Aynı albümden diğer şiirler Ben Aşkı Satın Aldım • İbrahim Sadri - Ben Aş... Geriye Dönen Adam • Video Buyur Usta • İbrahim Sadri - Buyur ... Merhaba • İbrahim Sadri - Merhab...
Üniversitesi de öğrencilik yıllarım olan 90 lardan beri her dinlediğimde ayrı bir hüzün ve huzur kaplayan bir şiir...Peygamber sevgisi ancak bu kadar güzel anlatılır. Allah razı olsun Nurullah Genç hocamdan.
Doksanlı yıllarda Ankara'dayım bir gün bir radyoda bu şiiri duydum kim okuyor kimin şiiri şiirin adı ne bilmiyorum. Hemen şiirin çaldığı radyoya telefon açtım bilgi istedim fakat beyefendi biz bilgi veremeyiz deyip telefonu kapattılar ben çıldırdım. Hemen ertesi günü hacı bayram'a gittim. Kitapçılara meramımı anlatmaya çalışıyorum fakat onlar bir türlü anlamıyorlar sonunda ibrahim sadri nin bu şiiri okuduğu kaseti bulduk. Hemen oracıkta aldım ve eve getirip çalmaya başladım. O gün bugündür çalmaktayım hâlâ doyamadım. Yazarından da okuyanın da okuyanından da Allah 1.000 kez razı olsun.
Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray...
Şiir, in ötesinde islam aleminin son iki asır, da yaşadıklarını anlatıyor. Ister istemez insanın gözlerinden damlalar akıyor. Nurullah Genç bey efendiye rabbim,den sağlık,sıhhat ve afiyet dilerim.
Allah gönlünüze İlâhi rahmetini yağdırsın. Her türlü derdinize maddi ve manevi yardım etsin. İlahi huzur da mahcup etmesin. Hürmet ettikleri hürmetine. Selam Sabır Sağlık Sıhhat Afiyet Huzur Anlayış İdrak İslam ve dua ile 🤲
Birader ne darlamissin adamı be,sen son nefeste imanlı gidecekmisin bakalım, o belki son nefesinde imanlı gidecek,kendi dogrunca dua eder geçersin bu güzel kalbinle hidayeti bulursun inşallah diye, nasıl inanmazsin,neye inanıyorsun diye sorguya çekmen acayip irite edici, yazmadan duramadim kusura bakma.
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat. Yıllardır bozbulanık suları yudumladım, Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları, Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım. Hasretin alev alev içime bir an düştü, Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü, Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde, Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü. İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin, Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla, Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin, Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla, Evlerin arasına dikilir yeşil bayrak, Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak. Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım, Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı, Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım. Yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü, Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü, Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe, Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü. Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden, Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına, Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden, Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına, Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin, Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin. Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım, Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış mazide, Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım. Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü, Göğsümüzden umutlar bican düştü, Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin, En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü. Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan, Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar, Mutluluk nağmeleri işitirler Hıradan, Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar, Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri, Paramparça, ateşler şahının hayalleri. Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım, O mücella çehreni izleseydim ebedi, Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım. Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü, Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü, Katil sinekler deldi hicabın perdesini, İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü. Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında, Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin, Ebedi aşka giden esrarlı yollarında, Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin, Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü, On asırlık ocağın savururdum külünü. Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım, Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak, Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım. Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü, Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü, Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara, Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü. Badiye yaylasında koklasaydım izini, Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar, Seninle yıkasaydım acılar dehlizini, Ne kaderi suçlamak kalırdı, ne intihar. Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya, Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya. Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım, Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu, Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım. Haritanın en beyaz noktasına kan düştü, Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü, Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi, Hakların temeline sanki bir volkan düştü. Firakınla kavrulur çölde kum taneleri, Ahuların içinde sevdan akkor gibidir, Erdemin, bereketin doldurur haneleri, Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir, Şemsiyesi altında yürürsün bulutların, Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların. Devlerin esrarını aynalara sorsaydım, Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler, Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım. Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü, İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü, Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer, Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü. Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini, Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir, Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini, Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir, Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından, Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından. Madeni arzuların ardında seyre daldım, Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini, Senin için görülen bir düş de ben olsaydım. Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü, Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü, Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali, Hazindir ki; dertleri aşmaya umman düştü. Ay gibisin, güneşler parlıyor gözlerinde Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray Tohumlar ve iklimler senindir, mevsim senin Mekanın fırçasında solmayan resim senin. Yağmur, bir gün elini ellerimde bulsaydım, Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme Senin visalinle bir gülmüş te ben olsaydım. Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü, Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü, İniltiler geliyor doğudan ve batıdan, Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü. Islaklığı sanadır ahımın, efganımın, İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler, Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın, Nazarın ok misali karanlıkları deler. Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin, Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin. Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım, Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar, Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım. Yağmur, ayrılığıma seninle derman düştü, Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü, Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün, Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü. Nefesinle yeniden çizilecek desenler, Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek, Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler, Anneler çocuklara hep seni içirecek, Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin, Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin. Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım, Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın, Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım. Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü, Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü, Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın, İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü. Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım, Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım, Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım, Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım, Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım, Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım, Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım, Senin için görülen bir düş de ben olsaydım, Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım, Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım, Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım, Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın, Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım...
