Destansı Aşk Sona mı Eriyor?👨🏻‍🤝‍🧑🏻🏳️‍🌈 "Gizli Anların Yolcusu" Kitap İncelemesi (Part 4 Son) 

ayşe kulin 2012 yılında hormonlu domates tarafından yılın homofobiği ödülünü almış. o dönem verdiği demeçlerde buna çok içerlediğini söylemiş. bildiğim kadarıyla kendisi hala bu kitaptan para kazanıyor. gerçekten eşcinsel insanları umursuyorsa ve bu hislerinde samimiyse, bugüne kadar bu seriden kazandığı telifin bir kısmıyla lgbti+ derneklerine ve stk'lara bağış yaparak samimiyetini kanıtlayabilir. buradan kendisine açık çağrımdır.

Kazıklı maria'nın "İslami çizgi film" yayındaki şeytan kadının protez tırnaklarını yaptırması slayyy☆💅

boraya şu "sonradan görme" karakterini kitabın ortasında vermeye karar vermiş de o karardan sonra da kitabın öncesini düzenlemeye üşenmiş gibi dkgdhalsdkgdlgj omgg 3 ayrı duş jeli vardı hepsini boşalttım!!! ilhami daddy pls balkonumu yaptırr 🙏🙏 yaaaa ilhamiiiiii

bu kitaptaki yemeğe çıkma muhabbeti bir kürt sevdim de ki gülşah ve şahin'in kahvaltı etme sahnelerine benziyor

Yaaa senaryoda Şevket Özsanlinin "karma is a bitch" şeklinde ortaya çıkışına ve İlhaminin onca travma ve drama arasında Hande Yeneri aşağalamasına haykırdım😂

Kendim zengin değilim ama kocam Amerikalı ve dayıları tam bir "only white people are allowed" konseptli golflü, papyonlu bir kulübe dahil olacak kadar zenginler. Bu yaz bu kulüpte brunch'a davet edildik ve "white and rich" amerikalıları gözlemleme şansı elde ettim. Soruna karşılık olarak naçizane birkaç notum: - Sadece o kulübe üye olmak için binlerce dolar veriyorlar her ay. Zengin 101 - bir kulübe üye değilsen yeterince zengin değilsin. - Finans, yatırım bla bla parayla ilgili bir işiniz yoksa "Hmm nice" diyip hemen ilgilerini kaybediyorlar. - Aşırı basic giyiniyorlar. Büyük ihtimalle çok pahalı fakat hiç dikkat çekmeyen kıyafetler. Arabaları da gösterişten uzak. Kullandıkları saat, gözlük, ayakkabı markalarını da ancak bilen bilir. Gittikleri mağazalar genel kamu tarafından bilinmiyor ve bu mağazaların kimisinde ürünlerde fiyat etiketi yok. Etiket olsa da bakmıyorlar zaten. - Sürekli kendi yaptıkları şakalara aşırı sahte ve sesli bir şekilde gülüyorlar. - Kulüp, tatil evi olarak nitelendirebileceğim evlerin olduğu ormanın içinde göl kenarında bir yerde. Kendi beach'i var. Bu yaz beach'de sadece bir (1) siyahi vardı ve bu kişi için "Hmm, we have some colors this summer," benzeri bir yorum yaptılar. - Cimriler. Evlendiğimizde hediye olarak elli (50) dolar, bebeğimiz olduğunda yirmi (20) dolarlık bir zıbın hediye ettiler. Kültürlerine hakimim ve kimse kimseye pahalı hediye vermek zorunda değil ama hiç bir şey vermeseler daha az gözüme batardı. İçimdeki Türk, alışmışım yok yerimizden bile en kötü çeyrek altın vermeye, 50 doları görünce kocamla gülme krizine girmiştik.😂

Hanfendiye uyumlu olsun diye videoyu fransız suflesi yerken , resim çizerken ve egzotik kuşumu severken (sultan papağanı) izledim

Bu kadar sayfalık romanın sonunun İlhami balkonu kapatsaydı Bora ölmezdiye bağlanması beni mahvetti ya o kadar güldüm ki

İpek Ongun'un sürekli Amerika'dan bahsetmesi gibi. Bomboş bir yurtdışı muhabbeti, yazar sanki gittiği yerleri öylesine anlatıyor gibi hissediyorum sşldfkjşlk

yarın üniversite için başka bir şehire gidicem su an dokunsalar ağlayacak gibiyim yurtta ilk günüm olacak . ağlamadan önce bu videoyu izlemek bana iyi gelecek , yaralarımı saracak

Şevket Özsanlı is a travel enjoyer Şevket Özsanlı is thoughtful enough to remember the names of people he sees once Şevket Özsanlı cares about his family Şevket Özsanlı is not interested in other people's private lives Şevket Özsanlı does not manipulate people Be like Şevket Özsanlı Be a champ

Tek yön gerçekten o tarihlerde İstanbul'da olan bir gay bar. Hala var mı bilmiyorum ama yazarın hiçbir şeyi bilmeyip bunu bilmesi beni şok etti.

video başlarında ''video geciktiği için üzgünüm'' dediğinde anlam veremiyordum genelde, bu insanlar manyak mı kızı neden darlıyorlar diye, şimdi anlık takip ettiğim bi seri olduğunda anladım aslfjslkdfjasdklfa of beklemek çok zor bi şeymiş bi sonraki seriyi biriktirip izlicem (dayanabilirsem)

Marianın videolarının tek kötü yanı var o da bitmesi...

