Köy enstitüleri fikri nasıl doğdu? İlber Ortaylı ve Celal Şengör anlatıyor | Teke Tek - 5 Mayıs 2020 

Hadis derleyen buhari gibi

@@emirkorkmaz5558 buhari gibi kendini göklere de çıkarmıyor buhariden daha iyi

@@emirkorkmaz5558 noldu sustun lan

@@ogiozi9551 ironi yaptım lan ne susması...dinsizim

*Dinlemisini ne de iyi biliyor. İlber Ortaylı'ya duyduğu saygı inanılmaz. Zaten Celal'in kalitesi de belli. Sadece Ortaylı'ya özel yapmıyor. Çok büyük insanlar. Kendilerinin hocaları da Atatürk'ün ürünleri. Bizzat Atatürk'le temas hâlinde olmuş insanlar. Umarım sağlıklı bir şekilde uzunca yaşarlar.*

başkası olsa susturamazsın zaten

3:25 lol

Celal hoca tasarrufa almaz "Bazal Metabolizma'ya geçer."

hahahah ya kahkaha attırdın

@@turkizsundu3194 İsmail Tonguç, Köy Enstitülerini kurdu. Tonguç Akademiyi kurdu demiyorum.

Ne harikulade olmuş.

İkiside haklı

Menderes kafasıyla degilde Atatürk kafasıyla devam edileydi şu an isveç ayarında bir ülkeydik. Şu an Venezuella ayarında bir ülkeyiz. Yazık gerçekten yazık. Çok araplaştırmışlar Türk insanını.

T. A. Kur’ân’da bir ayet var, yorumun onu getirdi aklıma: Firavun kavmini tahfif etti (hafifleştirdi, “aptallaştırdı” demektir Arapçada).

Muvaffakiyet *

Muvaffakiyet olacak arkadaşlar

Muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebileceklerimizdenmişsinizcesine

Arapça kelime kullanmasak daha iyi olmaz mı?

@@Dinsiz_Kemalist, nickin yabancı. Muhtemelen araban da yabancıdır. Bir kaide vardır hiç değişmez. Bedelini ödediğin şey senindir ! Bin sene kullandığımız ve bedelini ödediğimiz lisan da bizimdir. Dünya bugün arapça rakamları kullanıyor. İngilizcede 500 bin arapça menşeili kelime var.

Painted soul senmisin

İlber hoca seviyesinde çok aydınımız var ama genel olarak ambargo yerler çıkarılmaz çünkü genelde Marksist görüşe sahiptirler

Aynen !bir Beşiktaşlı olarak katılıyorum .izinizle .Çok samimi ve net bir yorum .

Dünyada futbol fanatikliği kadar ahmakça bir insan ayrımcılığı daha var mı bilemiyorum.

@@koltigin4097 olmaz olurmu oooo

ah bide inteneti donmasa

Adam hasta, hyperaktivlik var onda

Amiiin inşALLAH

Tarihçi olmanın özelliğini yansıtıyor :) Murat Bardakçı tarihçi kimdir sorusunu cevaplarken böyle demişti...

Valla doğru. Söz kesme var, lafa karışma var, biri anlatırken anlatmaya başlaması var, soruyu yarıda kesip anlamayıp kafasına göre konuşması var, konuyu dağıtma ve ayrı telden çalma var kısacası adamı dinlemek çok zorlaştı son 2-3 yılda. Bir de illa bir iran, mollalar, medrese, tanzimat güzellemesine bağlıyor her konuşmada.

Siyasilerin böyle bir derdi yokki dile getirsinler, bugün olsun gene koyenstutulerini kaptanları bugünkü siyasiler olurdu.

@@mehmetalidemir5659 biliyorum zaten de eğitiminin bi karşılığı olarak mesela.

@@murattaha2532 karşılık istese programdan para alırdı adam :)

@@aykitaki almadığını bilmiyordum. Hani şöyle baktığın zaman, vizyonlu insan bu tarz ihtiraslardan ne kadar bağımsız ve özgür ise, cahil ve güç sahibi olan da tam tersi o kadar düşkün oluyor. Yani bir bakıma ortası yok, en uçlarda yaşanıyor bu duygular. Bu arada ana yorumumu zaten latife amaçlı söyledim

@@murattaha2532 e postami atsak guzel bi sistem alsin da rahat izleyelim

Şekerli bok fabrikası falan kurar karıştırmayın

Haplo- yorumunuz için teşekkürler. Düşüncelerinize katılıyorum.

