14:35' de bahsi geçen Sezai Karakoç Şiiri: mursiye’de tunus’ta mısır’da kudüs’te mekke’de konya’da malatya’da şam’dayız yolları bir urgan gibi ayağına sarmış muhyiddin’iz güneş hep arkada biz öndeyiz durmamacasına açılmış bir kabiriz surlara işlemiş bir ölüyüz duvarlara geçmiş bir diriyiz başkanın önderin başkentinde bir darağacı var ki onun önünden geçerken bir anda mansur olup asılan muhyiddin’iz hızır olup suda anadolu’da bir ses duyup dönüp duran hızır’ı görüp şems diyen mevlâna olan biz dervişiz kendini kutsal yapraklar gibi uçuşur sanan değil miyiz kitap taşlarını eriten yerine minare hayali kubbe mayası ekleyen hızır hardalından yakılar hazırlayan saralılara vaktin delirmişlerine sirenlerin sesinden eflâtun büyüsünün yankısından kurtaram kitaplarını kâbe yüzüğüne çeviren bir site kuran sabah yelinden bir uygarlık secdeden kütüphaneleri meleklendiren muhyiddin’i arabi değil miyiz doğu ankası batı ankası ş harfiyle uzlaşan s sesi yeni bir vakit alfabesi hızır’ın kelime denetçisi şifre bağlayıcısı gelecek zaman fiillerinin uzmanı saatin anlamı ayasofya şelâlesi işte size birkaç görünüş ak kara dünyasından muhyiddin’in