Posofluyum kıpçak türküyüm evet kıpçakların tarihinde hristiyanlık vardır lakin İslam la tanıştıktan sonra kıpçaklar kendi iradesiyle Müslüman olmuştur elhamdülillah bu arada hocam sizde kesin kıpçaksınız konuşmanızdan bellidir zaten.
Üzülerek söylüyorum.alinmayin gozlemlerime ve uzmanlarin halklarin fizyonomi tanimlarina gore bilimsel aciklamalarina gore kazaklarda homojen olarak esmerlik vardir renkli gozlerde soz konusu degil o ozellikler biz makedonya bulgaristan gagavuzya ve dogu karadenizdeki kuman bakiyelerine has olup en cokta oguzlarin ucok kolundaki boylarda bulunur
@@teomanvural897 Sen veya dedigin "uzman" ne derse desin, beni ilgilendirmez cünkü, kendi ailemden anlatiyorum. Sizin yorumunuzu tek "homojen" kelimesine kadar ciddiyetlikle okudum, gerisi zaten, benim icin, üzülerek söylüyorum, bos bir bilgi. Ayrica üzülmene gerek yok. Neyse, size iyi günler diliyorum.
@@omariomart.3898 Üzgünüm sizi hayal kirikligina ugrattigim icin ama gercekler acidir ama gercektir sizede iyi gunler Makedonyadan selamlar saygilar. .
@@teomanvural897 hayal kirikligina hicde ugramadim, mavi yesil kahverengi gözlümü beni acikcasi bugünkü zamanda cok ilgilendirmiyor kafa yapisi daha önemli. Bu videoyu izledim ve kendi gördügüm ve icinde dogup büyüdügüm, ailemin dis görünüsünden ile alakali bir yorum yaptim. Ama sizin, bana yaptiginiz yorum, beni yalanci olarak göstermeye calistiginizi ifade ediyor. "Hayal kirikligi" konusunda degisik bakis acimiz var galiba ve elalemin dedigini kabul etmek zorunda degilim. makedonya'ya selamlar.
Kıpçak adının anlamıyla ilgili hem Türkçe hem de İngilizce'de bir kaç tane makale yayınlandı. Amatör, kendinden menkul tarihçiler bu çalışmalara bakmadan Kıpçak adını kafalarına göre yorumluyorlar. Hee canım kip aynen! Ancak bilmeyenleri keklersiniz böyle!
Yıllardır araştırırım, ilk defa bu beyefendinin açıklaması beni etkiledi. Tarihçiler herhangi bir fiziksel kanıtla gelmedi ki daha önce. Ağaç kavuğu, kav, kıv dediler, kıpçak'a nasıl evrildi? Kaçak diyen oldu. Kıp-cık (çocuk ile bağdaştıran oldu.) Ben bugün karadenizdeki uşak ile, bir bağlantısı olabileceğini düşünüyordum. Kip'leri ilk defa duymadım. Gürcüler de yer yer "Qip" diyorlar, Çinliler de Qincha veya Qip diyorlar.
Türkçede kurallı olarak -v sesinin -p'ye, bazen de -b'ye dönüştüğünü bilmediğiniz için Kıpçak'a nasıl evrildi sorusunu soruyorsunuz. Oğuz Kağan destanında Kıpçak'ın bir ağaç kovuğunda doğması tarihsel olarak Kıpçakların Batı Sibirya orman-bozkır şeridinden çıktıklarını gösteriyor. Kıpçak adının kovukla ilgisini 100 yıl önce Nemeth, Marquart gibi alimler söylediler. Onlardan sonra da Peter B. Golden, S. Ahincanov, L. Gumilev, Omeljan Pritsak gibi tarihçiler bu adı dilbilimsel yöntemlerle açıkladılar ve ağaç kovuğunda karar kıldılar. Sizin bir teoriniz varsa buyrun?
