🍁"iman edip de hicret edenlerin, Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad edenlerin Allah katında dereceleri çok büyüktür. İşte umduklarını elde edenler de onların ta kendileridir."🍁(9/Tevbe, 20)
🌿Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: "Ben Müslimlerdenim/şirki terk ederek tevhidle Allah'a yönelen kullardanım." diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?🌿 (Fussilet suresi/ 33)
🍁Buhari'nin rivayeti de şöyledir: "Bir adam: 'Ya Rasulullah, bana cihada denk bir amel gösterseniz' dedi. Rasûlullah da:'Ona denk olabilecek bir amel bulamıyorum ki buyurdu, sonra: 'Mücahid savaşa çıktığı zamandan başlayarak mescide kapanıp durmadan usanmadan namaz kılmaya ve aralıksız iftarı açmadan oruç tutmaya güç yetirebilir misiniz?' buyurdu. Bunun üzerine soruyu soran kişi: "Buna kim güç yetirebilir ki' dedi." 🍁(Buhari, Cihad)
🌿Ebu Hureyre'den şöyle bildirilmiştir: "Rasulullah'a: Allah yolunda cihada denk hangi iş vardır? diye soruldu. "Ona denk ibadet yapmaya güç yetiremezsiniz buyurdu. Ashab aynı soruyu iki üç defa tekrarladılar. Resulullah her defasında, "Ona denk ibadete güç yetiremezsiniz' cevabını tekrarlayarak şöyle buyurdu: Allah yolunda cihad eden kimsenin benzeri, gündüzleri oruç tutan, gecelerini namaz kılıp Kur'an okumakla geçiren ve Allah'ın ayetlerine gereğince itaat eden ve Allah yolundaki mücahid dönünceye kadar ne namaza ne de oruca usanmadan ara vermeyip, devam eden kimse gibidir. " 🌿(Müslim, Imara)
@@yenidendogus5437 bu cümlede kullanılır sonuçta Allah CC izin vermezse bu videoyu izleyemezsin Türkçesini söylüyorum Allah'ın izniyle bunuda dinleyin......
@@yenidendogus5437 o zaman sende kullanılabilecek yerleri tek tek belirt bu h r yerde kullanılamaz diyip mutlak bırakmak ilimsizlik ile ortaya çıkan birşey olması gerek...
Şimdiki fasıklarda kalkmış kaloriferli klimalı dairelerinde soguk sıcak demeden Rabbinin kelime si yücelsin die savaşan insanlara dil uzatıyorlar☝️☝️☝️🏴🏴🏴
Allah sizden razi olsun hocam. Derslerinizi sabrsizlikla bekliyorum cok faydali. Allah ilminize bereket versin sevabinizi artirsin gunahlarinizo bagislasin amin acmain
Canım kardeşim. Allah razı olsun. Hem cehennem azabından korkuyorum Allah hatalarımı günahlarımı affetmezse. Ama Allahın merhametinden de eminim. Dünyada seni göremezsekte yakinen. Umut ediyorum inşallah Rabbım bizi cennette karşılaştırır. Ve ben sana canım kardeşim ben seni dünyadayken çok seviyordum diyeceğim. İnşallah. ☝️☝️☝️
Esselamun Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatüh Recep Baltacı hocam bana rica etsem sizinle iletişime geçebileceğim bir telefon numarası verebilir misiniz.Allah sizden razı olsun hocam.
Mümin kardeşimin adını görüp ve ardından terbiyesizce laf söylenmesini pas gecemem, hele ömrününü ilme vermiş, bir çok kitle tevhidi ve tagutu ilk kez ağzından duymuş olan ve hattta şu an esarette olan bir diğer değerli hocayada asla bu şekilde aşanlanmasına göz yumam, Allahtan kork! dilini sahip çık, mahşerde hesabını vermesi zor olabilir ve selam!
Recep hocanın dersleri vidyoları tez zamanda yedeklenmesi gerekiyor. Yeni çıkacak olan sosyal medya yasasına göre istemedikleri isimleri internetten sosyal medya sağlayıcısı kaldıracak .
Selamın aleykum cihat edilebilmesi için ilaki islam devleti olması gerekirmi? peygamber efendimiz sav islam devleti kurduktan sonra cihat ettmiştir. Bu yüzden islam devleti kurulduktan sonra cihat edilmeli diyorlar, bu konuda bize bilgi verirmisiniz hocam Allah için. Selam ve dua ile...
