Valla helal olsun. Aşçı olma serüveni çok hoşuma gitti. Adamın ben diye konuşması bazılarının hoşuna gitmemiş ama anlıyorum. Hayatta başardığınız bir şey varsa ben yaptım diye konuşursunuz. Adam üniversiteye gideyim 4 yıl yatayım sonra nasılsa bi yerde çalışırım dememiş. Yıllarca deneyim kazanmış girişimde bulunmuş bu günlere gelmiş. Helal olsun. Bol kazançlar dilerim.
Tuğrul Şavkay benim dayımdı. 2003'ün 28 eylül akşamı vefat etti. Hatta o gün dayım vefat etmeden yarım saat önce Türkiye kadın milli voleybol takımının maçını izlemişti. Çok heyecanlandığını söylemişti. Bugünkü maçkları izleyince ona çok hak veriyorum... Adının 21 yıl sonra hala anılması beni çok mutlu ediyor... Canım d'Ayım. bana öyle yazardı. Notlarının, mesajlarının sonunu "D'Ayın" diye bitirirdi :'-) Ben hayatta onun başarısını hep önüme koydum. Onun kadar başarılı olmayı çok istedim ve başaramadım. Bu konuda kendime çok kızıyorum. Ama onun benim dayım olmasından duyduğum gurur çok yüksek. Bir sürü insanın hayatına değmiş, bazısının yönünü değiştirmiş, başarıya giden yollarını açmayı becermiş. Keşke daha uzun yaşasaydı, bana da yetişebilseydi. Benim dayımın ölümünde en çok üzüldüğüm şey ise Yeditepe gasrtonomiyi kurduktan 1 hafta sonra vefat etmiş olması. O kadar büyük hevesle kurmuştu ki o bölümü. Bir arkadaşıyla sohbet ederken yanlarındaydım. Ayhan Aktar. "abi bunca yıldır öğrendiklerimi aktarmak istiyorum artık, vakti geldi" demişti. Ona o gün bölümde sosyoloji dersi versin diye çok ısrar etmişti. Ayhan abi kabul etmedi diye de çok üzülmüştü. Çok üzücü... Derslerini anlatamadan aramızdan ayrıldı maalesef. :'-(( Bu arada ben dayım vefat ettiği yıl endüstri ürünleri tasarımından mezun olmuştum. Dayımın da tek amacı beni işlerinde kullanmaktı. O da olmadı. Çok şey yarım kaldı...
Dayınız ile tanışma fırsatım olmuştu lacivert restoranda.... Çok saygıdeğer kıymetli bir insandı... Allah rahmet eylesin... Peynir şarap partilerini hatırlıyorum boğazda muhteşemdi.... Böyle kıymetli insanların yeri dolmuyor.....
Tevazu güzel şeydir..Tek başına yeter mi bilmem ama yanına aile terbiyesini koyduğunuzda tadından yenmez. Buna kısaca ' asalet ' denir. Teşekkürler Fatih Bey, böyle keyifle izlenesi, dinlenesi konuklarla bizleri buluşturduğunuz için.
Maksut Aşkar benim en severek takip ettiğim şef. Müthiş bir disiplin ve yerel yemeklerimiz konusunda da müthiş ilham veren bir usta. Tarzı da çok mütevazı ve sakin. Show yapmıyor ve işini ozenerek yapıyor. TV programları vardı. Çok severek izlerdim. Şimdi de kariyerinde zirvede. Çok çok sevindim Fatih Bey'in programinda olmasına. Umarım bir gün restorantina da gitmek nasip olur. Çok merak ediyorum ☺️
Güzel ve keyifli bir sohbetti. Herkesin yorumuna saygı duymakla beraber hep şikayet ettiğimiz ülkenin dilinin yapıcı olması konusunda bizim de öncü ve adım atmamız gerektiğini daha yapıcı ve destekleyici yorumlarla ilerlememiz gerektiğini düşünüyorum. Vizyon veren emek içeren yenilikçi bir şefin hikayesi bence ilham vericiydi🙏🏻
Soyadı Aş(yemek) ve Kar( karıştır) ya, Türk mutfağının bölgesel ürünlerini bir araya getirmesi ondan ötürüymüş gibi oldu bana:) Kimin hikayesi kime ilham olur bilinmez. Dinledim, çalışkan birini daha tanımış oldum, sevindim. Teşekkür ederim👏
Her zamanki gibi Çok güzel bi sohbet olmuş. Tebrik sayın Fatih Abi ve Maksut Şef 👏🏻👏🏻❤ yıllar önce Ascilara kız vermezlerdi! 2000 yıllarda bi röportajımda Bize kız vermezlerdi şimdi pobuper olduk diye. O zamanlar çok zordu aşçılık ve hep yabancı şef ler vardı! Bi Gastronomi sohbetinizi de Sevgili Gökmen Sözen’le yapmanız gerekiyor diye düşünüyorum çünkü Gökmen Türk gastronomi sini dünyaya yayan nadir insanlardan bir . Saygilarimla 🇹🇷
Günaydınlar fatih abi. Sizden ricam izmir metrolarında uzun süredir yürüyen merdivenler ve asansörler çalışmıyor. 1 aylık süreyi geçti engelli vatandaşlar için durum çok zor oluyor. Sesimizi duyurur musun ?
