Not: Tüm konuklarımıza öyle sorduğumuz için kıymetli hocamız kendisine de aynı şekilde sorulmasını rica etti. Başta itiraz etsek de öyle olmasını istediği için öyle sorduk.
Türkçesi aksansiza yakın. Turkiye'yi cok sevdiğini bağlandığını hissettim. Tespitleri cok doğru. Bizden bahsederken cok dikkatli ve nazik. Tatli bir insan.
maşallah devam edin. Atalarınızın kemikleri sızlıyor. Bu ülke artık BM gibi oldu. gerçekten maşallah. yapımcıyı kutluyorum. suruyelilerle de yap program. afrika asyalı irlandalı ingiliz herkes bur da . biz de ülkeden kaçıyoruz. belki de aidiyet duygularımı yitirdim. yabancı seviciliği pandemi gibi yayıldı. bu kadının ülkesinde bu yapımcıyı bu kadınla aynı kapıdan geçirmezler. bu kadının ülkesinde afrikalıların vebali vardır. bir zamanlar mozartın bestelerine ilham olan halkımız vardı. bir zamanlar konuşmacı kadının ülkesindeki krallar padişahın sadece vezirlerinden birine eşitti. doğu romayı da batı romayı da yıkıp bu kadının ülkesinde onuncu sınıf insan olmak içime sinmiyor.medeniyet diyeceksiniz. bu konuşmacının dedelerini urfalılra anteplilere sorun anlatsınlar size. niye gazi niye şanlı bu şehirler unuttunuz mu. yazıklar olsun. sen o tatlı insanla eşit değilsin onun ülkesinde fransay bi git tatlılığğı gör.
Bizim sadece sabah kahvaltisinda yediklerimizi,dunyanin bir cok ulkesinde tum gunde yiyorlar.Turk mutfaginda Yemek yapmaya cok zaman ayrilir.Mutfakta cok uzun zaman gecirilir.Daha sabah kahvaltisinda aksama ne yiyeceğiz diye düşünülür 🙂En iyi sefler erkeklerden ciksa da kadinlarimiz cok maharetlidir diger ulkelere nazaran.
@@lazvegaz7318 Haklisiniz tabi Israf mutfagimizin zenginliği ve çeşitliliği sonucunda ortaya çıkan eksi bir durum.Bizim sadece köy kahvaltısı servisimizde bile masada bir kussutu eksik ve kalanlar çöpe gitmekte.Bir Avrupalı sabah bir kruvasan ve kahveyle gune başlar.Biz yürüyüşte ara verince araştırmalık yeriz simit-cay 🙂Lakin biz yemeklerimizi fazla manipüle etmeden lezzet odaklı yaparız.Ornegin Japonun gosterisli suşi sindense bence bizim yaprak sarmalarimiz daha lezzetlidir.Yemek yemeyi ve özellikle yapmayı seven insanlar buna özen gösterirler.
Evet, Turk halkinin gosteris meraklisi oldugu konusunda cok hakli. Karsisindaki insanin degerini o kisinin sahip oldugu maddi imkanlara gore biciyor. Zenginse kaliteli insandir algisi yuzunden bu haldeyiz zaten.
Istanbulluyum. 60'li 70'li yillarda cocuklugumu ve ergenligimi Istanbul'da gecirdim. Inanin, buyuk sehir insanlari o zamanlar boyle degildi genelde. Insanlar maliyla caka satmazdi. Sahip olduklarini insanlarin gozune sokmazdi. Kucumsemek icin soylemiyorum ama Anadolu'dan gelen zenginler yapardi bunu daha cok.