İslam devletini kurmanın şer'i metodu Allah Rasulünün, İslam devletini kurarken takip ettiği metottur. Bu ise üç merhalede oluşmuştur. 1.Kitleleşme, 2.Toplumla kaynaşma,toplumu hazırlama 3.Güç ve kuvvet ehlinden Nusret talebi... Allahın Nusret vermesiyle Medine'de İslam Devleti kurulmuştur. İşte nübüvvet metodu üzere kurulacak hilâfet devletinin metodu budur. Bu ise fikri ve siyasi, kitlesel bir çalışmayla olur. Bunun dışında tepeden inme bir yol, birinci adımı atmadan ikinci adımı atmaktır, bu ise mümkün değildir. Başka bir tabirle atları arabanın arkasına koşmak gibidir..... ---------------------- İSLAM, DEVLET OLMAK İÇİN SAVAŞMAYI EMRETMEZ, DEVLET OLDUKTAN SONRA SAVAŞMAYI EMREDER İlahi hak mücadelemiz de Batıla karşı cihadımız davettir. hakkı batılın üzerine atmaktır. imanın gereği ve davet metodunun bu olduğunu resulün (s)'in 12 yıllık mücadesinde, örnekliğinde görmekteyiz. Cihadı silahtan ibaret zannedenler davetin önemini, mahiyetini kavrayamaz. Kur'an'da resullerin kıssasına baktığımızda ellerine silah almadan önce davet görevlerini yerine getirdiklerini görürüz. Davet toplumu dönüştürmede en büyük silahtır. Davet; batılı, kötülüğü, fesadı yok eder. Bu gercekten büyük sabır ve fedakarlık ister. Müslüman fertler ve kitleler,fiili müdafaa sırasında ise, İslam'ın insani, hukuki ve ahlaki çerçevesini çizdiği meşru müdafaa dışına çıkamaz. Mesela; Hz. Muhammed (s)'in uygulamalarının ve talimatlarının tersine hareket ederek saldırgan olmayan hedeflere, çocuk, kadın, yaslı vs. den oluşan sivillere zarar vermez, İslamın haram kıldığı fiiller sırasında olan teröre başvurmazlar. Müslüman, bu yolla netice elde etmek isterken, tam tersi akıbetle karşılaşabilir. Çünkü menfi yollar Allah'ın rızasını değil, gazabını celbeder. Kur-an'da bu konu şöyle ifade edilir: Şüphesiz Rabbin onların her birine, yaptıklarının karşılığını tastamam verecektir. Şüphesiz Rabbin onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O yaptıklarınızı hakkıyla görür. Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez. Hud/111,112,113 ''Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.'' Konusu; Allah (c)'ün ortaya koymuş olduğu metot ve adalet üzere olmayı emreder. ''Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar.'' Konusu; iman edenlerde hakkı ve adaleti gözetlesin. ''Zulmedenlere meyletmeyin.'' konusu ise; iman ettikten sonra zulmedenler gibi olup, zulme meyletmeyin. ''Yoksa size de ateş dokunur.'' Kunusu ise; iman edenler, zulme meylederse ateş onlarada dokunacağını bildirir. Böylede yaparlarsa Allah' (c)'ün yardımı da onlara ulaşmaz. Hz. Muhammed (s) davada istikamet üzere olma konusunda aşırı hassasiyet göstermiştir. Bu konuyu siyerler de ve tefsir kitaplarında görmekteyiz. Bugün ki cihad konusunu iyice ele alarak gözden geçirmeliyiz. Yaşanılanlar doğru istikamet üzeremi? diye düşünmeliyiz. Kuran ve sünnete arz etmekte zorunda olduğumuzu unutmayalım. Bulunduğumuz cahiliye topluluğuna silahlı cihad düşünmek doğru değildir. Bu konuları bir heycan üzere değil, İslami metod üzere düşünmek üzerimize farzdır. Dikkat etmezsek ateş bize de dokunur.