@@semramadran5704 sorununuz varsa çözümü burada bulmaniz sacma ayrica kolaya kaçmak gibi geliyor bana . Biryerde sorun varsa oncelikle yetkililerle çozmeye calisirsiniz baktiniz olmuyor ozaman fatih bey gibi gazetecilere bu durumu evrakli kayitli bir sekilde sunarsiniz öyle "soyledik ilgilenmediler birde siz soyleyin" mantigiyla iş olmaz
Anne yemeklerini bin kere tercih ederim, geçen gün arkadaşlarımın ısrarıyla çok lüks bir restorana gittik, kırmızı etin üzerine bal dökülmüş tuhaf tuhaf yemekler geldi, bu usta şeflerin pahalı yemekleri hiç benlik değil.
Tokatta mecburi hizmet sırasında 1989-91 arası Abduraman diye Antakyalı bir arkadaşımız vardı. Beni Karadeniz'den gelen biri olarak çok farklı lezzetlerle tanıştırmıştı...İyi malzeme yetenekle birleşince acayip bir sinerji oluyor. Maksut dinlerken o sinerjiyi tavırlarıyla anlatımıyla bize taşıyor. İyi aşçılık ise ilk başta ancak iyi tarım ve iyi üreticinin ve tüketici sinerjisi ile olabilir. Teşekkürler
11 Yıl önce Özyeğin'de okurken derslermize girmişti Maksut Şef. Çok bilgili aynı zamanda da bir o kadar mütevazi birisi. Dün de eski Özyeğin Üni rektörü Erhan Erkut konuktu. Gezi'den sonra okul yönetmi tarafından harcandı Erhan Erkut sonra da okul yokuş aşağı gitti iğrenç bir yer oldu çıktı.
Uzun zamandır izlediğim en, belki de tek keyifsiz sohbetti. Bu kadar karmakarışık hale getirmek, onca isim sayarak kafa karıştırmak, sanki sanat tarihine katkı yapmış gibi cümleler 😁 Ömür Akkor sohbeti ne kadar samimiydi
Çok güzel bir program olmuş. Açıkçası çok ilgilendiğim bir konu değil, ayrıca beyefendinin restoranına gidip yemek yiyecek param yok muhtemelen. Ama işin felsefesi, geçtiği yollar, dinlemesi keyifliydi.
Şimdi gençler genellikle yemek yapmadığı için her şeye anne yemeği, anne köftesi, anne kahvaltısı gibi garip deyimler uydurdular. Bunların hepsini isterse herkes yapabilir. Çalışırken ( gayet yoğun) yemeğim hiç eksik olmadı ki evlendiğimde yemek yapmayı bilmiyordum.
Yüzyıllık topraklar Anadolu kültürleri batı önce bizden aldı sonra kendine ait yaptı Böyle gençler sayesinde bunu tekrar geri alıp değerini artıracağız
Annemin yaptığı yemekler tırttı. Kırdığı yumurta mukus kıvamındaydı, rafadan desen hiç pişmemiş olsa daha kolay yenebilirdi. Yumurta kırmayı öğrendiğim gün esaretten kurtulan esir gibiydim. Öğüre öğüre kuru fasulye yenir mi? Benim kabusumdu. Fasulyedeki havuç çocuk yaşlarda zorla yediğim için işkenceydi. Küçükken, büyüyünce yemeyeceksin diye kendime söz verdiğim için hâlâ yemem. Anne yemeği deyince kusma hissi uyanmayan koca bir yığının olması güzel. Ezcümle programı yarım saat sonra izlemeyi bıraktım 😂
Anne yemeği neden güzel ve hatta rafine olmak zorunda biliyor musunuz? Çünkü bir ev halkının haftada 7 gün, 2 veya 3 öğün yemeğini pişiren kişiler (misafirlik, dışarda yemek vs çıkarsak 300e yakın gün yapar) bunu eyvallahı olmayan bir seyirciye karşı yapıyor. Çocuklar yemek seçer, tiktok'ta gördüğünü ister, başkası et ister, diğeri yine mi sebze yer. Hiç ama hiç çekinmeden eleştiriler. Müşteriden beter. Şikayet ettiği kisi yabancı diil ya, çok kolay eleştirir. O yüzden anne (veya yemeği düzenli kim yapıyorsa) yemeği "rafine" yapmak zorunda. Bile sözü de bu yüzden beni üzdü.
