Ağlatan Kafe'nin hikayesi çok ama çok eskiye dayanır, yer ve mekan bilinmemektedir. Uzun yıllardır çalınır, sözleri yoktur.. Notalar anlatir yaşanmış duyguları ve o imkansız ama bir o kadar da tutkulu olan bir aşkı... Melodi dile gelir, eğer çalan biliyorsa hikayesini... Ve şöyle başlar Kafkasya'da yaşanan bu imkansız ve bir o kadar da acıklı aşk; Çevrede sayılan soylu bir ailenin tek kızının güzelliği ve asaleti dillerde dolaşır, genc delikanlı ise soylu olmayan bir ailenin ikinci oğludur. Cesur, bir o kadar da mert ve savaşçı bir erkektir. Kız ve delikanlı birbirlerine sevdalanırlar. Kızın ailesi bu ilişkiyi onaylamamaktadır. Gencin ailesinin soylu olmadığını gerekçe olarak öne sürerler. Kızın güzelliği tüm ülkede anılmaya başlar ve zamanın rus çarı kızın methini duyar, kızı görmek için köye gelir ve kızı görünce hayran kalır. Kızın babasından kızı ister, baba şaşkındır, büyüklere haber salınır, herkes ulu kestane ağacının altında toplanır, tartışılmaya başlanır ve sülalenin ileri gelenleri çarın arzusunu kabul edilemez bulur "Bir çara verilecek kızımız yoktur!" denir. Ve... Çar’a haber salınır; bizde sana verilecek kız yoktur diye... Koskoca çar sinirlenir ve "Bu nasıl bir sözdür?" der kabul edilmez bulur. Kızı kaçırmak için yola çıkar.. Genç delikanlı ise olanlardan habersiz aşkı için ağıtlar yakmakta ve kavuşacakları günün hayali ile günleri eksiltmekte, kız ise çaresiz aşkı için hergün aglamakta ve baba sözü ile aşkı arasında kalmaktan korkup zorlanmaktadır. Çarın kızı kaçırmak isteyişini haber alan büyükler çareler peşindedirler.. Derken kızı sevdiği delikanlıya vermeyi uygun bulurlar ve Çara vermektense "soylu olmasada bir dağlıya gelin etmek" daha iyidir diye düşünürler... Bir an önce düğün hazırlıklarına başlanır, atlılar dört bi yana dağılır, haberler salınır, tüm eller düğünümüz var diye. İki gencin kalbi kavuşacak olmanin heyecanı ile atmaktadır. Düğün günü gelip çatar, dört bir yandan gelen misafirler ağırlanır, eğlenceler başlar... Çar çoktan gelmiş ve pusuda adamları ile hazır vaziyette kollamaktadır her bir yanı... Çarın bir emriyle tüm adamları kızı kaçırmak için düğün meydanını basarlar ve kızı alıp dağa kaçarlar. Ardından delikanlı peşlerine düşer.. Çarın elinden sevdiğini alacaktır, dinlemez hiçbir söyleneni, aklinda tek sevdiği vardır... Kız çaresiz yalvarır bırakmaları için, çar gülerek izin vermeyeceğini söyler. Derken uçurum kenarından geçerken kız "senin olmaktansa ölmeyi yeğlerim" diyerek kendini ucurumdan boşluğa bırakır ve delikanlının geçmekte olduğu yola düşer... ,Delikanlı koşar, sevdiğinin yerde yatan cansız vücudunu kucaklar ve köye geri döner... Köy matem havasındadır, cenaze hazırlanır ve kızı mezarlığa götürenlerin ardından yürür delikanli... Ağzında mızıkası ile başlar bir melodi calmaya. O günden sonra ne genç delikanlıyı gören olur, ne de çarı... İşte bu melodi eskiden sevdalıların karşılıklı oynadıkları oyunda "Biz sevdalıyız, haberiniz olsun!" manasına gelirmiş. Şimdilerde oynayanlar anlamını bilmediği içindir ki; dikkat etmeden hızlı oynamaktadır.. Çünkü oyun, hikayesindeki hüzne uyarcasına ağır ve yavaş hareketlerle oynanır...
impressive @Fatma Barak etkilendim çerkez değilim ama bu şarkıyı çok iyi bilir ve severek dinlerim daha bugün TheProtector'ı izledim bitirdim üstüne bide bu yorum fazla geldi umarım yorumunuzu okuması gerekenler okumuştur.
