Hemoroidal hastalığın tedavisinde birçok cerrahi tedavi seçeneği bulunmaktadır. Bu tedavi seçeneklerinden hasta için en uygun olanı hastaya önerilmelidir. Hastaların en büyük korkusu ameliyat sonrası karşılaşılan, makatta ortaya çıkan şiddetli ağrıdır. Bu ağrının olmasını engellemek için günümüzde güncel tedavi yöntemleri söz konusudur.
Eğer hastalık ve hasta da buna uygunsa bu tedavi yöntemleriyle ameliyat sonrası hemen hemen hiç ağrı olmaksızın hastalığın yönetimi yapılmaktadır. Hastalar sıklıkla lazeri sormaktadır. Lazer ameliyat sonrasında hastaların korkmuş oldukları ağrı şikayetini en aza indiren etkin bir tedavi yöntemidir. Ancak hemoroidal hastalığın farklı evrelerinin olduğu unutulmamalıdır. Lazer, her evrede ne yazık ki çok etkin değildir. Eğer uygun hastaya, uygun evrede uygulanacak olunursa son derece yüz güldürücü sonuçlar
alınabilmektedir.
Bir diğer tedavi yöntemi ise doppler kılavuzluğunda hemoroide giden damarların içeriden bağlanması yöntemidir. Bu da makatın son bölümünde hassas olan alanda herhangi bir cerrahi işlem yapılmadığı için ameliyat sonrası ağrının oluşmadığı yüz güldürücü bir tedavi yöntemidir.
2011 yılından bu yana uygulanan ve hemoroit lazer prosedürü olarak adlandırılan özel bir tedavi yöntemi vardır. Bu tedavi yönteminde hem doppler hem de lazer prosedürü kullanılmaktadır. Ucunda bir doppler probu bulunan proktoskop, anal kanalın içerisine yerleştirilmekte, bu işlem için ameliyathane kullanımına gerek olmamakta, arter yani hemoroide giden damar bulunup lazerle koagüle edilerek etkin bir şekilde hemoroidal hastalığın tedavisi yapılabilmektedir.
Hemoroidal hastalığın cerrahi tedavisinden sonra hasta ve hekim iş birliği çok önemlidir. Hemoroidal hastalık, kişinin uzun süren gerek beslenme gerek tuvalet alışkanlıklarındaki problemler nedeniyle ortaya çıkan bir durumdur. Ameliyattan sonra da bu durumun bir daha yaşanmaması için mutlaka hekimin önerileri, gerekirse diyet önerilerine dikkat etmek önem arz etmektedir.
Hemoroidal hastalığın cerrahi tedavisinde lazer, doppler veya help yöntemi gibi anal kanalın hemen dış bölümüne hasar vermeyen bir yöntem uygulanmadıysa ne yazık ki
ameliyat sonrası ağrı oluşabilmektedir. Normal cerrahi yöntemle hemoroit paketinin çıkartılması şeklindeki ameliyat yönteminde, ameliyat sonrası ağrı ciddi bir problem oluşturmaktadır. Bu ağrının yönetiminde sıcak su uygulamaları, ilaç tedavileri ve gerekirse bu alana kas gevşetici kremlerin uygulanması ağrının yönetiminde son derece etkin olabilmektedir.
Hemoroidal hastalığın cerrahi tedavisinde son dönemlerde sıklıkla görülen durumlarla karşılaşılmaktadır. Örneğin çok fazla miktarda hemoroit paketinin alınması gibi bir durumda ve aradaki korunması gereken mukozal köprülerin korunmadığı durumda anal stenoz denilen makat bölgesinde aşırı daralmayla karakterize ve çok şiddetli ağrılara sebep olabilen istenmeyen durumlar ortaya çıkabilmektedir.
Bunların öncelikle yaşanmaması için ağırlıklı güncel pratiği proktoloji (anal bölge hastalıkları) olan hekimler tarafından tedavinin yapılması önem arz etmektedir. Bunun dışında eğer anal stenoz var veya geliştiyse etkin bir şekilde tedavinin yapılabileceği, bunun da bir çözümünün olacağı hastalar tarafından bilinmelidir.
Prof. Dr. İlker Sücüllü
Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi
Genel Cerrahi / Onkolojik (Kanser) Cerrahisi Uzmanı
Bilgi ve randevu için 0216 682 80 00 I bit.ly/3BTbQFE
#Hemoroit #Basur #AnalDarlık #MedipolPendik #Medipol
26 авг 2024