Saat 18.00 da kanalı kontrol ettim yoktu hayal kırıklığına uğramıştım, bi hafta daha bekleyeceğiz bu destansı aşkın ızdırabını diye kafada kurdum. Neyse sonunda geldi ama şunu eklemek isterim Kral, dondurucu soğukta nöbet tutan muhafıza sorar: “Üşümüyor musun?” Muhafız: “Ben alışığım Kralım” “Olsun sana sıcak elbise göndereceğim” Ancak, emir vermeyi unutur... Ertesi gün donmuş muhafızın yanında bir not: “Kralım soğuğa alışkındım; fakat senin elbise vaadin beni öldürdü”

Ayşe Kulin pahalı saat pahalı çanta alınmasını saçma bulduğunu söylememis miydi? Galiba hayatını pahalı eşyalar içinde gecirdikten sonra 80 yaşında bunun sacma olduğuna karar vermiş. Üstelik bunlara sahip olamayanları( çok önemliymiş gibi) "ay yazık fakir alamıyor" diye üstten üstten bakıyor insana. Bu Çin- Singapur gezisi de tamamen dönemdaşı İpek Ongun gibi sırf kendisi gezip gördüğü ve bir şekilde anlatmak istediği için kurguya yedirmeye çalışmış ama aşırı gereksiz olmuş. Serra'nın uyduruk bir kompozisyon ile Amerika'da 3 eyalet gezmesi > İlhami'nin uyduruk Çin gezisi ajsjdjjd

singapur olayına geldiğinde bi yandan hak veriyorum bi yandan da nicki minaj tırnaklarınla şu şekil 🤌🏻 olayı açıklamanı dinliyorum resmen büyülendim ahshjss 💅🏻 parlamentodaki dedeler de böyle glam olurlarsa dinlerim ✨😂

Önceden Christian Dior ve Rolex’te çalışan biri olarak söyleyeyim, bu ürünler rich 101 olduğu için, sonradan görme ya da ‘Beyaz Türk’ olsanız bile bunlar must have ürünler. Yanlış anlaşılmasın, bu ürünler ne kadar şık olursa olsun, her gün takılır çünkü, ‘çok kolay aldım, benim için değerli değil’ havasını korumak zorundalar. Rolex saat, Cartier ve Van Cleeef bileklik (en az ikişer tane olması lazım) en az 4 karat tektaş yüzük… liste gider de gider. Bu bahsettiğimiz markalar da, öyle ‘param var istediğimi alırım’ şeklinde olmuyor. Birçok ürün için sıra var ya da varmış gibi yapıyoruz (aylar hatta yıllardan bahsediyorum) Bunlar tabii ki markanın kendisi tarafından verilen direktifler. Birçok lüks marka imza ürünlerini çok zor verir çünkü, sizin markaya sadece o ürün için değil, marka sizi yansıttığı, sizin tarzınız olduğun için alışveriş yapmanızı isterler. Çünkü o ürün bugün 100 tane gelse, 100 ‘ü de o gün satılır (listedeki kişiler sırasıyla bilgilendirilir) bu yüzden bunlara sahip olmak ‘özel’ olarak atfediliyor o çevredeki insanlar için. Hatta Müşteriler bize para teklif edip, daha hızlı almaya bile çalışıyor. Bu yüzden Hermes, geçtiğimiz yıllarda bütün ekibini işten çıkartmıştı İstinye Park’ta.

bora'nın ikinci romanında her şeyi itiraf etmesi beni patlattı BAHDHAHSHAHHS ilhami'nin bu romanı basacağına onu kim inandırmış acaba, özellikle köylü adamla ona ihanet ettiği itirafından sonra

Bora mı diyim yoksa sen mi gerçek ismini söylemek istersin BEDRETTİN

Kitabın hüsamlı bölümünü yazarken ayşe kulin uyuyakalmış ve uyandığıda kitabı yılan hikayesi evraninde devam ettirmeye karar vermiştir.

Tırnakların şu canlı yayında incelediğin zottirik islami animasyondaki şeytan kadınınki gibi AŞIRI SLAY!!!!!!!

Bursadaki Kaynana Cinayetleri kitabı bu kitaba on basar. Lisedeyken okumuştum kitabı. Şu an böyle dinleyince her bir ayrıntıda seninle birlikte ben de çıldırdım. Iıııığğğ diye delirdiğin kısımlarda duygularımız karşılıklı hajajakkjsjsk

Bu kitaptan alinacak en onemli ders: Yurt dışında kaçamak yapacaksan Türklerden uzak dur 😅 Bir de Bora'nin ikinci kitabının ilk sayfalarinda, 'en iyi marka diş macunu' gibi bir tanımlama var ya ona koptum. Tabii Allahın köylüsü nereden bilecek diş macununu, kesin misvakla filan firçaliyordur dişlerini 😅 "Adalet bir kişi için yoksa kimse için yoktur." Bence bu söz her yere yazılmaĺı.