Gel ey sevgili! İstersen yar ol gel İstersen yara. Ne gönlümün derdini sor bana Ne sararan yüzümü sor Ey gönlümün sol yarısı Aklıma koydum seni aklım almadı Kalbime koydum seni sana doymadım Arşımın aşkı yar Aşk sandığın kadar değil yandığın kadar!
Eğer bir gün aklına gelirsem üzül olur mu Sevgilim? Çünkü ben çok üzüldüm. Seni düşünürken çok üzüldüm. Senin adının geçtiği her cümlenin sonunda çok üzüldüm. Sana kızgın değilim, sadece kırgınım. Yani umarım kızgın değilimdir. Çünkü eğer içimde bir yerlerde sana kızgınsam işimiz zor demektir. Sen yine de az üzül olur mu Sevgilim? Çünkü sen çok üzülmeyi kaldıramazsın. Sen pişmanlığı kaldıramazsın. Sen maziyi kaldıramazsın. Ama hiç değilse biraz üzül olur mu? Bana, kendine benim varlığımı hatırlat. Bana bunu borçlusun çünkü. Sakın küsme hayata. Çünkü ben küstüm. Sakın kızma kendine de. Çünkü ben çok kızdım kendime, senin yerine bile. Ama sadece aynanın karşısına geçip de ki; Biri vardı ya böyle sarı saçlı, renkli gözlü. Çok severdi beni. Bende severdim onu. Yani sevdiğimi zannederdim. Sevmemişim. Onun sevdiğinin milyonda biri kadar bile sevmemişim. Ben o kızı sevgiyle kandırmışım ama en çok da kendimi kandırmışım de. De ki Sevgilim başka bir zamanda, başka bir mekanda, başka bir aşkta, daha saf bir aşkta, zaafların sevgi, aşk olduğu zamanlarda tekrar karşılaşalım. Gittiğin, gideceğin yerde beni bekle olur mu Sevgilim? Çünkü ben her zaman seni bekleyeceğim. Belki hiç gelmeyeceksin ama ben yine de seni bekleyeceğim. Ne güzel bir söz değil mi ''Beklemek ne zormuş, üstelik beklenen habersizken...'' Senin haberin olsun Sevgilim. Gelme ama haberin olsun. Benden haberin olsun...
@Irmak Alpay Öncelikle sana Allah sabırlar versin Senin yaşadığının aynısını bende yaşıyorum Gerçekten çok zor Senin gibi benim gibi düşünenler için... Umarım İlerde amacına kavuşursun.. Saygılarımla..
Bilmem düşer mi birgün yolun buralara Çerkes kızı... Bilmem, okur musun birgün, yazdığım şu satırları.. Sen giden de, geçmedi gönlümde ki sızı.. Kalaydın..Kalaydın da olaydın bu adamın ruh-u revânı.. Kalbimi bıraktım gidişine..Gözüne yaş, ayağına taş,yüreğine telaş değmesin Çerkes kızı..( Ü)
BENİM HİKAYE ÇOK UZUN BE ABLA NASI ANLATSAM 💔 SEVDİĞİM VARDI ABLA 1 TANE 😫😔 ANLATINCA BİLE KALBİM KIRILIYOR BEN ONU SEVIODUM AMA ASLINDA O BENİ SEVMIODU VE 15 YILLIK HASRET SONA ERDİ VE O BAŞKASIYLA KAÇTI VE ÇOCUK YAPTILAR 💔💔💔💔😫 EYHHH Gİ DI O GÜNLER BE DERDİMİ KİMSEYE ANLATMIMDE KİME ANLATIM BE 💔 💔 BİZİM KALBİMİZİ KIRILDI BE, 😔💔
Katılıyorum hanımefendi önemli olan tek şey ne biliyomusunuz doğru insana Denk gelmek buna kader alın yazısı ne isterseniz diyebilirsiniz ama doğru insana Denk gelin.
Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde Kirpiklerin yüreğime batıyor Telaşlı bir kalabalığın ortasında Ayaküstü konuşuyoruz Nedimin nigehban nergisleri gibi Üstümüzde bütün nazarlar Çok utanıyorum Sitare Dün oturup hesap ettim Sen doğduğun zaman Ben bir askeri mektepte talebeymişim Sen bilmezsin Sitare Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu Her akşam dokuzda yat borusu çalardı Yat borusu baştan aşağı hüzün çalardı Bir derin uykuya atardım kendimi Siyah benli bir kız düşlerime kaçardı Bende onu alır anamın düşlerine kaçardım Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Seninle konuşurken Sitare Aklıma yıldızlar dökülüyor Bir çaresiz Zühre oluyorsun Babil caddelerinde Ateş gözlü kahinler koşuyorlar arkandan Binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında Gökyüzü salkım salkım Zigguratlar tıklım tıklım Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım Gözlerine baktığım zaman Sitare Bütün çöllere ay doğuyor Yoldaş ediyorum kendime İmrül Kays’ı Antere’yi A’şa’yı En kuytu vahaları dolaşıyorum Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare Çadırla su arasında bir cılga var O cılgada narin ayak izlerin var Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Bazan sapsarı bir benizle geliyorsun Yorgun çizgileri alnında uykusuzluğun Biliyorum içinde bir sızı var Bıçak ağzı gibi bir sızı var Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan Züheyr’in Suad’ı gibi keremsiz kılan Kuzeyden güneye Güneyden kuzeye Heyy! Gidip geliyorum bu çöllerde Kureyş’in heybetli ve inatçı develeri Hiç aldırmadan benim esmer sevdama Geviş getiriyorlar ufka bakarak Ben kaçıp Yesrib’e sığınıyorum Yesrib bahane, bir kitaba sığınıyorum Dağda, ovada, badiyede okuduğum hep elif Elif diyorum Sitare, sineme elif çekiyorum “Ah minel aşk-ı ve halatihi..” Çok eski bir gerçektir bu biliyorum Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Sinsi bir yağmur altında beraber yürüyoruz Ve ikimizde ıslanıyoruz Ben ne yağmurlar gördüm Sitare Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır O şehirde sırılsıklam gezerdim Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan Tapınaklar insanları safra gibi atardı Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim Kara bulutlar kükrerken bir Kaşkar sabahında Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk Bakışlarımı sunuyorum, tereddütsüz alıyorsun Gizli bir tebessümle çağırıyorum, geliyorsun Kaşı karam, gözü karam, saçı karam Umay gibi yumuşak huylum Nerden çıktın karşıma böyle Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare Adam akıllı yorulmuşum Ellerin böyle olmamalıydı Ellerine acıyorum Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum Durup durup ıssız yerlerde “güçlü ol ey kalbim, güçlü ol Daha çok işimiz var” diyorum Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum DİLAVER CEBECİ
Aynen öyle unutmak ölene saygısızlık olur çünkü o kadar kıymetli bir insan unutulmamalı babam gittiğinden beri hep eksik bir yanım asla dolmayacak yeri
Her dinlediğimde tarifi olmayan duygular içerisinde oluyorum. Tek duam var mutlu huzurlu Bi ailem olsun hayırlı eşim ve hayırlı çocuklarım olsun başka hiç bir şey istemem 🤲Amin ecmain
Oy benim güzel halkım.... Senin değerini asırlar geçse bile anlatmaya çalışırken dilim tutulur.... bu içten woredi Depremzede kardeşlerimin hatırna dinliyorum ALLAH yanınızda olsun acımız çok büyük😔
Bedenin yerinde kalır ruhun gider Uzaklara kapatırsın gözlerini hep ruhunun olduğu yerde olmak istersin Bi hüzün kaplar yüreğini yalandan da olsa tebessüm edersin. Meğer ne çok yaralısın başkası görmez öldüğünü her defasında
Güzelliğini anlatacak kadar zengin bir lisan yok dünyada. Güneşi olmayan kalplere bile gökkuşağı açtıran güzel insan. Umarım her şey hayallerinden daha güzel gerçekleşir. Hoscakal koca yurekli Adam yolun acik olsun
Bir serçenin telaşını gördüm sende En derin merhameti çocuk gözlerinde Yıldızlarla bezenmiş gökyüzünü gördüm uçsuz bucaksız yüreğinde Baharı gördüm,günü güneşi gördüm gülüşlerinde Ben kimsenin görmediği,göremediği şeyleri gördüm sende İşte bu yüzden çok sevdin beni İşte bu yüzden çok sevdim seni... RUYA
Güya bayram.. Ama benim yanaklarım sırılsıklam.. İçeride kahkaha ve gurultu sesleri.. Bense kalbimle basbasa.. Babamın dolandırıcılar yüzünden giden 20 yıllık birikimini düşünüyorum, babamın paramparça olan kalbini, üzüntüden stresten vücudunda çıkan yaraları, 1.5 ay sonra gireceğim üniversite sınavı, kazanmaktan başka şansımın olmadığı sınavı.. Kazanmaktan kastım herhangi bir bölüm değil.. İlk 100 e girip devletten burs almaktan bahsediyorum.. Çünkü olurda başka şehirde okursam ne babamın bana yollayabilecek parası var ne de benim ailemden isteyebilecek yüzüm ve kalbim.. Paramparça olmuş kalbim, günlerden bayram ama ben sevinemiyorum, bu müziği dinleyecek kadar kalbi yumuşak olan yüreği acılı insanlar, olurda yorumuma rast gelirseniz bundan aylar sonra hatırlatın bana..
