Suadiyede oturuyorum. Disaridan gelenler mahvediyor sahili. 7 8 li kıro erkek gruplari mi istersin, ailece gelip karpuzunu cekirdeklerini coplerini mi atani mi dersin. Hele haftasonu tum istanbul egitimsiz proleteryasindan adim atamazsin
Sadece Suadiye mi? Tum Turkiyenin guzel yerlerini mahvettiler. RU-vid'a gir "300 gunubirlikci" yaz ve aci komik gercekle yuzles. Hatta gecen sene Egede plajda kumdan bebek bezi bile cikardigim oldu.
Aynen aynen aynen👍.., pantolonunu indirip boklu donuyla denize girenler mi dersin.., elbisesiyle girdiği denizden aylık pedi görünenler mi dersin.., iki adım ötesindeki umumî wc 'ye gitmeyip kıyıda herkesin içinde işeyenler mi dersin.., kumu çakılı kazıp vajina muamelesi yapıp sahilin ırzına geçenler mi dersin..,iki orta soyunup giyinenler mi dersin.., dersin de dersin.., bitmez bu milletin denizle olan imtihanı.., üstelik de İstanbul gibi medeniyetin en sonunda..,bi sonrası Avrupa zaten 🤷
Halk sanki oradakilerden farklı bireylermiş gibi konuşuyosunuz. Sen sekülerliğini taşıyosun o da köyünü taşısın. Siz patron yalakası gibisiniz oysa kapitalist düzenin karşısında erdemli duruş sergilemek için o adamın köyüne de kucak açmak gerekir yoksa o hep köy kalır. Birbirimizin elinden tutup yukarı çekicez gerekirse aşağı düşücez omuzlaromızda yükselecekler
istanbul gibi yerde denize asla girilmez hastalık ihtimali yüksek max sahil kenarında bankta oturup izlenir.10 yıl önce mersin ve hatayın tatil yerlerine giderdik istisnasız hepsinin hem kumunda hem denizinde çöpler yüzerdi şimdi çok bişey değiştiğini sanmıyorum. Konum vermiycem ama muğlanın bir ilçesinde 1 hafta tatil yaptım ne kumunda 1 tane çöp var ne denizinde üstelik denizi az tuzluydu ve çok berraktı. Nerde çok insan varsa orda kalite düşer. Türk insanı çevreyi doğayı korumayı bilmiyor bilmediği gibi utanmıyorda yaptığı hareketlerden dolayı.
@@vakanna22 size geçmiş olsun amma Biz altmış senedir Büyükçekmece’de denize giriyoruz hiç hastalanmadık yazın deniz suyu zaman zaman kirleniyor kirli iken denize girilmez.
İstanbulun acilen boşaltılması ve nüfus yoğunluğunun azaltılması gerek, afet riskini bir kenara bırakıyorum normal şartlarda bile istanbulda yaşamak eziyettir
@@asbeng3745 overlordlarımız tüm üniversiteleri tüm şirketleri ve fabrikaları buraya kurma kararı almasaydı geldiğimiz yere geri dönerdik cicikuş allahını peygamberini seveyim orrço hepinizi seviyorum baba allaha emanet
İstanbul-Fenerbahçe doğumlu ve uzun yıllardır İstanbul dışında yaşayan biri olarak şunu söyleyebilirim. Fenerbahçe sahilden Bostancı sahile uzanan sahil kesimi genel olarak kalbur üstü ve/veya eski İstanbulluların yaşadığı bir bölgedir. Bu bölgedeki insanlar Anadolu'dan göçmüş kültür düzeyi düşük amiyane tabirle barbar olarak gördüğü insanlar ile aynı ortamda bulunmak istemiyorlar. Son 50 yıldır sistemli olarak uygulanan devlet politikası ile günümüzde Marmara bölgesinin %70 civarı nüfusu bu bahsettiğim insanlar ve soyları oluşturmaktadır. Doğal olarak bu çatışma kaçınılmazdır. Bu bahsettiğim kesim Suriyeli, Afgan, Pakilere nasıl bakıyorsa eski İstanbullular da onlara hep böyle baktılar ve tamamen medeni olarak kentlileşene kadar da bakmaya devam edecekler. Durum sosyolojik bir vaka anlayacağınız. Denizin temizliğine gelirsek, Marmara denizine dikkat ederseniz yosunlar oldukça yeşil ve bolca deniz anası bulunuyor. Yosunların yeşilliği denizin tuzluluk oranın düşüklüğünün, deniz anası bolluğu ise plankton miktarının fazlalığını gösteriyor. Bu denize acilen derin su deşarjının kesilmesi gerekiyor. Düşünün Marmara bölgesinde yaşayan 45 Milyon insanın kanalizasyon atığı ama filtre edilip ama doğrudan derin su şarjı ile denize boşaltılıyor. Bu durumda denizin Azot miktarını arttırıyor ve deniz deniz olmaktan çıkmaya başlıyor. Hem de çok büyük bir tatlı su israfı oluyor.
