Kimin umurunda AA bizler vatan millet bayrağımız cumhuriyetimiz için varız kim Türkiye cumhuriyetine hainlik ederse hesabını verir söz konusu vatansa gerisi tefferuattir diyen baş komutan Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz
Allahım sana yalvarıyoruz bu nasıl bir kara günleri yaşıyoruz bizleri bu, zalimlerden kurtar ALLAHIM HAKKA, HUKUKA ADALETE HASRET KALDIK ERKEN SEÇİM İSTİYORUZ CHP NİN İKTİDARINI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ NOKTA
@@tulayyilmaz9661Hahaha sizin çapınız bu kadar kendi elinizle seçtiğiniz adamların hepsi satılmış adamlar. Mazallah birde gerçekten iktidar olsalar vatanı batıya peşkeş çekerler.
Güven olmadığı müddetçe insanların bir araya gelip ülke çıkarına el ele vermeleri imkansız. Ama, güven olursa o zaman başka. Güven nasıl sağlanır? Yasalar.! Ve tabiki toplumsal eğitim. Sorumluluk. Yani güven sağlayacak yasalar olacak ve uygulanacak. Herkese eşitçe, adilce ve disiplinli bir şekilde. Yani adalet tesis esilecek önce ki bu 10 larca aene sürebilir ve sonunda tesis edilir. Eğer ki herkes aynı amaçta anlaşırsa. Yani ortada bir sorun var, sorunun niteliği konusunda fikir birliği sağlanır ve nihayette sorunun çözümü konusunda anlaşma sağlanır ve çözüm sağlanır. Şu anda toplum olarak bu konularda çok çok farklar ve engeller var. Yani çok çetin bir mücadele olmadan istenen yere gelmek sadece iyi niyetten ileri gidemez. Churchill in dediği gibi “düzlüğe çıkmak için size kan, açlık ve sefaletten başka bir şey vaat edemem”.
Memduh hoca güzel konuşuyor çok sabırlı hayran oluyorum bir arkadaş yazmış Atatürk'ün tek hatası türk milletine çok güvenmesi belki haklı ama Atatürk halkını milletini gerekden çok seviyordu inaniyorumki bu millet Atatürk'ü mahcup etmeyecek her ne kadar hata olmussada saygılarımla
Bu teyzemizi izlerken agzimdaki lokmayi yutamadim. Boeyle insanlar, vatanseverler oldukca... Cok saygin insan bunlar... Ben buetuen gercek(!) vatanseverleri seviyorum, yunan, rus, hic farketmez. Boeyle insanlar hep iyi yuerekli oluyor, koetueluek gelmez.
İnançlı biri olarak saygı duydum. İnsan dürüst olmalı haram hememeli dini çıkarları için kullanmamalı, devlet malı Beytullah malıdır gün gelir adamın boğazında kalır...
