hocam, say yayınlarından çıkan tüm aristoteles ve platon çevirileri çöpe atılmalı “furkan akderin” denen şahıs türkçeden türkçeye çeviri yapıyor :D phaidonu kabalcıdan okumanızı tavsiye ederim veyahut say yayınları dışında iyi çevirmeni olan bir yayın
Bu arada; söylemek isterim ve söyleyeceğim. Gerçek bir felsefecinin buralarda olması çok hoş. Seni dinlerken genelde geceleri 1-2 saat youtube felsefe camiasını dinlediğim anlar geldi aklıma. Sonra da Aristo'nun Retorik'te söylediği bir şey hatırlattı bana kendini. Bir söylevde içeriğe, sunan kişiye ve nasıl sunduğuna bakılır diyordu kabaca. Sende merak, içerik ve bir sunan olarak hiç bir sorun görmüyorum. Tek sorun senin bir sofist olmaktan çok öte olmandır. Ne o popülist agnostik sofistsin ne de o yarım kelamcı teologsun; sen kadim geleneğe üye birisisin. Retorik ve hitabet kısmına çalışmaya değip değmeyeceğine sen karar vereceksin. Ben seni buralarda görmeyi mutlaka isterim. Gerçek bir felsefeci halka hitap ediyorsa halkın seviyesine uygun bir anlatımı benimseyebilir; bu harika bir şeydir. Hatta bizim eksikliğimizdir. Analojilerle, metaforlarla vs. anlaşılır kılmanda hiç bir sakınca yok.
@@mustafasaribuva7178 Merak etme, dinlenmesi gereken herkesi dinledim. Felsefe Aristo'nun da dediği gibi hayretle başlar. Merak da bunu izler. Meşhur biri olmayınca istediğini izleme, söyleme ve düşünme özgürlüğünü elde edersin. Ne sana geldim ne de senden ötedeydim. Ne de bir başkasının yanındaydım. Ben bir düşünceyim; her yer de durağımdır. Ama felsefeyi birine veya birilerine indirgeyecek birisine benzemiyorsun sen. Ama konuşacak ve beni anlayacak henüz kimse bulamadım. Sende ümitlendim. Gizli bir ajandan yok; bu apaçık.
merhaba 1.5 yıldır duyguları hiç denecek kadar az hisseden ve hayatta artık deneyimleyecek, yaşayacak bir şeyi olmadığını düşünen, insanlarla bağ kuramayan, başka insanların yanında uzaylı gibi hisseden, hissiz bir robota dönüşmüş, hayatta yapacak bir şeyi kalmadığını hisseden, yapmak istediği bir şeyi olmayan, ve artık böyle olmaya tahammül edemeyen birisine bişeyler söyleyebilir misiniz.
@@pixeskin515 söyleyebilirim: Öncelikle psikiyatriye görünmen gerek, çünkü biyolojik olarak bu şekilde hissetmene sebep olan bir hastalığın varsa bunu çözmeden hiçbir şey yapamazsın. Yüksek ihtimal psikiyatriye gittiğini, ama doktorun neredeyse senle hiç konuşmadan bilindik antidepresanlardan birini yazdığını söyleyeceksin; bu zaten böyle olmalı. Pek çok kişinin böyle söyleme sebebi, içinde yaşadığımız koşulların bizde bu ilaçlarla çözülecek depresif hastalıklar oluşturması ve bu hastalıkların tedavi süreci de çok uzun. Bundan sonra, videolarımda da belirttiğim gibi, mutluluk içinde bulunduğun toplumda özünü yansıtarak faydalı olmak demek. Bunun bir yanı mesleki kariyerin, diğer yanı aile hayatın. Bunlar netleşene kadar ne yazık ki bu depresif-kaygılı durum devam edecektir; çünkü bu duygular senin bu saydıklarımı sağlamana hizmet eden itkiler. Dolayısıyla şunları yapman gerek özetle: Psikiyatriye gitmek zorundasın ve o ne derse yapmak zorundasın. Kariyerini, becerilerine ve tutkularına göre seçip başka hiçbir şeyi kesinlikle önemsememen gerek, yani sen müzisyen olma sen ressam olma para bulamazsın cart curt diyenleri asla asla asla dinlememelisin. Üçüncü olarak, kendine iyi bir eş bul, flört çıkma ilişki zart zurt işleri boş işlerdir ve ruhu yıpratır, bunlarla ilgilenme; birini bul ve ciddileş.