Türkiye' de böyle güzel ve başarılı insanlar olduğuna çok mutluyum, ama felek 1977 nin dediği gibi mutluluk günlerimiz geçti artık mutsuzuz. Maksut' un yemeklerini yemek isterdim, çok güzeldir eminim ama yetmiş yaşında bir emekli için bu ancak bir rüya olabilir, buradan kalkacak İstanbul'a gidecek, YeniYerel i bulacak (istanbul' da bulmak olası mı), girmeye cesaret edecek ve 30 yıldır sakladığınız altını bozdurduğunuz parayı yemek bedeli olarak ödeyeceksiniz (bende o altın da yok yıllar önce Erdoğan aldı elimden). Sizce de rüya değilmi, neyse uyanalım. Sevgili Fatih günde yemeğe ( 3 öğün için) ayıracak ancak 150-200 TL si olan insanlar içinde bazı şefler ve mutfaklar bulsan çok iyi olur. Büyük bir halk hizmeti yapmış olursun.
Fatih Bey yemek ve sektör üzerine programlarınıza bayılıyorum. Tam göçebe topluluk Sarıkeçililer’in Maslak’taki restoranı Geççi’yi muhakkak denemenizi öneririm.
Yanlış anlaşılmadan anlatmam mümkün olur umarım, şeflerimizin hepsi çok kıymetli çok değerli ve yetenekli ancak konuşmanın bir bölümünde de geçtiği gibi coğrafyamız okadar zengin ki "bence" bu şeflerimiz için bir dezavantaj! Görüyor ve deneyimliyoruz ki hepnaynı geniş çerçeve içinde kalıyorlar, tarhanın tarifi biraz değişiyor ama tarhana! Yaprak sarmanın iç harcı değişiyor ama yaprak sarma! Babaganuşa köz biber değilde kereviz sapı... gibi gibi, dediğim gibi o çok geniş coğrafyada ki cam tavana çarpıyorlar Ve yeni bir tarif çıkamıyor sanki, 500 yıldır kuru fasülyeyi tahtından edecek bir tarif çıkmadı fasulyeden! Bol sarımsklı işkembeyi, kellepaçayı sallayamadı hiçbir tarif! Avantaj gibi gördükleri şey aslında dezavantajları bence. Bir diğer konuda "mevsiminde, doğru ürün" kullanma, bunu yapmayan varmı? Amasya kuzusu zamanı o yörenin hayvanı, kekik zamanı o yörenin kekiği, fesleğeni, tatlı patatesi... Yahu birinizde zamanı olmayan ürünü birşeye çevirin, atıyorum "Enginarın mevsimi değil ama biz tütsüledik de sakladık, kayısı çağlası zamanı değil ama biz salamura yapmıştık" deyin. Evet emekleri fikirleri çok kıymetli ama hepsi aynı yazılı metni okuyor gibiler!
Tokat'ta her yaprağın içi doldurulup sarma yapılır evet şefim ama Erbaa yaprağının lezzetini de başka hiçbir yerde bulamazsınız. Memleketim diye demiyorum ama tokatta yediğim domatesin lezzetini hala arıyorum. Havası, suyu dolayısıyla da malzemesi güzeldir Tokat'ın. Yemeğinin lezzeti de buradan gelir
Turkiyedeki en iyi domates, yazin bodrum akyarlar tek sitesinin bakkalindadir. O kimden aliyosa sormak lazim. Benden kiyak olsun herkese. Bu domates malesef artik kimsede yokx
Kendisi muhteşem bir şef olabilir ve bu eleştirim de aslında kendisi özelinde bir eleştiri değil, genel bir şey. Çok sıkıldım dramalardan. Kimi dinlesek herkes sifirdan gelmiş. 50 bardak 2 tepsi ile catering sirketi kurarken mesela muhasebe ücreti, sirket açılış masrafları, sirket adresi için mutfak, büro vs... bunlardan bahsedilmiyor hiç. Ayıp mı ya belli bir sermaye ile başlamak, illa ki sıfırdan mi gelmek gerekiyor. Bir başkası çıkıyor ben risk aldım şunu yaptım bunu yaptım... Bağdat Caddesi'nde iki dükkanın kira getirisi varken ben de her türlü riski alabilirim zaten mesela...