Ayşe kulin ve ipek ongun romanlarını dinledikçe aslında ben de yazar olabilirmişim lan aydınlanması geliyor. Uyumadan önce kafamda kurduğum senaryolar bundan 10 kat daha iyidir karakterleri oluştururken titizleniyorum en azından 😂

41:14 BEDRETTİN ismi bağırttı cidden dbsjsmmshdksldkskdhdkkd neyse Hüsam’ın Bora’yı deadname’lemesi hoş değil yine de

Gap yılı keşke bizim ülkemizde de olsa almanya'da da var mesela. Bizde liseden çıkar çıkmaz nefes bile almadan üniye gitmek var. Bir de birçok yerde mesela okulu kazanıyosun sonra okula bir sene geç başlıyorsun diye biliyorum. Yani bizdeki mezuna kalmak gibi bir durum değil, öğrenciye dinlenmek için fırsat sunmak.

Yav kocam bana ofiste çalışan bir erkekle kitap fuarına gidicem dese benim aklıma bile gelmez aralarında ilişki olduğu hatta sevinirim kadin yok diye ilhami çok kasıyor

İlhamiyi kafamda yalan dünya selahattin olarak hayal etmişim odaklanamıyorum kitaba dfbjsdkslk

1:13:36 bir miim vardı söylemezsem içimde kalacak "Yüzünüze tükürmek isterdim ama siz ona da harder daddy dersiniz" nshshwhshdbeheb

bu kitabı ilk okuduğumda yasım gerçekten çok küçüktü,sanırım liseye bile geçmemiştim.içeriğini de bilmiyordum aslında tamamen eşcinsel temali olduğu için almıstım,o dönem lgbt kavramını ve kendimi yeni kesfetmeye basladiğim için tr'de böyle bir kitap bulmak beni aşırı sevindirmişti.içindekileri bile doğru düzgün hatirlamiyorum aslında ama bana gerçekten asırı kötü hissettirdiğini hatırlıyorum,şimdi sayende ne kadar hakarete uğramıs olduğumu ve neden bu denli rahatsız olduğumu fark ettim gerçekten,ben de derhal kütüphanemden uzaklaştırmak istiyorum şu an😭

Bence pahalı eşya takıntılığı sadece zenginlerde olmuyor, insanda itibar merakı da olması lazım. Thorstein Veblen'e göre "rahatlık sınıfı mensuplarının" (yani çalışmaya veya bir şeyler üretmeye ihtiyacı olmayan sınıf) oluşturduğu yapay bir "gösteriş ve itibar ekonomisi/pazarı" vardır. Ona göre normal fiyatlara satılabilecek eşyaların pahalıya satılmalarının ana nedeni, bu durumun bir itibar getirmesi ve bir sınıf atlama zevki yaşatmasıdır. Ayşe Kulin'i şahsen tanımadığım için kendisi hakkında konuşamam ama İlhami ve çevresinin bu tanıma oturdukları bariz. İlgilenenler Veblen'in "İşsiz Sınıf Teorisi" (Theory of the Leisure Class) kitabına bir göz atabilirler, okurken etkilenmiştim şahsen.

abla zengin değilim ama o zenginlerin aşırı pahalı şeylere olan ilgileri hakkında birkaç fikrim var. bence bu tamamen hayatsızlıktan kaynaklanıyor. biz mesela fakir halk olarak fjwkkckwkd sürekli bir şeyler düşünüyoruz planlar kuruyoruz para kazanmaya çalışıyoruz aynı zamanda hobilerimiz oluyor sürekli bir şeylere çabalıyoruz. ama bu çok zengin tiplerin çabaladıkları aşırı bir şey olmuyor çünkü zaten istedikleri çoğu şeyi elde edebilirler. o nedenle biraz kendilerini zorlamış olabilmek için çok pahalı şeyleri satın alıp, sürekli bunun üzerinde konuşuyorlar çünkü başka hayatlarına katabilecekleri bir yenilik yok. bize çok sığ geliyor çünkü biz zaten böyle bir kültürle yetişmemişiz ve buna özenmiyoruz. hayatta başka çok güzel, değerli şeylerin olduğunu biliyoruz vaktimizi onlara harcamak istiyoruz. ama bu insanların tüm kişilikleri zaten para üzerine kurulu oluyor, başka onları güçlü kılan bir şey yok. ve aslında içten içe boşluktalar; kendilerini güçlü, özgüvenli hissedebilmek için o ellerindeki tek şey olan parayla bir şeyler satın almaya çalışıyorlar. inanılmaz sığ ve ezikçe geliyor bana bütün bunlar.