Fransizlarin ustten bakan bir millet olduklarina katiliyorum. Ozellikle kentliler. Fransizcayi bozuk ve aksanli konustugum icin asagilandigimi bile hatirliyorum; direkt hakaretle degil elbette, ama oflayip puflayarak, surekli soylediklerimi duzelterek bir yandan da parmagini iki yana sallayarak.
hanımefendi kelimesinin tam tarifi bu hanımefendi.ağırbaşlılığı zekasıyla fark yaratıyor.güzel tespitleri var.örneğin köyde yaşayan insanların daha sıcak kanlı insanlar olduğunu söyledi.bu çok doğru ne yazıkki.şehirleşme arttıkça insanların bencilleşmesi kaçınılmaz oluyor
maşallah devam edin. Atalarınızın kemikleri sızlıyor. Bu ülke artık BM gibi oldu. gerçekten maşallah. yapımcıyı kutluyorum. suruyelilerle de yap program. afrika asyalı irlandalı ingiliz herkes bur da . biz de ülkeden kaçıyoruz. belki de aidiyet duygularımı yitirdim. yabancı seviciliği pandemi gibi yayıldı. bu kadının ülkesinde bu yapımcıyı bu kadınla aynı kapıdan geçirmezler. bu kadının ülkesinde afrikalıların vebali vardır. bir zamanlar mozartın bestelerine ilham olan halkımız vardı. bir zamanlar konuşmacı kadının ülkesindeki krallar padişahın sadece vezirlerinden birine eşitti. doğu romayı da batı romayı da yıkıp bu kadının ülkesinde onuncu sınıf insan olmak içime sinmiyor.medeniyet diyeceksiniz. bu konuşmacının dedelerini urfalılra anteplilere sorun anlatsınlar size. niye gazi niye şanlı bu şehirler unuttunuz mu. yazıklar olsun
Bana göre Fransızların düşüncelerini daha açık söylemesi bizim kültürden daha iyi gibi duruyor. Çünkü evet biz karşımızdakine ayıp olur diye söyleyemiyoruz daha büyük bir ayıp olan dedikodusunu yapıyoruz. Biz birde duygularını pek konuşan bir toplum değiliz hele ki eskiler, hele ki eskiler. Bir de sonda söylediği zenginlerin kendilerini göstermeye çalışmaması mütevazilik göstermesi çok doğru ve güzel. Çünkü maddiyat ile konum ve değer kazandığını düşünmek insanı alçaltıyor bence. Bizim insanlar da öyle olsa daha güzel
Dusuncesini acik soylememek yalniz Turklere degil, tum Dogulu ve Orta Dogulu toplumlara ozgudur. Ya ozguven eksikliginden ya da samimiyetsizlikten kaynaklanir. Cok durust toplumlar olduklari soylenemez.
Açık iletişim hem kazaları önlüyor hem de insana iyi geliyor. Ancak bizim toplumumuzda yadırganan ve zaman zaman da ayıplanan bir şey. İlişkilerde istekleri ya dolaylı ifade etmek ya da anlaşılmasını beklemek gibi bir anlayışımız var. İfade ettiğimizde talepkar bulunup yadırganma hissi yaşıyoruz, talep etmeyip farkedilmediğine de kendimizi kötü hissediyoruz. İhtiyaçlar ve taleplerin farkedilmesi sorumluluğunu karşıdan bekliyoruz. Halbuki kendimiz sorumluluk alıp doğrudan iletişim kurmak çok daa sağlıklı. Diğeri ise sürekli bir mesafeyi koruma, hem yakın hem de uzak olma durumu insanı çok yoruyor.
Fransız hocamız gayet mütevazi ve bazı tespitleri doğru. Türkçeyide güzel konuşuyor. Dünyada çok ülkeyi gezdim,gördüm güzel, hoş ama Türkiye bambaşka kültürüyle, insanlarıyla, yemekleriyle, ülkenin tarihi dokusu ve coğrafyasıyla. Teşekkürler, güzel bir video olmuş.