Zamanında çok sevmiştim, babası vermemişti, birbirimize söz vermiştik, Her Pazar İstinye Sevgi Bahçesinde buluşacaktık, 7 yıldır hiç aksatmadan giderim, ama yok gelmiyor arkadaşlar..... 🙁
@@hacerr3096 istediğine kavuşamamak, bunu yaşamak çok ağır. Yıllardır söylenir sevginin önünde hiç bir engel olamaz diye, hangi birini anlatmamız gerekir... O yüzden sal gitsin basit kolay olan, salamayacak kadar sevgi düşmesin gönlüne...
Nasıl anlatabilirim ki şimdi bizi. Nasıl başlayabilirim ki mısralara. Sen yoksun artık yanımda. Sen yoksun artık kanımda. Sen yoksun artık canımda. Ben yokum artık senin hayatında. Ben hiçbir şeyim artık senin nebzinde. Ben ben değilim artık bugünde. Ben kendimi kaybettim bu gece. Ağlamaklı bir ses var üzerimde. Ataman seni aklımdan hiçbir gece. Anlatamam seni sayfalara sessizliğimle. Ağlayamam artık gidişinin eşiğinde. Geri dönemem artık ben sana. Bir başkasının namusu oldun sen. Kavuşamam sana dokunamam. Bir başkasının yuvası oldun artık. Biri var sana anne diyen artık. Ben neredeyim be ey zalımın kızı. Hayatındaki yerim nerde benim. Böyle acılar içinde bırakıp gittin. Değdi mi be mutlu olmaya. Benim yokluğumla mutluluğa.
Dün yine düşümde seni izledim Ağlıyordun Kederliydin Hüzünlüydün Sitem yansımıştı sözlerine Ben aşkı hep sihirli bir hint kenti bilirdim Söylee Nasıl sığdırdın koca kenti gözlerine 😔
Kalbimden geçenleri sen duymuyorsun Rüzgarda savrulan bir yaprak gibiyim sensiz Kalbim yanıyor seni görmeyince Gözlerimden yaş akmıyor artık Umudum kayboluyor elimde değil Seni göremezsem benim güzel küçüğüm Kalbimden geçenleri sen duymuyorsun Rüzgarda savrulan bir yaprak gibiyim sensiz Gece ile gündüzü ayıramıyorum Aşkın aklımı başımdan alıyor Seni görmeyince Bir geri dön ,bana bir bak Güzel gözlerinle benim için bak Benim için geri dön ve Küçük dudaklarınla benim için Güzel bir şeyler söyle
bu şarkı en son ilk okul 2.sinifta kafkas gosterisinde oynarken çalıyordu şimdi ise benim gibi bazı çocuklar veya insanlar üzüldukleri için dinliyor benim gibi olanlara selamlar🥀😞😖
Sevdiğim adamlar bunu dinlemiştik bana bunun hikeyesini anlatmıştı ve biz o gün ayrıldık birdaha da geri gelmedi eğer benim gibi hala bu müziği dinliyorsan burdan sana seslenmek istiyorum çok yoruldum gücüm kalmadı tut elimden.🥺
Marmaris'te bir yaz gecesi sahilde otururken teknede bu müzik çalıyordu gidip sahibine müziğin adını sordum okadar beğenmiştim ki sanki bütün anılarımı gözün önüne getirdi. Artık aklıma geldikçe açıp dinliyorum.
