Sevgili Emrah Safa Gürkan ve İsmail Coşkun hocalarımıza böyle insanın merakını coşturan yayınlar yaptıkları için çok teşekkür ediyorum. Nasıl olduysa atlamışım. İlk defa bir Kemal Tahir romanı okudum, ‘Bir Mülkiyet Kalesi’ beni hüngür hüngür ağlattı da, kahkahalarla güldürdü de ! Büyük prodüksyonlu ve de derinlikli bir dönem filmi izler gibi büyülendim ve birkaç güne bitti . Muhteşem akıcı ve gerçekçi. Diğer bütün kitaplarını da kronolojik sırayla okuyacağım . Cumhuriyet’in 100 Günü ikilisini okuduktan sonra istibdat ve savaş yıllarının toplumsal arka planını da içselleştirmeme yardım etti bu kitap. Tekrar tekrar çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız ❤🙏🏽🪽
"Bu ülke nasıl kurtulur?" sorusuna Kemal Tahir'in yanıtlarından biri "Bir Mülkiyet Kalesi"nde bulunmakta: "Dünyayı düzeltmenin yolu, bizzat kendimizi düzeltmekle başlar."
Devlet Ana’daki gerdek bölümü: “Oğlan, kızı alıcı kuş gibi kaptı, kaldırıp yatağa vurdu, koca tanrı yarattı demeyip yolup soyup bastırdı. Önceleri nazlanıp istemeze vurup kaçınan kız, giderek oğlanın tadını alıp kızıp azıp bunca yılın ergen açlığı kabarıp doyması kalmayıp koşuldu. Darısı hepimizin başına, hey avrat takımı, bunlar, böylece, ırağından yakınından sürüştüler, gizli yerlerinden elleştiler, dil verip dil alıp emiştiler, üstte altta boğuşarak eziştiler. Sönmez ateşlere girip çıkıp bunalıp gök terlere batıp ayılıp soluklanıp daldılar, otuz iki oyunu ve yirmi bir düzeni ardı ardına ulayıp ‘pes edene yuf’ diye ant içip dilden elden belden düşene kadar uğraştılar. İkisi de inatlaşıp pes etmedi. Halden düşüp biri sağa, biri sola devrildi. Kızdır aklı başına gelmesiyle, başladı çırpınıp yolunmaya… ‘Bre kavat kızı anaaa… Bunun tadı böyleymiş de, neden beni ere vermedin on birimde, on ikimde?.. Neden beklettin on dördüme kadar?’ diye sövdü, siydi, yemin içti ki, ölene dek helâllık vermeye anası gâvura…”
Rahmet Yolları Kestiyi ilk defa bilkentte tarih dersi için Sungurlu’da bir eşkıya hikayesini araştırırken okumuştum. Sonrasında fark ettik ki RYK’de anlatılan hikaye aslında Sungurlu’da 1935-1937 arasında gerçekten yaşanmış bir eşkıyalık olayını anlatıyor. Kitabın sonunda yaşanan olaylar nedeniyle daha sonra roman karakterlerine dönüşecek kişiler Kemal Tahir’le beraber Çorum cezaevinde yatıyorlar. Kitabın ilk baskısında gerçek isimler, gözden kaçtığı için olsa gerek, yer yer veriliyor. Asıl adı Kükürt Memet olan eşkıyayı ise kitapta Uzun İskender olarak görüyoruz.
Kemal Tahir: Yorgun Savaşçı benim Essen Üniversitesinde Bachelor tezimin ana metniydi. İsmail Coşkun hocanın kaynaklarından çok yararlandım allah selamet versin 🙏🏼
Dostum tebrik ederim. Almanya’da Kemal tahirin eserlerinin ele alınıyor olmasını çok değerli buluyorum. Zira Almanya’da bir çok yerde Türkiye yakın tarihi ya da Türkiye siyasi tarihi klişelerden öteye ele alınmıyor.
Almanlar Türkiye’yi gerçekten çok merak ediyorlar. Aslında sadece almanlar değil tüm Avrupa’da Türkiye hakkında ciddi bir merak var. Buradaki Türkiye’den kast ettiğim orta asya 5000 yıllık Türk tarihi gibi bir şey değil bilakis Anadolu tarihi. Anadolu’da yaşayan insanların hikayesi. Ancak bu konuda hakikate sadık kalmak yerine bir takım klişeler arkasında koşmak ve onların bayraktarlığını yapmak bir çok insana daha kolay geliyor.