Güzel yazmışsınız ama işin birde Sosyal tarafı var. Örnek olarak İstanbul'u elel alalım. Köylerden gelenler,İstanbul'un tadını aldılar artık Bu insanların çoğu,İstanbul'da kolay para kazanmanın tadını aldılar ama sadece paranın tadını değil ,İstanbul'daki yaşantının da tadını aldılar. Şimdi bunlara, kendi köylerinde,her türlü imkan verilse bile köylerinde bir Taksim yok,Ortaköy yok,Kadıköy,Beşiktaş yok..... Bu vatandaşlara, amerikan kasabaları gibi köyler dahi yapılsa pek çoğu Bozkırlara,dağlara,ormanlara geri dönmeyi kabul etmeyecektir çünkü dediğim gibi İstanbul'un ,İzmir'in tadını aldılar artık Hem zaten şunu da belirtmek lazım. Büyükşehirlere göçün, aş ve iş için olduğuna inanmıyorum ben. Bu insanların köylerinde,aşta vardı,işte vardı. Onları şehirlere,kitleler halinde taşıyan başka bir şey var Hepimizin bildiği malum siyasetçiler,o insanları köylerinden kaldırıp büyükşehirlere taşıdı. Yani bir nevi Tehcir edildiler.

@@istanbullular_dernegi Şehirleşmenin eğlence sektörüne katkısı büyüktür ama eğlence sektörünün şehirleşmeye katkısı olduğunu sanmıyorum. Şahsen benim son bir kafeye ya da bara gidişim bir yıl olmuştur. Son bir konser veya festival göreli ise on yıl olmuştur. Ona keza sinemaya gitmeyeli yine on yıl olmuştur. Benim çevremde de üç aşağı beş yukarı durum böyle; çok nadir bir araya geldiğimizde bile bir mekana gitmektense bir evde toplanmayı tercih ediyoruz. Kimseye beş kuruş borcum yok, kira da vermiyorum, yine de bir mekana hiç yoktan yere 100 lira vermek en orta direğin bile canını sıkan bir eylem ki Istanbul gibi bir yerde artık 100 lirayla da kolay kolay kurtulunmaz sanıyorum. Hani para olmadığına da değil ama insan verdiği paranın karşılığını alabiliyormuş gibi hiç hissetmiyor. Evli ve çocuklu olanların zaten hiç şansı yok. Eğlence sektörünü ayakta tutan "Carpe diem"ci 18-30 yaş arası gençler ve aylık öğrenci kredisini çekip bir günde yiyerek 29 gün eve kapanan öğrenciler oluyorlar genelde. Bir de yıllar önce Tekirdağ'da birkaç köye uğramıştım, köylerde kıraathanelerin dışında içkili mekanlar da vardı; Çanakkale'nin bir köyünde ise diskotek vardı; herhalde 200-300 nüfuslu bir yerde 10-15 müşterisi olsa değirmen dönüyor demek ki; köylerde işletme giderleri de düşüktür sonuçta. Daha önce de söylediğim gibi, altyapı olduktan sonra kırsala taşınmak isteyecek çok insan vardır. Özellikle düşük ücretlerle bilgisayar başından iş yapan insanların birçoğu, şehirde yüksek maliyetlerle ve artan borçlar içinde kıt kanaat geçimlerini sağlamaktansa modern bir köye taşınmayı ciddi düşüneceklerdir. Gürültüsünden, trafiğinden kurtulmak isteyen, yol parasından ve yollarda harcanan boşa vakitten kurtulmak isteyen, betonundan ve hava kirliliğinden kurtulmak isteyen, kutu gibi eve 1500 lira ödediği kirasından kurtulmak isteyen... Şehirler birçok meslek grubu ve eğitim/öğretim görmeyenler için gerçekten aptalca bir seçim. O meslek gruplarının başında gelen sektör, hiçbir zaman bir yere sahip olması gerekmeyen "çağrı merkezleri"dir. Sonrasında ise yazılımcılar ve tasarımcılar takip ediyordur. Son olarak, her gün saatlerimi işe gidip gelmek için yolda geçireceğime, ayda bir yapacağım sosyal aktivite için köyden şehire bir saat direksiyon sallamayı tercih ederim.

