Tüm video boyunca yüzüne düşen ışığın açısıyla yüzünün bir tarafının gölgede kalmasını ve bir tarafının aydınlık olmasının aslında tam olarak insanı yansıttığını ne kadar iyi aktardığını, bilinçli olarak mı ışığı bu şekilde ayarladığını düşünmüştüm ta ki videonun sonunda 15:59 biz bu hakikate bir süreliğine yüzümüzü döndük derken yüzünü aydınlığa dönene kadar. Bu ufak detaylar çok anlamlı... teşekkürler Dilara❤
Teşekkür ederim, Dionysosun havarisiyim demişti Nietzsche, aziz olmaktansa satyr olmayı yeğlerim de yine Nietzsche ye ait. İnsanın hayvan yanını tanıması o kadar mühim ki… belki de bizi doğaya ve diğer canlılara daha az zarar verecek bu yanımızı tanımak….
Işığın olduğu her yerde, daima gölgeler de olacaktır. Bu yüzden bir kişi ne kadar parlaksa, aynı zamanda bir o kadar da derin bir karanlığı taşır içinde.
Neredeyse her din ve mitolojilerde vardır şeytan. Çok yakın olduğumuz islamiyette de şeytanın nefis kaynağı olduğu söylenir. Hangi dine inanırsınız bilmiyorum. Fakat insan doğasının, kötü niyet, nefis denen gerçeği vardır. Bize düşen de bu nefise hakim olmaktır. Bu güzel video için teşekkürler Dilara. Her videoda yeni bilgiler öğreniyorum 💪🖤🫶💙
Hakim olmak, günümüzde görüldüğü üzere başarılamamaktadır. Çünkü çözüm bu değildir. Çünkü bu çok zordur ve kolaylaştırılması gerekir. Sanatla, edebiyatla, bilimle ve sporla doğal varlığını geliştirebilen, büyütebilen, yaratıcı ve seçeneklerini görebilen kişi ve topluluklara dönüşebilmekle kolaylaştırılabilir.
Öteki Tarafımıza boyun eğmemek ve kusurlarımızla birlikte kendimizi kabul etmek en önemli iki gayemiz. Felsefeyi bu kadar sevdirdiğiniz için teşekkürler..
Burada kötülük ya da karanlık kavramının göreceliliği de önemli. Yetiştiğin çevre, ailen, okulun, işin vs. senin algılarına doğrudan etkisi olan yerler. Benim yıllarca karanlık yanlarım diye baskıladığım şeyleri artık kucaklıyor olmam ve aslında öyle olmadıklarını kavramam çok zamanımı aldı. Yine harika bir videoydu👏
Harika! Dolu dolu bir video olmuş. Trajediler hakkında birkaç cümle.... Çok yakın zamanda trajedilerin eğitici yönünü ve katharsis bağlamını İzmirdeki Asklepion (dönemin en önemli sağlık merkezlerinden) antik kentine bir klinisyen olarak gidip araştırma ve gözlemleme olanağı buldum. Kutsal yolun sonunda bir tiyatro mevcut. Doğru duydunuz, tiyatro. Rahip hekim, hastaları temizlenip uyuduktan sonra buraya getiriyor ve birtakım telkin terapisinin de işin içine girdiği bir çerçevede hasta kişi bu tiyatro kompleksinde kelimenin tam manasıyla içini döküyor. Yani sonuç, bir sağlık merkezinde tiyatronun ne işi var derseniz fena halde yanılırsınız. ''Bedende zihinden başka bir hastalık yoktur'' diyordu Sokrates sevgili dostum...
Sevgili Dilara, son derece keyifli ve muhteşem bir kayıt olmuş, çok teşekkür ederim. Emeğine vaktine sağlık. Özellikle Dionysos konusunda Sn. Nevzat Kaya hocamızla bir söyleşi yapsan nasıl güzel olurdu, bir söylemek istedirm 😊
Felsefe öğretmeni olarak sizi dinlemekten o kadar büyük keyif alıyorum ki anlatamam buram buram kalite kokuyorsunuz, emeğiniz tane tane anlatım diliniz paha biçilmez👏👏👏
içimizdeki şeytan bile belirli yargılara göre oluşmuş ve yontulmuşken, sürekli bir dönüşüm içerisinde olan biz; kendimizi gerçekten tanıyabilir miyiz ki? iyi tarafıyla ve kötü tarafıyla bir bütün olarak ele aldığımız şey gerçekten biz miyiz?
