Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın İstanbul Zübeyde Hanım Kültür Merkezi'nde gençlere yapmış olduğu "Gençliğin Helal İle İmtihanı" başlıklı dersi. Kanalımıza Abone Olmak İçin: goo.gl/AbpiDa (Ders Tarih: 12 Mart 2017)
Hocam Allah (c.c) sizden razı olsun. Şüpheli gıdalar ve misafirlikte bu konuyla ilgili nasıl bir yol izlemeliyiz? Bununla da ilgili sohbet yaparsanız sevinirim, hayırlı Ramazanlar dilerim.
Bu sorumu ve bu sohbeti dinleyen herkes cevaplayabilir Aidin Salih yitik sifanin izinde kitabı hakkında ne düşünüyorsunuz ilk defa duyanlar araştırabilir modern tıp yöntemlerini yerle bir eden hadis ve ayet ışığında hastalıkları anlatan aç kalarak şifa olacağını vs bir kitap yiyecekte helal harami çok iyi anlatwn bir kitap
SUAL : Bizler nasıl bir mücadele yöntemi ile helal noktasında bazı şeyleri nasıl koruyacağız? ve bizi farklı farklı ambalajlarla "HARAMA ve HABİS OLANA" da'vet edenlere karşı nasıl istikamet çizgisini koruyacağız? 🖎 CEVAB : Peygamberimiz (sav) gibi bir gayret ve ciddiyetle...👉Hz.Peygamber (sav); Mekke'den Yesrib'e (Medine'ye) hicret ettiğinde Yesrib'de bulunan arapların nüfusu 6.000, yahudilerin nüfusu ise 4.000 idi. Yesrib 10.000 nüfuslu bir yerleşim yeriydi. Mekke'den Medine'ye hicret eden müslüman sayısı ise 500 civarındaydı. Sonradan müslümanlığı kabul eden " Ensar" olanlarla birlikte Yesrib' in ancak %15'i müslüman idi. Yesrib'de siyaset alanında da, ticaret alanında da, sosyal kuralları düzenleme alanında da bütün ipler yahudilerin ellerindeydi. Arapları; yahudiler her alanda yönlendiriyorlardı. Günümüzde de yahudilerin bu alanlarda devletleri yönlendirdiklerini müşahede etmekteyiz. 👉Peygamberimiz Hz.Muhammed (sav) işe şuradan başladı. Bir İslam toplumu oluşturmak ve İslam'ın yaşanabilmesi için yanlız kendine has özelliği olan, taklid olmayan, ilk kez meydana gelecek olan yani "ÖZGÜN" bir müslüman kimliği oluşturma gayretinde idi. 👉 Peygamberimiz (asm); Medine'nin ilk günlerinde özgün müslüman kimliğini üç (3) temel alanda inşâ etmeye başladı. Birinci alan : İlim ve fikir alanıdır. Bu alanın merkez üssü Mescid-i Nebevi idi. Burada kendi mensublarının yani müslümanların aķıllarını inşâ etti. Zira; mescidler sadece namaz kılınan ve dağınılan yer değil, toplumun kalbi olan yerdi. Orada akıllar şekillendi. İkinci alan : Duygu ve âmel alanıdır. Peygamberimiz (asm); bu alanda müslümanların kalplerini inşâ etti. Kalplerde olan sıkıntı ve darlıkları gidermeye çalıştı.Kalplerdeki sapma ve dağınıklıkları korumaya çalıştı. Genel anlamda bunu kendi evi (menzili) olmak üzere yani "Hücre-i Sâadet" dediğimiz ve muallimi ve muallimeleri peygamber eşleri olan Âişe annemiz, Safiye annemiz, Ümmü Seleme annemiz, Meymune validenizden oluşmaktaydı. Üçüncü alan : Görüş ve değer alanıdır. Peygamberimiz (sav) görüş ve değer alanını inşâ ettiği alan "Suffa Mektebi" diye bildiğimiz Peygamber mescidi'nin hemen arkasında olan bir yerde kurulan okulda bunu yaptı.