🌼:Kurgudur, Gerçek ile uzaktan yakından alakası yoktur. 🌼:Hayal dünyası, oppacı vb. Şeyler yazıcaksan okumadan kapat. (eleştiri hariç) 🌼: Kalp kırmadığı sürece her eleştiriye açığım. 🌼:Keyifli Okumalar ✒️: 𝐦𝐢𝐧𝐥𝐨𝐯𝐞𝐫 & 𝚖𝚘𝚜𝚊𝚊𝚗𝚍𝚗𝚘𝚜𝚊 📌: 'Yaşadığın Ülkenin Prensine Aşık Olursun' 🧚♂️:[𝐾𝑇𝐻] 𝐾𝑖𝑚 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 🧚♀️:[𝑃𝐴𝑅] 𝑃𝑎𝑟𝑘 𝐴𝑟𝑖𝑎𝑦 📍: hikaye çalıntı değildir...abone olup like atmayı unutmayın!! 𝐡𝐢𝐤𝐚𝐲𝐞 𝚖𝚘𝚜𝚊𝚊𝚗𝚍𝚗𝚘𝚜𝚊'𝚍𝚊𝚗 Ne kadardır yoldayız bilmiyorum ama alt tarafı kasabanın alt tarafındaki yiyecek deposuna gidip önceden koyulmuş yiyeceklerden bazılarını alacaktık. Maalesef ki teyzemin oğlu Jae ormanın içinden gitmeyi teklif etmişti Ariay:Daha ne kadar yolumuz var Jae? Jae:Az kaldı. Şuradan sağa dönünce depo karşımıza çıkacak Ariay:Üfff çok yoruldum! Ne vardı da kısa yoldan gelmedik! Jae:Ne var kızım ya! Ne güzel ormandayız işte bak! Tertemiz hava! Ariay:Jae! Zaten biz ormanların arasında yaşıyoruz ya!! Krallık falan da burda! Etraf ormanlarla çevrili!! İnsanlar biz bu ormana girmeyelim diye patika yol yapmışlar biz gidip ormana giriyoruz! Niye?! Çünkü tertemiz hava alıyorken daha da almak için!! Jae:Tamam o zaman git sen patika yoluna!! Bakalım bulabilecek misin?! Kaybol da gör gününü! Ariay:OF TAMAM! Saat de geç oldu zaten!! Çok vakit kaybettik Jae:Senin yüzünden! Konuşmak yerine yürüsen şimdiye avladı alıp kasabaya dönmüştük bile! Ariay:Ben miyim suçlu şuan!! Ben mi uzun yoldan gidelim dedim!! Jae:Sus da yürü Ariay:Öf öf!! Jae isimli yarım kuzenim ile ormanda yürümeye devam ettik. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Bu yüzden bir süre sonra hızlanmaya kadar verdik. Depoya yaklaştığımız zaman ufak bir mola verdik ve dinlendik. Akşam yemeği için bütün kasaba bizi bekliyordu. Kasaba da yeteri kadar yiyecek kalmamıştı ve birilerinin depoya gidip yiyecek almaları gerekiyordu. Jae'de ne kadar ısrar etsem de herkesi ikna etmişti. Sonuç olarak bu iş ikimizindi. Depoya geldiğimiz de ilk olarak ben içeriye girdim ve sebze, meyve seçtim. Kasaba çok kalabalık değildi bu yüzden çok fazla yiyecek almamıza gerek yoktu. Torbalara yiyecekleri doldurduk ve depodan çıktık Ariay:Bu sefer kısa yoldan gideceğiz! Jae:Ama neden yaaaa... Ariay:Jae! Seni şu uçurumdan aşağıya atarım cesedini de kimse bulamaz anladın mı beni! Jae:Ay tamam tamam!! Senin istediğin olsun bu sefer bücür Ariay:Bana bak-- Jae:Hadiiii geç kalıyoruz akşam yemeğine O pişkin pişkin yürürken arkadan tekme atmak geçti içimden ama teyzemin hatrı vardı. Onun için sakin kalmalıydım. Kısa süre arkasından baktıktan sonra bende peşine takıldım ve patika yola girdik. Elimizdeki torbalar ile yavaş yavaş yürürken etrafa bakınıyorduk. Uzun zaman olmuştu buraya gelmeyeli. Yeni ağaçlar, çiçekler çıkmıştı. Yaz mevsiminin de verdiği tazelik ile orman daha da güzel duruyordu. Jae önden giderken ben arkada durdum ve yerden bir papatya kopardım. İyice baktım papatyaya ve kulağıma sıkıştırdım. Sonra yerdeki torbaları tekrar elime aldım ve yoluma devam ettim. Jae ile aramdaki farkı kapattım ve yanına geçtim Jae:Yarın kutsama şöleni var krallıkta. Veliaht prens ayarlatmış. Gelecek misin? Ariay:Gelmeyi düşünmüyorum.. Biliyorsun öyle ortamları pek sevmem. Jae:Bu önemli bir kutsama şöleni ariay biliyorsun. Hem halkta veliaht prensi ilk defa görecek. Bence