Oscar Wilde'ın Leydi Windermere'in Yelpazesi adlı oyununda şu diyalog geçer: -Küçüğüm, sen ve o farklı dünyaların insanlarısınız. Senin dünyanda kötülüğün yeri yok. -Öyle deme, Arthur. Hepimizin içinde tek bir dünya vardır, iyilik ve kötülük, günah ve masumiyet bu dünyada el ele ilerler. İnsanın güven içinde yaşayabilmesi için hayatın bir yarısına gözlerini kapaması, çukur ve uçurumlarla dolu bir diyarda daha güvenli yürüyebilmek için kendini kör etmesi gibi bir şeydir.
Hepimize ogretmen oldunuz..Hayatimizdaki unsurlara ve yolculugumuza birçok farkli perspektifden bakabilmemize. ve anlamlandirabilmemize yardimci oldugunuz icin degerli katkilarinizin onunde saygiyla egiliyorum...🙏💯🏆👏🏅🎗️💫🎖️✨🌟💐🙏
İnanılmaz bir video bu tarz yakın video yaptın ama ne zaman bu video yapacağınız merak ediyordum ve bana muhteşem bir video yaptığın için teşekkür ederim düzenli izleyeceğim bir video oldu teşekkürler Dilara ❤
Videolarınızda ve insta gönderilerinizde gezinirken bazı zamanlarda kendimi sizi kıskanan bir halde bulduğumu fark ediyorum ve daha sonrasında kendime şu soruyu soruyorum "benim burada kıskandığım şey tam olarak ne? Disiplinli ve başarılı olmanız mı? Bağımsızlığa ve özgürlüğe verdiğiniz değer mi yoksa entelektüellik ve bilgelikle mutluluk ve neşe arasında doğru orantı yakalamanız mı? Aslında burada doğrudan tanısam da tanımasam da herhangi bir kişiye yönelik duygularımın kendimle alakalı şeyler olduğunu fark ettim, bir başkasında özendiğim, kıskandığım, beğendiğim, takdir ettiğim şey kendimde memnuniyetsizlik yaratan şeylerle ilişkili: konfor alanıma hapsolmuş olmam, başaramayacağım korkusu, disiplinsizlik, geleceğe ve potansiyelime dair kaygılarım, anksiyetelerim ve fobilerim... Yüzleşmek istemediğim gibi beynimin arka mahallesine süpürüyorum. Yine her zamanki gibi bu videoyla da ayna tuttuğun için teşekkürler hocam 🖤
aklıma ilk gelen soru karanlık tarafımızla nasıl tanışabiliriz oldu açıkçası.oturup kendi kendimizi düşününce her hareketimize ya fazla anlam yükleyip bir şeyler uydurursak? şimdi bu soruları düşünmem lazım😅video için teşekkürler🌻
Bir gün resim yaparken bu karanlığı hissettim ve onu çizdim . Gölgeyi keşfedişimdi bu . Yine de insanların başlangıçta iyi olduğunu , yani basit ir şekilde keşif içinde olduğunu ve bu gölgenin dünyayla karşılaşırken olan korkularımızdan doğduğunu düşünüyorum veya başka niyetler . Bence gölgemizi ve arkasında hissettiğimiz zayıflıkları anlamalıyız ve gölge hiç yok olmayacak belki de. Ben gölgemin beni yutmasından korkuyorum
Cok guzel bir videoydu. Tum video boyunca dusundum ve açıkçası daha derine inmeni de cok istedim. Simdi burda dinlediklerimi oturup saatlerce dusunebilirim. Herkes kendisine ilham ve yeni seyler arar bu videonun altına da bunu arayan insanlarin parlak buldugu bazi cumleler yazilmis ama kendime bir şeyler sorarken buldum cunku ben de bu yazma girisiminde bulundum. Asil mevzu karanligin farkina vardim ve izlerken ara ara donup baktim ama ben dahil bir cok insan yuzunu aydinliktan alip karanliga bakamiyor buna cesaretimiz yok. Ordakileri yeterince degerli yeterince "iyi" bulmuyoruz galiba. Bilmiyorum, umarim barışiriz.
İyiliğin ve kötülüğün ne oldukları asıl karanlıkta kalmış sorulardır. Bir kaç soru da ben sorayım: Tekrar tekrar deneyip başaramamış bir kişi ilk denemesinde başarabilen en yakın arkadaşının başarısına ne kadar sevinebilir? Ölümcül hastalığa yakalanan ve bir ay ömrü kaldığını öğrenen bir kişi sabah gazetede, bir göktaşının dünyaya bir ay sonra çarpacağını ve dünyanın yok olacağını öğrense ilk tepkisi nasıl olur? En kötü davranış normalleşince kaç kişi anormal olup toplum dışında kalmaya cesaret edebiliyor? Bir şehirde insanlar katledilirken, başka bir şehirde tepkisizce yaşayan insanlar masum mudur?