Sadece gözlerinizi kapatın ve dinleyin. Ben öyle yapınca mutlu olduğum zamanlar değil aksine üzüldüğüm zamanlar gelir hep aklıma, gerçekleşmeyen hayallerim, sevdiğim ama kavuşamadığım yani hep mutsuzluk ve imkansızlık gelir aklıma. Bütün bu mutsuzluklara rağmen aynı zamanda içimde bir huzurda oluyor bir imkan bir heves. Sadece bu müziği dinlerken içim boyle olur. Hem üzüntü hem huzur. Yaşanmışlık var.🖤
Hayatimin en guzel gunlerini yasamistim seninle. En ozel en mutlu anları yaşamıştım seninle. Seninleyken sular seller gibi akan zaman sen yokken sıcak havada agur agir ilerleyen kaplumbaga hizinda giderdi. Seni gormedigim an yoktu ki yanimda sen yoksan hayalin vardi. Sensizligi hic ama hic dusunemiyordum. Ailen istemedi beni asla onemli degil dedin ben sensiz yasayamam herkes bunu bilsin dedin. Ne oldu canımın diger yarısı gelin olup gittin baska ellere. Hic mi dusunmedin beni? Sen mutlu ol ben seni sensiz yasamaya devam ederim. Umarim ileride asla pisman olmazsin cunku buna da dayanamam...
Dinlerken annemin bakışlarını gözümün önüne getiren bir ağıt bu , her dinlediğimde aynı duygu aynı hisler , mekanın cennet olsun annem “ Çerkes ruhu ölümsüzdür “
Dünyayı anlatıyor bu şarkı acıyı kederi hüznü mutluluğu sevgiyi öfkeyi gözyaşını destansı bir şekilde sadece melodisiyle tüyleri diken edip içindeki boşlukları anlatıyor kapanmayacağını bildiğin yaralarına sanki büyülü bir yerde karşılaşırmışsın gibi derin ve sonsuz bir sessizlikle sadece sen ve sen varsın bu şarkıda dinleyen kimse onun hikayesini çalar bu şarkı dinliyorum ve içimden geçen o hisleri anlatmak istiyorum ama hiç bir kelime yetmiyor bu notalara.....,🎼🖤
Giden niye hiç bi zaman gelmiyo yere göğe sığdıramıyosun yanındayken bile özlüyosun sarıldığında kokusunu içine çekerken bile özlüyosun gözlerine baktığında sanki ceneti görüyorsun sana ne yaparsa yapsın ona hiçbirşey demiyorsun kılişe olcak ama onun için ölümü bile göze alacak kadar seviyorsun ama yine gelmiyor çıkmıyo aklından gittimesinin üstünden iki sene bile geçse hayla ilk günkü gibi seviyosum sevgin azlamıyoo böyle deli gibi severken neden sevilmediği insanın yanına gidiyo veya ben veya benim gibiler neden unutamıyo ben buna bittiyorum (F) sen benden gideli tam 1 sene oldu ve ben seni hayla şu fani dünyadaki canımdan çok seviyorum yine kötü olma hayatında hep iyi şeyler olsun ama şunuda unutma sevilmediğin bi kalpte kim vurduya gideceksin seni çok seviyorum
Ve sonsuza kadar da öyle kalacaksın.... Her dinlediğin de benim gözlerim nasıl doluyorsa senin de için öyle bir sızlasın ki anlayasın halimi..... Aslında söyleyecek çok söz var ama böyle ağlatan kafelerde kalsın hepsi....
Şair olmaya gerek yok müzik yeterince ilham kaynağı ve götürüyor insanı hiç gelmeyecek olan geçmişe ve hep beklenen geleceğe. Ulaşılmazların ortasındayım işte öyle de.
Yine hayaller Hayatlara Emanet Yine Umutlar Yağmur damlasında akan nehire emanet ve yine haykırışlar dilsiz kuşlara emanet....sen kalbimdesin kalbimde o na emanet....
İçim acıyor ama kime diyebilirim, beni üzdüğüne herkes şahitken artık cesaretim yok hala seviyorum demeye. Kendime bile zor itiraf etmişken. Bu kadar kızgın bu kadar kırgınken nasıl sevebilir insan ya ben herkesten daha çok kızıyorum kendime o yüzden herkes kızmakla haklı. Ben seni haberin olmadan seviyorum sana sevmiyorum desem de içimde kanayan bi yaraya dönüştün. Tam kabuk tutacakken bir sözün bir mesajın bi araman sesini duymam oluk oluk kanatıyor kalbimi. Severken uzak durmak, sevmiyorum demek gelmesini o kadar çok isterken geldiğinde ondan kaçmak, kaçmak zorunda kalmak ne acı. Bu mecburiyeti yaşattığın için nasıl seni affedebilirim koşup deli gibi sarılmak isterken uzak kalmaya mecbur ettin sen beni nasıl affedebilirim seniii
Güzel dökmüşsün içini inş herşey istediğiniz gibi olur, ama unutma kolay değildir bir zamanlar gözleri uğruna öldüğünüz insanla gözgöze gelmemek için kaçmak.
