Bu videoda, estetik cerrahi alanında yaşanan tıbbi malpratis davaları ve bu süreçlerde hukuk 'Aydınlatılmış Onam' konusunu ele alıyoruz.
Eser sözleşmelerinin kapsamı, hasta hakları, tazminat süreçleri ve Yargıtay İçtihadı birleştirme Hukuk Genel Kurulu kararlarına değiniyoruz.
Eser sözleşmesinin kapsamı nedir? Hasta istediği sonuca ulaşamadığında mutlaka tazminat çıkar mı? Estetik Cerrahide Hukuk Genel Kurulunun ve istinaf mahkemelerinin bakış açısı nasıldır? Bu soruları Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu kararından alıntılar irdeleyeceğiz.
İlgili kararda; “Eser sözleşmelerini, diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi de sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici yani hekim tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Adli Tıp Kurumu raporlarında, davacının burnunda çökme, burnun sola deviye, burun deliklerinin eşit olmadığı gibi sorunların halen devam ettiği belirtildiğine göre ve ayrıca davalı doktorun ikinci operasyon yapma taahhüdünde bulunduğu dikkate alındığında, davacıya yapılan burun estetik ameliyatında kararlaştırılan sonuca ulaşılamadığı kabul edilmelidir.
Ayrıca, ilk derece mahkemesi tarafından, davalı doktorun bu işlemi yapmadan önce davacıya muhtemel komplikasyonlar hakkında bilgi verip vermediği, risklerin anlatılıp anlatılmadığı, başka bir deyişle aydınlatılmış rıza alınıp alınmadığı konusunda inceleme yapılmamıştır.… taraflardan delilleri sorulduktan sonra, davalının aydınlatılması ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği yönünden inceleme yapılarak, .… hüküm kurmaya elverişli, Yargıtay denetimine açık ayrıntılı rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. “ şeklinde saptamalar mevcuttur.
Emsal İstinaf Mahkemesi Kararı:
“Uyuşmazlık, karın gerdirme (abdominoplasti), meme büyültme, yağ alma (liposuction) ve meme ucu büyütme operasyonu şeklinde taraflar arasında kurulan eser sözleşmesine aykırılık nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.
Estetik cerrahi alanında hekimlere karşı açılan davaların sonucu “taahhüt etme” noktasında düğümlendiğini söyleyebiliriz. Yüklenici yani hekim Akdin gereği gibi veya zamanında ifasını tehlikeye koyan tüm hallerinden zamanında iş sahibine yani hastaya haber vermek zorundadır.
Ameliyattan sonra oluşabilecek her türlü olumsuzluğu (komplikasyonu) hastaya tüm sonuçları ile açıklamalı, oluşması olası tüm bu sonuçlar için hastanın aydınlatılması ve bilgilendirilmesi, hastanın bu bilgilendirmeden sonra işin yapılmasını istemiş olması gerekir.
Ancak bu durumda doktorun hiçbir kusurunun bulunmaması halinde sorumluluktan kurtulabileceğinin kabulü gerekir. Salt ameliyata rıza gösterme yeterli olmayıp komplikasyonların da izah edilmesi gereklidir. İspat külfetinin doktor ya da hastanede olduğu da tartışmasızdır.
Hem onam formlarından hem de … bilirkişi raporlarından; davalının eser sözleşmesi kapsamında edimini ayıplı ifa ettiğinden söz edilemeyeceğinden, İlk derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin tüm istinaf taleplerinin reddi yönünde karar verilmiştir.
Sonuç olarak; hekimin sorumluluktan kurtulabilmesi için ameliyattan sonra oluşabilecek her türlü olumsuzluğu, oluşabilecek komplikasyonları hastasına tüm sonuçları ile açıklaması, hastasını aydınlatması ve bilgilendirmesi, hastanın bu bilgilendirmeden sonra işin yapılmasını istemiş olması ve bu durumun yazılı onam şeklinde hastaya imzalatılması gerekir.
Konunun detaylarını web sitemizde bulabilirsiniz.
www.hanyaloglu...
27 авг 2024