@@mustafasaribuva7178 Denediğim ilaçlara hem yan etkileri sebebiyle hem de gerçekten çok az fayda etmeleri sebebiyle devam etmedim. 16 yaşındayım eş bulamam. Üniversite sınavına hazırlanmam gerek fakat hiç bir tutkum yok. Okumak istediğim bir bölüm yok. Ve bu psikolojik durum içinde oturup tüm gün ders çalışmayı beceremiyorum, ders çalışmayıp da tiktok filanda izlemiyorum aval aval duvarları izliyorum tüm gün. Yaşadığım duygu durumu üniversite sınavının verdiği stresle filan ilgili değil, stresli bile değilim dediğim gibi 1.5-2 senedir yaşıyorum neredeyse bunu. Açıkcası sabredip geçmesini beklemekten başka bir çaresi olduğuna inanmıyorum artık
@@mustafasaribuva7178 ilaçlar gerçekten çok az etki ettiği için ve yan etkilerinden ötürü bıraktım akıllıca bir hareket değildi belkide bilmiyorum. 16 yaşındayım eş bulamam. üniversite sınavına hazırlanmam gerekiyor ama ders calismak cok sacma geliyor, son derece anlamsız hissettiriyor. seçmek istediğim bir bölüm veya olmak istediğim bir şey yok. sabretmekten, bu duygu durumunun geçmesini beklemekten başka yapabilecek bir şeyim olduğunu sanmıyorum.
@@pixeskin515 ilacı sadece doktor başlatıp bıraktırabilir, daha kötü sonuçları olmadan önce uzman biriyle çalışmalısın. Ders çalışma konusunda ise, buna özel bi video çekicem çünkü önemli bir konu.
Ne kadar acı bir durum.1.5 yıldır bir insana,bir insanoglunun yardım edemeyisi...Çözüm çok basit uzaklarda aramaya gerek yok.Hem ucuz maliyet hemde çok kolay...Sadece şunu düşün ya bana 1.5 senedir kimse neden yardımcı olamadi?Sen bu youtuber kanalının sahibi gibi hayatında bir amacı olmuş.Bir amaç uğruna yaşayan,kendini değerli hisseden bir insan değilsin.Yazdiklarindqn bunu cikardim.Tutunacak dal bulamamissin çünkü.RU-vidr arkadasimiz bile bizim iş yerindeki arkadaş gibi 1 hafta arayla covidden önce anne,sonra babasını kaybedince ne yapacağını bilemeyeck hale gelir..Hayat acı tecrübeler yaşanmadan anlaşılır hale gelmiyor malesef,hatta aci tecrubeler kimi zaman bir insana sunulan en guzel hediyedir.Kimisi icinde cok kotu bir son oluyor.Kiminde de kısmet işte hiç yaşamıyor.Seninki biyolojik bir rahatsızlık bile olabilir.Dogru ilaç tedavisi ile çözülebilir...
@@istanbul5692 peki biri çıktı osurdu, boş yaptı, bunu felsefe yapmayan şey ne? Bu da felsefe o zaman. Şu stand-up'ına gülünmeyen adam var ya, o da filozof o zaman. Senin söylediğine göre öyle olması lazım. Bölümlerde de hocalar birbirlerine böyle komik olmayan stand-up'lar yazıp odalarına gidip çay eşliğinde oynuyolar; böyle olmadığına dair sizin "felsefe" anlayışınız kendini nasıl savunur?
Gatekeeperlıkla çok bir alakasını göremedim, gerçekten de bu tartışmaların felsefeyle çok alakası yok, zira tartışan kişilerden birisi temel mantık bile bilmiyor. Bunlar daha çok avam eğlensin ve biz de izlenme kasalım diye çekilen videolar. Videoyu izleyenlerin %99u geçen örneklendirmeleri ve konuşulan konuları bile anlamıyor, kendi echo chamberlarında ''BİZİMKİ SİZE NASIL KOYDU?!'' diye kendilerini gazlayıp daha sonra karşı tarafla saatlerce kavga ediyolar. Bu tarz tartışmalarda ulaşılmak istenen bir ''hakikat'' vb de yok. Bunu en net şurada görebilirsin, videonun bir kısmında diamond kitabında yazdığı görüşlerinin temelsiz ve keyfi olduğunu kendi ağzıyla söylüyor. Temelsiz ve keyfi bir görüş ''felsefi'' olmaz. Dolayısıyla konunun uzaktan yakından gatekeeperlıkla alakası yoktur, her öğrendiğin buzzwordü ota boka kullanma onur.