@@ANGBANDriseU Bi yandan katılıyorum bir yandan katılmıyorum insanımızın eski sıcak kanlı yapısının kaybolduğu doğru bunun sebebide politikacıların bitmek bilmez bölüştürme politikaları ve ülkedeki ekonomik sorunlar. Ama yinede kendi ülkemizden vazgeçip kötülemeninde herşeyi daha da kötüleştirmesi dışında bir işe yarayacağını zannetmiyorum
Fransaya karşı hep ön yargım vardı tarihsel güdülerle. Avrupada her ülkeye gittim ama Fransa'ya özelikle inat edip gitmemiştim. Derken bir yaz dönemi Korfu adasında bir oda kiraladım. Evde 2 Fransız kız, 1 Norveçli erkek, 1 Hollandalı erkek ve ben vardım. Bu Fransız kızlar Parisli olmasına karşın akdeniz kuşağı insanı karakterine sahiptiler. Hemen sıkı arkadaş olduk. Birlikte yemek yapmalar birbirimize yemek, icecek ısmarlamalar vs hep sıcak ilişkiler. Ama bizim Hollandalı ve Norveçli elemanlar tipik kuzey Avrupalı, baskın bireysellik, paylaşmayi bilememe vs yani tipik özellikler. Neyse o 3 ayda tüm önyargım yok oldu Fransızlara. Aynı yıl önce Paris e sonra Marsilya ya gittim. Her milletin bir kültür iklimi ve iyi olduğu bazı alanları olur. Bu adamlar estetik anlayış üzerinde tartışmasız dünyanın en ama en iyilerinden. Harika sokaklar, harika detaylar, müthiş bir estetik anlayış... Bugün İstanbul'un bike en güzel mimari örneklerinden özelikle Beyoğlu; İstiklal, Galata, Karaköy de Fransız mimarisini görürüz. Bazı Fransızların sanatta, mimaride, bilimde, entellektuel alanlarda çok iyi olmalarının verdiği farkındalık ve koyu milliyetçi duyguları bir araya gelince başka uluslara üstten baktıkları doğrudur. Ama bu tip insanlar hangi ülkede yok ki? Hatta öyle uluslar var ki adamların elle tutulur bir şeyi olmamasına karşın kafatasci ırkçılık taslayabiliyorlar :)
Turkiyede de durum ayni,sehirli burjuva kesim mesafelidir ve avam kesim hep kendisine üstten bakildigini düşünür. Bu eğitimli toplumlar ve bireysellesmeyle birlikte ortaya çıkan bir durumdur. Amerika ve Almanyada da bunu hissedersin. Belirli eğitim ve gelir düzeyi üstündeki insanlar soğuk ve mesafelidir. Tabi kibir de vardır.
@@galacticreform6288Yok bu ondan değil. Fransa'da yaşayan çoğu yabancı; ya göçmendir veya sömürü devletlerinden gelenler. Türkler ve maddiyatı düzgün Avrupa ülkesi vatandaşı çalışmak veya eğitim için oradadır. Diğerlerine, Türkiye'nin Suriyelilere 😔bakışı gibi "bakmaya" alışık oldukları için Türklere de aynı bakarlar.
@galacticreform6288 Ben Amerikada yasiyorum. Burda varlikli ve egitimli kesimde boyle bir sey asla gormezsin. Gayet iyi ve kibar davranirlar. Soru sorarlar, seninle ilgilenirler, gulumserler. Almanlarda bu kadar kaba ve kendini begenmis degillerdir. Orada da bulundum iş icin. Türklerle zaten kıyaslamayın. Sonradan görmeler vardır tabi ama Fransizlarin genel bir kendini begenmis yaklasimi var. Yahu adam Ana dili gibi ingilizce biliyor, London aksaniyla konusabiliyor, toplantida Francisca konusuyor, bir suru yabanci varken. Uluslararasi bir ekip, hepsi ingilizce biliyor, ustelik senin misafirlerin. Hala imparatorluk zamaninda yasiyorlar. Yahu bizde imparatorluktuk. Ama böyle bir yaklaşım görmezsin. Bunlarin yapisi bu
Her tespiti doğru, özellikle nezaket sahibi insanlara kötü davranılırken zengin ya da güçlü olduğunu belli eden insanlara saygı gösterilmesi ve rahatsız olunan bir konuda direkt olarak muhatabıyla konuşmayıp konuyu içinde büyütüp büyütüp başka bir yerden patlaması, bolca da dedikodu yapılması. Kırmadan dökmeden söylemeye de çok özen göstermiş. Maalesef haklısın hocam.
