annesinin rahminden dışarıya çıktığı anda kendisini güvensiz hissetmiş ve annesinin gövdesine yaslandığında yani duvara sırtını verdiğinde kendini güvende hissetmiş. Ana Rahmi'nin duvarları ile kurulu korunaklı bir ortamdan dünyaya fırlatılmışlığımızın ana Rehabilitasyon Merkezi yuvalarımız olmuş. Kendimize bir mağara bulup için atmışız ya da bir ev yapıp içine girmişiz. Bir dünya yaratmışız kendimize yuva denilen bir dünya yaratmışız. Franz Kafka’nın yuva olarak Türkçeye çevrilen eserinde; bir yeraltı canlısının kendisine yuva inşa etme süreci anlatılır. Tam anlamıyla psikolojik bir hikayedir ve o hikayenin bütününde o yeraltı canlısının o yuvayı yaparken geçirdiği değişik psikolojik süreçler tasvir edilir. Korkar, endişe eder zaten romanda hikaye de şöyle başlar; Yuvamı bitirdim tamamladım sonunda bir şeye de benzedi herhalde. Ama korkusu bitmez Duvarlarla çevirmiştir hayatını bir yuva inşa etmiştir ve ortada bir takım Düşmanlar vardır düşmanın da ne olduğu belli değildir. Ve o yer aldığı canlısı şunu da bilmektedir ben yuvanın dibinde huzur içinde yaşamaya çalışırken düşmanım da bir başka yerden bir yerlerden bir delik açarak bana ulaşmaya çalışıyor olabilir. Bütün psikolojisi budur İnsanoğlu kendini güvende hissedebilmek için kendisini Aslında hapishanelere mahkum etmiştir hapishanede olduğunun farkındalığını da yitirir. Duvarları inşa eder. Önce yuvalarımızın duvarlarını inşa ederiz sonra şehirlere duvarlar inşa etmişizdir ortaçağ boyunca. Sonra ülkelerimize duvarlar inşa etmişizdir. Türkiye'nin duvarları da Akdeniz'de Suriye'nin kıyısından başlayarak Akdeniz kıyısından Suriye sınırı boyunca Irak boyunca devam ediyor İran’a devam devam ediyor, Ermenistan’a devam ediyor. Türkiye bütün sınır hatlarını çevrelemeye başlıyor. Peki duvarlarlar aslında gerçek anlamda bir koruma sağlar mı? Duvar gerçek anlamda bir koruma sağlamayabilir ama bir güvenlik Güvendelik hissi verecektir topluma.
@fatihbahceci
@fatihbahceci 4 года назад
3. Ve siyasetçiler bu hissiyatı kullanırlar. Düşman figürü oluşturulur düşman diye bir şey yoktur düşmanı bir yaratırız bir kere bunu kendi kafamızın içerisinde bir yere yerleştirelim. Düşman soyut bir kavramdır ve siyasetin yani o egemenlik Hiyerarşi ilişkisinin çok ihtiyaç duyduğu bir kavramdır düşman. Düşman olmadan devlet otoritesi bile sağlayamazsınız. İnsanları o toplumsal sözleşme ile bir arada yaşamaya ikna eden şey de birtakım korkuların, düşmanların insan hayatına kast edebilecek olan Soyut düşmanların varlığıdır. O yüzden de Bu sistemin içerisinde çok da verimli olarak kullanılan bir şeydir. Duvarlarımızı inşa etmemizin temelinde bu güvenlik, bu endişe bu kaygı vardır. Bu güvenlik korkusunu peki duvarlar nasıl yok eder. Bütün duvarlar geçilir, tarihte görülmüş türkü bütün duvarlar aşılmıştır. Ama o duvarın orada var olmaya devam etmesi topluma şu mesajı vermeye devam edecektir; “Orada bir yerde bir düşman var onun için de siz çok fazla refahtı, ekonomiydi, eğitimdi, bunlarla uğraşmayın ana meseleniz sizin varlığınızı korumanız. Sizin temel probleminiz düşman ve güvenlik. Başka hiçbir şeyle çok fazla ilgilenmeyin. Bunun üzerinden bütün dünya paradigmanızı, algılarımızı kurgulayın. Duvar düşmanı engellemeyebilir ama kOrkunun sürdülebilirliğini sağlayacaktır. Korkunun sürdürülebilirliği otoritenin egemenliğini