Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
/ Önemli İnsanlar
O, türkiye’de modellik” denince akla ilk gelen isim... Uluslararası başarılarla taçlanmış uzun soluklu kariyeri boyunca her zaman seçici olmaya ve doğru kişilerle çalışmaya özen gösterdiğini söyleyen usta model güzide duran mesleğinin zirvesindeyken evlenip podyumlardan çekildi. Ünlü ismi gelin daha yakından tanıyalım.
Mersin pozcu mahallesi'nde tır şoförü yüksel ile eşi almancı kızı tülay'ın yavruları olarak 4 ağustos 1980 perşembe günü sabaha karşı 02.00'de dünyaya gelen güzide duranın çocukluk yıllarında yaşadıkları pembe dizileri aratmıyordu. Yaşadığı acı tecrübeleri yıllar önce hürriyetten yener süsoya anlatmıştı sadece. Parçalanmış bir ailenin ana baba sevgisinden mahrum yetişmiş çocuğuyum diye başlamıştı hikayesini anlatmaya. Annesiyle babası güzide duran daha 2 yaşındayken ayrılmış. Küçük erkek kardeşini ve güzide duranı bakması için babaannesine vermişler. Bu dönemlerde babası ikinci bir evlilik yapmış. Üvey annesinden bir kardeşi olmuş. Babaannesi iki kardeşe bakamaz hale gelince babası mecburen çocuklarını yanına almış. Üvey annesiyle de hiç anlaşamıyorlarmış. Röportajda yaşadıklarından şöyle bahsetmişti ünlü manken: babaanne bize bakamaz hale gelince babam bize osmaniye'deki evine aldı ama, üvey anneyle hiç anlaşamadık. Mesela çamaşırları hep bana yıkatırdı. Babamın yoldan geleceği gün beni biraz süsler, kendisi ise eski şeyler giyinirdi. Çalışmaktan çok yorulmuş gibi yapmak için. Babama annemin kim olduğunu, nerede yaşadığını sorardım; bana ‘‘onu unut’’ diye kızardı. Tır şoförü olan babamın yüzünü ancak üç ayda bir görüyorduk. Bir hafta kaldıktan sonra tekrar yollara düşüyordu. Üvey annemizin ilk evliliğinden de bir çocuğu vardı. Zalim kadın bize yemek vermezdi, kendi çocuğuna ise kokular saçan sucuklu yumurtalar kırardı.
Küçücük bir çocuk için çok ağır şeylerdi bunlar. Eski türk filmlerinde, ya da kemalettin tuğcu kitaplarında gördüğümüz türden bir hikayeydi bu. Belki de içten içe annesini bulursa daha mutlu olabileceğine inanıyordu. İlkokula giden bir çocuk elbette annesini tek başına bulamazdı. Ama geçen yıllarda evlat hasreti çeken annesi onu bulmayı başardı. 2. Sınıfa gidiyordu. Müdür yardımcısı derse girip küçük güzideyi sınıftan aldı. Yener süsoya verdiği bu içten röportajda yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: atatürk ilkokulu 2. Sınıfında okurken müdür yardımcısı derse girip ‘‘güzide duran benimle gelsin’’ dedi. Odada ağlayan uzun boylu iri yarı, güzel bir kadın vardı. Birden ayağa kalkıp ‘‘yavrum, biricik kızım ben senin annenim’’ diyerek boynuma sarıldı. Bu arada müdür yardımcısı da onun söylediklerini onaylıyordu; meğer beni çağırmadan önce kendi aralarında konuşmuşlar. Böylece 9 yaşında annemle yeniden tanışmış oldum. O gün kendisinden bir fotoğrafını alıp arkasına ‘‘canım anneciğim’’ yazdım, evdeki yastığımın altına koydum. Ertesi gün okula gittiğimde fotoğrafı yastığımın altında unuttuğum aklıma geldi. Hasta numarası yapıp okuldan kaçıp eve koştum. Kapıdan girdiğimde iş işten geçmişti, kadın resmi çoktan bulmuştu bile. Kadından bir güzel dayak yedim ‘‘bu fotoğrafı nasıl saklarsın?’’ diye. İşte o gün evden kaçtım, gecenin 03.00'ünde, babam seferdeydi. Gökhan korktuğunu söyleyip benimle gelmedi. Çocuk aklımla en sevdiğim kıyafetleri bir naylon poşete koyup tek katlı evin balkonundan bahçeye atladım. Issız ve karanlık sokaklardan kalabalık caddeye kadar yürüdüm, tek çarem otostop.
Farkında mısınız anlattıkları hala bir film sahnesi gibi geliyor. Ben güzide duranın hayatını araştırmaya başlamadan önce bu ışıltılı dünyasının arkasında böylesine acılar olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Yener süsoya o günleri tüm içtenliğiyle anlatmıştı güzide duran. O gün otostop yaptığında karşısına çok kötü biri de çıkabilirdi. Ama bir anne ve evladın kavuşması söz konusuydu. Onu arabasına alan yaşlı amca küçük güzideye yardım etti. Önce dedesinin evine oradan da teyzesinin yanına gitti. Ama teyzesinden aldığı haber çok sevindirici değildi. Annesinin ameliyat olmak için hastanede yattığını öğrenmişti. Hastanenin yolunu tutup annesinin kollarına bıraktı kendisini. O günden sonra da hiç ayrılmadılar. Ama tabi bu kadar kolay olmadı bu. Röportajın davemında olanları şöyle anlatmıştı güzide duran: bu arada kadın ertesi sabah anlıyor benim evden kaçtığımı. Gökhan'a zulmedecek diye korkular içindeyim, çünkü ona benden daha kötü davranıyor. Birkaç gün sonra babam yoldan geliyor, olayları öğrenince çıldırıyor. Bir akşam babam yanında iki polisle annemin evine geldi. Bizlerin velayeti onun üzerineymiş. Ben polislere ağladım, kadının yaptıklarını anlattım. Sonuçta babam anlayış gösterdi ve polisler gitti. O an baktım ki, annemle babam canciğer, ben şoktayım. Babam hálá anneme aşıktır; bana hep ‘‘bizi barıştır’’ der ama, annem altı ay önce üçüncü evliğini yaptı. Neyse, o gün annem gökhan'ı de getirmesi için babama yalvardı, babam da anlayış gösterip getirdi.
#güzideduran #güzideduranaksoy #adnanaksoy
14 апр 2024