gelmelisin Ariay:Bilmiyorum..Annem giderse neden olmasın? Jae:O zaman kaleyi içten fethetmek lazım. Kasabaya varır varmaz size yemeğe geleceğim. Anneni ikna etmek için Bu dediğine ikimizde kahkaha attık. Sesimiz orman da yankılanmıştı. Yavaş yavaş toprağın sertleşmesiyle kasabaya geldiğimizi anlamıştık ikimizde. Adımlarımızı hızlandırdık ve kasabanın içine girdik. Bizi bekleyen insanlara yemeklerini dağıttık. Ben de bize yetecek kadar yiyeceği ayırdım. Zaten annem ve ben yaşıyorduk. Babam 10 yıl önce krallıklar arasında olan savaşta *lmüştü. Bu yüzden yiyeceğimiz bize fazla fazla geliyordu. Jae hariç herkes kendi evine girdikten sonra biz de dışarıda fazla durmadık ve eve girdik. Jae yolda söylediği gibi bizim evdeydi Jae:Eeee ne diyorsun teyzeciğim? Ariay'ın Annesi (A.A):Ben de zaten gitmeyi düşünüyordum. Bu kutsama dinimiz için önemli Jae:Yes beee. Canım teyzem Jae yaklaşarak annemin yanağını öpmüştü ve bana göz kırparak; Jae:Eee Ariay hanım...kutsama şölenine davetlisiniz Ariay:Şimdi düşündüm de gelmesem mi acaba??? Jae:Hey hey! Öyle konuşmamıştık!! Ariay:Tamam tamam geleceğim Dedim elimdeki eriği ağzıma götürerek. Yemeğimizi yedikten sonra ortalığı toparladık Jae'de kendi evine gitmişti. Annem ile kısa süre oturduktan sonra biz de fazla beklememiş yataklarımıza girmiştik. Yarın için çok heyecanlıydım. Veliaht prensi ilk defa görecektim. Acaba nasıl biriydi? Kendini beğenmiş, gıcık birisi miydi yoksa yakışıklı, nazik, kibar birisi miydi? Elim ile alnıma bir tokat attım ve içimden 'ne düşünüyorsun sen ariay' diye geçirdim. Düşüncelerimden kurtuldum ve uykuya daldım. 𝐦𝐢𝐧𝐥𝐨𝐯𝐞𝐫'dan Sabah gözlerimi Jae'nin o bağırışları ile açtım. Jae: Teyzeee bu kıyafetin burası sökülmüş diker misin hızlıca? A.A.: Getir dikelim. Annem kasabanın terzisi olduğu için haliyle ailedeki kişilerinde kıyafet işlerini o görüyordu. Jae' nin konuşma sesi daha da yaklaşıyordu. Jae: Uyan hadi. Daha seni hazırlayacağız. Ona bir tepki vermeden üzerimdeki örtüyü başıma üstüne çektim. Jae: Kime diyorum ben. Teyzeee senin bu kızın bu üşengeçlik ve uykuyla evde kalır. Hemen ilk gelen kişiyle başgöz edelim biz bunu. Bunu demesi ile başımın altındaki yastığı hızla gelen sese doğru attım. Ariay: Ne saçmalıyorsun.!! Kapı pervazinda durmuş pişkin pişkin sırıtıyordu. Bir gün elimde kalıcaktı bu çocuk. Ariay: Çık odamdan. Jae: Ayy birde kavgacı. Tıch Tıch. A.A.: Bence daha fazla konuşursan gerçekten sonun gelicek. Annem elindeki Jae'nin olduğunu düşündüğün kıyafet ile odaya girdi. A.A.: Al bakalım diktim teyzecim. Jae: Sağol teyzoşum. Onlara yüzümü eksiterek baktıktan sonra örtüyü üstümden ayaklarımla itip yataktan kalktım. Onların arasından geçtim ve odadan çıkış yaptım. Masada kurulu olan kahvaltıdan bir tane salatalık ağzıma atıp yüzümü yıkadım. A.A.: Sanada bir elbise ayarladım kuzum. Bana söylediğini anladığımda başımı usulca salladım. Ariay: Teşekkür ederim Annecim. A.A.: Hadi gelin kahvaltıya birazdan teyzenizde gelir. Dediğinde içeri teyzem girdi. (Jae'nin annesi - J.A.) J.A.: Geldim geldim O da masaya oturduğunda hepimiz yemek yemeye başladık (...) Üstümdeki elbiseye baktığımda üstüme tam oturmuştu. Jae direk odaya girdiğinde korkmuş bir şekilde ona baktım. O da beni baştan aşağı süzdü. Jae: Of of çok güzel olmuşsun kuzen. Elbisenin uzun