Soyut Matematik dersime giren hocama selam olsun. Matematik muallimi bölümünü bitirir bitirmez felsefeye kafa atmak istiyorum. Kendi alan derslerimden çok felsefe okumaları yapmaya başladım. Çok sarıyor. Videoya gelecek olursak: 1-Günümüzde maalesef “Felsefe yapmak” çok genel bir ifade haline gelmiştir. Bir elinde telefon bir elinde tesbih Efkarlanmış tiktoktan gördüğü edite (tiktoktun baş harfini bilerek küçük yazıyorum. TDK personelleri yorumuma gelmeden belirteyim dedim.) Atmış story dayamış elini çenesine Yakmış sigarayı dövmüş anayı Bir bok bilmeyenler sarmış dünyayı Cahilin cesareti, bilgenin suskunluğu… Herbokologların kesilsin soluğu Neyse şiirimi de yazdıktan sonra devam edelim. 2-İnsanlar çözüm yerine drama aradığı için felsefeyi doğru kullanamıyor. Doğru tanımlayamıyor. Doğru yönlendiremiyor. 3-Mantık insanı insan yapan ve doğru düşünebilmemizde hayatiyeti olan en büyük araçtır. Mantığa savaş açanların alayına… 4-Tanrı her şeyin başlangıcıdır. Sığ sularda yüzemeyenler derinlerde balık avlamaya çalışırsa böyle olur.
Felsefe mi değil mi çok da önemli değil de şöyle bir gerçek var, mantık kurallarını kullanılarak insanlari düşünmeye itiyor. ( hepsi olmasada) Tasnife çok takılmamak gerek. Yararı zararından fazlaysa sıkıntı yok.
@@bilalinci4981 aslında doğru gibi görünen bi yorum ama ben tam buna karşıyım, çünkü bu kişilerin insanları düşünmeye sevk ettiğini söylüyosun ama düşünmenin metodu iyi bilinmediğinde düşünceler çok çabuk kişisel fanteziler ve arzuların keyfi temellendirmesinden oluşan bir dizgeye kayar; işte tam olarak türkiyenin düşünsel ortamının problemi budur ve bu ciddi bir sorundur. Felsefe olup olmaması çok önemli değil dediğin noktada da, işte bu yüzden felsefe olmamasının yarattığı problem ciddi ve buna müdahale edilmesi gerekiyor. Çünkü felsefe olmadığında, bu tarz felsefe görünümlü ucube düşüncelerin çarpık dizgeleri düşünsel atmosferi ele geçirir. Platon ve Sokrates'in ilk olarak amacı bu tehlikeyi def etmekti, daha sonra Platon felsefenin ne olduğuyla alakalı kendilerinden öncekileri de güzelce derleyip değerlendirerek bize felsefenin tüm konularını ve metodunu içeren bir külliyat bıraktı. Sonrasında ise Aristoteles bu külliyatın kavramsal biçimini spekülatif olarak değerlendirerek kendi sistemini kurdu ve halen bu sistem içerisinde düşünüyoruz, eğer bazı özel uzmanlıklara sahip değilsek tabi.
Yazdigini turkiyede hukukculara okut, ve test et, bakalim onlar 1 tane seyi ayni anlamislar mi bu yazidan. Jormal halktan bahsetmiyorum, en ust seviyeye sor. Felsefe bu kadar bos bisey, 1 felsefeciyi kimse anlamaz, en azindan onu kimse kabul etmez, yani sonuc hicbir anlam ifade etmiyor kimse icin @@mustafasaribuva7178
@@mustafasaribuva7178 fç ve dia tartışması özeline bakıcak olursak fç gayet mantık kurallarına uyarak karşısındakiyle tartışmaya çalışıyor. mantık da haliyle "doğru" düşünmenin en iyi seçeneklerinden biri. Tabi bu sadece bu tartışma özelinde yapılan bir çıkarım. Genel olarak bişey söylemek zor olabilir. Kişisel fantezilerden bahsetmişsin fakat zaten birçok felsefi düşüncenin temeline indiğimizde kişisel aksiyomların olduğunu görürüz. Yani felsefede böyle şeylerin olması çok şaşırtmasa gerek.
Hegel Upanişatlardan apaçık etkilenmiştir. Zaten yaşadığı dönem Hint düşüncesinin daha yakından tanınmaya başladığı dönemdir. Gerçi genç bir felsefeci olarak katı yargılara sahip olman doğaldır. Bu yadsınacak bir şey değildir. Hegel Atman ve Brahman kavramlarından esinlenmiştir ve bu da normal bir şeydir. İnsan zihni kopyalar ve geliştirir; böyle çalışır.
