bilmiyorum diyor hoca bazı şeylere. o kadar güzel bir cümle ki bilmiyorum. her şeyi bilmeyen falcılık yapmayan sadece bildiği şeyleri anlatan insanlara sahip çıkmamız lazım. Allah uzun ömür versin hocam.
Umudunuz var olacak. Bilim adamları aylardır, bağırıyorlar. Kim dinledi, insanları korudu ki, ümidiniz var oluyor. Canları, malları yılların emek ve çabasını toprağa gömdük. Sahip çıkanımız var mı? Borçlana, Borçlana ev tutmaya çalışıyoruz. Arayıp, soranımız var mı? On binle evde tut, zorunlu eşyalarını da al. Yiyeceğini de al. Kalanını da ister borsada, ister başka yatırımlarla değerlendir. Biraz da kenar da bırak. Harca, harca bitmez ve çok umutluyuz. Şimdi güleyim mi, ağlayayım mı?
Biz Izmirde olarak gerçekten artık depreme bağışıklık kazanmış durumdayız. Yıl içerisinde irili ufaklı çok deprem oluyor hocamızın dediği gibi dünyada 1.sirada
9eylüldeki hocalarımızın izmirdeki faylar hakkında geniş kapsamlı araştırmaları var. bunları sunmak üzere davet etseniz çok yerinde olmaz mı candaş bey
Deprem oluşumlarını daha iyi anlatmak istiyorsanız Ege Denizi, Yunanistan, Suriye ve İran'a uzanan fayları da göstermek iyi olabilir. Sadece Türkiyedeki faylar gösterildiğinde konunun diğer ülkelerdeki bağlantıları çok iyi değerlendirilemiyor.
Candaş bey bir programda Celal hocayla Bursa Yalova Çanakkale İzmit Bandırma gibi Marmara’ya yakın olan kıyısında olan şehirleri sorsanız. Naci hoca da özellikle güney Marmara’dan bahsetti. Tamam İstanbul çok önemli ama zaten hep konuşulacak bir şekilde. Bu şehirleri kimse konuşmuyor. Bu şehirler de nüfus yoğunluğunun fazla olduğu sanayinin yoğun olduğu yerler. En az 5 milyonluk bir nüfus vardır muhtemelen. Keza Maraş da olan deprem hatayı yerle bir etti. Dolasıyla bu minvalde bir yayın çok iyi olur. Özellikle deprem konusuna sürekli değindiğiniz için bu farkındalığınız için teşekkür ederim.
Candaş Tolga Bey, sayın Şengör ile bizi buluşturduğunuz için ve anlattıkları için sizlere teşekkür ederiz. Sayın Şengör Simav'dan bahsetti Simavlı biri olarak ne zaman son depremlere baksam Simav'ın adını görüyorum nitekim 2011'de olan depremin hasar verdiği binaların yıkım çalışması hâlâ devam etmekte. Malesef buralar nüfus bakımından az olduğu için hiç bir siyasinin ilgisini çekmemekte.
Azərbaycandan bu yıl İstanbula öğrenci gibi geleceğim. Ancak deprem tehlikesi beni ve benim gibi binlerce öğrenciyi korkutuyor. Hocamızın bu hakda fikrini sorabilirmsiniz? Allah bütün deptemzedelere yardım etsin. Depremde ölenlere Allah rehmet eylesin. Azerbaycan olarak her zaman yaznınızdayız
Gardaşım, İstanbula değil Ankara'ya gelmeni öneririm. En az İstanbuldaki kadar iyi üniversiteler var hem de TANAP-SOCAR'dan dolayı ciddi bir Azeri gardaş nüfusumuz var. İstanbul kadar güzel değil ama güvende olursun
Güney kısımlar daha tehlikeli, faya yakın; özellikle eski binalar, denetlenmemiş, güçlendirilmemiş kötü binalar kesin yıkılacak. Kuzey taraflarında yeni bir bina daha güvenlidir. İstanbul'un deprem risk haritaları var, bakabilirsiniz.
İstanbul çok konuşuluyor her semt için yorumlar yapılıyor ama yakın iller için de ilçelerin durumlarını konuşur musunuz ? Ben Bursalı bir vatandaşım ve Bursa'nın ilçelerinin de konuşulmasını rica ediyorum !