Tamamen kentlileşmek ne demek? Gerçek İstanbulluluk ne demek? Bir şehrin yalnızca zengin kesime hitap etmesi mi demek? Anadolu'dan göçen herkes amiyane tabirle kültür düzeyi düşük insan anlamına mı geliyor? Yazdığınız yorumu oldukça seçkinci buluyorum. İstanbul bir göç ve göçmen şehridir, yüzlerce yıldır da böyle olmuştur. Hâlen de yeni göç almaya devam ediyor, ister Anadolu'dan ister başka bir yerden olsun. İstanbul'da doğmuş, büyümüş, eğitim hayatını geçirmiş insanlara siz İstanbullu değilsiniz demek artık 2024'te komik duyuluyor. İstanbul'un ihtiyacı olan iyi bir kent planlaması ve bir göç yönetimi. İstanbul'a göç geriye döndürülsün demek değil. Boşuna 50 yıl öncesine nostalji yapmaya gerek yok. Olması gereken İstanbullunun örgütlenip şehir hakkını şehirde yaşayan herkes için talep etmesi.
@@aydıngeçer Sorulara tek tek cevap vereyim. 1- Tamamen kentlileşmek ne demek? - Kent yaşamına uygun yaşayan, kurallara uyan, giyimi-kuşamı, oturması kalkması, bir hadiseyi tartışma adabı ile taşra kırsalından ayrışan, kamusal, bireysel ve toplumsal alan kavramlarına vakıf görece nazik insanlara denir. 2- Gerçek İstanbulluluk ne demek ? - Gerçek İstanbullu atalarının yaşadığı bölgeden ortalama 5 kuşak önce göçmüş, geçmişi ile hiçbir bağı kalmamış kendisi ve 2 kuşak üstü atalarının tamamen İstanbul şartları ve kültürü ile büyümüş kişilere denir. 3- Bir şehrin yalnızca zengin kesime hitap etmesi mi demek? - Tabiki bir şehir sadece zengin kesime hitap etmez. Normal şartlar altında şehir planlaması her sosyal tabakaya hitap eder şekilde dizayn edilir. Ama malum günümüz İstanbul şartlarını biliyorsunuz. Yağmalanan ve rant ile sürekli fiyatların şişirildiği aşırı kalabalık çökmekte olan, muhtemelen İstanbul depreminden sonra çökecek bir şehir. Ama bu başka bir konu. 4- Anadolu'dan göçen herkes amiyane tabirle kültür düzeyi düşük insan anlamına mı geliyor? - Bunun cevabı hayır. Anadolu şehirlerinin eski kentlileri vardır. Bu kimseler İstanbul'a göçtüklerinde hızlıca adapte olabilmekteler. (en fazla 1 kuşak içinde) Ama bu kesim görece çok küçük bir azınlıktır. Anadolu'dan İstanbul'a göçen esas yığın ilk kademe 1950'ler, ikinci kademe 1970'ler ve 1980'den itibaren mütemadiyen göçen taşra köylü ve kasabalılarıdır. Ve evet bu kimselerin ekseri çoğunluğunun ilk ve ikinci kuşakları amiyane tabirle barbarlardan oluşmaktadırlar. Eğer barbar taşralı-eski kentli kavgası olmasaydı böyle bir sosyal gerilim hiç var olmazdı. ''Yazdığınız yorumu oldukça seçkinci buluyorum. İstanbul bir göç ve göçmen şehridir, yüzlerce yıldır da böyle olmuştur. Hâlen de yeni göç almaya devam ediyor, ister Anadolu'dan ister başka bir yerden olsun''. demişsiniz. - Tabii ki ailesi eski bir İstanbullu olarak sonuna kadar elitistim. Ancak bu demek değildir ki hadiseleri akılcı bir şekilde değerlendiremiyorum. İstanbul kurulduğu MÖ.5yy'dan beri hiçbir zaman göçmen şehri olmamıştır. Hiçbir zaman kontrolsüz göçe izin verilmemiştir. Zaman zaman yöneticiler tarafından kontrollü olarak nüfus taşınmasına