Biraz aşağılık kompleksiniz mi var? Merakımdan soruyorum çünkü yukarıdaki videoda sadece olumsuz söylentilere odaklanmışsınız. Aşağılık kompleksi geliştirmek hoşunuza giden bir hobi mi? Yorumunuz bir tane olsun pozitif söylenti içerseydi eleştiren birisi olurdunuz.
maşallah devam edin. Atalarınızın kemikleri sızlıyor. Bu ülke artık BM gibi oldu. gerçekten maşallah. yapımcıyı kutluyorum. suruyelilerle de yap program. afrika asyalı irlandalı ingiliz herkes bur da . biz de ülkeden kaçıyoruz. belki de aidiyet duygularımı yitirdim. yabancı seviciliği pandemi gibi yayıldı. bu kadının ülkesinde bu yapımcıyı bu kadınla aynı kapıdan geçirmezler. bu kadının ülkesinde afrikalıların vebali vardır. bir zamanlar mozartın bestelerine ilham olan halkımız vardı. bir zamanlar konuşmacı kadının ülkesindeki krallar padişahın sadece vezirlerinden birine eşitti. doğu romayı da batı romayı da yıkıp bu kadının ülkesinde onuncu sınıf insan olmak içime sinmiyor.medeniyet diyeceksiniz. bu konuşmacının dedelerini urfalılra anteplilere sorun anlatsınlar size. niye gazi niye şanlı bu şehirler unuttunuz mu. yazıklar olsun. bugün bu ülkede prof bilim insanı hoca mühendis var o zaman ne gereği var. sen kimlik kartınla bu kadının ülkesine bile gidemezsin. senden önceki türk nesli de bu kadına yaranmak için kimliğini göster gir türkiye ye demiş. bazıları hızını alamamış kimliği bile olmayanlar girebilir demiş. gene yazıklar olsun.
Hoca hanım farkına varmadan çoktan bizden biri olmuş eminim bu ülkeden de mümkün değil ayrılamaz çok beğendim bu sohbeti bizi çok güzel analiz etmiş güzel bir sohbet olmuş selamlar
Fransız etkisinden çıkıp önce Amerika sonra Arap etkisine girdiğimiz için. Eskiden lingua franca Fransızca'ydı. Sonra İngilizce oldu. AKP'lilerin Arap hayranlıkları da eklenince...
90 larda en yakın arkadaşım ben mağazadan giyiniyorum sen pazardan deyince kafama dank etmisti yaş 8-9 falan ozamana kadar hiç duymamıştim böyle birşey ama farkedince beni hep aşağılarmis meğer Evimizde çok eskiydi biz doğmadan ailem köyden gelmiş eski bir ev almış eski diye evimize girmezdi Babam amcalarımla çok çalıştı 10 senede durumumuz cok iyi oldu iki katlı bir ev yaptırdık herşey yeni idi ve zengindik artık evimizin önü araba galerisi gibiydi hemde sıfırdı ve arkadaşım gelmek istiyordu ama ben ondan sogumustum ve arkadaşligimiz bitmişti Anneside aynı kafaydi Annemde annesini hiç sevmezdi Sonra farkettim ki mahallede kimse onları sevmiyormus 😂
Türkiye de yaşayan insanları ve olayları olumlu ve olumsuz olan tüm yanları ile çok gerçekçi ve doğru gözlemleriniz doğrultusunda samimi olarak ifade etmiş olmanız dolayısıyla sizi tebrik ederim ve yaşamınızda size başarılar dilerim.Sağlıkla kalın.Saygılar.
Kadın Antropolog ne kadar güzel tespitleri var. Yetmişli yıllarda yaşasaydı çok daha fazla severdi. Robert Kolej'de öğretmenlik yapan yabancı bir öğretmen o yılların Türkiye'si için "Masal Gibiydi" diye bahsediyor. Ne yazık ki güzel ülkemiz kısır siyasi çekişmelerden bu hallere geldi.
Dışarıdan gelene masal gibiydi belki. Ama 80 ihtilaline giden yılların halkımız için çok da parlak olmadığı hele ki bugünlerden daha iyi olmadığı aşikar.
Ben şöyle düşünüyorum profesor Fransız olarak karşımıza çıkıyor burada moderatörün sen diye hitap etmesi daha mantıklı çünkü siz diye hitap etmesi takdirinde tüm Fransa için konuşmuş olacak ama sen onun kendi deneyimlerin olacaktır bu sefer kadının siz demesinin sebebine girecek olursak kadın da orada sizden kasti tüm Türkiye oluyor çünkü tüm Türkiye’de yaşadığı yaşadığı dönemleri anlatıyor bu yüzden siz de gayet normal bir şey.