Ankara rastgele seçilmiş bir yer değil zaten ülkenın en iç kısmında olması savas anında zor elde edilen bir yer yapıyor Anadolu da heryere Esit mesafede tren yolları için güzergah mimarı da almanlardır özel çalışma yapılmış
Arastırıp öyle konuşun bee İstanbulun başkent seçilmeme sebebi osmanlının başkenti olmasıdır ve Atatürk türkiyenin osmanlının devamı olmadığını ve yeni bir cumhuriyet devleti olduğunu belli etmek için Ankarayı seçmistir . Kaynak :Tarih ansiklopedisi 2.seri 23.sayfasında belirtiliyor
@@ufukyalin2384 tabiki çeşitli sosyolojik ve jeolojik nedenleri de vardır elbet mesela Anadolunun hakimiyetini daha kolay elde tutmak ve ulaşmak .. ben sadece baştaki en önemli sebebi söyledim
Video başlığı "riskli ve risksiz şehirler" ama içerik 3-5 tane şehirden bassediliyor. Türkiye deki tüm şehirleri üstün körü soracağınıza adama aynı şehirleri sorup durmuşsunuz. Beklenen bir Marmara depremi var ama Marmara bölgesi hariç heryer konuşuluyor maşallah.👏👏
12:17 10 kez falan izledim :D Allah da uzun ve hayırlı ömür versin hocamıza valla böylesine renkli bir kişiliği çok daha erkenden fark edip kıymetini bilmek gerekiyordu ama geç kaldık
Celal hocam bi daha ki videoya istanbulun zemin haritası ile gelse nasıl olur? Sorduğunuz zaman bilmediği bazı ilçeler var, bu ilçelerde yaşıyoruz ve kesin bi bilgi öğrenmek istiyoruz.
Bence meseleyi hocalarımızın direkt uzmanlık alanı olmayan ama uzmanlarını tavsiye edebilecekleri konuya kadar getirdik. Gerek Celal Hoca gerek de Naci Hoca kısaca Türkiye’nin ortalama deprem büyüklüğünü üç aşağı beş yukarı 6.5-7.5 arası gibi tanımladı. Hem de bölge bölge anlattı defalarca. Ben şahsen ezberledim. Şimdi bu büyüklükte depremlerin de biz 8-11 şiddeti arasında sarsıntılar (zemin yapısına da bağlı olarak) oluşturabildiğini çok acı bir şekilde gördük. Peki bu durumda (1) hangi şiddet aralığında maksimum kaç katlı apartmanlar yapılabilir? (2) Bunların maliyetleri kat/yükseklik başına kaç kat artar ve bunların maliyetler düşünüldüğünde yapılması akla uygun mudur yoksa bazı şehirlerde nüfus yoğunluğu ve katlılık oranına sınır getirilmeli midir? (3) Fay hatlarının geçtiği yerlerde yapılaşma olmalı mıdır yoksa hattın tam üstü boş mu bırakılmalıdır? (4) Deprem sırasında kaçılacak alanlar ne genişlikte olmalıdır ve nasıl inşaa edilmelidir (toplanma alanı, konteynır/çadır alanı, fırın/yemek yeme alanları, temizlik/tuvalet/yıkanma alanı, öğretimin devamlılığı için alan, enerji (elektrik ve doğal gaz) hatları kişi başına göre ne kadar düzeyde olmalı? Bence hocalarımızın tavsiyeleri alınarak bu konularda bizi aydınlatacak konuklar getirilmeli ve bu depremlere nasıl hazırlanmamız gerektiğine dair daha detaylı bilgiler almalıyız. Hocalarımız da bu sırada bizi yerle ilgili gerekirse güncellemeliler (yeni fay hattı veya yeni bulgular, yeni stres dağılımları, yeni deprem beklentileri veya jeoloji bilimiyle ilgili yeni bilgiler). Ayrıca hep depremden bahsetmemeliyiz, burası önemli!!!! ülkemizde SEL, TOPRAK KAYMASI, eğer nükleer enerji gelecekse, NÜKLEER SIZINTI, TSUNAMİ ve ORMAN YANGINLARI üzerine de ayrı ayrı ve aptal olduğumuz için defalarca tekrarlanan programlar yapılmalı. Ben iyi bir izleyiciyim, Candaş Bey. Söz veriyorum sonuna kadar like atıp izleyeceğim. Yeter ki siz her hafta/ay organize edin. Selamlar sevgiler.