Çine gidip fotoğraf çekemedim çünkü canon marka fotoğraf makinem yoktu aşkım 😔 köylü gibi telden mi çekseydim

sezon ortasında apar topar yayından kaldırılan türk dizisi finali

Kitabın sonunu yazma parodisi harika 😂😂

beni hiç bu kadar yoran bir kitap olmamıştı. kendim okumadığım hâlde dinlerken bile sinir krizi geçirdim bazen. herkesin karakterin gelişmesi gerekirken geri gidişi beni şok etti. kötü karakterlerin bile içlerinde bir iyilik ortaya serilirken her karakterin dibi görüşü, kurgunun giderek aman bitsin artık moduna girişi sinirlendirdi beni. ayşe kulin ismi yapılmış ama altı bomboş kalmış.

1:03:45 deki ses yüzünden videoyu durdurup telaşla evi turladım benimkilerden biri ağlıyor sanıp. Hepsi sağ salim olunca dışarıya falan baktım ağaçta şurda burda bir hayvan mı kaldı diye, yok arkadaş bulamıyorum. Videoya devam ediyorum ses devam ediyor, seninkilerden biri olduğunu anlamam biraz uzun sürdü Meryem :D İyi ki kediler var ❤️

17 yaşımdayken okumuştum ve durumları o kadar kötü analiz etmiştim ki... İçinde beni rahatsız eden bir şeyler vardı ama ne olduğunu anlayamamıştım. Bir LGBT+ bireyi olarak kitaba "gay kitabı" perspektifinden bakıp bütün iğrençlikleri normalleştirme yolundaydım. Çünkü bize hitap eden içerik bulmak çok zor. Arkadaşlarımla sohbetler ederdik ve okuduğum veya izlediğim şeylerden bahsederdim kimi zaman. İlhami'nin açık ve net bir şekilde iğrenç olan karakterini analiz etmeye çalışmıştık. Kafamızda oturmayan çok şey vardı ki sorun sadece bizden kaynaklı değildi sanıyorum. Bu videoyu yapmanın bana kabul edemediğim bazı erdemleri kazandırdığını kabul etmem gerek. Bunun için teşekkür etmek istiyorum. Videoda bahsettiğin üzere güvendiğim bir arkadaşımla sohbet etmiş gibi oldum. Ayrıca osuruk 🧚‍♂️

Hayır Maria! Geçen gün otobüste biri osurmuş eve varana kadar fakirliğime sövdüm. Bildiğin başkasının osuruğunu içime çeke çeke yarım saat yolculuk yaptım. 😢

offf sonunda final bölümü gerdi artik ilhaminin boşluğunu duymak zorunda kalmicaz

Bu nasil bir son ya resmen tw, intihar ettigi sahnede kanim dondu ve sonrasinda Ilhami'nin intiharina ve odasina bakarken ki verdigi tepkiler ve soyledigi seyleri dinlerken dondum kandim. NOLUYOR YAA??? BU NASIL BIR SONNNNN IMDAAATTT YARDIM CIGLIKLARIIIII

Boranın Kitabı adlı kitapta hikaye Boranın tarafından 1.ağız anlatılıyor aslında kitaplar birbirini tamamlıyor ondan biraz son anlamsız olmuş.Mesela Hüsamla yatmıyor sadece eski defterler açılıyor köyden kötü haberler falan veriyor.

ALLAH NE MURADIN VARSA VERSİN BİR AYDIR İŞ YAPAMIYORUM ARKADA KİTAP YORUMLARINI DİNLEMEDEN ÇALIŞAMAZ OLMUŞTUM

Bir gün oturup gezi olayını kendi gözünden anlatsan, düşüncelerini paylaşsan çok güzel olurdu...

Ayşe Kulin'in övüldüğünü duymuş ama kitaplarını okumamıştım. Bu videolardan sonra okumayı da düşünmüyorum. Olay örgüsünün mantıksızlığı, karakterlerin kişilikleri ve romanın başından sonuna kadar süren tutarsızlıkları, romandaki detayların üzerine yeterince kafa yorulmamış olması beni çok şaşırttı, ismini duyurmuş bir yazardan beklemeyeceğim hareketler. Wattpadd kitaplarında bile daha çok araştırma vardır herhalde.

Ayşe kulinin kibri kitap sayfalarından taşıyor. Sınıfçılığı ve şekilciliği midemi bulandırıyor. Günlük hayatta da İlhami gibi olduğunu düşünüyorum Sadece kendi zevklerini rafine kabul eden, dünyayı tek bir bakış açısı ile gören, sığ düşünceli biri gibi.

