Bir feminist olarak erkeğin söylemesi seni nasıl mutlu eder anlamadım? Feministleri kadın erkek değil de insan,canlı gözüyle bakan eşitliği savunan insanlar olarak bilirdim
Poyraz Memed Ulaş haklısın ama adam istemedikçe kadın onu diyete başlatamaz. Birbirlerini severlerse kilolarını ya da yemek zevklerini pek umursamazlar bence 😉
Poyraz Memed Ulaş hic oyle dusunme simdiden erkeye asik olan kadinlar vardir bence bu nasil modern dusunce es kelimesinin esitlikden geldiyini bile belirtdi
Adamın diksiyonu ve düşünceleri o kadar güzel ki saatlerce oturup konuşabilirsiniz ve sakalı da bence çok güzel yakışmış kendisine. Kadın daha çok dış görünüşüyle ilgilenirken, adamın insanların yaptıklarıyla ve düşünceleriyle ilgelenmesi de farkını ortaya koyuyor zaten..
Merhaba arkadaşlar. Facebook ve RU-vid yorumlarını okudum biraz. Genel bir değerlendirme yapma ihtiyacı hissettim her iki mecrada da. Açıkçası bu yorumu yapmak ya da yapmamak konusunda biraz tereddüt ettim; lakin okuduğum birçok yorumdan sonra söylenmesi gereken bazı şeyler olduğu kanaatine vardım. Onedio’nun bu formatı ile ilk karşılaştığımda ben de bazılarınız gibi her şeyin bir kurgu olabileceğini düşündüm; fakat Onedio stüdyosuna gözlerim kapalı girip oturunca ve direktifle birlikte gözlerimi açıp karşımda hayatımda ilk defa gördüğüm biriyle karşılıklı oturduğumu deneyimleyince her şeyin gerçek olduğunu kavradım. Bu detayı da belirttiğime göre; üzerinde durulması gereken birkaç konuya değinmekte yarar görüyorum. Öncelikle, programda tanıştığım Tuğçe’ye yönelik haddini aşan cüretkar birçok yorum beni biraz üzdü. Tuğçe’nin ifa ettiği meslek ile vücut ölçüleri arasında bir korelasyon kurarak, bunun üzerinden aşağılayıcı yorumlar yapmanın hastalıklı bir beynin ürünü olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebini de “sağlıklı anatomi” ile kapitalist modernitenin beyninize kazıdığı ideal kadın bedeni algoritması arasındaki ayrıklığa yoruyorum. Modernizmin yarattığı optik yanılsama; hangi objeyi, hangi nesneyi, hangi insanı nasıl bir önem sıralaması ve değer kalıbı içerisine sokmanız gerektiğini peşinen belirlemektedir. Yaratılan bu algıya göre; kilolu kadın sağlıksızdır, kaslı erkek güçlüdür, fit kadın seksidir, pembe kıyafetler feminendir, mavi renk maskülendir, arabesk müziği serseriler ve kaba saba adamlar dinler, küpeli erkek kadınsıdır, iyi eğitim almış insanlar daha az suç işlerler… şeklinde uzun bir liste sıralamak mümkün. Tüm bu değer kalıpları sizin kendinize ait yargılarınız değil; size ezberlettirilmiş bakış açılarıdır. Dolayısıyla Tuğçe’nin vücut ölçüleri ile mesleki kariyeri arasındaki ilişkiden aşağılamaya varan yorumlar devşirmek, yakalanmış olduğunuz virüsün izlerini taşımakta. John Berger’in tabiriyle: “Görme biçimlerinizi yeniden sorgulamalısınız.” (Kitabını da öneririm) Şimdi de benim kıroluğum, andavallığım, sonradan görmeliğim ve şiveli aksanım konusuna değinmek istiyorum müsaadenizle. Öncelikle şiveli aksanımı seviyorum ve düzeltmeyi de hiç düşünmedim. Şiveli konuşarak öleceğim. Türkiye; farklı dillerin, lehçelerin, inanç biçimleri ve etnik aidiyetlerin bir arada yaşadığı bir coğrafi mozaiktir. Her dilin kendine has şivesi, ağzı, aksanı, hatta dil kalıpları mevcut. İnsana kimliğini kazandıran şey de tam olarak budur. Şiveli konuşmak üzerinden aşağılayıcı ve üstten bakmacı bir görü gerçekleştiren arkadaşlar adına üzülüyorum ve her şey bir yana; şive gibi önemli olan filolojik bir kavramı eleştirirken Türkçe’yi doğru düzgün kullanamamaları ironisi. Bu filolog arkadaşlardan istirhamım, Türkçe diline saygı gösterip onu gramer kurallarına göre kullanmalarıdır. Benim için değil, kendileri için. Ben bu kıt Türkçe bilgimle yıllarca Türkçe dersi verdim çocuklara. Üniversiteye gönderdiğim öğrencilerim oldu. Hülasa; saçımı, ayakkabımı, ceketimi, (bu arada o sıcakta giydiğim ceket yazlık ceketti ve Tuğçe’ye saygımdan ötürü giydim) küpemi, sakallarımı eleştirdiğiniz yorumlarınız baş göz üstüne. Hakaret olmadığı müddetçe okur geçerim. Dersler çıkarır, önerilere açarım kendimi. Seversiniz ya da sevmezssiniz. Ama kullandığım dili eleştirmeden önce, en az on defa düşünmenizi ve çuvaldızı da biraz kendinize batırmanızı öneririm. Urfalı bir sosyologum evet. Bu mecrada; kalkıp bir gecekondu mahallesinden İstanbul metropolüne doğru bir dizi ajitatif serüvenle kafanızı şişirip yoksul edebiyatı yapmayacağım. Herkesin kendine göre kimsenin bilmediği bir hikayesi vardır. Benimki bana; sizinki size. Demem o ki; insanları renkleriyle, farklılıklarıyla ve kendine has değerleriyle seviniz. Belki o zaman daha iyi bir dünya inşa ederiz. Sevgiyle...