Saygıdeğer Memduh bey emeklerinize yüreğinize sağlık yanlışlara karşı duruşunuza bir defa daha hayranlık duymamak elde değil çok teşekkürler sizin gibi düşünen yazan anlatanların ve size hakettiğiniz değeri verenlerin sayılarının artması güzel günlerin bi an önce ülkemize gelmesi dileğiyle tekrar teşekkürler saygılar sevgiler selamlar 👏🏻👏🏻👏🏻🙏🏻🍀
Memduh Bey bilinçli insan davranışı başlığındaki aşağıda yer alan yazı benim için önemli ve emin olun ben daima buna uygun hareket ediyorum. Hukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer ve bir öğrenciye adını sorar, öğrenci “Ali” diye cevap verir. Öğretmen bir anda, “Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme” der. Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir, neye uğradığı şaşıran Ali de sınıfı terk eder. Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir hiç birinden tek bir ses bile çıkmaz… Hoca sınıftaki sessizlikle beraber ileri geri yavaş yavaş dolaşmaya başlamış bütün öğrencileri şöyle biraz süzdükten sonra, tabi bu arada herkes göz temasından kaçınıyor, başlamış derse. Hoca: “Kanunlar ne için vardır?” diye sorar ve ders başlar… Bir çok cevap gelmiş, bir öğrenci düzeni korumak, diğeri toplumda yaşayan bireylerin hak ve hürriyetini sağlamak için, öbürü yaşam haklarını idame ettirmek, bir başkası devlete güveni, o devletin saygın bir vatandaşı olduğunu göstermek için, bir diğeri her yerde hakkını yasalar çerçevesinde arayacağını bilmek ve devletin vatandaşına haklarını nasıl arayacağını göstermek için… Hoca başka diye tekrar sorunca bir öğrenci de “Adalet için diye cevap vermiş. Bu cevabı verene hoca parmağı ile işaret ederek işte aradığım cevap bu dercesine “peki az önce arkadaşınıza adaletsiz davrandım mı?”, herkeste aynı cevap “evet hocam”. Öğretim görevlisi sınıf kapısını açarak dışarıdaki öğrencisini içeri alır ve teşekkür edip yerine geçebileceğini söyler, herkes bunun bir senaryo, oyun olduğunu anlar. Fakat hoca son sözlerini söylememiştir henüz; “Peki buna hepiniz şahit oldunuz, neden tepki göstermediniz, bir açıklama istemediniz, arkadaşınızın hakkını savunmadınız!? Herkes susar çıt yok. Hoca bakın sevgili arkadaşlar, bu olaydan hepinizin çıkarması gereken bir öğüt var, bunu size 100 saat sınıfta ders versem anlatamazdım der ve son sözlerini söyleyip dersi bitirir. “Asla bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti de olmayın, o yılan bir gün mutlaka sizi de sokacaktır.” “Adaletsizliğe şahit olup göz yuman insanlar haysiyet ve onurlarını kaybetmeye mahkumdur.” “Bir şahsa karşı yapılan haksızlık, herkese karşı yapılmış bir tehdit demektir.” İlk olan yaşanmış olaya konu olarak bağlı olan ikinci bir yaşanmış olay : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Mikrobiyoloji Doktorası almış, başarılı bir bilim insanı olan ve şu anda NASA’da çalışan Dr. Neva Çiftçioğlu Banes’in başından geçen bir olayı, kendi kaleminden okuyalım. “İş ve eş gereği ABD Houston Teksas’ta yaşıyorum. Geçen hafta başımdan geçen ilginç ve gerçekten çok etkilendiğim olay, evime yakın bir postanede gerçekleşti. Yeni yıl hediyesi olarak internet aracılığıyla satın aldığım kol saati paketten camı çatlamış çıkınca, vakit kaybetmeden derhal iade formunu doldurup soluğu postanede aldım. Postaneye girdiğimde 20-25 kişi kuyrukta hizmet bekliyordu. Burada Noel de yaklaştığı için marketten bir ekmek bile alınsa mecburen onlarca insan arkasında sıraya dizilip normalden çok daha uzun süre beklemek zorunda kalınıyor. Hizmet eden sayısı sadece 2 kişi olunca, hele bir de hizmet edenler işinden, canından bezmiş bir suratla