Türkiye’yi ve Türk insanını tatlı dille çok güzel tesbit etti. Bir tek yer karıştırdı, orda ne demek istediğini anlayamadım. Türk insanı sıraya girmek istemediğinden girmiyor zaten, kendini herşeyden üstün gördüğü için maalesef.
Kesinlikle, kulaklarım tırmalandı, aslında hiç kimseye sen diye hitap etmemesi gerekir, daha önceki konuklardan bir rus hanımefendi bu durumu eleştirmişti.
Çok güzel "konuklar" ve "konular" seçiyorsunuz... ÇOK teşekkürler... (naçizane videolarınızın altına dakika dakika konuları ayırırsanız çok sevinirim teşekkürler)
Çok isabetli tespitleriniz var hanımefendi. Ülkemizi de Fransada çok iyi tanımıyorsunuz. Eminim. Size çok teşekkür ediyorum Madame. Je vous remercie de tout mon coeur. ❤❤❤❤😘🖐👍👏👏👏
Buyuk ilgiyle dinledim. Hocama çok tesekkurler. Tespitlerin cok isabetli oldugunu dusunuyorum. Fransa is sebebiyle 20 30 kere gitmişimdir. Turistik amacla bir kere bile gitmek istemem, maalesef. Bu ulkeye karsi kendimi hep soguk hissettim. Bu hissin sebebinin benden kaynaklandığını sanmiyorum.
İçinde fransız yada fransa geçen cümlelere Cezayir eklemek her zaman huyumdur. 🇩🇿 Setif ve Guelma katliamlarını unutturmamak için. Biz Türkler pek bilmeyiz ama fransızlar iyi bilirler yaptıklarını. Bu yorumum kendine özgürlükçü fransa da olsa silinir , bakalım burada ne olacak , kim daha özgürlükçü görelim ...
Burun temizlerken bariz sümkürmeleri onlarda gayet doğal; ablam 20 yılı aşkındır Fransa'da yaşıyor ondan ve yeğenlerimden biliyorum. Uluorta yerde hiç çekinmeden sümkürdüklerinde kızıyorum, ne var bunda diyorlar :D
@@Apo-1453Bunu apo isminde bir neanterdal mi söylüyor herkesi kıyase etmeyiniz ulan seni Fransa'da daha önce gittiğim bir klâsik müzik konseri vardı oraya götürsem seni insanlığını sorgulardın ben ne kadar küçük bir insanım diye eşşekçi apo seni
Tipik kultur farki. Onemli bir tarafi yok. Biri digerinin ulkesine gittiginde oradaki bu tarz kultur elementlerine dikkat ederse daha dogru davranmis olur. Her millet icin gecerli.
Az soylemisin kirmamak icin yada sende o bati ozentilerinden birisin turizmle uğraştım 98 den 2010 a kadar sofrada osurmayanini görmedim batılı milletler öyle ovuldukleri kadar yok yani.adamin nimete saygisi yok bikere neyini ovecem neyini benden üstün görecem ne diye dilini kullanacam
Fransız hanımefendinin söyledikleri içinde tek katılmadığım konu, Türklerin yavaş olduğu. Bizde bence herkes aşırı aceleci ve tezcanlı. Pratik zeka bizde çok daha yüksek. Ama sıra konusunda çok haklı. Ne zaman sırada beklesem birileri gelip önünüze girmeye çalışıyor ya da hop diye önünüze geçiyor. Gerçekten çok sinir bozucu. 🙄
Karşınızdaki kişi ile hele ki sizden büyükse Türkçede siz diye hitap edilir sen değil. Hele ki karşınızdaki bi konuk ise buna ayrıca özen gösterilmesi gerekir. Etimoloji sayfası olarak buna dikkat etmemeniz çok garip. Son olarak, konuğunuzun Türkçesi de aksanı da nefismiş👍👏👏👏
8:33 1990-2000'lerin Ankara'sında herhangi bir yerde 2-3 insan bir şeyi bekliyorsa hemen sıra oluşurdu. Sıraya girmezsen ciddi ölçüde uyarılırdın. 2006'dan beri İstanbul'dayım başlarda burada çok tartışırdım. Şimdi tartışmıyorum ama alışamadım da. Küçük olay büyük saygısızlık.
