Avrupa’nın en güneyindeki fiyordu olarak anılıyor ve tartışılabilir olsa da Karadağ’ın en büyüleyici turistik yeri.
Bölgede tarih ve kültür açısından zengin sayısız tarihi kasaba var ama bunlar arasında en iyi korunmuş olanı, Kotor’dan arabayla sadece 20 dakika uzaktaki Orta Çağ kasabası Perast’tır.
Sadece bir ana caddeye sahip çok küçük bir yer olsa da, Perast’ta pek çok tarihi kilise ve saray bulunuyor. Hiç vakit kaybetmeden Hotel Conte’nin içindeki Conte Restaurant’ın deniz kenarındaki bölümüne uğrayarak, komşu kasaba Njeguši’de üretilen njeguši peyniri ve njeguši jambon gibi yerel Karadağ spesiyallerini tadabilirsin.
Karnını doyurduktan sonra, yerel tekne işletmecilerinden birini bul ve meşhur Our Lady of the Rocks (Kayaların Hanımı) adlı küçük adaya doğru yelken aç. Karadağ’daki iki yapay adadan biri olan bu adacık, küçük kayalardan yapılmış. Adada, Katolik ziyaretçiler arasında oldukça popüler olan Kilise ile bir müze bulunuyor.
Efsaneye göre, 1452’de iki denizci körfezin sığ bölümündeki bir kayanın üzerinde Meryem Ana’nın bir ikonasını bulmuş. Bu iki kişi ve Perast halkı, Meryem Ana’yı onurlandırmak için tam aynı noktada bir adacık ve şapel inşa etmeye karar vermiş.
Körfezin kalabalığından uzakta mükemmel bir kaçış noktası olan Çetinje, Karadağ’ın eski kraliyet başkentidir. zengin bir tarihe ve Karadağın önemli geçmişini yansıtan bol sayıda kültürel mekâna sahiptir.
15. yüzyılın sonunda Lovćen Dağı’nın eteğine kurulan şehir, o günden bu yana Karadağ’ın kültürel kalbi haline geldi. Ülke tarihinin antik zamanlardan 20. yüzyılın sonuna kadarlık bölümünü sergileyen dört müze ve iki galeriden oluşan ülkenin en önemli müzesi Karadağ Ulusal Müzesi de bu şehirde bulunuyor.
Ayrıca, Çetine doğa âşıklarının da mutlaka görmesi gereken yerlerden birisi. Burası, çevredeki dağların, Kotor Körfezi’nin ve hatta güneşli günlerde İşkodra Gölü’nün nefes kesici manzaralarını sunan muhteşem Njegoš Mozolesi’ni ve Lovćen Ulusal Parkı’nı ziyaret etmek için iyi bir başlangıç noktasıdır.
Budva Karadağ’ın Miami’si olarak bilinen bu popüler sahil şehridir
, hem plaja gitmeyi sevenlere hem de bar müdavimlerine hitap ediyor çünkü Budva gece hayatı oldukça aktif. Ancak Budva’da bunlardan çok daha fazlasını bulacaksın.
Budva’nın tarihi MÖ 5. yüzyıla kadar uzanıyor ve mimarisi de Hırvatistan’daki Dubrovnik’i andırıyor, ancak burada daha az turistle karşılaşacaksın ve harcadığın paranın karşılığını da daha iyi alacaksın.
Çarpıcı mimarinin en iyi örnekleri için tarihi semtin yolunu tutabilirsin. Yerel dildeki adı Stari Grad olan bu bölge, Orta Çağ’dan kalma surlarla çevrili ve kalesi, kuleleri ve kapısıyla tarihi bir bölgeden bekleyebileceğin tüm unsurlara sahiptir. Şehirde gezerken önceki yüzyıllardan kalma savunma yapılarının harabelerinin üzerine inşa edilmiş hisarı da mutlaka görmelisin.
O plajları hala aklından çıkaramıyorsan, Budva’nın tarihi semt plajını antik surlara tepeden bakan kalenin yakınlarında bulabilirsin. Daha az kalabalık bir alternatif arıyorsan, Budva’nın 2,5 km dışındaki Jaz’ı (Karadağ sahilinin en büyük üç plajından birisi) tercih edebilirsin. Daha fazla seçenek mi arıyorsanız? Adriyatik Denizi’nin en güzel plajlarından biri kabul edilen Becici veya dağlarla çevrili tertemiz sularıyla ünlü Kamenovo’yu da görebilirsiniz.
6 сен 2024
