Allah razı olsun hocam. Bu fıkıh konularına gerçekten çok ihtiyacımız varmış. Ahmet hocam ( sistemin maaşlı görevlilerinin arkasında durmayın o yetkiyi ona vermeyin dediniz inşallah , bu durumda kendi kardeşlerimizin arkasında Cuma namazını kılma konusunda şartlar ve mesafeler den dolayı namazı 3 cuma üst üste kaçırmamak şartı ile kaçırmaya veya ihmal etmeye bir ruhsat veya cevaz var mı??? inşallah bu soruyu cahilliğime ve ilimsiz ligime verin. Allah a emanet olun.
Ahmet hocam bir de, İkindi ve Yastı namazlarının sünnetini kılmamak da sünnet diye terk ediyoruz çoğu zaman veya 2 rekat olarak kılıyoruz bazen....( bunu yaparken nefsimize de kolay geliyor nasılsa Peygamberimiz de terk etmiş diye) bunu yaparken hata mı yapıyoruz veya sünneti hafife alıyorum diye bazen ikilem içinde kalıyorum.. Bu konuda tavsiye ve öneriniz nedir, olması gerek nedir, yada yapılanda bir kusur eksik var mı??? Allah şimdiden razı olsun. AYRICA BU 2 KONUYU ÖZELDEN DE SORABİLİRDİM, ANCAK BENİM GİBİ OLAN VAR İSE VE SORMAYA ÇEKİNİYORLARSA VS. ONLARDA FADALANSIN VE EKSİĞİMİZİ-YANLIŞIMIZI DÜZELTELİM DİYE DÜŞÜNEREKTEN BURADAN SORDUM İNŞALLAH. HAKKINIZI HELAL EDİN İNŞALLA BİR KUSUR VEYA HATA YAPMAMIŞIMDIR. Allah a emanet olun.
Sa sevgili dostum güzel kardeşim Ahmet hocam Allah razı olsun inşaallah çok önemli bir konuyu guncellediniz.cuma namazuni üç kisiylede kılınır diyorsunuz.bendeniz yaklaşık 35 yıldır cuma namazı kılmıyor um her cuma günü bunu bir buruk olarak yasiyorum😢 .üç kişiyle kilinabilecek cuma namazında bu tabiren üç kisinin cumanın haiz olabilmesi için kriterler olması gerektiğini düşünüyorum Allahu alem.beraber cumayı kilmamiz için örneğin faizi artı sisteme bağlılığı gibi kriterler varsa cumayı kilmamiz nekadar doğru olacaktır selam ve sevgilerimi gönderiyorum güzel kardeşim.
Hocam hep imamlar sitemin ve herbiri Allah'ın harm dediği ile amel ediyor yani faiz ve dahısı var ne yapayım dediniz kadılara cuma farz cemaat olacak kimsede yok ne tavsiye edersiniz Allah razı olsun
Yusuf 70. Yüklerini yükletirken su kabını öz kardeşinin yükü içine koydurttu. Sonra bir çağırıcı: "Ey kervancılar! Siz hırsız kimselersiniz." diye seslendi. 71. Döndüler ve çağırıcıya, "Ne kaybettiniz?" dediler. 72. "Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu bulana bir deve yükü ödül var." dediler. Çağırıcı: "Ben buna garanti veriyorum." dedi. 73. Yusuf'un kardeşleri: "Vallahi buraya bozgunculuk yapmaya gelmedik; hırsız olmadığımızı da kesin olarak biliyorsunuz." dediler. 74. "Peki! Eğer yalan söylüyorsanız bunun cezasının ne olduğunu biliyor musunuz?" dediler. 75. "Dediler Su kabı kimin yükünde bulunursa, bunun cezası, yük sahibinin kendisidir. Biz haksızları böyle cezalandırırız." Hırsızın cezası alıkonmak olduğu söyleniyor 75.ayette, Yusuf’un kardeşleri Yakup as oğulları ve islam ile yönetiliyor.
Meryem 58. İşte bunlar, Allah'ın nimetlendirdiği nebilerdendi. Âdem'in neslinden ve Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan ve İbrahim ve İsrail'in soyundan ve doğru yola ilettiğimiz ve seçtiklerimizdendir. Onlara Rahman'ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. 59. Bundan sonra arkalarından gelen sonraki nesil, salatı zayi ettiler ve şehvetlerine uydular. Yakında kötülükleri kendilerine dönecektir. 60. Ancak tevbe edip, iman eden ve salihatı yapanlar hariç. İşte onlar Cennet'e girecekler ve onlara hiçbir şekilde haksızlık yapılmayacaktır. 59. Ayet namazın terkedilmesi değil, şehvetlerine uyarak salatın zayi edilmesinden bahsediyor. Salatı zayi etmek", çevirilerde ifade edildiği gibi, "namazı geçirmek, onu ihmal etmek" demek değildir. Zayi sözcüğü, "bir şeyin elden çıkması, yitirilmesi" demektir. Eğer kast edilen şey, namazı geçirmek, terk etmek olsaydı; geçirme sözcüğünün karşılığı olan "fevt" sözcüğü kullanılması gerekirdi. Burada kastedilen şey, salatın tamamen terk edilmesi demektir. Ve terk edilen salat, bilinen anlamı ile namaz ibadeti değil; din anlamındadır, Allah'a şirksiz yönelme anlamındadır. Yani, dinden çıkmaktan, tevhitten uzaklaşmaktan diğer bir anlatımla "küfr"den söz edilmektedir. Zaten bir sonraki ayette, "tövbe edip, iman etmekten" söz edilmektedir. Salatı/dini terk edenler iman etmeye davet edilmektedirler. İmana davet ise ancak Kafir olanlar için söz konusu olabilir.