@@baharsarchive bu hanım siz misiniz yoksa? Benim Amerikada Fransız bir kadın iş arkadaşım oldu. Kızı Fransızca konuşmayı okula gidince red etmiş. Unuttu dedi. Unutulmaz ama hâlâ konuşmaz dedi. Benimle Kurbağa diye alay edecekler diye çocukca bir karar vermiş. Amerikada Fransızlara argo "frogs" derler. Mariam'a dikkat ettim. Türkçe kelimilerin başındaki H harfini dahi yutmuyor. Bizde Trakyalılar bile "Hiç"ya da "Hoca" diyemezler. İyi bir öğretmen olduğu buradan belli. Çok titiz olarak bu işi yaptığı ortada.
Dönüp dolaşıp aynı ilkokul seviyesindeki soruları sormak yerine azıcık daha derinlikli sorular sorsaydınız ya, hazır bu kadar iyi Türkçe konuşan ve anlayan bir Fransız bulmuşsunuz
Çok tatlı bir hanımefendi, gerçekten röportaj boyunca kibarlığı, gülmesi ve rahatlığıyla çok keyifli geçti. Türkler konusunda (ve bence Fransızlar konusunda) çok doğru tespitleri vardı Emeğinize sağlık, teşekkür ederiz
Paris aktarmalı Amerika yolculuklarımda iki kere transit yolcu olarak Fransa havaalanlarında bulundum her iki seferde de havaalanı polisi tarafından yabancı düşmanlığı muamelesi ile karşılaştım. Ben de Türk vatandaşlarını bu konuda uyarmak isterim.
Benle aynı şeyi düşünen birini görmek çok mutlu etti beni. Hatta ben kaba bile olduğunu düşünüyorum bazen . Genelde romantizm ve aşk dili olarak bize empoze edilen bu dilin öğrenmeye çalıştığımda ne kadar kaba olduğunu görünce çok şaşırmıştım
@@emirhan3482 aynen kardeş! bende öyle başladım sonra nefret ettim. ve İspanyolcanın Fransızcadan çok daha kulağa hoş geldiğini ve öğrenmenin bir o kadar kolay olduğunu fark ettim. ayrıca bir aşk dili varsa o da Türkçe bence. ama bunu bilmiyormuşum!
Gecen sene (2023) Strazburg'a 3 hafta Erasmus araciligiyla 5 ogrencimle gittim staj amacli. Fransizlarla alakali izlenimlerimiz cok kibarlar tek sıkıntı esofman ile gezerseniz ve hoodie ile gezerseniz dis gorunus dolayisiyla guvenligin gozleri sizi takip ediyor alisveris esnasinda. Cok şık giyinip geziyorlar kimsede esofman gormedik sadece kosuya cikanlar spor giyiniyorlardi. Onun disinda hocamiz hic aksanli konusmuyor soylemeseniz Fransız oldugunu dusunmezdim. Banliyo mahalleleri malum oralarda izmarit, tutun mamulleri gorebiliyorsunuz yerlerde 😅 Onun dışında konservatura girip sadece basimizla selam vererek dersi izledik, kliseye girip dinleti izledik o esnada orta yas ustu bir bayan Türk oldugumuzu anlayip geri donerek selam verdi, ve turkceyi dizilerden ogrendigini soyledi yani 65+ bir insanin hala ogrenmeye calismasi takdir edilesi
Anlamıyorum.Ben yıllardır fransız turistlere rehberlik yaptım. Ama hiç kibir tavır hava görmedim onlarda. ''Sezar'ın hakkı Sezar'a ,, Muhteşem insanlar fransızlar. Bana nasıl teşekkür edeceklerini bilemiyorlar. Oluşturdukları demokrasi ve cumhuriyetçilik fikirleri hepimize öncü oldu. Ve Türkleri yakından tanıyınca da hayran oluyorlar Türk toplumuna. Biz kendimizi tanıtamıyorsak ,suç kimde? Bence biz sorumluyuz bu durumdan. Evet, duygularını rahatlıkla ifade ediyorlar. Özgürce.