Merhaba bu konunun ilgi ve uzmanlık alanıma giren kısmını şöyle cevaplandırabilirim; 1- Aslında bunda direkt sınırlama koşulu koymak yanlıştır zemin-temel-yapı etkileşimi yönetmeliğe ve mühendisliğe uygun bir şekilde yapıldığı sürece kat sayısının çok büyük önemi yoktur. Önemli olan binanın oturduğu zemini iyi bilmek ona uygun temel ve taşıyıcı sistem seçmektir. Ancak GENEL olarak bizim en tehlikeli bulduğumuz kat sayısı '5-10' arasındaki yapılardır zemin periyodu ve rezonans olayından dolayı. bu dediğim genel bir söylemdir tekrar belirteyim. 2- Aslında inşaat maliyeti olarak çok fark etmez ancak arsa maliyeti gibi bir durum söz konusu oluyor. İyi bir jeoloji-jeofizik mühendisliği ekibinde zemin incelemesi yapılıp gerekirse mevcut arsalarda TAKS-KAKS artırımına gidilmelidir(kentsel dönüşüm için diyorum) tabiiki 3-4 katlı yapılar inşa etmek isteriz ancak bunu bütün yurdumuza yaymak biraz ütopik bir yaklaşım olacaktır. 3-Fay hattının tam üzerinde yapılaşma olması zaten mantıksızdır. Fay hattının hemen üstünde ivme değeri-hız-genlik maksimum olabiliyor ancak bizi bu durumda asıl korkutan bu değerlerden ziyade zeminin ayrışması- yanal atılım yapmasıdır. Bunu da önceden öngörmek açıkçası pek mümkün değildir o yüzden fay hattının geçtiği yerin tam üstüne yapmak saçmalıktır.
Hızlı ve özenli cevabınız için çok teşekkür ederim. Umarım Candaş Bey veya ekibinden birileri cevaplarınızı okuyup size ulaşır. Çünkü depremin ne zaman olacağına bilemeyeceğimize göre mantık olarak binaları en üst şiddet seviyesinde çökmeyecek şekilde inşaa ettirmeliyiz. Ve bu zaman kadar yapılan inşaatların ucuza ve çürük yapıldığı kanaatindeyim (tabii satarlarken yaptıkları ucuzlukta satmamışlardır). O yüzden bilgi sahibi olmadan ama fikir yürüterek gerçekten depremin şiddetine maksimum dayanıklı bina yapmanın daha maliyetli olacağını düşündüm. Ama siz aslında daha maliyetli olmayacak projenin doğru şekilde çizilip uygulanması ve yapılması önemlidir diye belirtmişsiniz. Size inanıyorum. Arsa meselesiyse İstanbul için genelde deniz kıyısına yakın güzel semtlerde arazinin pahalılaştığını biliyorum, alan az, insan sayısı fazla, ama şimdi bazı güzel semtlerin (Yeşilköy, Fenerbahçe gibi) ne kadar tehlike taşıdığı duyulduktan sonra aynı derece talep görecek mi bilemem. Ancak Anadolu’da hem nüfus yoğunluğu az hem de arazinin fazla olduğu yerler var. Ben de ütopik olarak düşünüyorum ve insan hayatı için arsa maliyetlerine düzenleme getirilmesi gerektiğini ve insanların sağlıkla barınabileceği düzgün yapılaşmanın olması gerektiğini düşünüyorum. Son olarak da belki de 4-5 katlı binalardan daha yüksek katlı binalar yapmamalıyız inancındayım. Kar odaklı düşünerek ve inşaat sektörünü şişirip 3-5 inşaatçı açgözlü insanlar insanların sırtından büyük paralar kazanacak diye eğip bükmemeliyiz. Son olarak da fay hattı üzerine ev yapılmaması gerektiğini tabii ki ben de çözümlemiştim, ancak Mustafa Erdik hoca deprem sırasında fay hattı yeryüzeyinde 5-10km yanal atım mesafesinde yeni kırıklar oluşturur ve bu kırıkların nasıl olacağı tahmin edilemez dedi (HaberTürk Fatih Altaylı). Böyle bir durumda fayın %100 evinizin altında ayrık veya çatlak oluşturmayacağını ve amacın fay hattı üzerinde bile sağlam kalabilen ev yapmak olması gerektiğini belirtti. Ve tüm şehirlerimiz verimliliğinden dolayı fay hatları üzerine veya dibine kurulu. Yani yine çözüm odaklı soracağım. Şehirleri tamamen fay