Singapur en gelişmiş ülkelerden biri ve gerçekten suç oranı yok gibi bir şey😂

ağdacımın kitaplığında gizli anlar yolcusunu gördükten sonra kendisine eskisi gibi bakamıyorum ağojtopgaoeğg

''Bir insan iki kişiyi aynı anda sevemez mi? 👉🏻👈🏻🥺'' - Deshka Kadrie Ellis Morgan

Şu toplu taşıma olayını farklı bir şekilde ben de yaşamıştım. Tabi yazar toplu taşımaya binlenleri pis fakirler olarak görüyor ama benimki öyle değildi dncmsnc. Küçüklüğümden beri hep arabayla bir yerlere gittiğim için arada arkadaşlarımla çıktığımda metroya, otobüse binmek bana çok değişik hissettirirdi, ama diğerlerinden üstünmüşüm gibi değil aksine diğer insanlarla aynıymışım gibi olduğu için (zaten aynıyız da işte tam anlatamıyorum o hissi) ve bunu bir kere arkadaşıma söylediğimde -ne kadar eğlenceli/otantik hissettirdiğini:- bana her gün böyle gidip geldiğinde eğlenceli olmuyor demişti ve çok garibime gitmişti çünkü kursa gittiğim dönemlerde ben de hemen hemen her gün biniyordum ama yine de eğlenceli geliyordu. O da başka bir ihtimalin olduğunu bildiğin ve buna mecbur olmadığın için eğlenceli geliyor demişti bana.

kitabın sonunu heleley hüleley diye acaleyle yazdıktan sonra verilen HANDE YENER detayına haykırdım ahhahshshjas

Çok keyifli bir bölümdü teşekkürler. Yalnızca aklımda Singapur meselesi kaldı :') singapur pasaportu çok değerli bir pasaport ve singapur zengin bir ekonomiye sahip, yanlış hatırlamıyorsam dünyanın 3 veya 5. zengin ülkesi. Tek kötü yanı biraz baskıcı ve yasaklamalı bir yönetimi var. Güvenlik oranı da fena değil, refah ve dağılım türkiyeden daha iyi. İşçi hakları da gelişmiş ülkeler gibi.

Ay Meryem bu kitap için çok teşekkürler cidden. Doğru dozda mizah, doğru dozda eleştiri ve kitabın boktanlığı birleşince inanılmaz eğlenceli bir içerik oluşmuş. Huzur Sokağı’ndan sonra en çok keyif aldığım kitap bu oldu. Başta sonuçta edebiyat tarihimizde yer etmeyi başarmış, onlarca eser sahibi bir yazar olduğu için kitabı sadece gülünç seviyedeki temsiliyet çabası üzerinden eleştireceğiz sanıyordum ama kitap kurgusunun saçmalığı, bomboş karakterleri ve tembel yazarlığıyla beni şaşırtmayı başardı. Umarım ilerleyen zamanlarda Ayşe Kulin’in başka eserlerini de incelersin. Tadı damağımda kaldı resmen. Son olarak şunu eklemek istiyorum: ✨✨osuruk✨✨

kurguyu ciddiye almaya çalışıyorum ama Ayşe hanım öyle yazmış ki en dramatik sahnelerde bile gülmeden duramıyorum

Meryem Adaline’ın Peşinde kitabını da bu seride inceler misin? Konusuna baktığında bile şok olacaksın

"Geyin son bölümü" 😂😂😂😂

ilhami bana sonradan zengin olan kesim vibeyı veriyor. Yani anlatış tarzı felan misal zaten varlıklı bir ailede doğan çocuk için lüks eşyalar felan normal gelir çünkü onları görerek büyümüştür. Ama ilhami de bu yok sonradan zengin olan belli seçmen kitlesi gibi görgüsüzce anlatması, sonradan sınıf atlamış tv dizi karakteri gibi küçük görmesi buna örnek. Bir de BBC Türkçe de Marmara Üniversitesinin yaptığı bir araştırma var. Araştırma Etiler ve Bağcılardaki çöpleri karıştırarak semt, yaşam karşılaştırması yapıyorlar. Orada da Etilerde yaşayan insanın sofraya getirdiği içkinin lüks olması ama kimsenin görmediği dolaptaki sütünün A101, BİM gibi marketlerden alındığını söylüyor. Kaliteli ve ortalama bir fiyata sahip bir ürün almak yerine aynı kaliteye sahip ama daha fazla bir fiyat ödemek insanları sosyal konum olarak yüceltildiği düşünülüyor. Bu yüzden garip, tuhaf ve değmeyecek şeylere fazla para harcayarak sosyal statülerini yükseltmeye çalışıyorlar

Omg our kweeen blessed us whit another video 🫶🏻

Bence "Bora'nın Kitabı"da gelmeli❤

bu otobüsteki insanları incelediği kısım ve başka kitaplardaki böyle örnekler bana çok ilginç geliyor ve yazar hakkında da çok fazla şey anlatıyor cidden. Burada o insanların çektiği çileyi veya hayatlarının zor olduğunu söylerken aslında baya ben sizi görüyorum demeye çalışıyor kendince yazar ve "enough activism 4 today" diyebiliyor kmdfk ama konuyu ele alış şekli o kadar sığ bir yerden ki insanlara acımaktan öteye gidemiyor. Muhtemelen anladığını falan sanıyor.

Tırnaklarına takılıp adam akıllı dinleyemedim acayip güzel duruyor çok yakışmış tarzınaaaaaa ❤❤❤❤❤❤❤❤

Ayşe Kulin genel olarak böyle bir yazar, Sevdalinka kitabında da aynı aceleye gelmiş son vardı. Bu yüzden okumayı tercih ettiğim bir yazar değil

Bunların banyolu, köpüklü restoranda yemeli şampanyalı datelerinde aşırı hetero kadın date estetiği yok mu ya?