@@tarasbulba1836 Kurallı olarak değil. Ses benzeşmesinden, şive farkından dolayı dönüşür. Ben o dönüşümü dedelerimde, nenelerimde gördüm. Benzer dönüşüm k-g-ğ-y-j sessizleri arasında da vardır. Örneğin yirmi diyemezler igirmi veya ijirmi derler. Örneğin Kazan diyemez k ve g karışımı, gazan diyenler vardır. Ahıska veya ahılkelek diyemez, ahısha, ahılkhelek tarzı, genizden söyler. Anadolu'da da görürüz yer yer bunu. Yani dilbilgisi hocaları tarafından eğitilmedi ki bu insanlar. Atalarından, dedelerinden öğrendiler. Türkçe geniş anlamı ile hiçbir zaman kurallı bir dil olmadı çünkü, türkçe ile edebiyat yapılmadı. Bi latince değil. Türkler edebi dil olarak, yerleşik hayata geçtikten sonra genellikle farsça kullanmadı mı? Bunun gibi farklı örnekler de sıralanabilir. Nemeth veya diğerlerinin neyi nasıl söylediğini ve gerekçe olarak neler sunduğunu bilmek için makalelerinin tümünü okumanıza lüzum yok. Zaten bir çok bilimsel makalede kendilerine referans verilir. Vikipedia bile yazar. Gözlem yapıyorlar, inceliyorlar konuşma biçimlerini, buna göre karar veriyorlar. Bu kişiler türk de değil. Annesinden babasından bilmeceler, hikayeler dinlememiş. Türkçedeki kelime oyunlarını bilmiyor. Sadece uzaktan, yapısal olarak inceliyor ve yabancılar tarafından yapılan bir çok tespit, ne zaman bir kalıntı, fiziksel kanıt bulunursa, işte o zaman çürüyor. Kav sözcüğü (hızlı yanan, ve alevlenen) altay türkçesinde de olduğu için, benim mantığıma biraz oturuyor. (Çıra gibi.) Mesela Kayçı derler Altaycada, kayırıcı anlamına gelir. Kayıran, gönlü hoş tutan, şarkıcı, müzisyen. Kayı boyunun da bu anlamdan türediğini (bir çok boy ile tanışık olan onları kayıran) iddia edenler de var. Benzer şekilde Kavgacı, Kavçı gibi... Belki kıpçak, kavgacı sözcüğünün bozulması ile oluşmuş veya kavçı, bozularak kavgacı olmuş olabilir gibi de spekülasyon yapıyorum. Ama esasının o olduğunu da düşünmüyorum. Bu tarz gizemleri tek bir sözcüğün kökenine inerek çözebileceğimize inanamıyorum. Bence bu bileşik bir sözcük. 2 sözcükten oluşuyor. Qip (yani türkçe telafuzu Khif - çık(çek) ) Asıl soru şudur, kıpçaklar kimdir ve bakiyesi şuan nerede yaşar? Türklüğünü yitirmemiş, yani hâlihazırda oğuz türkçesini kıpçak etkileri ile konuşan kimdir. -Çek-Cak eki, hâlen hayatta mıdır, ve o bölgede yaşayanlar bu sözcüğü aktif olarak kullanır mı? Karadenizdeki uşak hitap biçimi, nereden gelir, türkçe midir? Bu konuda bilginiz var mı veya yukarıda sıraladığınız araştırmacıların? Yanılmıyorsam sizi başka bir yerden, Artvinlileri Gürcü olarak itham ederken hatırlıyorum. Yanılıyorsam kusura bakmayın. Eğer bir araştırmacı iseniz sahaya inip, hâlen hayatta kalmış olan yaşlılar ile sohbet etmenizi öneririm. O şekilde, bu konuda yapılan araştırmaların (zor olduğu için) aslında ne kadar yüzeysel ve tahmini olduğunu görebiliriz.
@@Profanumx Dil etnik kökeni belirlemede bir yere kadar yardımcı olur. Özellikle Codex Cumanicus ve Mısır'daki Kıpçak sözlüklerindeki kelimelerle Ahıska-Artvin ahalisinin kullandığı kelimeleri karşılaştırdığımızda istediğimiz sonuç çıkmıyor. Ben bu arada Artvin ahalisinin tamamına Gürcü demedim yanlış anlamışsınız. Lazlar, yerli Meshiler, Türkler, Poşalar vs. bunları göz ardı etmiyorum. Bu Kıpçak meselesinde elimizde yeteri kadar belge, kaynak vs. yok. Gürcü ve Rus kronikleri onların belli bir süre sonra geri döndüklerini söylüyorlar. Kırzıoğlu'nun tezlerini tarih tenkidine tabi tutarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. 40-50 yıldır bu saçmalıkları düzeltmekle uğraşıyoruz. M.Ö. Kür boylarında Kıpçaklar yaşıyordu diyor Gürcü kaynağına bakarak. Halbuki Kıpçaklar daha o dönemde etnik bir yapı olarak ortaya çıkmamışlardı. Ortaçağ'da Kıpçakların Gürcistan'da bulunduğu dönemde yazılan Kartlis Chovreba'nın yazarı abartıyla İskender zamanında da buralarda Kıpçakların yaşadığını yazmış. Herkes de bu anakronik bilgiye inanıyor. İşte bunlar tarih metodu ve kaynak tenkidi bilmemenin sonuçları. Uzatıyorum kusura bakmayın ama henüz Kıpçaklar gelmeden Ahıska ve çevresinde yerel Cakeli Hanedanı liderliğinde yerli Meshi unsurlar vardı ve bunlar Osmanlı fethiyle tedricen Türkleştiler.