hattının X km ötesine mi taşımalıyız? Yoksa nerede kurulduysa orada ama tam fayın geçmediği yerlerde yeniden mi yapmalıyız? Bu konuda çok fazla bizlere ütopik gelebilecek ama eğer torunlarımız yaşarsa onların görebileceği kıta hareketlerinden bahsediyoruz. Anadolu’nun Libya’yla birleşmesi ve Ege Denizi’nin yokolacağı gibi. Şimdi bu durumlar da düşünüldüğünde evler kaç yüz senede bir yenilenmeli mesela? Buna göre nüfus miktarları da hesaplanmalı zira Türkiye’nin bir kısmı da dalma batma zoneundan göçerek yokolacak ve yüzölçümümüz giderek azalacak, keza Afrika plağı da güneydoğudan sıkıştıracak yeni dağ silsileleri oluşacak tarım alanları azalacak. Yani bunun gibi bizim yaşayacağımız zaman için anlamsız ama bizden sonra gelecekler için anlamlı olabilecek çok enteresan meseleler var. Her neyse çok uzattım, cevabınız için teşekkür ediyorum, Saygılar.
@@cangulersonmez8886 Şehirleri tamamen fay hattının X km ötesine mi taşımalıyız? Yoksa nerede kurulduysa orada ama tam fayın geçmediği yerlerde yeniden mi yapmalıyız. Şeklinde sorunuza şöyle cevap verelim. Tam fayın geçmediği yerlerde yeniden inşa etmek daha mantıklıdır. Mustafa hoca benim kendime rol model aldığım çok değerli Deprem mühendisidir. Aslında Mustafa hocanın belirttiği şey tam olarak yukarıda açıkladığım şekilde yani biz fay hattının üzerindeki ivme-genlik değerleri maksimum olarak varsayım yaparak tasarlasak bile öngörülemeyen yanal atılımlar oluşturur 5-10 km demesinin temel sebebi ise genelde fay hattı dediğimiz fay çizgisi ve çevresidir bu da yaklaşık (5-10 km civarındadır). Depreme dayanıklı binanın maliyeti hakkında şöyle bir şey diyebilirim size 1.derece deprem bölgesindeki bir X ilinin ele alalım ve 4. derece deprem bölgesindeki Y ilini ele alalım, ortalama olarak yüzde 5-10 arasında bir maliyet farkı çıkar. Yani depreme dayanıklı bir yapıdan kastettiğimiz şey aslında yönetmeliğe %100 uymaktır. Uzun lafı kısası ; liyakat ve bilim bu kavramları özümsememiz lazım artık.
@@cangulersonmez8886 Rica ederim. Aslında direkt kar için malzemeden çalıp yapılan yapıların oranı ve cehaletle inşa edilen yapıların oranı çok yakın.(müteahhitinden-mühendisinden-ustasından-denetime kadar) bir şey olmaz bu kadarcık hatadan deyip es geçilen ufak hatalar bile bu sonuca getirebiliyor bizi.
Bir hükümet düşünün: Bir ülkede ki bütün ilim, bilim, spor, düşünür ve sanat insanları o ülkeyi yöneten hükümetten şikayetçi ise. Bir insan yaklaşık 50 yıllık ömründe ömrü boyunca kulağının işitmediği küfürleri ilk defa o ülkenin hükümetinden duymuşsa. Hükümetin değişmesini isteyen bir gurup insan isteklerinden dolayı o ülkenin yetkililerinden tehdit alıyorsa. Aynı hükümet, 20 yıllık hükümet gibi değil de, 20 aylık bir hükümetmiş gibi konuşuyor, mazeretler sunuyorsa. japonya gibi, kendini bilimle geliştirmiş, halkının hayatını kadere değil, devletin ahlâkî ve erdemli iş güvenliğiyle yaptığı binalarla koruyan, halkının canlı kalmasını sağlayan, 9 noktalık deprem şiddetine kafa tutan japonya ile kendini kıyaslayan bir hükümet değil de, 1999 depreminde ki yokluklarla kendini kıyaslayan bir hükümetse. Bir hükümet düşünün ki bütün hatalarını, yanlışlarını, günahlarını, bizim suçumuz değil muhalefetin suçu deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyorsa. Halkının yardımlarını tekrar halkına satan bir korkunçluk içinde isen bu hükümetin çatısı altında, dünyada görülmemiş bir ahval içindesin demektir.