ve sorgulamasız olarak kabulünü sağlayacak bunun sürdürülebilirliğini sağlayacaktır. Çünkü duvarlar aslında Sadece düşmanlar için yapılmaz yani sadece dışarıdan gelecekler için inşa edilmez. Böyle söylenir dışarıdan düşman gelecektir, göçmen gelecektir, terörist gelecektir, işçi gelecektir ekonominizi elinizden alacak olan küresel bir takım yatırımcılar gelecektir. Duvarı buna karşı inşa edersiniz. Hep dışarıdan geleceğe karşı inşa ettiğinizi düşünürsünüz ama aynı zamanda duvar içeriden çıkışları da engeller. Bütün duvarlar insanları, içinde yaşayan insanları kendi içlerine doğru kapatırlar. Berlin duvarında da böyle oldu. Temel mesele dışarıdan giriş değil de içeriden çıkışın durdurulması idi. Ve içerden çıkanı durdurmaya çalışmaya başladığınız andan itibaren içeride o insanları sükunet içerisinde tutacak yapıştırıcıları ihtiyacınız vardır Çünkü ondan özgürlük alanını daraltmışınızdır artık. Ne yaparsınız? Onlardaki biz duygusunu ortaya çıkaracak olan otoriteye sorgusuz bir biçimde itaatlerini sağlayabilecek olan konseptler yaratırsınız. Düşman sadece tek başına orada bir yerde bu yapıştırıcıyı sağlamaz aynı zamanda sizi koruyacak olan liderinizi yani başkomutanınızı seçmek zorundasınız. Bütün sistem güvenlik üzerine kurgulanmaya başladığı anda bütün kavramlar bütün algı dünyası da güvenlikleştirilmeye ye başlar. artık insan hakları diye talep ettiğiniz bir hukuk meselesi olmaktan çıkar bir güvenlik endişesine dönüşür. Eğitimde bir takım haklar talep ettiğiniz zaman milli bir davadan vazgeçişe dönüşür. Ekonomide bir şey yaptığınız zaman eleştirmeye kalktığınız zaman ama düşmana hizmet etmek haline dönüşür. Bütün dünyada Zamanın Ruhu böyle böyle oluşturulur ve duvarın içindekilerle dışındakiler arasında çok önemli bir fay hattı oluşturulur. İçerideki herkesin yani o zincirin konsolide tahkim edilmiş ve o zinciri kırmayacak O zaafiyeti göstermeyecek şekilde yapışmayı kabul etmesi gerekir.
@fatihbahceci
@fatihbahceci 4 года назад
4. Başkomutan Lider Artık askerileşmiştir. Sistem Çünkü temel meseleiz güvenlik endişesi dir. bütün liderleri görürsünüz askeri üniformalar giymeye başlarlar. orduları ile ayrı bir ilişki tahsis etmeye test etmeye başlarlar ve bütün dünyada bunun örneklerini yavaş yavaş görmeye başlarsınız. Tarihin her döneminde bu böyle olmuştur. Bir kez duvarın içindekiler kendilerini Biz olarak duvarın dışındakileri de onlar olarak tanımlamaya başladığı andan itibaren artık dünya bütünleşmeci, dostane, barışçıl, gelecekte kurgulanacak olan ekonomik pazarlardan havzalardan ticaretten Turizm'den falan başlayan bir dünya olmaktan çıkar askeri endüstriyel kompleksin damarlarına kan pompalayancak olan o güvenlikleştirme süreci önümüze konur. Artık ekonominin mantığı da değişmiştir sürekli olarak askeri yatırımlar yapılmaya başlanır güvenlik sistemleri kurgulanmaya başlanır. eğitim; doğru vatandaşı tesis etmek için doğru vatandaşı yetiştirmek için herkesi Vatanına milletine bağlı olarak yetiştirebilmek için kurgulanmaya başlanır Zamanın Ruhu artık buraya doğru gitmiştir Bakın İkinci Dünya Savaşı öncesinde de aynı şeyler olmuştur 1. Dünya Savaşı'ndan önce de aynı şeyler olmuştur dünyada önce insanın değiştirilmesi insanın yeri sisteme adaptasyonunu sağlayacak olan düzeneklerin kugulanması gerekir. Biz ve onlar duygusu oluştuktan sonra