Hocam burada kastedilen kılıçtan kasıt , savaşmak elbette , yalnız kılıç ile mi savaşmak , cihadın kelime meali kan dökmekmi yalnızca , kalemle , fikirlede yeri geldiğinde de elbette kılıçla olamazmı , maksadım öğrenmek ,muradım kalbimden geçene değil doğruya iman etmek yalnızca
Selamun aleyküm benim bı sorum olacakti benim bı arkadaşım var bugün. Gelip bana dediki kaza namazı yoktur diye ben günlük 1 günün kaza namazıni kılıyorum kazam çok olduğu için ama arkadaşım böyle konuşunca benbi kuşku düştüm sizden ricam anlatır mısınız kaza namazı varmıdır yokmudur ben şafi mezhebindenim 4 gözle vereceğiniz cevabı bekliyorum
@@HAMZA_3465 Arama Sonuçları Web'den öne çıkan snippet Kadınlar âdet dönemlerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Temizlendikten sonra kılamadıkları namazları kaza etmezler fakat oruçlarını kaza ederler (Buhârî, Hayız, 20; Müslim, Hayız, 69; Ebû Dâvûd, Tahâret, 106; Tirmizî, Tahâret, 97). Her kadının âdet gördüğü gün sayısı eşit değildir
Bê şûphe Allah azze we celle jiwan kesên rêz rêz weka tuğlayan bihevre cî girtiyin û cîhad dikin hez diki. Tû ibadetek ne liser cihadêye cihad bilindahiya mû'mûnaye
“Ey insanlar, düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin! Allah’tan afiyet dileyin. Ancak karşılaşacak olursanız sabredin, bilin ki cennet kılıçların gölgesi altındadır.” (Buharî, Cihâd 156, 22, 32,112, Temennî 8; Müslim, Cihâd 20; Ebu Dâvûd, Cihâd 98) Son cümlesi herkesçe bilinen hadisin hangi şartlarda ve hangi vakitte söylendiği pek bilinmediği gibi, önceki cümlelerinin de pek bilinmiyor olması herhalde dikkat çekicidir. Halbuki, hem söylendiği zaman ve zemin, hem kendisinden önce gelen cümleler, “Cennet kılıçların gölgesi altındadır” hadisine ve dolayısıyla cihad idrakine bir çerçeve çizerek asıl kıvamını vermektedir. Demek ki, Peygamber aleyhissalâtu vesselam için bir gerilimi çözmenin öncelikli yolu, savaş değildir. Bilakis savaş, yani kılıçla cihad, barışçı çözüm içeren bütün seçenekler tükendikten sonra başvurulacak en son çaredir. Nitekim, onun, komutan olarak bir sefere yollarken Hz. Ali’ye verdiği emir de, bu gerçeği bir kez daha teyid etmektedir. Orada da, Peygamber aleyhissalâtu vesselam Hz. Ali’ye, karşılaşacağı müşriklere önce imanı tebliğ ederek İslâm’a davet etmesini emretmiştir. Bu davet reddedildiğinde Hz. Ali’nin komutan olarak yapacağı, yine, savaşa girişmek değildir. Bu durumda, onlar bir barış anlaşmasına davet edilecek; yani kendileri müşrik kalmakla birlikte İslâm’a karşı savaş halinde olmamaları ve yaşadıkları diyarda İslâm’ın tebliğine engel olunmaması istenecektir. Ancak İslâm’ın tebliğine dahi izin vermeyen bir katılık ve karşıtlıkla yüz yüze gelindiğindedir ki, son çare olarak cihad emredilmiştir. Sözün kısası, ilgili hadiste Peygamber aleyhissalâtu vesselam kılıçla cihadı ancak ‘en son çare’ olarak başvurulması kaydıyla övmektedir. Cennet, barışa fırsat tanındığı halde savaştan başka bir yol kalmadığı durumda kılıçların gölgesi altındadır; barışa asla fırsat vermeden doğrudan kılıçlara sarılma durumunda değil… Hadis, diğer taraftan, mü’minlerin sahip olması gereken asıl ruh halinin ne olması gerektiğini de açıkça göstermektedir. Bir savaş ortamında, üstelik cihad için yola koyulup düşmanla karşılaşılacak mahalle gelindiğinde ‘güneşin meyletmesini’ bekleyerek barışa zaman tanıyan, sonra da “Ey insanlar! Düşmanlar karşılaşmayı temenni etmeyin. Allah’tan afiyet dileyin” buyuran kudsî nebî, böylece, mü’minlerden çatışmacı değil barışçı bir ruh haline sahip olmalarını istemekte; onları gerilimden değil afiyetten yana bir duygu durumuna davet etmektedir. Barışa fırsat tanınmalı; savaş için yola çıkılırken dahi, savaşsız bir çözüm temenni edilmeli; kalbler ve zihinler bu yönde çalışmalıdır. Savaş, barışçı çözüm seçenekleri tükendiği durumda kullanılacak son çaredir. Bu durumda dahi, mü’minleri yöneten ana duygu, öfke değil, sabır olmalıdır. Ve ancak bu takdirde, cennet kılıçların gölgesi altındadır.1 Alıntıdır*
Hangi ayette geciyor savaşın diye ona saldırın buna saldırın diye Sizinle savaşanlarla savaşın aşırıyada kaçmayın diye emir vardır ne savşından bahsediyorsunuz hangi ayette emrolunmuş verirmisiniz bu söylediginiz hadisteki emir hangi ayette geçiyor??????