celal hocam bunlari anlatkrken cok ama cok daha fazla video ile eşlestirirseniz cok sevinirim. celal hocamin yuzunu hergun goruyoruz biraz da eksik cografya bilgimize yogunlasalim
Diyarbakırlı bir depremzede olarak Maraş depremini çok etkili ve şiddetli hissettik .. Bingöl için özellikle 7.0-7.3 uyarılar veriliyor, Maraş depreminde ha yıkıldı yıkılacak dediğimiz binamız heralde Allah korusun Bingöl depreminde yıkılır ..
Daha iyi sorular sorulabilir gibi geliyor. Bu adamı tepe tepe kullanmamız lazımken aynı soru kalıbını tekrar tekrar sormanın pek manası yok. Elinize sağlık, daha çok Celal Şengör lütfen.
Bu adamın jeoloji profesöru olduğunu bilmesem İstanbul'un güzide semtlerinde eski esnaflarından biri sanardim hani dukkaninin önüne iskemle atıp oturan mahallenin babacan insanlara yol gösterici sokaklarda oynayan çocuklara cebinden şeker dağıtan tonton dedesi sanırım yok böyle bir sempatiklik seviyoruz seni tonton profesör amca😄😄
1969 yılında Adapazarı ve kütahya emet 1999 yine adapazarı 1983 yılında Erzincan 197,,, Sivas 2001 de sultandağı 80 ve 90 lı yıllarda Dinar 1999 yalova
Herkes İstanbul diyor ama bir Kocaeli gerçeği de var haritaya baktığın zaman hemen hemen heryer kırmızı. Birde Türkiye’nin en büyük 100 sanayi kuruluşunun 18’i Kocaeli’de
1998 yılında Adana Depreminde Yeşiloba mahallesinde çocuktum. Sokakta Futbol uydurduk ikindi namazı vaktiydi. Camide insanlar dışarı koşmaya başladı ve minare yıkıldı. Fakat o karmaşa da camiden kaçan kimsenin kafasına düşmedi. Çünkü Su an Netflix izliyor gibi gözümün önüne geliyor.
Şu editleri ne kadar güzel yapmışsınız, özellikle harita animasyonları beni benden aldı (!) Celal Şengör'ü getirmişsiniz oraya, birşeyler ayarlayıverin gözünüzü seveyim
Biz Adana'nın kuzey tarafında oturuyoruz. Kayalar üzerinde hatta yan tarafımız Kireçocağı mahallesi diye geçer. Bizim buralarda çok şükür hiç hasar yok gerçekten dedikleri gibi.
Ne kadar degerli bir hocamiz ya cok seviyorum iyi ki varsiniz allah uzun omur versin. Biz bilime hasretiz bizim hasretimizi giderdikleri icin minnettarim
Maraşta yaşıyorum aslen Nurdağlıyım. Sağım yıkım solum yıkım. Dikkat edin Adanalılar. Korkutmak için yazmıyorum bunları. Nurdağında yaşayan teyzeme (evi yıkıldı öğlen depreminde) Verilen konteynerlara düzgün bakın. Bu konteynerler Adana depremi için kalıcı yapıldı. Sizden sonra buraya insanlar gelicek diye uyarı verildi. İnşallah kaybımız fazla olmaz. Dikkat edin kendinize
Daha ne çatlasın hocam diyor. Çpk güldüm. Allahta sizi güldürsün. Celal bey 7ler üstü 8 ler kouşuyor. Yaz gelsede parklarda sabahlarız. Evleri elden geçirmeye gücümüz yok. Keşke zamanında zemin bina kontrolleri yapılsaydı.