onlar ne yapar peki biz içeride kendi güvenliğimizi sağlamaya çalışırız. kendi liderimizin baş komutanımızın altında asla zayıf halka bırakmayacak kadar ben kenetlenmeye başlamışızdır. Peki onlar ne yapar? Onlar için bir seçilmiş hedef vardır artık. O duvarı aşmak... Bir yerde bir duvar olduğu zaman insanların temel motivasyonu o duvarın dışında kalan insanların temel motivasyonu o duvarı aşmak haline gelir. O onlar için hayat memat meselesidir hayatlarının ana dinamiğidir. oradan geçip oraya doğru gitmek bakın bugün dünyada 244 milyon göçmen den söz ediyoruz 65000000 mülteciden 10000000 vatansızdan söz ediyoruz. Bu rakam İkinci Dünya Savaşı koşullarından daha ağır rakamlar. İnsanlar bir yerlere gitmeye çalışıyor. Bütün bu düz dünya sırasında, yani sınırları zayıflatılmış saydamlaştırılmış O dünya sırasında İnsanlar bir yerlerden bir yerlere gitmeye çalıştılar o sıralarda göçmendiler. Ama insanlar ne zaman ki duvarlar oluşmaya başladı Ondan sonra mğltecileşmeye başladılar. mülteciler hayatlarını kurtarabilmek, çoluğunu çocuğunu evini barkını bırakarak elinde küçücük bir bohçayla Bütün hayatını, hatıralarını, Anılarını, yaşamını bırakarak bir başka yere sığınmak zorunda kalan insanlardan söz ediyoruz. güvenlik endişesi yaşayan insanlardan. Bunlar Hayatını kurtarmak için bir yerlere sığınmaya doğru gelirken artık o duvarların gerisinde yaşayanlar için yepyeni bir motivasyon vardır eski hayatlarını koruma işlerini korumak statülerini korumak. Onlar da koruma duygusundadırlar. onlar hayatlarını korumak isterken bunlar da hayatlarını korurmak istemektedirler. Ve bu çatışma Aslında duvarların dikilişi için kullanılabilecek çok önemli bir motivasyona dönüşmüştür. Halk yavaş yavaş ne kadar özgürlükçü liberal insani olursa olsun yavaş yavaş bunların meşruiyetine inanmaya başlar ve duvarlı dünya kafamızın içerisinde bir yerlerde yerleşir. Ve peki bu dünyayı bir kez yarattık içindeki insanları konsolide ettik, bütün her şey bütün Paradigmalarımız bu güvenlik endişesi çerçevesinde oluşmaya başladı. Ne oldu da bugün Bunlar olmaya başladı? Neden aniden bütün o küresel düzeni yıktık ve çevremizi Duvarlarla donatmaya başladık.
@fatihbahceci
@fatihbahceci 4 года назад
5. Aslına bakarsanız dünyadaki politik gelişmelerden ekonomik gelişmelerden çok bağımsız olarak analiz edilemez. 2001 yılında 11 Eylül saldırısı ile ortaya çıkan yeni uluslararası paradigmanın 2008 ekonomik krizi ile tamamlanmış olan o uluslararası paradigmanın sembolüdür duvar. ulus-devletin küresel sisteme yeniden dönüşünden bahsediyoruz bir kez ulus-devlet sistemden çekildi dediğimizde geçmiş dönemlerde hep şuna inanmıştık küresel dünya öyle bir dünya olacak ki bütün o devletlerin üzerinde bir yerlerde bütün insanların ortaklaşa itaat ettikleri bir takım normlar değerler sistemi kurulacak, yeni bir evrensel ahlak kodu oluşturulacak hepimiz onun altında birleşeceğiz barış içinde mutlulukla yaşayacağız. Öyle olmadı Küreselleşmenin ve bagajında getirdiği demokrasi ve özgürlük söyleminin aslında bir yerde duracağı belli idi. Çünkü o söylemin; karşısına aldığı ötekileştiridiği esas düşman Ulus devlet mekanizmasıydı. Devletin bittiğinden söz ediliyordu bir dönemler. ulus-devletin yok oluşundan Tarihin sona erişinden söz ediliyordu bir zamanlar. Bugün artık tarihin Geri dönüşümden söz ediyoruz. ulus-devletin