Son dönemlerde "samimiyet" adıyla yapılan saygısızlık ve seviysizlik Mesafe samimiyete engel olmadığını bilakis ne kadar samimi olunursa olunsa her zaman benirli bir mesafenin olmasi gerektiğini bilmeyen veya bilmek isteyen ya cahiller ya da kabalar var maalesef.
@@66holland02 Kendisi istemis olabilir, dogru. Ama Avrupa'da normal filan degil. Paris'te dukkanda saticiya sen diye hitap et bak ne oluyor. Ya da sokakta polis memuruna.
@@baldrick1485 hollanda siz diye hitap edilmesini istemeyen yiginla insan tanidim tabiki saygili olmak herzaman cok guzeldir sahsima sen diye kesinlikle hitap etmezdim
Görüşme esnasında "sen" diye hitap edilmesi beni rahatsız etti. Hanımefendi yaşça ve eğitim yönünden sizden daha kıdemli. Maalesef günlük hayatta "sen" diye hitap edilmesi son yıllarda yaygınlaşmaya başladı.
Çok güzel bir bölüm olmuş. Hocamızın gözlemleri gerçekten çok değerli ve Türkiye de üniversitelerimiz de böyle hocalar olduğunu bilmek en azından ümit veriyor. Teşekkürler
Türkçemizin güzelliği, Hocamıza ayrı bir sıcaklık ve samimiyet katmış. Sıraya girmek ile ilgili gözlemleri, Ankara'ya giderse eminim ki değişecektir. Düşüncelerimizi kendimize saklayıp, içimize attıklarımızdan gıyapta söylenerek kurtulmaya çalışmamızla ilgili saptaması çok yerinde. Huyumuz kurusun. Zengin veya muteber bir kişi olduğunu belli etmediğinde, Nasrettin Hoca'nın "Ye Kürküm Ye" fıkrasındaki durumla karşılaşmak gayet olası. Yine huyumuz kurusun. Hocamız, umarım uzun yıllar Boğazda vapurla karşıdan karşıya geçer inşallah. Selâmlar ve sevgiler.
25 yildir Fransa“da yasadim. Fransizlar hakkinda onyargiliyiz,çok kibar, yardımsever ve güleryüzlüler. kızları da erkekleri de guzeldir. Hayatimda tanidigim en harika, en hayat dolu insanlar ve gorunus olarak biz turklere en yakin irktirlar. Dillerine, edebiyatlarına, şarkılarına bayıldığım millet. Asiri dinci veya laiklikle isi olmayan biri iseniz gayet tabii ki bu irki sevmezsiniz,onlar da boylelerine bayilmiyor zaten.
benim ülkemdeki edepli, Allahtan korkan kullarından utanan vatandaşlarım için de, sıraya girmemek kuyruğa riayet etmemek çöpünü etrafa atmak, trafikte yayalara diğer sürücülere hakkı olmadığı halde yol vermemek vs. insanlık dışı haller, hem günah hem ayıp hatta baya baya öküzlük kabul edilir aslında. var mı sahiden böyle vatandaş.
Gördüğüm kadarı ile ülkemiz bir hoca kazanmış, iyi bir insan kazanmış. Tanımak güzeldi. (18:30 Zengin deyişi , ' geniş ' e sesi, "demain, copaine'' der gibi😂, bu arada sonradan görme ve zenginliğini hazmedemeyen insanlarımızı dile getirmiş, tesbiti doğru. )
2018 Malta’da bir yaz günü, normalde olmayacak bir şey, rastlantısal bir şekilde Fransız Lea ile birlikte onun playlistini dinlerken buldum kendimi. İlk defa bu kadar farklı biriyle tanışmıştım. Hayat dolu, çılgın, ne yaptığı belirsiz, beni her yere davet eden, düşünceli. Zamanımız yoktu, yarım kaldı, esti geçti. Arada yazıştık, ne o unuttu ne de ben. Ama yalan yok aklımda kaldı. Atilla İlhan’ı daha iyi anladığım zamanlardı.