Meryem otobüslerin camları neden bu kadar büyük sence ? Zenginler fakirleri daha rahat görsün diye 😂😂😂crash filmde vardı

Sevgili Meryem, seni yaklaşık 4 yıldır izliyorum. Çoğu videonu birden çok kez izledim, bırtcastteki Erasmus bölümünü yayınladığın gibi izlediğimi heyecanla hatırlıyorum. Şimdiyse Polonya’da erasmusta yurdun ilk gününde izliyorum uzun zamandır beklediğim bu bölümü. Söylediklerin beni çok etkilemişti, erasmustan vazgeçmeyi düşünürken senin sayende farklı düşünmeye başladım. Çok seviliyorsun ❤

Ayşe kulin okumayı çok severdim.Böyle bir kitap ve böyle bir son ile biten bir kitabının olduğunu bilmek gerçekten çok üzücü oldu 😅 Umarım hiç bir yazar iyice araştırmadan bilmedikleri konular hakkında kitap yazıp gülünç duruma düşmezler.Tüm bunlara rağmen senin yorumlarini merakederek izledim.Eline emeğine ağzına sağlık Meryemciğim.Bir sonra ki kitap yorumlamani sabırsızlıkla bekliyorum 🥰❤

O dönemler Ayşe kulinin biyografik romanlarını sevdiğim için abim bana Bora'nın kitabını hediye almıştı. Bende gidip bu kitabı almıştım ve okurken aşırı aşırı rahatsız olup boranin kitabini okumaya başlamadım bile. Ve ben bu kitabi okuduğumda 20li yaşımin başındayken kendimi homofobik bile zannettim. Düşüncelerime tercüman oldun ve 20li yaşındaki bana selam olsun.

36:58 Meryem bunu sorunca zengin olmasam da bu kafaya sahip insanlarla büyümüş olduğum için kendimce açıklamak istedim. Öncelikle bence bu kitabın dilinde sadece zengin olmakla gelmeyen bazı nüanslar var. Tabi ki zenginliğin de katkısı çok ama bu dediğimi daha çok İlhami'nin düşüncelerinde ve ailenin genel eğlence anlayışında çok görüyoruz. Bence Ayşe Kulin'in kitaba sokuşturduğu pahalı şeylerin sebebi sadece parayla büyümüş olması değil, Türkiye'de zamanında "erişimden uzak" şeylere sahip olarak büyümesi (gördüğü eğitim mesela). Bilgisayar Apple marka çünkü başkasını neden alsın ki Apple alabilirken? Saat de aynı sebepten Rolex. Yani pahalı olduğu için değil, en iyisini alabiliyorken neden almasın gibi bir düşünce sistemi, çünkü o en iyisine layık olduğu söylenerek büyümüş ve öbür türlüsünü kendisine (veya karakterlerine) yapacağı bir aşağılama olarak algılıyor. Çin saatini aşağılyor çünkü sadece ucuz değil aynı zamanda dandik (ama kol saati kullanmayan ya da sadece bulunuversin diye kol saat alan birisi neden Rolex alsın ki? Tezgahtan aldığını da aynı sebepten belirtip aşağılıyor). Diktatörlüğü romantize ediyor çünkü biliyor ki "kendi takımına" dokunmayacak bu, kendi kendilerine küçük dünyalarında yaşayıp gidecekler. Sistem sadece altında gördüğü sınıfları cezalandıracak. Bu kafa yapısı tabi ki parasal imkan ile beslenebilecek bir şey sadece, ama bence parasal imkandan ayrı olarak da gelişiyor. Bu insanlar çevrelerini, gittikleri yerleri de aynı şekilde seçiyorlar (Derya'nın saçını boyatıp piercing takmasına da benzer bir yerden rahatsız oluyorlar, çünkü bunları yapınca yaşıtlarına benziyor, oysa onlardan "yukarıda" olmasını bekliyorlar ondan. Aynı ergen problemlerini yaşamaması, aynı kişilik arayışına çıkmaması gerekiyor, çünkü o zaman kendilerinden farklı, başkalarıyla aynı olacak). Bir şeyin kendilerine layık olmasını "erişimden uzak" olması ile tanımlıyorlar, genelde pahalı oluyor tabi bu şeyler. Türkiye'de bu şekilde büyümüş, kendilerine "ele ayağa düşmüş" (yani artık çoğunluğun erişebildiği) şeyleri yakıştırmayan bir grup var. Parasından bağımsız olarak, tamamen sınıfsal bir tarafı var bunun. O dönemlerde bunlara erişmek için şimdiki gibi ultra zengin olmanıza gerek yoktu bu arada, aşağı yukarı üst gelirli olsanız yetiyordu (İlhami kadar saçıp savurmazsanız yani). Bilmiyorum yani ne kadar doğru bir tespit yaptım, ama Ayşe Kulin ve İpek Ongun'un yazdıklarını okurken bazı yaşlı akrabalarımı duyuyormuş gibi hissediyorum, o yüzden böyle insanlarla büyümüş ama aynı imkanlarla büyümemiş biri olarak (çünkü tabi ki her şeye rağmen jenerasyonlar boyunca devam ettirebilmek için ciddi bir sermaye birikimi isteyen bir yaşam biçimi bu) biraz gördüklerimi açıklamak istedim. Bu akrabaları da sevmediğim için Meryem'in tepkilerini görünce çok mutlu oluyorum hehehe