@@Haplo-san Benim SOSYALLEŞME ile anlatmak istediğim başkaydı. İstanbul özelinde çok başka bir şey var. Ben İstanbulluyum ve belki de bu yüzden farklı şeyler düşünüyorum Bugün İstanbul'daki işletmelerin çoğunu, (vasat olan veya elit olan) köysoylu insanlar çalıştırıyor .Bunu belirteyim. Siyasetçiler, İstanbulda miting yapıyorlar,alana toplanan kalabalığa, " 16 milyon istanbullu " diye sesleniyorlar. Bu da tuhaf bir şey .O insanların hiçbiri " BİZ İSTANBULLUYUZ " demiyor Ben İstanbulluyum. Babam,dedem,babamın dedesi hepimiz İstanbul doğumluyuz Neyse; Bence gitmeyeceklerdir veya şöyle olacaktır Zaten şu an bile İstanbul'da ikamet edenlerin büyük kısmı, her sene köylerine tatile gidiyor. İstanbul'da ikamet edenlerin, akrabalarının bir kısmı köyde kalmış ve ortak oldukları tarlaları ekip biçiyorlar.. Üründen elde edilen geliri, şehirdeki akrabalarına yolluyorlar veya tam tersi, şehirde yaşayan kişi, köydeki akrabasına para yolluyor. Bu insanlar İstanbula çivi çaktılar resmen Misal; 5 katlı, 10 daireli kaçak bina yapmış. 3 dairede kendileri oturuyor.Kalan 7 daireyi kiraya vermiş.Hiçbir iş yapmıyor ,kira geliri elde ediyor.Bütün gün kahvede oturuyor. Böyle ,çok acayip insan modelleri var İstanbulda ve bunların istanbulu terkedip,köylerine gitmeye hiç niyetleri yok Düşünsene ! Adamın hem köyündeki tarlası,bağı ,bahçesi aynen duruyor, akrabaları o tarlayı ekip ,biçiyor hemde İstanbul'da ,( haksız bir şekilde) malk-mülk edinmişler. Soru şu, Bu insanlar ,köylerine geri döner mi ? Hiç sanmıyorum. Ancak çok az bir kesim geri dönebilir onlar da İstanbul'da dikiş tutturamayanlar olabilir. Bu arada İstanbul'u terk edip ,güney bölgelerine göç edenler de İstanbulun yerli halkıdır. Onlar da İstanbul'da, köylü gibi yaşamaya çalışan insanlardan bıktıkları ve korktukları için kendi memleketlerini terk edip kaçtılar. İstanbul özelinde ,çok daha derin ve tuhaf bir durum söz konusu.

Söylediğin konfor şartları oluştuğunda orası köy olmaz; Küçük kent olur ve aşırı maliyetli israf yeri olur. Bunları yazan hayalperest kişiye bir sorum var: Her hangi bir köyde bir gece; dışkı kokuları, böce börtü, kötü hava şartları ile kaldın mı? İNSAN dediğimiz yaratığı hayvanlardan ayıran özelliği SOSYALLİĞİ'dir, Yalnız yaşayamaz, toplum olarak yaşaması içi yaratılmıştır.. HIZLA KENTLERE GÖÇ ETMELİDİR.. Modernite ve çağdaşlık budur.

1:16:37

goruntulu konusmadan dolayı öyle normalde öyle biri değil

@@mustafamzztk261 celal hocanın sesi çok kötü bide ya kesiliyor cızırlı filan baya rahatsız edici her ne kada konuşmasını dinlemek istesemde

goruntulu konusmadan dolayı öyle normalde öyle biri değil

@@mustafamzztk261 yoo, normalde de öyle biri. Her prog. da yapıyor bunu. Hep söz kesiyor.

Ha ha

İlber Hocam şahanesin , böylemi güzel analiz yapılır .

Ahmet Akbulut Bir de hiç susmuyor, diğer kişileri konuşturmuyor