Aslında çorba işi de tutar memlekette. Sadece çorba satacaksınız. Her hafta tek çeşit ayrı bir çorba olacak. Anadolu’nun ücra köşelerinde halen yapılan ve pazara çıkmamış, kitlesel tüketime henüz konu olmayan özel hanehalkı çorbalarını öğrenip müşterilere koca bir kase dışında ikinci kasenin verilmediği ve zincir çorbacı şeklinde çalışan, tek bir çorbanın her hafta değiştiği tahta kase ve kaşıklarla servis edilen ekmeksiz içilen çorbalar 🤔
@@halimekarasolak2532 doyurmuyoruz zaten 🤣 İkinci kaseyi de vermiyoruz ki yine gelin! Rezervasyonsuz müşteri almıyoruz. Menüyü internetten görebilirsiniz. O haftanın çorbasını kaçırdıysanız şayet, başka bir mekanda bulabilirsiniz. Yine kaçırdıysanız, diğer dükkanlarımızdan takip etmelisiniz !
Fatih bey,merhabalar,"Neo Local" reklamı gibi oldu program, beyefendi size yüklü bir reklam ücreti ödemeli..Bugün Triathlon yarışması vardı,ki en zor spor dalı,keşke bunun üzerine de ve "Türkiye'de Atletizm" üzerine de bir program olsa!🙏
Maksut Bey'in youtube de kayıtlı olarak bahsettiği sohbetlere erişemedim. Bilen varsa yardımcı olabilir mi? Bu arada yaprak sarması nasıl neo olur derken, Kastamonu Pınarbaşı taraflarında ispit yaprağından yapılan bir sarma var. Sanırım sorunuza yanıt olur.:) Ocak - Nisan arası denemek isterseniz, direkt adres verebilirim. :)
Çok güzel bir program teşekkürler mutfak insanları ayakta tutan şifa ve ya seni öldürebilecek bir meslek diyemicem yaşam şekli o yemek size mutluluk da verebilir hüsran da
Yapmayın yahu ;herkesin evinde pişen yemekleri modifiye et, her nasıl oluyorsa, çok zengin ünlü biri gelsin elinden tutsun, tekliflerde bulunsun. Program yap ;dünyada izlensin, cebe paraları doldur zincirler kur, sonra Altaylı'nin programına konuk ol, yetmez bilinen tüm yemekleri ilk defa kendin yapıyormuş gibi süslü cümleler ile anlat, ne o, çok ünlü dükkanları olan bir şefim. Yıllardır küçük küçük dükkanlarda ev yemeklerini gayet lezzetli yapıp çıkaran buna rağmen günümüz koşulları yüzünden ayakta durmakta zorlanan bir sürü kadın /erkek aşçı var. Çoğu imkansızlık içinde kapanmaya gidiyor. Yani, zaten nerede sırtı kalın biri varsa illa gidip onların dükkanlarında yersiniz, bunları parlatip paralarına para katmalarini sağlarsınız. Sonra gelsin Köfteci bilmem kim, kelleci pacaci bilmem kim. Bu tipler sonra kendilerini gerçekten şef aşçı sanıp, birden fiyatları ucururlar ve bizim millet de Leyla ablanın mutfağında porsiyonu neredeyse bedava yenilecek müthiş lezzetli köfteleri yemek yerine sırf gösteriş olsun diye ne olduğu belirsiz, tarihi geçmiş kiymalardan yapılma köfteleri yemek için, bir ton para döküp kuyruklarda beklerler, denecek bir şey yok.
Michelin yıldızı almış adama iş yok bu sektörle yan yana gelmez çok komik sizin anlayacağınız gibi anlatıyım real madridde oynayan futbolcuya futboldan anlamıyor demek gibi birşey
Kuymak yada mıhlama.Asla klasik tarifine dokunmam.Dokunulmasını da anlamam,onaylamam.Mısır ununda gulüten de yok ayrıca da.Tek sorun, düzgün peynir,tereyağ ve değirmende çekilmiş Karadeniz"de üretilmiş mısır unu bulmak.
Adamin konusmasi güzel akici kendine gore bir hikaye yazmış kendini iyi pazarliyor bunu yaptim sunu yaptim baya bir iş yapmış bütün tuslara basmis basarili olmasa fatih bey roportaj yapmaz fakat bana sorarsan maymun istahli bütün işlerde basarisiz denemedigi is kalmamış bazi insanlar vardir anlatir isletme mezunuyum halkla iliskiler okudum bilmem ne bolumunu bitirdim vs sorarsin şimdi ne is yapıyorsun su an çalışmıyorum 😅 ayni bu olay adamdaki