👉Bu yukardaki üç (3) alanın inşâsında belirli bir seviyeye gelen müslümanlara "Bedenlerinin ve Midelerinin" inşâası içinde birşey lazımdı. Zira; İSLAM, hayata bir bütün olarak bakar. Bundan dolayı Peygamberimiz; müslümanların sağlıklı bir bedene, başkalarına bağımlı olmayacak bir şekilde asli ihtiyaçlarını karşılayacak bir zemine de ihtiyaç duydu. Bu ihtiyaç peygamberimizi; Medine çarşısı'nın ihyasına, inşâsına yönlendirdi. Peygamberimiz (sav); Medine'de daha ilk günlerde Yahudilerin ticaret sahasında kişilerin üzerindeki üstünlüğünü farketmişti. Bu bağımlılıktan, bu üstünlük ten müslümanları yahudilerden kurtardığı ilk alan içme suyu gibi özel ve her zaman için ihtiyaç olan bir alanla başladı. Hz.Osman dahi yahudi olan birinden "Rume" kuyusunu alıp sonra Allah için tasadduk ettiğini biliyoruz. Hatta bu kuyunun alınmasına sebeb olan peygamber (sav)'in ifade ettiği : "Cennet karşılığında Rume kuyusunu kim satın alacak?" sözüydü. Medine'de o dönemde 14 su kuyusu bulunmaktaydı. Bu kuyuların 4 tanesinin suyu özel ve güzel sulardı, bu kuyular tamamı yahudilerin elindeydiler ve insanlar bu suları altın, gümüş karşılığında satın alıyorlardı. İşte, o kuyuların biri de Rume kuyusuydu. Hz.Osman'ın Rume kuyusunu yahudilerden satın almasıyla müslümanlar yahudilerin bu bağımlılığından kurtulmuş oldular.👉Günümüzde dahi insanların özel içme suyu ihtiyaçlarını nereden tedarik ettiklerine bir bakın! En çok satılan ve içilen kaynak sularının çoğunun yahudilerin ellerinde ve ticaretinde olduğunu göreceksiniz ve peygamberimiz (asm) gayretini daha iyi anlayacaksınız, değer ve önemini kavrayacaksınız. Hasıl-ı Kelam : Başkalarının eliyle ve ticaretiyle müslümanların midesine giren her yiyecek ve içecekler şüpheli ve hâram olabilir. Bizler uyanık olmadığımız için yiyecek ve içeceklerimize haram maddeler karıştırıp midemize indiriyorlar. Hal böyle olunca hem gıdalarımızı, hem nefsimizi, hem nesillerimizi ifsad ediyorlar. Böylelikle bu hal bizlerin yaşamına da yansıyor. Haramlarla büyüyen nesiller ve midelerden hayır beklenmeyeceği gibi ibadetlerinin ve dualarının kabul edilmesini de bekleyemeyiz.
çok güzel anlatmşnz şuan evimde dikkat etmeye çalışiyorum Rabbim yardmcmz olsun ama misafirlikte nasl olacak :( kesin bi haramlık olmayınca da bişi de diyemiyorsun şüpheliden kaçma noktasnda tavrımız nasl olmalı ?
Evlilikler bitme. Noktası kaderim di kader oldu hocam allahım cc kapalı alıyor eşini açık seviyor açıl diyor. Açıklar yemin ederim tesettür yanlış anlamayın hocam ben kaldıramadım bilmem hiç düşmanım yok demeyin Gülbeyaz uçar Dua ile selam saygıyla kalın amin
Biz anne baba ve eşlerimizin Allah'ın haram kıldığı meselelerdeki isteklerine itaat etmek mecburiyetinde değiliz. Rabbim imtihan içerisindeki abi-abla ve kardeşlerimizin ve hepimizin yardımcıları olsun..