Ben Özgür Uysal. İlişkilerde ara vermek, ara verince ilişki biter mi, ara vermek isteyen, erkek, kadın, ayrılık, ara vermek nedir, ne kadar ara vermek, ara vermek ne kadar sürer konuştuk. Neden yapılır? Ara verdikten sonra tekrar bir araya gelme olasılığı nedir? İlişkiye yeniden nasıl daha iyi devam edilir? Devam edilemezse ayrılıkta kadın ve erkek nasıl davranır? Hepsi ve daha fazlası 5'nci bölümde... Bu işler #inceişler #ilişkiler #aravermek
Abone olmayı unutma.
Beğen, paylaş, kendine saklama :) Başkaları da faydalansın...
Destek olmak, klana katılmak ve ücretli üyeliğin avantajlarından faydalanmak için:
/ @İnceİşler
Özgür Uysal (Sunucu)
/ benozguruysal
ozguruysal.net/
İnce İşler TV - Sosyal Medya Hesapları
Instagram: / inceislertv
Facebook: / inceislertv
Nedir Ara Vermek?
Ara vermek dediğin ne yardan ne serden vazgeçmektir onu baştan söyleyeyim. Journal of Marriage and Family’de yapılan bir araştırmaya göre ara veren kişilerin sadece 5’te 1’i eski ilişkilerine geri dönüyorlar. İlişkilerine devam edenlerin de sadece 3’te 1’i uzun ve mutlu bir ilişkiye devam edebiliyorlar. Şanslı azınlıklarsa daha mutlu bir ilişki yaşıyor. Anketteki, “Neden ara verdiniz?” sorusuna kadınlar, “Yalnız kalmak ve kendi özel alanımda ilişkimi değerlendirmek için” cevabını veriyorlar. Yani kadının tercümesi şu, “İlişkinin stresinden uzaklaşıp, yalnız kalıp biraz rahatlamak istiyorum.” Erkeklerse anketteki aynı soruya, “Dışarıda daha iyi bir ilişki olup olmadığını anlamak için” cevabını veriyor. Yani erkeğin tercümesi de şu, “Sen hazırda bekle ben gidip dışarıda biraz takılayım.” Şaka bir yana bazı ilişkiler için, “Ayrılsalardı daha iyiydi” dersiniz ama bazıları da
Haklı ve Mutlu
Sorunsuz ilişki yok. Zaten bir ilişkinin “tamam mı devam mı?” sürecine girip girmemesi bu sorunlar ortaya çıktığında nasıl baş ettiğinizle ilgili. Genelde insanlar bir çatışmayla karşılaştığında sakinleşip derinlemesine düşünmek yerine karşısındakine zarar verme ve sorundan koşarak uzaklaşma eğilimindedir. “Hayır ben haklıyım. Sen haksızsın” profilinde olan bu kişilere self-righteous indignation” yani haklılık saplantısı geliştirmiş kişiler deniyor. Biz bunlara kısaca “Haklı ve öfkeli” diyebiliriz. Dr. John Gottman, “Haklılık saplantısı geliştirmiş kişiler partnerlerinin hep bir hatalarının ya da eksiklerinin olduğunu düşünmeye ve haksız olmaktan korkmaya meyillidirler” diyor ve devam ediyor, “Bunun neden aynı zamanda kendilerinin haksız ve yetersiz olmasından korkmalarından kaynaklanabilir.” Bunun için kısa vadeli çatışmaları idare edebilmeyi öğrenmeniz gerekir. Yani diş macunundan, o akşam söylenen bir laftan, kıldan, tüyden kavga etmeyin, ediyorsanız da kendinizi bu tip basit nedenlerle ilişkinizden uzaklaştırmayın. Hem haklı hem de mutlu olamazsınız unutmayın.
Karanlık Tarafta mısın?
The Northampton Çift Terapi Merkezi’nde 100 çift üzerinde araştırma yapmışlar. Ayrılık ve ara verme kararına götüren temel hislerin, “Aşırı tetikte olmak ve savunmaya geçmiş olmak” olduğunu tespit etmişler. Uzmanlar, “Aşk, tutku” gibi olumlu ve yüksek hislerin bir anda ve yoğun olarak ortaya çıktığını, “Güvensizlik, yalnızlık, yetersizlik” benzeri hislerin olumlu hislerin aksine ufak bir noktada başlayıp kartopu gibi büyüme eğiliminde olduğunu gösteriyorlar. Yani aslında insan bir şekilde 100 vermeye daha eğilimli. Düşük not vereceği zaman yavaş yavaş notu düşürüyor ama bir kere düşürmeye başlayınca da karşısındaki ordinaryüs olsa bile ondan puan kırmaktan vazgeçmiyor. Durum böyle olunca da sık sık edilen kavgalar boy göstermeye başlıyor. Dr. Gottman, “Vücudunuza ve beyninize en az 20 dakika sakinleşmesi için izin vermeniz gerekir” diyor. Tabii eğer sinirlenilen taraftaysanız karşınızdakine de sakinleşmesi için 20 dakika verin. “Öyle arkanı dönüp gidemezsin” diyerek olayı yükseltmeyin. Ama sakinleşmek için ara verdiğinizde de bu süreci uzatmayın. Araştırmalar 1 günü geçen sakinleşme süreçlerinin negatif tutumu beslediğini gösteriyor. “Amaaan bu kadar uğraşılı mı? 20 dakika, 24 saat matematik profesörü müyüm sevgili miyim?”
23 июн 2018