ve isteksizliğin yansıdığı süratle iş görünce bekleme süresi sabırları zorlayacak düzeye tırmanıyor. Girdiğim kuyrukta arkama döndüğümde bir 30-35 kişinin daha geldiğini gördüm. “Neyse, en azından ortalardayım” diye sevinme payı çıkardım. Tam 40 dakika sonra sıra bana geldi. Paketi görevliye uzattım, “Adresler üzerinde yazılı” dedim. “Paketi neden bantla kapatmadınız?” diye sordu. Girişteki“Paket içeriğini görmek isteyebiliriz. Lütfen paketlerinizi açık bulundurunuz”uyarısını gösterdim. Sesini yükselterek sinirle “Kapıda ne yazdığını iyi biliyorum. Derhal paketinizi bantlayın” dedi. Sıradaki herkes artık bizi dinliyordu. Yanı başındaki bantı göstererek, “Rica etsem verebilir misiniz?” dedim. Yanıt yine aynı yüksek sesle geldi: “Hayır, o bant bana ait, müşteri kendi bantını kullanacak!” “Yanımda bant yok, sizin bant için para ödesem...” dediğim an görevli hanım sesini daha da yükseltti. 3 adım ötede, bir ayakkabı kutusu büyüklüğündeki, sadece paketleme servisleri için yapılmış 20 dolarlık bantı işaret ederek satın almamı istedi. “15 santimetrelik kutu için bana o bantı aldırmanız size mantıklı geliyor mu?” diye sordum. “Bantı al ve derhal sıranın sonuna geç!” diye bağırırken sinirden kıpkırmızı kesilmişti. Aynı hışımla kuyruktaki bir sonraki kişiyi (“Sıradaki” anlamına gelen) “Next!” diye çağırdı. İşte o an dondum kaldım... Çünkü sırada hiç kimse ilerlemedi. Sıranın başındaki beyefendi, “Şu kutuyu derhal bantlayın ve hanımefendinin işini bitirin önce” dedi. Görevli öfkeyle bağırıyordu: “Anyone else... Next!” 30 kişi yerinden kıpırdamıyordu. İkinci görevliye de gitmiyorlardı. Hizmet durmuştu. Sıradan bir yaşlı bayan, “76 yaşındayım ve dizlerim ağrıyor, ama o bayanın paketini bantlayıp görevinizi yerine getirmediğiniz sürece buradan bir adım atmıyorum” dedi. Görevli elimden paketi sinirle çekip kutuyu benim söylediğim postane bantıyla yapıştırdıktan sonra ödememi alana kadar karmakarışık duygularla kalakalmıştım. Neredeyse ağlamak üzereydim. Sıraya dönüp “Thank you all” (Hepinize teşekkürler) diyebildim sadece... Gülümseyerek el salladılar. Dışarı çıkıp arabama oturunca kontağı çalıştırmadan bir süre park yerinde düşündüm. Herkesin işi gücü var. Nasıl oldu da tek bir kişi “Acelem var” diyerek sıranın önüne atlamadı? Nasıl oldu da onca kişi bir kişiye yapılan haksızlık için tepki gösterdi? O sırada benden hemen sonraki yaşlı beyefendi işini tamamlamış, dışarı çıkmıştı. Arabama yaklaştı, pencereyi açtım. Gülümseyerek kafamdan geçen soruları yanıtladı: “Size yapılan bu yanlış için üzgünüm. Doğada hayvanlar, ağaçlar ve hatta mikroplar birbirleriyle bağ içerisinde hareket ederken biz insanlar birbirimizden çok koptuk. Yanlış, anında tespit edilerek sineye çekilmeden, derhal toplu olarak tepki gösterilmez ise ‘normalleştirilir’. O hizmet eden bayan bir dahaki sefere yanlış yaparken iki kez düşünecek. Biz görevimizi yaptık...” Kendimize veya bir başkasına yapılan haksız bir davranış karşısında korktuğumuz veya başka nedenlerle tepkimizi göstermediğimiz sürece yaşamımızda bizi çok daha kötü günlerin beklediğine kesinlikle inanabiliriz…” Çok şey anlatan bu yazıdan tahminle, bir şey daha eklemek istiyorum. Olayın kahramanları kuyruktaki tüm insanlar olsa da onları harekete geçiren ya da daha doğru bir deyimle hareketsiz bırakan sevgili Neva’nın hemen arkasında duran sonra da arabasına kadar gidip açıklama yapan o yaşlı adam olsa gerek… Bu günlerde bu anlayışa ve onu hayata geçirecek insanlara ne kadar çok ihtiyacımız var!.. İkinci olay hukuk öğrencilerinin yapamadığını yapan bilinçli bir topluma örnek..