2 sene önce sevdiğim kızla çıkma tarihinde mutluluktan dinlemiştim şimdi ise 1 senedir ayrıyız çok özlüyorum ama bana geri dönmüyor bu kezde hüzünlerek geldim bu videoya demem oki kimseyi canınızdan çok sevmeyin Allah herkesi sevdiğine kavuştursun iyi geceler 🌙
Bu dünya boş, bu dünya yalan, ve bu dünya çok kısa aslında. Allahım bekletme sonsuzluğa kavuştur artık bitsin bu vuslat.. Belki de ölmek düğündür bize.. vesselam.
Melodisi çok güzel, hikayesi daha da güzel. Eğer böyle hikayeleri seviyorsanız size bir hikaye anlatacağım; Smeraldo: İtalyanca Zümrüt anlamına gelir. Bir çiçek ismidir. Bu çiçeği yetiştirmek imkansızdır. Güzelliği herkesi büyüler. Büyük bir köşkte yaşayan bir adam varmış. Herkes bu adamdan korkarmış çünkü adam sinirli ve içine kapanık biriymiş. Böyle olmasının sebebi ise kendini çirkin bulmasıymış. Çirkin olduğu için kendini dış dünyaya kapatmış. Adamın evinin bahçesinde çeşit çeşit çiçekler varmış. Görenleri kendine hayran bırakan bir bahçesi varmış. Bir gün adam bahçesindeki çiçeklerin koparıldığını fark etmiş. Ertesi gün yine çiçekleri koparılmış. Adam bunu görünce sinirlenmiş ve kimin yaptığını bulmak için beklemiş. Bahçesindeki çiçekleri koparanın genç bir kız olduğunu görmüş. Adam bu duruma çok sinirlenmiş. Genç kadının çiçeklerine ne yaptığını öğrenmek için onu takip etmiş. Kadının çiçeklerini sattığını görmüş. Adam bu duruma bir şey dememiş çünkü kadının durumu iyi değilmiş. Çiçekleri satarak kendine bakabiliyormuş. Adam o günden sonra kadının çiçeklerini koparmasına izin vermiş. Her gün yüzüne maskesini takıp kadını takip etmiş. Adam kadını takip ederken zamanla ona aşık olmuş. Ama kadının karşısına geçmek için cesareti yokmuş. Çirkin olduğu için kadının ondan korkmasını istemiyormuş. Adam sevdasından yanıp tutuşurken aklına bir fikir gelmiş. Adam Smeraldo denilen çiçekten yetiştirmeye karar vermiş. Böylece genç kadına olan sevgisini ve samimiyetini ispatlayabilirmiş. Adam en yakın zamanda Smeraldo denilen çiçeklerden almış ve kendini eve kapatmış. Bu çiçeği yetiştirmek için çok uğraşmış. Smerlado’nun çok zor yetişen bir çiçek olduğunu bildiği için yememiş içmemiş bu çiçeği büyütmekle uğraşmış. En sonunda çiçekler büyümüş. Adamın aşkı da özlemi de bu çiçeklerle birlikte büyümüş. Adam çiçeklerini bahçesine yerleştirmiş ve başlamış beklemeye. Bir gün, iki gün, üç gün derken kadın hiç gelmemiş. Adam kadını merak etmiş ve maskesini takıp çıkmış kadını bulmaya. Kadının çiçek sattığı yerdeki insanlara sorunca sevdiği kadının öldüğünü öğrenmiş. Bu hikaye için The Truth Untold isimli bir şarkı var. Şarkının Türkçe çevirisine bakarsanız sözlerinden anlayabilirsiniz. Şarkı aşırı hoş ve anlamı da bir o kadar güzel. Pişman olacağınız sanmıyorum.
Kuddus meydanın cihada kalklarin kırılan dağlarda ölumu göze ala ala çarpışan yiğit Kürt çocuklarina selam olsun Biz hep vardık hep var olacağız Aziz şehitlerimize selam olsun Var olsun islam yaşasın hilafet
Aksaray'dan kar geliyor, Ben sandım ki yar geliyor. Çıktım baktım pencereye Çerkes Hasan can veriyor. Beyazıt'tır meydan yeri, Hanımların seyran yeri Çerkes Hasan'ı astılar Sol yanında ferman yeri.🙂