Bütün herkes Ankara'ya geldi artık. Ankara daha güvenilir bir yer evet ama bazı deprem bilimciler Ankara'da riskli diyor. Türkiye'nin en büyük 2. şehri ve başkenti olan Ankara'yı ve ilçelerini de yorumlayabilse Celal hocamız keşke. Celal hocamızı Allah başımızdan eksik etmesin
Ankara çevre illerden etkilendiği için riskli mesela Çamlıdere kızılcahamam tarafları kuzey anadolu fay hattına yakın ve kırmızı bölgeler.Bolu'da bi deprem olsa Ankara'yıda etkiler.
Ankara'nın kuzeyindeki KAF üzerinde bulunan büyük faylar kırıldığı için 200 yıl kadar büyük deprem olmaz, Ankara'ya çok yakın geçen fayların da deprem oluşturma süresi çok uzun olduğu için risk düşük gözüyle bakılıyor.
@MELEKMİŞ ADIM hocam emin olun o gün 6 şubat günü yani o depremde gece uyanıktım burada kaç hissedildi bilmiyorum ama osmaniyenin altı hep bataklık olduğu için aşırı hissettik biz ama eminim 7.6 7.8 gibi bir depremde osmaniyede yıkılmayan ev kalmaz her yer dümdüz olur geçmiş olsun ALLAH yardımcımız olsun
Ankara risksiz değil ama görece Türkiye'nin en güvenilir yerlerinden biri. Başkent ilan edilirken güvenli olması dikkate tabiki alındı ama bunun sebebi denize kıyısı olmaması konumuyla vs alakalıydı kısaca savaş durumu gözetildi. Şuan deprem gibi bir felaketle komple yıkılma riskine ve ülkenin zor durumda kalmasına karşın da ne kadar doğru bir karar olduğunu anladım. Başkentin bir depremle yıkıldığını bakanların yönetim kadrolarının kayıp ya da öldüğünü düşünsenize...
Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum ve burada da bir deprem beklentisi olduğunu Naci hoca söylemişti, Celal Hoca hiç Kıbrıs hakkında bir şey söylemiyor, rica etsem Kıbrıs'ı sorabilir misiniz Celal Hoca'ya ?
1999 İzmit depremi öncesiden de depremden çok korkardım. Her gece radyo dinleyerek uykuya dalardım, 1 hafta öncesinde Kıbrıs'da orta ölçekli deprem olduğu haberini dinledikten sonra hemen düzgün pijamalarımı giyip, çocuk aklımca bir (deprem) çantası hazırlamıştım. Şimdi İngilizce Google'da araştırma yapınca 'Cyprus Arc''da deprem riskinin yüksek olduğunu öğrendim. Yani ne yazık ki dikkat, sağlam bina kuralı sizin için de geçerli.
Kıbrıs'ta kalmayin kardeşim Kıbrıs yok olacak demişti seyh Nazım hzleri Recep ayında olacak bu felakette dedi coronayifa bildi i imkanınız varsa taşının
candas abi elinize emeğinize sağlık cok faydalı yayınlar oluyor. Bu programı haritayı sabitleyerek çekseydiniz zihnimizde daha kalıcı olabilirdi.Yine de çok güzel olmuş hocama ve size saygılar
Bizim apartmanı zamanında yapan müteahhit zam yapmış ücrete. Niye diye sorduğumuzda da ilk binasıymış, fazla malzeme kullanmış diye. Zamanında apartmanı yaptıran komşumuzda baya üstüne bakmış. Umarım deprem bir çok bina sağlamlaştırılmadan olmaz.
Tabikide olucak burası en çok deprem olan yerlerden biri. Asıl olarak yapmamız gereken ülkecek önlem almak halkı bilinçlendirmek ve binaları düzgün yapmak.
@@Ardarow Yok ya takılmamak lazım. Böyle deyince Celal hoca müslüman mı oluyor? İngiliz birinin bir Türk'e thank you demesi gibi bir şey. Anlıyorsa sıkıntı yok bence. En önemlisi kötü bir niyet yok ortada.
@@gaziosmanpasalismet2145 Allah belanı versin diyince söyleniyorsunuz Allah uzun ömür versin iyi bir şey diyince de o atesit falan diye başlıyorsunuz bırakın milleti artık