Zengin değilim ama patronumun eşiyle aramızda aşırı iyidir. Hiç böyle değil hatta pahalı çantalar vesaire onlar için çok normal. Çünkü onların hayatında ekstrem bişey değil böyle pahalı eşyalar,normali. Yani çanta dediğimiz şey onlar için 100-200 bin normal. Bunun lafını yapanlar daha çok orta kesim ve kendini kanıtlama ihtiyacı olan kişiler oluyor genelde. Örnek vermem gerekirse Sibil çetinkaya karun kadar zengin hiç aldığı kıyafetin alenen fiyatını ve markasını gösterdiğini görmedim çünkü old money ama duygu özaslan veya ekstrem bi örnek olacak ama dilan polat dhdjdj daha çok markaya önem veriyo çünkü kendini kanıtlamaya ihtiyacı var

Kitapların Murat Soner' i

Selam Maria, Uzun süredir arkadaşsızlık hissiyle boğuşuyorum. Bu gün biraz da olsa arkadaşım olarak gördüğüm kişilerin beni pekte öyle görmediği durumuyla tekrar yüzleşmek zorunda kaldım. Biraz içe dönük biriyim ancak her zaman iyi bir arkadaş olmaya çalıştım , keşke bu iş benim için biraz daha kolay olabilse… Videolarına her zaman yorum yazmaya çalışıyorum ve burada düşüncelerimden , bazen başımdan geçen şeylerden bahsetmeyi seviyorum çünkü seni takip ederken çok eğleniyorum , aynı düşünüyorum . Buradaki insanlarla belli bir görüş birliği içinde olduğumuzu hissediyorum. Yazdıklarımı bu insanların ve senin okuman kendimi bir komünitenin parçasıymışım gibi hissettiriyor. Umarım kendi hayatımda da böyle bir topluluk edinebilirim. Bunun için çabalamaya ve videolarının altına yorum bırakmaya devam edeceğim. 💖💖💖

Meryem, Singapur'la ilgili daha fazla arastirma yapmani dilerdim. Şu an dunyanin en guclu pasaportuna sahip olmasinin yani sira refah duzeyi en yuksek ulkelerden biri ayni zamanda. Ama tabii ki diktatorluk ovmuyorum. Sadece Dubai'den daha guclu bir ulke.

OKUMAYAN GİZLİ ANLARIN YOLCUSU OLSUN AMİN (!) Türkiyede yaşayan bir lgbti+ olarak kitabı yorumluyorum. Kitabın çıkışı çok güzel. Sonuç olarak böyle bir ülkede (edebiyat alanında güçlü bir ismin konuşması çok daha kolay olsa bile) birçok sanatçının konuşmaya korktuğunu biliyoruz. Ancaaaaağk bok gibi bir kitap yazmış yani Google a ibneler yazıp sadece görsellere bakmış gibi. Kitaptaki bütün gayler 'erkekler ile zina yapan erkek' dışında öteye gidememiş. İlhaminin gözünden okuyor ve onun düşüncelerini duyuyor oluşumuza rağmen y@rak kürek bomboş biri gibi. Sürekli "ah bu şarabın tadı beni öyle duygulandırıyor ki kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Çekilebilirsin singapurlu k*le. Beni köylü masum ve nedense çocuğum gibi gördüğüm erkek arkadaşımla yalnız bırak." şeklinde takılıyor. Teyze alooooo bir kafanı çıkar insanlarla konuş 1953 üstünden Bayaa zaman geçti diyesim geldi. (imla hatalarıma takılmayın sn TDK temsilcileri bu dünyada disleksik insanlar da var)

Ağlarken gelen o bildirimin güzeliği iyi ki varsın queenim seni çok seviyorum 💓

13. dakikada buradayım o kadar beklemişim ki edit: kitap serinin hakkını verdi. Çok mutsuzum Ayşe Kulin isminin bu kadar acele bitişli bir kitapta adının geçmesine. Yine eleştirilecek bir kitap olacaktı ama wattpad seviyesinde olacağını düşünmemişti.

Şu an çok şaşırmış olarak yorum yazmaya geldim. Eve nerden geldiğini hiç bilmiyorum ama Ayşe Kulin -Dönüş kitabını buldum. Boş günüm bi bakayım nasılmış dedim ve başladım. 20.sayfalarda Handan ismini görünce bu kadın da hep aynı isimleri karakterlerine veriyo herhalde derken ilerleyen sayfalarda Gizli Anların Yolcusu’nun devamı oldugunu anladım 😆 ne olaylar ne olaylar 😃 onca eleştiriden sonra yazar devamını yazmış. Biliyor muydun Maria’cığım?