O! Adalet için gelecek… ne nefis!ne para! Ne makam!ne şan!ne şöhret! Ne de karı,kız! Yalnızca Adalet için gelecek…Ey yaşayanlar..! Hepiniz göreceksiniz.Hepiniz…
Bu öyle bir eser ki tam Sahibine münhasır. Dinlerken içinde tatmadığım bir duygu yok. Allahım bu nasıl bir hissediş, Bu nasıl bir deyiştir... Göğsüm yırtılacak gibi oluyor. Allah senden razı olsun Nurullah GENÇ....
sadece şiir değil zaten peygamber efendimizin yokluğunda düştüğümüz hali anlatıyor. Nasıl bir hayranlıkla yazılmış insan kıskanıyor. Allah razı olsun Nurullah Genç ten.
"Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları." - "Bahira dan süzülen bir damla yaşta ben olsaydım."...... Bu kadar güzeli yazılmışmıdır bilemiyorum. Peygamber sevgisi kelimelerle ancak bu kadar güzel ifade edilebilir her halde. Böyle bir başyapıtı, şiir dünyasına kazandırdığı için Nurullah Genç hocamdan Allah razı olsun.
Vâr Edenin adıyla... Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın kabzasında bir dirhem gümüş te ben olsaydım Aaaaah...! Dokuduğun küçük bir nakış ta ben olsaydım! Uğrunda koparılan bi baş ta ben olsaydım...Okşadığın bir parça kumaş ta ben olsaydım...Senin için görülen bi düş te ben olsaydım! Aaaah seni bir görmüş te ben olsaydım! Ay gibisin eyyy Nebi! Sana hicret eden bir Kureyş'te ben olsaydım..! Yüreğin rahmetle dolsun Nurullah Genç, Soluğun kuvvet bulsun İbrahim Sadri...!
Ey Yüceler Yücesi Allah'ım. İlahi ilminde bulunan cümle Selati Selamlardan sonsuz Selati Selam eyle Canım Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Sav'me ve Selati Selam gönderiyorum varlıklara. Yüreğinize sağlık hocam. Allah razı olsun yazandan, okuyandan ve dinleyenden.🤲
Bu siirin benim hayatimdaki yeri cok ayri ve anlamlidir. Ben erzincanda askerlik yaparken hergun bu siiri enaz 10 defa belkide daha fazla dinlerdim. Ibrahim sadri erzincali olmasi hasebiyle arada gelirdi erzincana, bir konserinden once imza toreni vardi, ben ibrahim sadriye tum kasetlerimi getirmistim gostermek icin adeta sok oldu ve cok sasirdi, cunku bende 1986 larda cikardigi kasetler bile vardi, neyse isin ozu bu siir guzeldende ote,(i, sadrinin eski siirlerini tavsiye ederim)
Dinlerken bütün işi bırakın göz yaşları ve hasretle dinliyorum şu anda ne desem yalan olur bu naattakisozleri yorumlasam yalancı hissederim ancak dinlerim