48:25 @ ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-GGKkWPKnxXw.html "Batı'dan tekniği alacağız ama üstüne sere serpe yatıp uyumak için değil... Paçaları sıvayıp kendimiz de yapmak için... Biz birinci yolu tuttuk baştan beri... Bir zamanlar, 'Parayı gavur kazanır, Müslüman yer.' dermişiz. Çoktandır, 'Araçları gavur yapar, biz hazıra konarız keka!' diyoruz.” ― Kemal Tahir, Yorgun Savaşçı
Haksız yere mahpus damına girmesine, taze evli olduğu karısından boşanmasına, mahpus damından çıktıktan sonra 6-7 Eylül olayları gerekçe gösterilerek gözaltına alınmasına rağmen; devlet aşkından vazgeçmemiş. Yorgun Savaşçı'yı yazmış. Benim hürriyetimden 13 yıl çalsalardım, Hindistan'a gider ineğe secdeye başlardım. Uslanmaz bir romantik.
21.50 köylerde hala durum böyle. Güçlü güçsüzü ezer. Romantiklere bakmayın. Bilmediğiniz yere gidip iyi köylülere rastlamak günahkar-kafir olup ,yine de cenette gidip hurilerle olmak gibidir.
Kemal Tahir ne körlemesine Osmanlı düşmanlığı ne de körlemesine Osmanlı hayranlığı üzerinden yazmış, bunun yerine her dönemi analitik olarak incelemeye çalışmıştır. Bu açıdan bile büyü bir saygıyı hak eder.
Kemal Tahir'in evindeki sohbetlere katılanlardan bir kısmı "Tahiri" diye adlandırılmış; derin bir saygı bağı ile seveni çok olmuş. Kendisi iyi bir marksist olduğu halde,muhtemelen sol aydınlar içinde sevmeyeni daha fazlaydı. Yetmişli yıllarda sol gençlik, harıl harıl Yaşar Kemal,Orhan Kemal, Bekir Yıldız ve Fakir Baykurt okurken, Kemal Tahir'in adı ve romanları sohbet konusu bile olmazdı. Sanki bir görünmez el -derin Hacıvat'ın eli- onun eserlerini yetmiş hatta seksen gençliginden uzak tuttu. Aslında, Hocamızın "Hacivat" teşbihine katılmakla beraber, özellikle sol aydın tipolojimizde "Nobran Karagöz" damar daha baskındır . Görmezden gelir, yok sayarlar.Kemal Tahir'e,Cemil Meriç'e ve Oğuz Atay'a yaptıkları gibi. Ve bu maraz henüz deva bulmuş değildir! Doğrudur, romandan tarih öğrenilmez. Lâkin,ll.Abdülhamid döneminden ll.Umumi Savaş'a kadar köylüsü, kentlisi,muhaciri ve asker-sivil memuru,her din ve milletten Anadolu insanının dramını tarihsel perspektifle anlamak için Kemal Tahir okumak, hatta bazı romanlarını döne döne okumak lazım gelir.
Tespit ve değerlendirmenize harfiyyen katılıyorum. Benzer bir yorumu ben de yapacaktım. Kemal Tahir, günümüz iktidarının kullandığı anlamda olmamak ve gerçek anlamda YERLI VE MILLI bir yazarımızdır. Anadolu gerçekliğini ve günümüz iktidarının bolca kullandığı ANADOLU İRFANI'nı (oğlancılık, ablacılık, pedofili) çok güzel ve açık bir şekilde ortaya koymuştur.
İsmail Hocam gençlere vakit ayıran yetiştiren ozguven aşılayan nadir aktif hocalardandi.Aurasi o kadar yüksek ki hala o dersleri hatırlarım.Allah selamet versin.
İsmail Coşkun hocanın.Dersleride böyle zevkli dinleniyor. Çok güzel olmuş .Kemal Tahir sevdiğim yazardır. Coşkun hocam İstanbul üniversitesi Sosyoloji de Uygarlık Tarihi hocamız.Kendisinin dersleride böyle keyifle dinliyoruz.heyecanlı anlatıyor.bizi derse adapte ediyor aynen buradaki gibi.
