Bir ebeveyn değilim, sadece empatisi yüksek bir insanım. Bu özelliğim nedeniyle sohbet ettiğim bir çok annenin aslında çocuk sahibi olmak isteyip istemediğini sorgulamadan ya toplum değerlerine uyum sağlamak ya da biyolojik güdüsü olan soyunu devam ettirme programı nedeniyle anne olmuş olduklarını fark ettim. Şu an toplumsal olarak yaşadığımız sorunların temeli kendini anne ya da baba olmaya hazır hissetmediği halde anne ya da baba olan bireylerin iç çatışması nedeniyle kendinden sonraki soyunun yetişmesinde ne yapacağını bilemiyor. Bu sadece bir tespit, anne çocuğa hamile olduğunda bedenindeki biyolojik değişimlerin olması için aktive olan gen kodları hamile kadının belki de anne kimliğini kabul etmemesi nedeniyle aktive olamıyor. Bu gen kodları aktive olamadığı için de anne içgüdüsel olarak var olan annelik bilgisine ulaşamıyor. Babanın babalığı hissetmesi Sinan hoca çocukla fiziksel temas kurduktan sonra gerçekleştiğini ifade etmişti. Baba da yine çevresel kimlik karmaşası nedeniyle epigenetik etkileşim sonucu aktive olması gereken genler aktive olamıyor ve o da babalık kimliğine ait içgüdüsel bilgiye ulaşamıyor. Hem anne hem de baba bu içgüdüsel bilgiye ulaşamayınca sadece neokorteksteki mantıksal bilgileri analiz ederek, iş yerinde bir işi yerine getirmek gibi üst amiri olarak çocuğa çeşitli görevler veriyor ve bu görevleri yerine getirmesini bekliyor olabilir. Mandıra Filozofu filminde Mustafa Ali siz çocuk yapmıyorsunuz proje yapıyorsunuz demişti. Bende buna benzer bir alanı ifade etmeye çalışıyorum. Kendi içinde anne ya da baba olmaya kendi istediği için karar veren ebeveynler içsel bilgeliği ile bağ kurabildiği için çocuk doğumu ile ailede oluşan yeni kaosu sevgi ile yönetebiliyorlar ve bu kaosun kendilerine öğretmenlik yapmasına izin verebiliyorlar. Topluma uyum sağlamak için çocuk dünyaya getiren ebeveynler ise içsel bilgeliği ile bağ kuramadığı için çocuk doğumu ile ortaya çıkan kaosu yönetemedikleri için her şeyi bırakıyorlar ve hayır demesi gereken süreci de analiz edemiyorlar. İnsan olarak hepimiz kendimize dürüst olursak ve destek almamız gereken yerde destek alma cesaretinde olursak bu toplumu hepimiz iyileştirebiliriz. Toplum bireylerden oluşuyor. Tüm bireyler kendini iyileştirirse toplum zaten kendi kendine iyileşmiş olur 💚
Ebeveyn olamayan bireylerin de ilk fırsatta gen bağı olmadan da ebeveyn olmalarını, ebeveynlerin ayakkabılarını giydikten sonra evrilmiş olarak yorum yapmasını diliyorum 💕
@@zirzop911 etrafımda gördüğüm anne olma sorumluluğunu yerine getirmeyen ya da getiremeyen hem cinslerimin ve onların çocuklarının yetişmesindeki eksikleri görüp, kendi irademle anne olmamayı seçtim. Kendimi anne olmaya yeterli görmediğim için anne olmamayı seçtim. Bu gözlemi ve bu seçimi herkes yapabilir. Dünyada 8 milyar insan var. Bu da dünyamızı tüketen bir eşiğe doğru insanlığı götürüyor. Biyolojik olarak doğurabiliyor diye her insan doğurmak zorunda değil. Ben kendimi bu zorunluluktan özgür bıraktım. İnsan olarak dünyaya daha az zarar vermek için neler yapmam gerekiyorsa bunu yapıyorum. Sevgiye hizmet etmeyen kimliklerin seçimlerini de kabul etmek zorunda değilim.
Hayırsız ebeveynliğin sebebi çocuğa birşeyi ikna etmeye çalışmaktaki üşengeçlik, isteksizlik belki de yorgunluk olduğunu düşünüyorum. Bazen bazı ebeveynlere çocuğun istediğini alıvermek, onlara birşey izah etmeye çalışmaktan daha kolay geliyor...
Harikaydı. Ağzınıza sağlık. Ben de bir tespitte bulunmak istiyorum. Çocukluğunda ebeveynin her emrini, isteğini düşünmeden "evet efendim" diyerek yapanlar, aynı tavrı büyüdüklerinde de devam ettiriyorlar. Çünkü her şeye evet demeye alışmışlar. Bu sefer çocuklarına "evet " diyorlar
Az önce annem aradı yemeğe gelemeyeceklermiş çünkü küçük kardeşim Waffele yemek istemiş. Yolda ağlamış falan bu davranışı bana yapamazken anneme sergiliyor. Aylardır anlatmak istediğimi özetlemişsiniz teşekkür ederiz.
Hayırlısı olsun... Ama ebeveynlerine de hatırlatmak gerek, şımartılmış çocuktan ebeveynlere hiç bir zaman hayır gelmiyor. Bugün böyle ektiklerini yarın da ona uygun bir şekilde biçeceklerdir...😉
"Cehalet erdemdir "diye bir söz vardır ya, sanırım ben onu " her şeyi bilme, bildiklerini uygula" olarak aşıladım kendime. Her konuda bilgi sahibi olmak zorunda değiliz ama bilgi edinirsek, o bilgiyi uygulayamamanın hissettirdiği o yük insanı daha da mutsuz ediyor.
Biz bol bol hayırlı bir ebeveyn idik. (3üz, 3erkek, anda 24 yaşındalar ellerinizden öperler.) Büyürken, kısa zamanda, bizden koparamadıklarını Babaanneden koparmayı kaptılar! Kendisine çemkirdiğimizde ise Babaanne: "ben Babaanneyim!,, karışmayın, ben alırım, siz almayın.." derdi.
Harikaydı. Ebeveynlerin kendilerine ve çocuklarına iyi sınırlar çizebilmesi için önerebileceğiniz kitaplar var mı? Benimde 2 yaşında kızım var ve sınır çizme konusunda problem yaşıyorum