@@tarasbulba1836 Codex Cumanicus'ta kebelek (kelebek) ile ilgili bir bilmece vardır bilrisiniz. Benzer yapıda ( yani aslında hiç de mizahi olmayan şekilde) Şavşat'ta onlarca bilmece vardır. Ve eskiler bu bilmecelere gülüyor nedense. Ben ciddi benzerlikler buluyorum. Anneme - babama ve çevreme de okuttum. Onlar da bariz benzerlikler görüyorlar. Zaten bu devirde kimse şu ya da bu ırktanım diye iddia edemez. Özellikle kıpçak gibi kısmen kayıp bir kültürle ilgili iddiada bulunmak komik olur. Ama nasıl Bursalı soyum osmanlı'ya dayanır, ben oğuzum diyebiliyorsa. Ardahanlı, Karslı, Erzurum, Trabzon, Artvinli de ben Kıpçağım, soyum Altınorda'ya Dest-i Kıpçağa dayanır diyebilir. Bursalı ne kadar Rum ise, Şavşatlı o kadar gürcüdür, eğer Gürcüce bilmiyorsa. Siz daha iyi biliyor olabilirsiniz. Gürcü kaynakları hepsinin gittiğini söylemiyor. 2 kafileden bahsediyor. Yeni kıpçaklar da var ( isyan etmeyenler.) Onlar Gürcistan'da kalıyor. Ve sınır bölgelere yerleştiriliyorlar, kimle sınır? Yani müslümanlar ile sınıra, Ahıska, Şavşat bölgelerine Bölgenin demografik yapısına Osmanlı'nın hakim olmadığı malumunuz. Derbent geçitlerinden, güneye doğru sürekli bir Tatar göçü var. İşte bu tatarlar kıpçaklar'! Başka kim olabilir? Gürcü kaynakları sınırlı, Osmanlılar bir nüfus kontrol mekanizmasına sahip değil. Ülkede edebiyat (yazılı kaynak) yok hükmünde. Kıpçaklar zaten konar göçerdir, onlar da yazmaz. Yani elimizdeki bilgi neredeyse 0. Öyleyse tümevarım yapmak zorunda değil miyiz biraz da? Halı - kilim motiflerine, geleneksel oyun kıyafetlerine bakmak, çanak çömlek, mimari... Bunlar dışında elimizde ne var? Bu insanların konuşma biçimlerini, Kıpçakça yazılmış Ermeni dini metinleri ile de karşılaştırabilirsiniz, özellikle Ardahan-Posof-Şavşat bölgesi için konuşuyorum. Eğer oğuzlar , yani Osmanlı'lar burayı fethettiği için Gürcü unsurlar Türkçe öğrendi ve zamanla gürcülüğünü unuttu ise, neden kıpçak dialektine daha yakınlar? Ayrıca 93 harbini, ve değişen demografiyi hesaba katıyor muyuz? Biz Şavşat'a Kırım tarafından gelmişiz. Dedemin dedesinden aldığım bu bilgiyi, kayıtlarda böyle bir bilgi yok diye, şüphe ile kirletmem ben mesela :) Akademik makale yazmadığım için de, kanıt gibi bir kaygım yok. Önce Kağızman'da iskân ediliyorlar, sonra Anladığım kadarıyla, Sovyetler Artvin'i bize bırakınca, oraya gönderiliyorlar. Ayrıca bu insanlar Ruslara karşı da sürekli savaşmış. Bariz bir Ermeni ve Rus düşmanlığı-korkusu vardır bölgede. Badem göz ile çekik göz arası, sarının kumrala döndüğü, neredeyse kızıl bir tonda saçlara sahiptirler. ( Hepsi öyle değildir, Dedem ve Nenelerimden bahsediyorum. Mavi, özellikle yeşile çalan açık mavi göz hakimdir. Avurtları(elmacık kemikleri) çıkık, omuzlar geniş, kısa boyluluk hakimdir. (bence yeterli beslenmemekten.) Bir iskandinav kadar olmasa da, oldukça beyaz tenlidirler. Türkiye ortalamasının çok üzerinde beyaz tenlidirler. Yüzleri kızarıktır. Yıllar önceki kaynaklar kıpçakları böyle tabir etmiyor mu? Ki Gürcüler de kısmen bu fenotiptedir!' Luhansk'taki kıpçak balbalında sureti bulunan kıpçak tipini, bugün orada bulabilirsiniz.
Kıpçak adının kip sözcüğüyle hiçbir ilgisi yok. Bakın insanları yanıltıyorsunuz. Kıpçak adının ne anlama geldiğini yüz yıl önce Gyula Nemeth ile Josef Marquart çok açık bir biçimde ortaya koymuşlardı. Onlara daha yeni dönemde Omeljan Pritsak ve A.N. Kononov katkı yaptılar. Son şekli de bugün ünlü tarihçi Peter Golden tarafından verildi.