Hâyal et: Jeon Jungkook•••Yangın 

. HİKÂYE . Yağmur kokusu.. Jungkook diğer tarafa döndü ve aynı şeyi tekrarladı: düşümemeyi. Kollarım arasında kalan küçük bedeni.. Daha rahat bir pozisyon almayı denedi. Kızın güzel gülüşü, bıcır bıcır konuşması ve kendiliğinden kırmızı tatlı yanakları. Diğer tarafa doğru döndü jungkook. Kocaman gökyüzü, uzaklarda kara bulutlar olsa da bulundukları yer açık. Büyük bir alandalar. Yanda iki tane bisiklet, altlarına serilmiş kırmızı kareleri olan piknik örtüsü, üstünde plastik iki bardak, poğaça poşeti, plastik bir tabak ve içecek Neden burada oldukları hakkında bir fikri yok jungkook'un. Fakat Leyzi, sahilde ki gibi kolları arasındayken bu umursayacağı en son şey bile değil. Neden böyle toz pembe bir rüya gördüğünde anlam veremedi jungkook, rüya içindeyken bunu sorgulayabilmesi de ayrı garipti. Soğuk rüzgar estiğinde jungkook ceketini çıkartmak için geri çekildi. Fakat arkalarında onları sırıtarak izleyen bir adamı fark ettiğinde kaslarını çattı. "Eğleniyor musunuz?" İkisi de cevap vermedi. Jungkook rüyayı tekrar sorguladı, neden adama cevap vermek yerine genç kızı oyuncak ayısını vermek istemeyen çocuk gibi sarıp kaşlarını çatmıştı? "Eğleniyor musun, Leyzi? Boşversene, burası çok sıkıcı hadi gel." Jungkook kafasını çevirip kıza baktığında kızın istemediğini görüyor tam cevap verecekken, adam kahkaha atıyor. Jungkook ise, rüyaya el atiyor. "Tanrı aşkına bu ne biçim rüya? Sen kimsin ve ne istiyorsun?" Kara bulutların yaklaştığını görüyor jungkook. "Leyzi'yi istiyorum, ve sevgilisiyim. Gel, Leyzi." Leyzi jungkook'un kollarını iterek kalkıyor ve adamın bir adım arkasına gidip, hizmetçi gibi kafasını eğip ellerini önünde birleştiriyor. "Sikeyim böyle rüya mı olur? Kabus bu! Kabus görmenin sırasımıydı? Keşke uyumasaydım ya! Gelsene leyzi, nereye gidiyorsun?" Adam yine kahkaha attı. "Leyzi seni terk ediyor jungkook, kör müsün?" Jungkook derin nefes verip ayağa kalkıyor. "Bu rüya ya da kabus artık her neyse, geleceğin habercisi. Leyzi'den uzak dur." Bu defa gülen kişi jungkook, psikopat gülüşü. "Duracağım varsa da bu rüyadan sonra gel beni sik yine durmuyorum lan." Karşıda ki adam kaşlarını çattı. "Bu rüya böyle olmayacak, rüya da kalsana sen! İtaat et rüyaya! Karşı çıkanı da ilk defa görüyorum ya!" Jungkook göz devirdi. "Ya bi sg, kıza daha kavuşamamışım, saçma sapan rüyalar! Bu rüyanın senin istediğin gibi bitmesine izin vermeyeceğim lan. Bu kız beni terk etmeyecek, o bulutlarda kafamın üstünde toplanıp şimşek eşliğinde üstüme yağmayacak. İtaatsizlik ediyorum ve rüyama hüküm ediyorum. Leyzi gel hadi bebeğim." Leyzi bu defa jungkook'un yanına geliyor, fakat koşarak, geldiğinde ise jungkook'a sarılıp yüzünü saklıyor. Jungkook geri çekilip baktığında kızın yüzünün kan içinde olduğunu görüyor. "Hay sikeyim naptın kıza" adam yine güldü. "Henüz birşey yapmadım, uzak dur yoksa olacak olan bu." Sonra elini şıklattı ve kızın yüzü eski haline döndü. "Bu ne biçim rüya ya ben gidiyorum" demesi ile gözlerini zar zor açması bir oldu, telefonunu alıp saate baktı. 