ESG'nin hikaye anlaticiligindaki harika kabiliyetine bak; 16 dk hocayı dinledik ve klasik bir akademik makalenin sonuç bölümünü dinler modundaydık. ESG'nin bir anda renkli leblebi, ablacilik gibi terim ve kavramla olaya mercek tutması bizi konuya biraz daha yaklaştırdı, konuya dahil etti. Anlaticilik önemli!
Anadoluyu özellikle de köylerdeki devlet-halk ilişkisini anlamak için Fakir Baykurt’tan Yılanların Öcü, Yakup Kadrikaraosmanoğlu’ndan Yaban ve Kemal Tahir’in eserleri bir bütün olarak okunmalı.
ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-GGKkWPKnxXw.html ile anlatılan yoksulluğun gerçekçi bir şekilde ifadesi 'Bir Mülkiyet Kalesi'nden: “İnsanlar o kadar açtılar ki, namustan bahsetmek gülünç ve usandırıcı bir şey oluyordu.”
Kemal Tahir ülkemizin en büyük en değerli edebiyatçılarından biri. Sadece edebiyatçı demek haksızlık olur ki zaten bu videoda çok güzel anlattınız. Ellerinize sağlık 👏🏻👏🏻👏🏻 Ahmet Hamdi Tanpınar’la ilgili de bir video isteriz.
Çok güzeldi gerçekten. İndirip metroda dinlemiştim. Hakkını vermek için online olan videoya gelip beğenip yorum yapmak istedim. Çok sağolun. Kültürlü bir sohbet.
Hocam ne zaman osmanli daki isyanları anlatacaksınız ve program yaparsanız özellikle şeyh bedrettin üzerinde dururmusunuz ( cebe düşman siz sevmezsiniz ) (geçektende dönemin ötesinde bir düşünce sahipti yoksa abartı mi )
Kemal Tahir'in yapıtlarını merak ediyordum ama bu yayınla yapıtların konusunu az çok anladım (sert gerçekçilik vs) ve okumaktan vazgeçtim. Hayat zaten birileri için şuan 'sert gerçekçi' birde geçmişin acı yüzünü görmeye gerek yok :( He birde, bu topraklarda yetişmiş bir yetenek olması güzel. Ve son olarak ta siz v hocaya teşekkür ederim.
Bugüne kadar seyrettiğim en faydalı videolardan bir tanesiydi. Çocukluğu köyde geçmiş birisi olarak köydeki devlet toplum ilişkisine ait en sahici yorumları hocamdan dinledim. Şahane. Kemal Tahir’in bir kaç romanını okumuştum sadece. Şimdi yeniden okuyacağım.
İsmail hocanın Kemal Tahir derslerine gittim dinlerken. Çok güzel anlatmış yine. Beni de Kemal Tahir ile tanıştıran kendisidir, buradan bir kez daha teşekkür etmiş olayım. Video çok başarılı 🙏🏻
Ismail Hocam kusura bakma ama bugun Anadolun un Islam Bilgisi bu ise 100 yil önce nasildi Allah bilir , belki daha iyiydi bence daha kotuydu, Sevket Sureyya nin abarttigini dusunmuyorum , bugunku Sokak roportajlarindan belli ozellikle Istanbul daki lere bakin :D
Ismail hocayi saatlerce dinlerim. Dersi de hep ufuk açıcı ve heyecanlidir. Guncelden surekli bir şeyler katar. Valla toplumu ve entelijansıyayı tanımak muthis keyifli. Iki hozoma da teşekkürler..
Yaşadığım yerin uluabatla bağlantılı köylerini bisiklet ya da motorsikletle her gezişimde Kemal Tahir’in Göl İnsanları kitabı aklıma geliyor ve Göl İnsanları-Deniz İnsanları arasındaki farkı düşünmeden edemiyorum.