izin verilmiştir. Cumhuriyet dönemindeki budalaca kontrolsüz iskan politikalarını genelleyemezsiniz. Evet göç almaya devam ediyor ve edecek. Ta ki büyük İstanbul depremlerinde milyonlarca insan ölene ve devamında arınma gecesi misali bir kaos yaşayana kadar. ''İstanbul'da doğmuş, büyümüş, eğitim hayatını geçirmiş insanlara siz İstanbullu değilsiniz demek artık 2024'te komik duyuluyor. İstanbul'un ihtiyacı olan iyi bir kent planlaması ve bir göç yönetimi. İstanbul'a göç geriye döndürülsün demek değil.'' demişsiniz. - İstediğiniz kadar komik bulabilirsiniz ve evet İstanbul'da var olmaya çabalıyor olmanız, İstanbullu olduğunuz anlamına gelmez ve gelmeyecektir. Üzgünüm ama bazı gerçekler acıdır. Bir yerden bir yere göç ediyorsanız tamamen oralı olmanız 4. kuşaktan sonra başlar. Zamanla atalarınızın yaşadığı yer ile bağlantınız kopar ve tamamen oraya intibak edersiniz. Bu göçmenliğin bir bakıma kuralı gibidir. ''İstanbul'un ihtiyacı olan iyi bir kent planlaması ve bir göç yönetimi. İstanbul'a göç geriye döndürülsün demek değil. Boşuna 50 yıl öncesine nostalji yapmaya gerek yok. Olması gereken İstanbullunun örgütlenip şehir hakkını şehirde yaşayan herkes için talep etmesi.'' demişsiniz. - Üzgünüm ama nüfusu 20 milyona dayanan kent olmaz. Metropol dediğinizin nüfusu 5 milyonu geçmez ve geçmemelidir. Korkarım ki geri döndürülemez noktayı çoktan geçmiş durumda. Ayrıca sorun İstanbul ile sınırlandırabilir bir durum değil. Bütün Marmara bölgesi için geçerli. Ülkenin sanayisinin ve hizmet sektörünün büyük çoğunluğu bir saatli bombanın üzerine kurulmuş durumda. Eğer bir şeyler değişecekse büyük deprem veya depremlerden önce olmaz gibime geliyor.
@@ugurrr Doğrudur. Anglo-sakson memleketlerinde çöpler haftada 1 kere 1 gün toplanır. Bu açıdan İstanbul daha temiz ancak İstanbul olması gerekenden en az 11 milyon daha kalabalık bu açıdan çökmekte olan bir şehir.
Geçen seneye kadar caddebostan ibb plajına giderdim artık gitmiyorum bu sene iyice boku çıktı bizim milletimiz nerde nasıl davranması gerektiğini bilmeyen bir millet.
Tüm Marmara bölgesinin atıkları çok ileri biyolojik arıtmadan geçirilip denize verilse (yani içme suyu kıvamı) bir ihtimal olabilir lakin şu vaziyette cinayet Marmara hele hele İstanbul açıkları
ben esenyurtta oturuyorum istanbulun çok yerine gittim gürpınar nereyedeyse en temiz yerlerden bitanesi birde unutmayınki 25 milyon insanın atık suyu marmaraya geliyor bu atık suya göre temiz bile deniz.
Bu yazımı aklı başında bir belediyeci görür inşallah Üsküdar salacak dolgu alanı kaldırılıp tekrar sahil olarak dönüştürülmeli eminönü saray burnu da sahil haline gelmeli oradaki yollara gerek yok kapatırsın başka yolu kullansın araçlar böyle bir çok yer var eski belediyelerin yaptığı hataları yeniler düzeltir ise minnettar kalırız
Güzel haber. Boğaz kıyısının halka açılması biraz zor. Adım adım belki belli bir ölçüde gerçekleşebilir. Önceki hatalarımızdan ders alıp kent suçlarına izin vermemiz lazım artık. Bizdeki bu umursamazlıkla biraz zor.