5 dakika uyuyabilmişti. Doğrulup oturduğunda rüya aklına doldu ve gülmeye başladı. "Hayatımda gördüğüm en saçma rüya." Dedi ve gülmeye devam etti. Telefonunu tekrar eline aldı ve kafa dağıtmak adına oyalandı. Saate baktığında aradan 1,30 saat geçtiğini gördü ve ayaklandı. Geçen gece de taehyung ile uyumamışlardı ve bir saate bir ya da yarım saate bir kontrol etmişlerdi genç kızı. Jungkook geçen gün kızı kontrol ederken kız uyanmıştı, fakat hiçbir şey demediğine göre rüya olduğunu düşünmüştü. Bu düşünce jungkook'un yüzünde gülümsemeye sebep oldu. Kızın odasının kapısını sesizce açıp kafasını uzattı, düzgün bir şekilde uyuyan kızı görünce nefes verdi ve içeri girip kapıyı kapattı. Geçen gün geldiğinde kız rahatsızca kıpırdanıyordu, kaşlarını çatması ile jungkook uyarıyı almıştı, kızın yüzüne doğru eğilmiş, bir eliyle saçını koşarken diğer eliyle sağ elini tutmuştu, jungkook'un tişörtü uyuyan kızın sol eline sürtündüğünde kız onu avucu arasında sıkıştırmıştı, jungkook gülüp yüzünün her yerine -dudakları hariç- kelebek öpücükleri koyarak rahatlamasını sağlamıştı, nitekim öyle de olmuştu, genç kız öpücüklerin ve kahve kokusunun etkisi ile kabusun eşiğinde iken toz pembe bir rüyaya geçiş yapmıştı. Jungkook'un tişörtünde ki eli gevşemişti, nefesleri yeniden düzene girmişti. Fakat hepsi jungkook geri çekilemeye yelteninceye kadar, jungkook'un tişörtü yine kızın avucu içinde kırış kırış olmuştu, sağ eliyle de jungkook'un elini sıkıca tutmuştu, jungkook yanına oturmuştu onun, ve kız eski haline geri döndüğünde elini yavaşça bırakmış, tişörtünü de büyük bir dikkatle avuçum içinden çıkarmayı başarmıştı. Jungkook kızın annesine, ve abisi taehyung'a da böyle yaptığını sansa da genç kız ilk defa jungkook'un tişörtünü öyle sıkı sıkıya tutmuş, elini bırakmamıştı. Jungkook o günü bırakıp bu ana odaklanmaya karar vererek yatağın hemen yanına dikildi. Genç kız sırt üstü yatarken dizlerini kendine çekmişti, elleri rastegele yerlerde duruyordu. Kızın kafası sağa doğru düşmüştü, hâl böyle olunca normalden daha çok tombikleşmişti kızın kırmızı yanağı, jungkook kendine engel olamadan tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu yanağa, doğrulmak istediğinde ise kız sıkıca tuttu tişörtünü, bu ikinci kez oluyordu, sanırım çok düşündüğü için -çünkü çok hoşuna gitmişti- bu tekrarlanıyordu. Biraz öyle bekledi ve sonra o günki gibi tişörtü kurtarmayı denedi, fakat başarısız. Genç kız o zaman gerçekten uyuyordu bu yüzden biraz beklemesi işe yaramıştı. Fakat şimdi kız, rüyalar aleminin kapısı açılmadan saniyeler önce yanağında hissettiği tüy kadar hafif bastı ile uykusunu bir ok yardımı ile uzaklara gönderdi. Zira kalbi, burnuna dolan kahve kokusundan, hemen üstünde hissettiği bedenden ve en çokta yanağında hissettiği yumuşacık dudaklarla delicesine atmaya başlamıştı. Öyle ki heyecandan ne yapacağını bilememiş ve eline sürtünüp huylanmasını sağlayan tişörtü avucu içine alıp sıkı sıkı tutmuştu. Birkaç saniye sesizlik oldu sonra. Kalbi geçen saniyelerde mümkünmüş gibi daha hızlı atmaya başladı, sebebi ise saniyelerce yüzüne çarpan nefes ve burnuna dolan kahve kokusundan başka birşey değildi. En sonunda üstüne eğildiğini hissettiği beden geri çekilmeye yeltenmişti, fakat hâlâ uyku sersemliğinden ve heyecandan ne yapması gerektiğini bilmiyordu ve elinde olmadan avucunun içinde ki tişörtü tekrar sıkıca sardı, yetmedi.. biraz daha kendisine çekti çocuğu.

Ayayayaya gece okumak ayrı bir zevk veriyor çoksellll

Uyumadan önce okumak için bekledimm şimdi okuyucamm

Ya cok tatli bunlaarrrrr yerimm

Hikaye yokk

Yine erken geldim of offff😊

Aşkım geç geldimyaa hemen okuyomm kesin mükemmeldirr❤❤❤

Ilk mi acep