sisteme efsane olarak geri dönüşünden söz ediyoruz. Yani Yenidünya paradigmasının Duvarlarla örülü bir düzen içerisinde ulus devletler arasında şekillenmiş ve güçlü bir biçimde küreselleşmeye direnen bir sistem olacağından söz ediyoruz. Duvarlar öncelikli olarak küreselleşmeye karşı dikiliyor devletin kendi kendini savunma Hakkı çerçevesinde geliştirdiği sadece Metafor değil aynı zamanda Somut bir bariyer duvar aynı zamanda bakarsanız. Çünkü ekonomik olarak insanların Mobiletisine karşı ticaretin gelişmesine karşı ekonominin yayılmasına karşı da kuruluyor. Bir yandan bunun liderliğini yapan Çin'e karşı kuruluyor. Amerika aynı zamanda ticari birtakım bariyerler koyuyor gümrük duvarları koyuyor kota duvarları koyuyor. Baktığınız zaman Küreselleşmenin önüne geçebilecek olan her şeyi yapıyor. Çin nasıl bir tek kuşak tek yol projesinin inşa edip 65-70 ülkeyi birbirine bağlamaya ve olağanüstü büyüklükte Bir küresel havza oluşturmaya çalışıyorsa. -Ki bir dünyanın en büyük Komünist Partisi'nin dünyanın en büyük kapitalist pazarını yaratmasın dan söz ediyoruz. kitaplarda yazmayan bir durum bu- Bugün dünyanın liberalleşmesinin Kalesi dediğimiz Amerika; liberalleşme nin bayrağını özgürlüğün bayrağını her zaman Yüzyıllardır elinde tutan Amerika kendi halkına şu çağrıyı yapıyor “Ey Amerikalı vatandaş! Amerikan malı kullan Ey Amerikalı yatırımcı! yatırımını Amerika'ya getir. Ey iş adamı! Amerikalı işçi kullan”. Geldiğimiz nokta dünyanın tersine döndüğü bir dünya... Kafka ile başlamıştık Kafka ile bitirelim bir gün Gregor Samsa uyanıyor ve kendisini bir böceğe dönüşmüş olarak buluyor. Ve hayat ondan sonra öyle gelişiyor. Umarım bu duvarlı dünyanın içerisinde bir yerlerde farkına varmadan bir böceğe dönüşmüyoruzdur Bir sabah uyandığımızda bir yerlerde kendi yuvasını Kazan üstelik de onun içerisinde hapsedilmiş olan birer böcek olarak Hayatımıza devam etmeyiz Çok teşekkür ediyorum.
@yagmurca4201
@yagmurca4201 3 года назад
Hayranlıkla dinledim hocam, sağlığınıza sağlık 🤗
@varsllkyoksulluk8940
@varsllkyoksulluk8940 4 года назад
Reel politik bir dünyada yaşadığımız şu günlerde, gerçeği nasıl görebiliyoruz ve nasıl anlayabiliyoruz buna ragmen yaşamak zor ama imkansız değil.
@whatcat9688
@whatcat9688 4 года назад
Birileri göremediğimiz, hiç bilmediğimiz bir dışarıdan gelip de kontrolsüz bir yıkımla delip geçmeden içimizden. Benliğimiz etrafına ördüğümüz duvarlardan başlamak lazım sanırım yıkmaya. Öz yıkım derken dinamitle patlatmak değil tabii. Kendi benliğimizde düşünce yoluyla dışarıda olup bitene, ötekilere bakabildiğimiz pencereler ve karşılıklı güvenle geçebilmek için kontrollü kapılar açabilirsek eğer biraz olsun huzur bulabiliriz sanki.
@okumanngucu7296
@okumanngucu7296 4 года назад
Bir karıncayı bile incitme kelimesindeki bile karıncayı incitir
@remzigul5321
@remzigul5321 4 года назад
👏👏
@deryaalp78
@deryaalp78 5 лет назад
"Insanoğlu" cinsiyetçi bi kelime !...
@krmgky
@krmgky 5 лет назад
mal cinsiyetsiz bi kelime.
@mormeneksem1688
@mormeneksem1688 10 месяцев назад
​@@krmgkyniye. Ben insan oğlu muyum
@Karahanl-sd9vl
@Karahanl-sd9vl 7 месяцев назад
Yani artık nasıl ön yargılı davranıyorsan onu bilemem yani
Далее
СКАМ НА TWITCH
14:07
Просмотров 236 тыс.
小天使和小丑离家出走#short #angel #clown
00:36
Hibrid Gelecek | Ufuk Tarhan | TEDxSEVAmericanCollege
14:32