Benim çok merak ettiğim ve çözmek istediğim bir konu var. Rica etsem bu konuda uzun bir video çeker misiniz? Çok okumak, öğrenmek ve kendimi geliştirmekten korktuğumu fark ettim. Neden böyle hissettiğimi araştırdığımda; toplumdan ayrışmaktan, dışlanmaktan, sevilmemekten, farklı bakmaktan korktuğumu anladım. Yani resmen gelişmemek için direndiğimi anladım. Bu konuda nasıl bir bakış açısında olmalıyım ve ne yapmalıyım. Fikirlerinizi merak ediyorum.🙏🏻
Merhaba Dilara öncelikle bu keyifli ve ufuk açıcı video için teşekkürler ben de konuyla ilgili - melek ve şeytan kavramları üzerinden- Kundera' nın Gülüşün ve Unutuşun Kitabı adlı eserinden bir pasajı paylaşmak isterim. '' Melekler kötülüğün gülüşünü ilk işittiklerinde şaşkına dönmüşlerdi. Bu bir şölende oluyordu. Salon tıklım tıklım doluydu ve oradaki insanlar müthiş salgın olan şeytan gülüşüne tutulmuşlardı. Melek bu gülüşün Tanrı'ya ve onun kutsal eserine karşı yöneltilmiş olduğunu pek güzel anladı. Hemen işe karışması gerektiğini biliyordu, şu ya da bu biçimde, ama kendini zayıf ve savunmasız hissediyordu. Kendi kendine bir şey icat edemezdi. Bu bakımından rakibini taklit etti. Ağzını açarak kesik kesik aralıklı ve ses düzenin üstünde bir ritimle sesler çıkarmaya başladı ama çıkardığı seslere Şeytan' ınkinden farklı bir anlam veriyordu. Şeytan'ın gülüşü her şeyin saçma olduğunu anlatmak isterken , melek tam tersine bu dünyada her şeyin çok iyi düzenlenmiş olduğundan, akıllıca tasarlandığından iyi ve anlamlı olduğundan ötürü hoşnutluk duymak gerektiğini söylemek istiyordu. Böylece şeytanla melek karşI karşıya gelip birbirlerine açık ağızlarını göstererek ve aşağı yukarı aynı sesleri çıkararak ama her biri çıkardığı uğultuyla birbirinin tam tersi şeyi anlatmaya çalışarak gülüyorlardı... Gülünç bir gülüş bozgundan başka bir şey değildir . Yine de melekler bir şey elde etmedi değiller. Şaşırtıcı anlatımla bizi kandırdılar. Başlangıçtaki gülüşe ve onların gülme taklitlerine verilecek tek bir ad vardır; Şeytan Gülüşü. Bugün dışa dönük aynı anlamın birbirine karşıt iki davranışın birden dile getirdiğini kimse fark etmemektedir. İki çeşit gülüş vardır ve biz bunları ayırt edecek sözcükten yoksunuz.'' Burada ifade edilen ikirciklik , iyi ile kötünün ikirciklilği ile ne kadar da benzer ve insan her iki yanıyla ne kadar da biricik. Kabul ediyorum şeytanı da meleği de.
Yerdeniz serisinin ilk kitabında da baş karakter kitap boyunca kendinden ayrılan "kötü" tarafının, gölgesinin peşine düşüp onu yakalamaya hapsetmeye çalışır ve kitabın sonunda kendi gölgesiyle birleşip onu kabullenir.