Çok ama çok eften püften bir iş. Doğru dürüst araştırılmamış: Hani Büyük Çekmece sahili, hani Adalar, hani Karadeniz sahilleri? Kamera kötü, yok mu bir nd filtren, genis açıyı takmışsın adam kollarını açmış anlatırken ahtapota dönüyor, daha iyi bir açı bulamadın mı, düğün kameraları çok daha özenli. Kurgunun hali nedir, yirmi dakikada mı yaptınız, o müzik ne? RU-vidrlar bundan cok daha kaliteli iş çıkarıyorlar sizse Alman vergiverenlerinin paralarını belli ki ezmekle meşgulsünüz. Gerçi balik baştan kokar, Alman kamu medyasının aldığı leeeeeş hâli de biliyoruz.
istanbul da nereden denize girerseniz girin 7 yıldızlı otellerin havuzlarindan temizdir, burada yazılanlara bakmayın arkadaşlar gayet temiz yerler bölgeler var . Ben her sabah 6da kalkıp deniz kenarında yürüyüş yaptıktan sonra denize giriyorum oradan da işe gidiyorum. insanın içinde olacak heves olacak sürekli negatif düşünürseniz hep bir bahane üretirsiniz ve hiç birşey yapmak gelmez içinizden
Kesinlikle, işte deniz nedir bilen birinin yorumu. Deniz kültürü olan insan sürekli denize girer. Kanalizasyon akan yer olmadıkça her yerden denize girilir. Yosun, deniz anası vb Marmara'nın doğasıdır. Akdeniz'in Ege'nin en güzel kumsallarınds Marmara'daki keyfi alamıyorum. Güzel deniz senede 1 hafta gittiğiniz değil, çocukluğunuzun geçtiği, anılarınızın olduğu ve her an erişebildiğiniz denizdir.
1:26 Ya ne diye kendini yoruyorsun?! Anadolu yakası Moda'dan Tuzla'ya hatta tersaneyide kaldırdım Gebzeye kadar plaj olsaydı insanlar yine Caddebostan'a suadiye'ye Fenerbahçe'ye yüzmeye gelirdi.
"ya pahalı ya kalabalık ya kirli" Denizlere ulaşımın tüm vatandaşlar için anayasal bir hak olduğundan bahsetmeden ücretli olması normalmiş gibi söz etmek en hafif tabiri ile cehalettir.
Liderler aldığı paraları bir ay hibe etsin millete! HALKIN HAKKI temiz denize girebilmek, uygun tatil yapabilmek bu 3 köşesi denizle çevrili cennet memleketimizde...
35 Yıldır İstanbulda'yım İstanbul'da hiç denize girmedim girmem de ne kadar pislik varsa denize atılıyor mikrop yuvası çok girmek istiyorsanız Adalarda yüzün orası hiç değilse daha temiz.
İstanbul veya Marmara Denizi genelinde bırakın denize girmeyi, ayağımı bile sokmam o suya. Yıllarca gemilerde çalışmış biri olarak söylüyorum. Kendi milletimiz girmesin ama geri kalan göçmen vs bırakın Marmara’dan ne hastalık kaparsa kapsın.
@@canduru92 Atık yakıt ( sludge ) basanlar var. Yağlı bez veya diğer tüm çöpleri oldupu gibi denize atanlar..saymakla bitmez. Ama Marmara denizi’nde yüzülmez.
Valla ben her Pazar Sarayburnu nda denize giriyorum hep kirli maalesef yabancılar la 30 milyon nüfusu şehir kaldıramaz istedikleri kadar tedbir alıp temizleainler
Atatürkçü ve 6 ok'a bağlı biri olarak milliyetçi geçinen insanların ülke sevgisine önce çevre temizliğinden başlaması gerektiğini düşünüyorum. Çevresini temiz tutamayan biri milliyetçi olamaz.
Allah için Büyük Adalı abi Neyden şikayet etti . Ne anladınız sayın spiker hanım . Videoyu izledim beğendim izledim de . O röportaj çok önemli . Adalara gidemedi kısmı çok önemliydi gayet . Şikayet önemli . 😃😊
Super musluman ulke Muslumanliktan haber yok Bir ulkenin denizlerinin kirli olmasi insanlarinin ne kadar temiz oldugu ile cok yakindan ilgili Ekrem Baskan Paris'te Yaziklar olsun verdigimiz oylara