Böyle davranirsak zaten gerçek adaleti saglayabiliriz. Ama bizim toplum çıkarcı bencil olunca zor gibi. Bana dokunmayan yilanda olsa kimi sokarsa soksun düşüncesi hasıl.
İşsiz kalan Türk insanı GSS borcu nedeniyle hastahanelerden faydalanamazken elin yabancıları bedava sağlık hizmeti alabiliyor ise vatandaşlar da bazı şeyleri sorgulamalı.
Erken seçim olsa ne olacak ? Yanlış adayla seçime girdiğin sürece istersen her pazar günü seçim yap neye yarar Önce bu işbirlikçi muhalefetten kurtulmak gerekiyor sonra akpnin de Erdoğan'ın da iktidarda tutanı kalmaz zaten
Erdogan şuan 6 Türk devleti ie Türk Birliğini kuruyor! arap biriliği değil! haberin var mı? Öyle oy için Türk düşmanı katil terörist pkk pyd uzantısı partilerle işbirliği yapmıyor! günün gelince aponun heykelini dikeceğiz diyen terörist eşbaşkan selahattin le kahvaltıya gitmiyor yada niye içeride diye şehitlerimize hakaret eden siyasileri gibi davranmıyor! durduğun yeri kimi savunduğunu iyi bil!
Ölenin arkasından kötü konuşmak doğru olmaz ama! bu ülkenin 2. zengini Sakıp Sabancı da öldü! Türkiye ilk defa bir zenginin arkasından ağladı o da Sakıp Sabancı dır. Nur içinde yatsın! Çünkü o halktan biriydi, işsiz memleket insanı için üzülürdü! Tvlerde çok kişi onun miilet için üzüntüsüne şahit olmuştur.
Hocam bunları şeriatla yargılamak lazım hırsızlık yaptıkları ellerini kesmek, namussuzluklarını taşlamak lazım… her yerde her ülkenin istihbarat servislerinde hatta RU-vid ta bile var hatta vekil adayı bi CO vardı hatırlarsınız videosundan dolayı vekil adaylığı kabul edilmedi 3 erkek iş adamı bi arada erkek erkeğe🤦🏻♂️. Dahası 1 ay geçmeden vekil bakan bürokratlar İran’ın acem dilberlerine abone oldu anlat anlat bitmiyor.. muhalefette de cumhuriyet mitingleri düzenleyen genel başkan yardımcısı hırsıza 500 bin dolara kendini sattı yok basın sözcüsü bile yanlış seçim sonuçları ile moral bozmak için rüşveti indirdi cebe… hangisinin pisliğini anlatalım hepsi utanmadan gözümüzün içine baka baka yapıyor haltlarını nasıl bi cehaletten geçiyoruz hırsızlar muktedir hırsızları yakalayan polisler, Suriye’de Libya’da ne işimiz var diyen askerler, yetiştirme yurtlarındaki kızlarımızı zenginlere üst düzey kişilere pazarlayanların peşine düşen gazeteci hukukçular hapiste… gelip sadece teslim almıyorlar güzelim ülkemi… özgürmüşüz gibi hissettirip herşeyimizi somüruyorlar… millette alkışa 3 kuruşluk çıkarlar için devam🤷🏻♂️
Bence yanlis. Bu millet kimdir? Ne mutlu Tuerkuem diyebilendir. Bunlar bunu diyebiliyor mu? Bunlar bu milletten degil... Ama yine de haklisin, Atatuerk bu dincileri gercekten koekuenden kurutacakti, simdi bir de Atamiza laf ediyorlar. Keske yapsaydi, cok guezel bir Tuerkiye olurdu, dinciler, gericiler olmazdi... 🇹🇷🇹🇷🇹🇷