Senelerdir, şu veya bu şekilde, olur olmadık biçimlerde, zaman zaman ne idüğü belirsiz bir tonla da olsa bu kanalda bir nevi politik duruş sergilediğime inanıyorum (her inancın zayıf karnı olan o kendinden şüphe etme halini de hep taşıyorum). Bununla beraber, asla çığırtkanlık yapmadım; sesi yükseltmenin, insanların yakasına yapışıp herkesin tekrarladığını bir de kendi çatallanan sesimle borazan misali duyurmanın anlamı olduğuna inanmadım; daha da vahimi, bir anlamı olmamasından da ziyade, böyle davranışlar sergilemeyi kişisel bir eksikliğin tamamlanma çabası olarak gördüğüm için bundan uzak durdum. Diğer ve daha yanlış bir deyişle, kendi görüşlerimin benim gibi düşünmeyenlerden daha üstün olduğunu ima eden her türlü heybetli eylemle arama mesafe koymaya çabaladım.
Gelgelelim, can sıkıntımı gidermek için başladığım ve aslına bakılırsa hâlâ aynı saikle devam eden bu çeviri süreci, yayınladığım her videoyla biraz daha fazla anlatır oldu beni. Seçtiğim kayıtlar, çeviri için tercih ettiğim dil, uzun ve manasız bir biçimde yazdığım açıklamalar, sanıyorum ki, dünyaya nasıl baktığımı da parça parça ortaya koydu. Gerçi, kimsenin bununla ilgilendiğine inanmıyorum; hatta, ilgilenmesi gerektiğine hiç inanmıyorum. Fakat en nihayetinde, hemen her şeyde olduğu gibi, beni nispeten değerli gösterecek bir yanılsamanın kollarına kendimi bırakmadan edemiyorum. Kısacası demem o ki, kendimi birilerine açıklayabildiğim hususunda kendimi kandırdığımı, ne yazık ki, çok iyi biliyorum.
Bu şahsi meselelerin seçtiğim bu kayıtla ne ilgisi var diye düşünülebilir. Bunu ben de düşünüyorum doğrusu. Sanırım bir sis perdesinin arkasına gizlenerek, denebilir ki utanıp çekinerek veyahut gerçeği gizemle süsleyerek hepimizin gözü önünde duran bir seçime işaret ediyorum. Bu seçim, çok yakın bir gelecekte, bizlerin nasıl bir yaşam süreceğini az veya çok belirleyecek bir tercih meselesi olacak. Bunun farkında olmamak mümkün değil.
En başa dönecek olursak, bu kanalda yayınladığım videolarla yıllar yılı değerli bulduğum fikirleri aktardım aslında ben. Demokrasinin ne denli önemli olduğunu ifade eden sayısız kayıt çevirdim, çoğunluk iktidarının tehlikelerini, fikir özgürlüğünün olmadığı bir ülkede gelecek nesiller için umudun yeşeremeyeceğini, sanatın sansürle boğuşmasının toplumu nasıl yozlaştırdığını, korunmayan azınlıkların elinden alınan yaşam haklarının korkunç sonuçlarını, toplumsal ayrışmayı körükleyen siyasetlerin kolektif yaşamı yok ediş biçimlerini ve daha nice düşünceyi kanalın tozlu arşivlerinde bulabilirsiniz.
Bu fikirleri dile getiren kayıtları rastgele bir biçimde seçmedim hiçbir zaman. Kişisel veya toplumsal bir meselenin belli belirsiz dışavurumları oldu bunlar hep. Şu an da yine böyle bir ifade biçimiyle karşı karşıyasınız. Kendimi daha açık ifade etmem elbette ki mümkün, ancak kendimi ne kadar açık ifade edersem kendimi o denli de eksik ifade etmişim gibi hissediyorum.
Gelin daha somut verilere dönelim: George Orwell ile ilgili yapılan BBC belgeselini geçtiğimiz yıllarda çevirmiştim: ( • George Orwell Belgesel... ) Belgeselde Orwell’ı Chris Langham canlandırsa da Orwell’ın ağzından çıkan her kelime onun eserlerinden, özellikle de denemelerinden alınmıştır. Bu bağlamda, belgeselin tam olarak sonunda geçen ufak tirat da aslında Orwell’ın bilinen son basın bildirisi için yazdıklarıdır. Sanıyorum ki, Orwell’ın bize bu uyarısı, içinde bulunduğumuz durumda olabilecek en gerçekçi biçimiyle karşımıza dikilmektedir.
“Her kitabın en nihayetinde bir parodi olduğunu göz önüne alırsak, 1984 romanında geçen şeyler sahiden de yaşanabilir. Dünya şu anda bu yöne doğru gidiyor. Dünyamızda korku, öfke, zafer ve bayağılaşma dışında bir duygu kalmayacak. Cinsel içgüdünün kökü kazınacak. Orgazmı ortadan kaldıracağız. Parti’ye sadakat dışında hiçbir sadakat söz konusu olmayacak. Ancak daima güç zehirlenmesi yaşanacak. Zafer heyecanı, çaresiz düşmanın üstünde tepinme hissi, her zaman, her an, var olacak. Geleceğin tasvirini merak ediyorsanız, bir insanın yüzünü ilelebet çiğneyen bir postalı düşleyin. Bu tehlikeli kâbus halinden çıkarılacak ahlak dersi gayet basit: Bunun olmasına izin vermeyin. Bu, size bağlı.”
* * *
Çeviri: Ümid Gurbanov
Blog: umidgurbanov.substack.com
Twitter: umidgurbanov
* * *
Twitter: ufaktefekceviri
Patreon: patreon.com/umidgurbanov
9 май 2023