@@mustafasaribuva7178Eleştiri değil; övgü aslında; bir olumlama. Hegel'i bir mistik olarak görmek aşırıya kaçmak olur katılıyorum sana; ama dikkatle incelendiğinde başka şeyler de göze çarpar. Mesela; "Hintliler tarafından, en yüksek özgürlük, insanın kendisinin basit kimliği bilincinde ısrar etmesi, kendi iç varlığının boşluğunda kalması olarak ilan edilir; bu şekilde insan Brahma olur; artık sonlu insan ile Brahma arasında hiçbir ayrım kalmaz, her fark bu evrensellik içinde yutulmuştur." "Sanat, dünyayı ruhsal olarak ve gözle görülür biçimde yaratır. Hint Bacchus’u, açıkça kendini bilen ruh değil, duyusal ve görüntü ile kendini saran ruhtur, burada korkunç olan gizlidir. Onun unsuru vizyondur-ama vizyon aracı olmayan bir dolaysızlıktır. Bu unsur, dolayısıyla ruha uygun değildir." Ben felsefede Platon'u yıllarca incelemiş biri olarak üç - beş şey söyleyebilirim. Mesela Platon'un 7. Mektubunu ve Patristik düşünceyi tam olarak kavramadan yine Platon'u ve etkilerini tam olarak anlayamayız. Platon'u Platon yapan köklere de inmeden yine anlaşılamaz. Platonla ve daha çok da yeni platoncularla karşılaşan paganların meseleleri nasıl anladıkları çok önemlidir. Bu adamların hangi gerekçelerle Hıristiyanlığı seçtiklerini anlamak da önemlidir. Bu adamlar m.s 2. yüz yılda yaşadıkları için klasik felsefeye ve Hıristiyanlığa ait kaynaklara hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha yakındılar. Biz ise uzağız. Hint düşüncesinin Batı dünyası ile tanışma serüveninde çeşitli hayranlıklar ifade edilmişti. Bu normaldir. Hatta birisi Hint düşüncesi için insan zihninin en ileri ürünü bile demişti. Bir mistik değilse bile mistik bir kökten doğan düşünceye hayran kaldığı söylenebilir ki ben de hayran kalmıştım. Hegel bunu korkusuzca dile getirdi ve kavramı rasyonelize etmeye çalıştı. İfade edilmesi imkansız olanı akla dayalı bir çerçeveye oturtmaya çalıştı. Tanrı kavramı ile şöyle veya böyle ilgilendiği açıktır.
@@codehece sen embesil misin kardeş videoda literally açıp gösteriyorum, konuşulmaması yasak olduğundan değil, konumuz değil amk, konuşan olmamış bu yüzden
Yalnız Platon'u say yayınlarından, yani Furkan Akderin'in "çevirisinden" okumuşsan hiç okumamışsın demektir. Çünkü o çevirilerin fecaat derecede kötü ve hatta Platon'un söylemediği şeyler barındırdığını felsefe camiasından az çok haberdar olan herkesin malumu. Sen ama galiba hala farkında değilsin, ki o çevirileri gösteriyorsun :D
@@pronimoss platonun türkçedeki tüm çevirilerini ve oxfordun kütüphanesindeki orijinal edisyonlarının İngilizce antik yunanca yan yana basımlı eserlerini okudum. Platon benim üzerine en çok düştüğüm filozoflardan biridir ve bu sebeple platonun temel problemlerini anlamak için onunla ilgili türkçe ve ingilizce pek çok yardımcı kaynak/makale okudum. Platonla ilgili, platon uzmanı ve yorumcusu olan, 30 yılını platona vermiş hocamdan adı "Platon" olan bir ders aldım. Salak salak yorum yapmadan önce biraz üstüne düşün ben şu an kime ne yazıyorum diye, duyduğun her boka da inanma; felsefede çeviriden kaynaklı dilsel problemler pek nadir anlama sıkıntısına sebep olur. Hele platon için, platon zaten defalarca ne kastettiğini farklı şekillerde anlatır. Konuyu bilmeden aptal aptal yorum yapmayın, ordan burdan dinlediğiniz abiciklerinizle felsefeyle akademik ve ciddi olarak uğraşan kişileri bir tutmayın.
@@mustafasaribuva7178 Ne yani, Furkan Akderin'i mi savunuyorsun :D Metafizik kitabını açıp "hani nerede tanrı" demen de bu arada cehaletini gösteriyor :D Narsist narsist konuşacağına önce adam gibi öğren, böyle üstten konuştuğunda bilmiş olmuyorsun, haberin olsun. O kadar şey okumuşsun ama çöpe atılacak çeviri müsveddesinden haberin yok :D Git hocana sor, ben Furkan Akderin'den de okudum, bi sorun görmedim, hocan sana bakıp vah vah çekecektir :D
@@mustafasaribuva7178 Furkan Akderin'i tanımıyorsun galiba :D Çeviriden kaynaklı dilsel problemler nadir mi anlama sıkıntısına yol açar... Abi bu sözü cidden inanarak mı yazdın :D Üstten üstten yazacağına iyi çevirilerin ne olduğunu öğren önce, sonra gel felsefe, platon anlat.
