Videolarınızı çok eğitici buldum. Bu virüs hikayesinden evvel, yavaştan stand-up yapmaya başladım. Önceleri evde eşim ve iki kedi dinliyordu. Sonra arkadaş meclislerinde anlattım. Bir süre sonra (üç gösteri filan) bir barda haftalık çıktım. Gelenler hep eş dost, arada şaşırıp düşen oluyor. Sonra bir arkadaşımın butik otelinde, gösterinin gelirlerini bir yardım kurumuna bağışlayarak (evet insanlar sevabına beni dinliyordu) sahne aldım. Efendim, gösterimin ortasında ağzım mi kurumadı, rahatlayayım diye içip içip anlatacaklarımı mi unutmadım, ezberimi hatırlamak icin koştura koştura hikaye mi anlatmadım, en güvendiğim espiri kahkaha almayınca telaşlara mi kapılmadım, binbir türlü kepazelik. Eh ülkenin şartları da malum. Sonuçta çok eğlenceli bir iş. Ancak naçizane şunu hissettim, seyirci ne kadar kalabalıksa, güldürmek o kadar kolaylaşıyor. “Dalağı düşük” seyirci çok önemli. Ya da ben çok yeniyim bir bok bilmiyorum. Neyse ağzınıza sağlık, güldürmeye devam😊