Bu videoda ki makyajına saçına tişörtüne (minnie hayranı olarak 💖) ve tabii ki main event tırnaklarına bayıldım cok güzel olmuş 😻😻😻

Singapur cidden dünyanın en güvenli ülkelerinden biri ama.

bildirimler kapalı resmen hissederek geldim, aklıma düştü bir baktım maria yeni bölüm atmış 'telepati'

Filmler ve filimler kanalının barbie filmi hakkında yaptığı videoyu yorumlamanı çok ama çok isterim meryem. Senin de çok ilgini çekeceğine eminim.

Bu saatte, 1 saat 50 dakikalık videoyu nasıl izledim ben de bilmiyorum ama gerçekten videolarınızı izlerken, kitap yorumlarınızı dinlerken çok eğleniyorum ve sanki comfort zone’um buymuş gibi rahat hissedip o video boyunca gerçek dünyadan uzaklaşıyorum. 🥲

Bir haftadır bu kadının podcast lerini dinliyorum ama o kadar aralıksız dinliyorum ki iç monoloğumun sesi bile onun sesine benzemeye başladı. İç monoloğumun başka bir insan olduğuyla yüzleşiyorum şu an

Bu seriye bayılıyorum ya 💕 hikaye anlatıcılığın, seslendirmelerin her şeyinle harikasın aşırı eğleniyorum dldldöd

edanin sadece son 10 sayfa hikayeye dahil olması şaka mi????

Yazarın Hayat: Dürbünümden Kırk Sene kitabında okumuştum, yanlış hatırlamıyorsam İpek Ongun’la Robert Koleji’nden tanışıyorlar ve aynı sınıftaydılar. İpek Ongun’dan edebiyata o zaman bile çok ilgiliydi diye bahsediyordu. O kitabı okumamın sebebi de hastanede yattığım dönem birinin hediye etmesiydi ve sıkıntıdan elime geçen herşeyi okuyordum 😂

Bence bilmiyorum tabi ki bana katılanlar olur mu, ama? Mesela Gece Yarısı Kütüphanesi gibi çok satanlardan düşmeyen kitabı inceleyebilirsin bu kadar abartılmasına gerek var mı belki video bu kadar uzun olmaz ama senin o güzel yorumlarınla harika bir inceleme olabilir mi bu kadar kötü kitaptan sonra bence hakettik.

Son günlerde çok yalnız hissettiğim ve mutsuz gülmediğim bir hayat yaşıyorum ama bu hikaye ve marinanın yorumları ile kahkahalar attım. Özellikle son anlarda ekstra komik bitiş beni çok eğlendirdi. Teşekkürler @KazikliMaria

1 saat 50 dk olduğunu görünce mutluluktan ÇIĞLIK ATACAKTIM. AYAYYYAYYAAY

Kibar plaza boy Bora'nin bir anda gormemis isguzar Bora'ya donusmesi... Bu insan nerde nasil oturup kalkacagini bilen biriydi bir sahnede sak diye butun kisiligi degisti. Bir de fark ettiniz mi hetero olmayan cinssl birlikteligi detaysiz gecerken ordek ve cin mantilari gibi kucuk ve beyaz turk vari noktalari asiri detayli.

Bir podcast'ta Ayse Kulin'e "en cok hangi kitabini" sevdigini sordular, "bora'nin kitabinin yeri bende cok ayridir" dedi...😒 ustelik nefes nefese, vali, adı aylin gibi cok guzel romanlar yazmis birisi olarak!!! Hayalkirikligina ugramistim ya:/

gözlerimi tırnaklarından alamadımmm müthiş olmuşş

Ayşe Kulin ve İpek Ongun zamanının Wattpad yazarı

yurda giderken dinlencek video… saol anne

Yobaz kudurtan tırnaklar harika olmuş ❤ Bu arada konudan alakasız ama partner seçimimi Meryem’in videolarını sevip sevmediğine göre seçiyorum 1,5 yıldır ve hayatımın en sağlıklı ilişkisini yaşıyorum. Toksik, yobaz, siyasal islamcı, kadın düşmanı ilk dakikada hemen kendini belli edip eleniyor demek isteyenlere tavsiyem. Kazıklı turnusolu adını verdim bu yönteme.

Gerçekten ayşe kulin sonlarda o kadar sallamış ki hiçbir şey birbiriyle bağlantılı olmamış akwksmkwldkskd

Kitabın her tarafında mantık hatası vardı fakat sonundaki intihar olayı hayatımda gördüğüm en mantıksız olaydı orada biri ölüyor diğerleri evden çıkıp gidiyor sanki her gün birinin öldüğünü görüyor gibi sabaha kadar ceset orada duruyor Bora niye intihar ediyor intihar mı o bile belli değil bir de bu ünlü bir yazar bu yazdığı iğrenç son ile unutulup gitmeliydi

Ayrı yeten ikinci kitapta selaminin ve edanin çocuğunun okul çıkış trafik kazasında öldüğünü öğreniyoruz. Eda oğlunun öldüğü gün Eda kocasını aldatmış....

Balkon sevdasi > Koltuk sevdasi > Araba Sevdasi

Bu kitap bende Ayşe Kulin'e karşı önyargı oluşturdu