Kemal Tahir'in romanlarinda gerçek bir zemin ve karakterler üzerinden yansıtması onun dönemin tarihçi olarak adlandırabileceğimizi gösteriyor. Köy ağası kavramının sonradan daha doğrusu merkezi otoritenin zayif olmamasından kaynakli cumhuriyet beraber çıkmasına çok şaşırdım bunun kökeninin daha eski olduğunu sanıyordum. 1910 sarayda başlayan hikaye 1938 lerde hapishane ile birlikte başka bir yol ayrımına giriyor. Çok çalışkan ve yazan, gözlem gücü kuvvetli biri olması hapishane ortamını üniversitesi dönüştürmesi bize çok şey kattı. Kemal Tahir'den öğrendiğim şey : Her ne olursa olsun işini yap. Şartlar kötü olması bir şeyi değiştirmez. Bu videodan önce üç cümle ile açıklayacağım Kemal Tahir şimdi daha net ve kafamda oturmuş bir kişilik olarak kalacak. Şimdi değil ama biraz daha ilerde külliyatını okuyacağım. Ismi en güzel kitap "Rahmet Yolları Kesti"
Hocam lütfen biriniz sözünü bitirmeden diğeriniz konuşmaya başlamayın yüklemi duyamıyoruz. Geri alıp alıp tekrar dinlemekten 2 saatte bitti video. Biz sizin gibi cümlenin sonunu tahmin edemiyoruz.
Kemal Tahir'in bazi romanlarinda "ermeni kırımı" diye bir tabir geçiyor. Burada kırım "katliam" gibi bir anlamda (tdk da boyle diyor) ama soykirim anlaminda degil diye anliyorum. Dogru mudur?
Koyun Kamburu kitabi mukemmeldi , cok iyi bir toplum analizi , ve gunumuzu analiz etmek icin cok guzel temel veriyor, Cumhuriyet cok zor sartlarda kurulmus ve toplum gercekten gelisme acisindan cok zor ,okuyun anlatamayacagim ,aci veriyor okuyup 100 senedeki toplumsal degisimin ,kafa olarak nekadar yerinde saydigi
21:00 RTE'nin konuşmalarında neden sürekli 40lardaki İsmet İnönü dönemine yüklendiğini ve burdan oy devşirdiğini şimdi anladım. Muhteşem bir video. Çok teşekkürler.
Hocam bu nasıl program, bütün önemli şeyleri bir anda ve bu kadar akıcı olarak anlatmanız, helal olsun, Kemal Tahiri okumayı düşünüyordum, artık bütün kitaplarını okumak farz oldu. Programı soluksuz izledim, çok keyifli çok bilgilendirici çok üst düzey bir sohbetti. Teşekkürler iki hocama da.
Elinize emeğinize sağlık. Programın kalitesi her geçen daha da artarak devam ediyor. Arkadaki ekip( Berat, Begüm, Serhat) arkadaki kamera ve diğer her şey için sağ olun. Siz olmasanız bu kadar kaliteli bir program çıkmaz.
Devlet Ana'yi tekrar okuyacağım inşallah.. Kurt Kanunu +
8 месяцев назад
İsmail Hoca'yı üniversite yıllarımdan beri tanırım kendisi belki beni hatırlamaz ama. Kendisini tekrar görmek ve üniversitenin ilk yıllarında anlamakta zorlandığımız sohbetlerini anlayarak dinlemek çok güzeldi. Teşekkürler.
Harika bir program. ESG’nin edebiyat fakültesi kökenli tarihçilerden en önemli farkı -Ortaylı ile ortak özelliği -siyasal bilimler tahsilinin olması, tüm kitapları ve yorumlarında science po’nun verdiği altyapı ile disiplinler arası geçişi net şekilde görüyorsun. Kemal Tahir’i bırak çözümlemesini o muhteşem Türkçesi için - kaset kafa ayarı gibi - arada açar okurum.
Canım İsmail Hocam, kendisi İÜ Edebiyat Fakültesinin incisidir. Hâlâ öğrenci dostu olan nadir hocalardan biridir. Ben kosskoca bölüm başkanıyım demez de başka bölümün öğrencilerine bile öğretmenlik yapar. Kendisi ilerde olmak istediğim kişinin rol modelidir. Sizi çok seviyoruz Hocam, akademide sizin gibi hocalar oldukça umut hâlâ var demektir ❤