Bu tür ikilikli şeyler her zaman aklımı daha genel bi düşünceye atıyor yani evrende her şeyin zıttı ile varolması gibi aynı zamanda da yin yang ı düşünmüyor değilim
Pelin hanım, bu aralar yin yang sembolü çok fazla karşıma çıkıyor, hem tesadüf üzerine düşündüm hem de bu sembol üzerine. Tam olarak ne anlama geldiğini araştırmak istedim ama siz bu konuda bir içerik üretmemişsiniz. Belki de bu konuyla alakalı bir video yapabilirsiniz. Sizi severek takip ediyorum, teşekkürler. ❤
birkaç video önce bir öneride bulunmuştum tekrar edeyim iki cümle ya da paragraf arasındaki boşluğu (büyük ihtimalle adobe premiere deki bir alet ile) kesmeseniz daha iyi olur. cümleler yekpare ve es vermeden sunuluyor gibi zaten konular derin ve cümleler zengin biraz jeton düşme süresi bırakın :)
so you see the dark sides of the human being ?? 20 yy ingiliz dili edebiyati dersimize giren bir hocamız karakter analizlerini yaparken incecik sesiyle sözü hep böyle bağlardı.. onu hatırladım😈
öncelikle bizlere kattığın her şey için çok teşekkürler pelin! başta sen olmak üzere bu yorumu okuyan insanlara bir soru yöneltmek istiyorum: okuduğum, izlediğim, dinlediğim her şeyi not alma ihtiyacı duyuyorum zaman zaman. bu bazen iyi bir şey gibi duyulsa da bazen overwhelming hissettirebiliyor bana. öte yandan tükettiğim her şeyden en iyi şekilde yararlanabilmek istiyorum ve sanırım bir yandan da hatırlayamamaktan korkuyorum. bu konuda bana önerebileceğiniz bir şey var mı? siz kitap/film dışında okuduğunuz ya da izlediğiniz şeyleri tükettikten sonra rafa mı kaldırırsınız yoksa küçük bir şey dahi olsa kayıt altında mı tutarsınız? bu konuda derinleşme ile ilgili çokça içerik yayınladınız farkındayım lakin demek istediğim kitap gibi elle tutulabilir şeylerden ziyade, örneğin bir dergi yazısı veyahut bi podcast nasıl tüketilmeli? zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim şimdiden. 🌸
"kimsin sen? şüphesiz; sen, sen değilsin. sen osun. ama sen, sen olarak değil. o, bir giriş şekli ile sana dahil değildir. ama, bir çıkış şekli ile de, senden hariç değildir. keza; sen de onun haricinde değilsin. bu anlattığım mana ile, senin mevcud olduğunu kasdetmiyorum. keza sıfatını da. şunu anlatmak istiyorum: sen hiç bir zaman var olmadın. olman da mümkün değil. her şeyi bir yana at. hiç bir şeyle olma. hatta sen, sen olma. hele nefsinle hiç olma. onunla, yani, hakla da olma. hatta, onda da olma. onunla birlikte de olma. fakat, şunu da unutma ki, sen, ne bir fanisin; ne de bir mevcud. sen osun; o da sen." muhyiddin ibn arabi
shadow side ya da gölge tarafa yönelik "shadow work" olarak geçen bir kısmen terapi tekniği de var. türkçesi gölge çalışma tekniği olarak geçiyor.ingilizce kaynak olarak daha fazla açıklama mevcut. kişinin kendinden sakladığı tarafla, gömdüğü travmalarla yüzleşerek iyileşmesini kabullenmesini ve kendisine dönüşmesini içeriyor. daha çok manifesting veya withcraft ile ilgilenenlerin kanallarında geçse de özü kendimizi tamamen kabullenerek ne istediğimiz kim olduğumuzu bularak en üst potansiyelimize erişmek için kullanılan bir araç olarak kulanıyorlar. bir seneye yakın düzenli olmasa da ben de uyguluyorum ve başladığım halimden daha iyiyim sakinim mutluyum ve huzurluyum.😇😇
Hz Muhammed'in şöyle bir sözü olduğu rivayet edilir. "Ben şeytanımı Müslüman yaptım". Kuranda da şöyle bir ayet vardır " Allah nefis sahibidir". Hedonizm ve sarhoşluk bir yandan eleştirilse de cennet tasvirlerinin olmazsa olmazıdır. İslam'da şeytanı da nefsi de yaratan Allah'tır. Ve şeytan en bilge melek olarak görülür. Zerdüştlükte Ahura Mazda'nın savaştığı Ehrimen (şeytan) aslında Ahura Mazda'nın kendi gölgesinden başka bir şey değildir. Belki çok alakalı olmayan konular arasında gereksiz bir bağıntı kuruyorum ama videonuz bana bunları hatırlattı.
sevgili pelin ,ne dedin ne işittin kendin söyledin kendin anladın nerden girdin nerden çıktın hiç bir şey anlamadık.. nietzche kim gothenin faust adlı kitabını kim okumuş, karikatürist walt kelly nedir. siyah kuğu filmi kimin aklında kalmıştır bilen yok.
bira misirin,sarap misirin,diyonissos misirin,ve bunlara ait bütün senlikler misirin ....misirin kütüphaneleri acaba ne diyor bu ise? YING-YANG: aydinlik tarafim.karanlik tarafim
Hakikate ulaşmak için bu kadar dolambaçlı yollara girmeye ve çok övdügümüz aklımızı nefsin sefih arzuları ile kaybetmeye değmez.Zira sonlu zevkler,sonsuz azap verebilir.Hakikat tam da önümuzde biz onu kaf dağında arıyoruz