mehmet acaruk düşünce yapınızı çok beğendim ve kendime yakın buldum. İki konu dışında, birincisi; insanların geçmişi beni ilgilendirir çünkü insanoğlu kolayca değişen bir yapıya sahip değil. İkincisi ise her ne kadar yaptığım her işi mükemmel yapmasam da, layıkıyla yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu bağlamda bir dil konuşacaksam aksansiz konuşmalıyim.
Ve bence kesinlikle önyargılar'dan arınmak gerekiyor.. kişileri şehre göre veya görüntüye göre değerlendirmek çok yanlış.. her insanın kendine has bir duruşu bir tarzı bir şivesi veyahut bir karakteri vardır.. önerilen kitap ise bence çok yerinde oldu 👍 kitap okumanın faydası yok diyenler bence biz toplum olarak okumadığı için faydasızlığına denk gelmiş oluyor ve bu şekilde açıklama yapma gereğinde bulunuyoruz.. ufkunuzu açın insanları kötü degerlendirmek yerine kendinizi ve düşüncenizi sorgulayın 🤔😉 bu da benim tavsiyemdir..
bence cok keyifli olmuş mehmet byin sakin olarak duruşu karşısındaki bayana yansıdı ve ayrıca mehmet by dusüncesinden dolayı tebrik ediyorum kadın kalınlığından taviz vermemeli gerekirse terk etmeli kadinlar bunun bilincinde olmalı 👏👏👍
İkisi de çok naif insanlar, kadın yaşlanmaktan korkuyor ve bu yüzden bir çocuk nidasına bürünmüş vaziyette, erkek ise yaşının ağırlığının farkında ve oldukça olgun izlenim verdi. İkisi bence çok güzel anlaştılar ama uzun vadede "yaşının kadını olma" tartışması çıkma ihtimali gördüm.
Adamı diğer insanlardan farklı kılan güçlü felsefik bir zekaya sahip olması bunu destekleyen çekici bir ses ve fizik, kadın ise gayet hoş sanırım heyecandan dolayı ne dediğini şaşırdığı yerler oldu. Ama çift olmaları konusunda bazı aşılası gereken yerler olduğunu düşünüyorum...
bu adam kibar görünmek için aşırı efor sarfediyor kelimeleri kısa kısa kesik kesik cıkarıyor yayın 4 ay önce yapılmış ama ilk 15 gün içinde kızın azını burnunu kesin dağıtmıştır devam ettilerse
Artık Farklı bu video türünden başka tür videolar mı çekseniz Mesela Her öğrencinin kabusu Yanlış üniversite tercihi gibi izleyince güleceğimiz videolar +1 leyin de üstte dursun belki görürler
Selda Günay Nem oranının yüksek olduğu yerleşim merkezlerinde insanların terleme eşiği daha yüksektir. İstanbul, nem oranı istatistiki verilere yüksek olan bir metropoldür. Hülasa, nem değeri yüksek olan coğrafyalarda terleme oranı da beraberinde artar. Ülkenin her noktasında farklı nem oranları olduğunu göz önünde bulundurursak, duş ile İstanbul arasında bir ilişkiye vurgu yapmış olmanın komikliği, kuvvetle muhtemel bilgi eksikliğinin bir izdüşümüdür. Hatta bu izdüşümün kendisi bile komik olabilir. Böyle şeyler işte güzel arkadaşım. Yine de güldürmüş olmak mutlu etti, bu kadar hüzün varken evrende. Esenle kal...
Kız neden bu kadar çekindi acaba konusurken? Özgüven özellikle ilk tanısmada ve ikili ilişkinin her döneminde çok önemlidir. Karşındakinin sana saygı duyması çoğunlukla buna bağlı bence.
Kitap okumaktan böyle videoları izlemeye vaktin olursa inşallah bu yorumumu görürsün. Bu adam neden seni bana hatırlattı bilmiyorum. Seni çok anımsattı bana ARJEN.
Sevgilim seninle gülmeyi özlediğim zaman bu videoyu izlemek istemiştim. En çok güldüğümüz yere gelince beni bi ağlama tuttu ki sorma.. Afyon Amasya derken kahkaha atacağımı düşünmüştüm. Beni aglattı beraber güldüğümüz her şey. Önemli değil, sen umarım gülüyorsundur.. Hayat sana hep gülsün sevgilim, ben sana sanırım bir daha gülemem..
Neden soulpancake kanalından bu içeriği çaldınız aklınıza başka bi fikir gelmedi mi o kanalda bu seriyi çok seviyordum ama içerik çalmayı size yakıştıramadım
Seninle tanışmak isteyen birçok kişi bu düşüncelerdedir belki ama tipini beğenmediğiniz için düşüncelerini dinlemek bile istemiyorsunuz. Buralarda görünce de iç güzelliğe tav olmuş rolleri falan