Türkçenin diğer dillerde olmayan çok güzel bir özelliği vardır. Türkçedeki adlar eylemlerden türetilir. Yönetmek-Yönetmen, Oynamak-Oyuncak, Sallamak-Salıncak, Söylemek-Söylem, Kaldırmak-Kaldıraç, Çekmek-Çekici, Gezmek-Gezgin, Göndermek-Gönderi, Yenmek-Yengi, Açmak-Açkı(Yunancası Anahtaros), Biçmek-Bıçkı(Persler Testere diyor.), Dikmek-Dikici (Persler Terzi diyor.), Bölmek-Bölge,Bölüm, Silmek-Silgi, Sormak-Soru, Yanıtlamak-Yanıt, Belirmek-Belirti, Caymak-Cayma, Düşmek-Düşük, Gelmek-Gelir, Gitmek-Gider, Gülmek-Güldürü, Sövmek-Sövgü, Örmek-Örgü, Üzülmek-Üzgü, Korkmak-Korku, Sevmek-Sevgi, Taşmak-Taşkın, Tapmak-Tapınç (Araplar "Din" diyor.) Yunmak-Yunak (Araplar Hamam diyor) Yakarmak-Yakarış, Yakınmak-Yakınma, Yorulmak-Yorgun, Yargılamak-Yargı, Türemek-Tür, Yapışmak-Yapışkan, Sarılmak-Sargın (Araplar "Samimi" diyor.), Özgürlük-Özgür, Yanmak-Yangın, Sönmek-Söndürücü (Araplar İtfaiye diyor.). Özetle, beyni çalışan bir ulusun elinde böyle matematiksel ve türetime çok açık bir dil olacak idi, tüm gezegenin göz bebeği olurdu. Ancak, ne yazık ki böylesi güzel bir dilin değerini bilmeyen bir sürü kullanıyor ve kullandığının da ne olduğunu bilmiyor. Yabancı dil maymunluğu yapmaktan fırsat bulup, kendi dilinin derinliğini bile anlayıp, algılayamıyor.
Çok güzel yeni türetilmiş ve eski Türkçe sözcükler var, ama kullanmayı tümüyle teşvik eden kurumlar yok. Dili, kendi haline bırakma durumu var. Bu acı bir durum!!!
Vay bee, Elin Fransızı "Ezan sesini duymak isterim" diyor ama burada ezan sesinden rahatsız olan (sözüm ona) "Türkler" var. Hocamız çok güzel tespitler yapmış gerçekten. Güzel bir söyleşi oldu. Teşekkürler.
80lerde Türkiye de yaşamış bir Fransız aile ile tanışmıştım,oğullarının ismini Timur koymuşlar ve o zamanın Türkiye’sinden insanlarından çok etkilenmişler…Bizim insanımızın samimiyeti,yardım severliği başka.
Dünya'da bir çok dil ve yaşam düşünce kültürü vardır. Fransız kültürünü anlamak çok güzel bir duygu. Fransızca inanılmaz ince bir dil, ayrıntılarına kadar anlatmak istediklerinizi anlatabiliyorsunuz. Fransızlar dünyanın son ve en belirgin değişikliği tetidiklediler. Fransızlar düşünce üzerine uzmanlardir. Düşünmeyi çok derinden yaşayan ve hisseden. Albert Camus “L’Homme révolté”, Broché, 1951
Eşim Fransız birgün fırına gittiğinde ekmek ile erkek kelimelerini karıştırmış "lutfen iki sıcak ekmek " yerine " iki sıcak erkek lütfen " demişti Allahtan fırıncı arkadaşlar centilmence davranıp 2 sıcak ekmek vermişlerdi
İlk defa bir Fransız'dan ülkemi dinledim. Çok ilginçti. Çok teşekkür ederim hocama. Belki Fransa'daki Türkiye algısının olumlu yönde değişmesi adına katkısı olur.
Çocukluğumdan beri kurallara uyan biriyim ne zaman sıra olması gereken yer olsa herkes ayni anda hurra almaya çalışır ben hep en sona kalirim ben sira insanıyım diyelim hastanede muayene sirasindayim yandan gelen uyaniklar hep benim sıramı bir sekilde alirlar Her zaman siraya niye girmiyorsunuz diye kavga ederim otobüs duraklarinda kabusum kapi açılınca hurraaaa diye birbirlerini ittire kaktira dalıyorlar otobuse 😂