eteklerinin kenarından tutup önünde biraz eğildim. Ariay: Teşekkür ederim. Sende az değilsin. Benim kadar olmasada. Jae: Neyse ki güzelsin. Tek bir yönün artı. Yoksa gerçekten evde kalırsın. Hemen önünde masanın üzerindeki tarağı alıp ona firlatacaktim ki annem geldi odaya. A.A.: Hadi gidelim sarayın hazırladığı at arabaları geldi. Başımla onaylayip önde annem arkada ben en arkada Jae evden çıktık. Jae, teyzem, annem ve ben aynı at arabasına bindik. J.A.: Acaba veliaht prens nasıl biri. A.A.: Bilmiyorum. Çok yakışıklı olduğu söyleniyor. Jae: Allah sahibine bağışlasın. Yavaşça saraya yaklaştığımızda sarayın çevresinin kalabalıklıştığını görüyordum. Bir süre sonra Sarayın içine girdiğimizde at arabaları durdu. Diğer ailerlede dahil olmak üzere hepimiz indik arabadan. Jae: Diğer krallıkların da geldiğini duydum. Bana eğilerek kurduğu cümleyle usulca salladım başımı. Çoğu kişi sarayın büyük bahçesinde sandeylerde oturuyor bazı kişilerde ayakta bekliyordu bizde bir köşeye gidip oturduk. Ariay: Ne zaman başlar. Diye sorduğumda Jae'ye kafasını hafif kaldırıp gelenlere bakmaya başladı. Jae:Bütün yerler dolmuş birazdan başlar. Biraz daha bekledikten sonra. Yerimde huzursuzca saklandım. Jae: noldu. Ariay: Sanırım tuvaletim geldi. Hemen geliyorum. Devamı diğer Yorumda 🤗
Dediğimde annemgil in önünden geçip sarayın içine girdim. Içeride gördüğüm kişiye lavabonun yerini sormak için ona yaklaştım. Ariay: Efendim acaba lavoba nerede bilginiz var mı? H.K.: Evet buradan çık yukarıya direk karşıdaki koridorun sonunda. Önünden saygıyla eğilip teşekkür etmeyi ihmal etmedim. Ariay : Teşekkür ederim. Onu söylediği yere doğru yürümeye başladım. Merdivenlerden çıkınca karşı koridora doğru yürüdüm. Kadının dediği gibi koridorun sonundaki odaya girdiğimde. Lavoba yerine ultra büyük ve düzenli bir oda görünce şaşkınlıkla etrafıma baktım. Ariay: Aferin Ariay sana aferin. Direk odadan çıkarken çarptığım bedenle olduğum yerde çivilendim. Th: Burada ne yapıyorsunuz hanımefendi? Kafamı kaldırıp yüzünü tanımadığım çocuğa baktım. Biraz ondan uzaklaşınca konuşmaya başladım. Ariay: Biri bana buranın lavoba olduğunu söyledi ama sanırım yanlış geldim. Th: Lavabo yan taraftı. Önünde saygı ile eğildim. Ariay: Teşekkür ederim Tam odadan çıktım derken kolumda hissettiğim elle odagim yine o genç oldu. Th: Adınız nedir. Sakıncası yoksa tabi? Hafif bir tebessüm ettiğimde o da gülümsedi. Ariay: Park Ariay.Sizin? Th: Zamanı geldiğinde öğreneceksin benimkisini. Ama şimdi biraz daha gecikirsen kutsama töreni biticek. Doğru yaa. Ariay: Ayy ben onu unuttum. Direk bu odanın yan tarafındaki odaya girdim. Sonunda lavobayı görünce derin bir oh çektim. İşimi hızla halledip çıktım lavoba dan. İlk başta girdiğim genç çocuğun odasından oflama sesleri gelince bir bakmak istedim. Ariay: İyi misiniz? Yüzünü elindeki kıyafetten çekip bana döndürdü. Th: Kutsama töreninde giyeceğim kıyafetin yaka kısmı sökülmüş. Ve şuan sarayın terzisi burada değil. Ne yapacağımı bilmiyorum. Sarayda mi yaşıyordu? Ozaman aile fertlerinden birimiydi? Yok canıma ya öyle olsa benimle konuşmazdı bile. Ariay : İsterseniz ben dikebilirim. Annem terzi ve ondan ufakta olsa birşey kaptım. Th:: Gercketn yapabilir misin. Başımı usulca sallayınca yanımdan geçip odadan çıktı.sanirim iğne iplik getirmeye gitmişti. Bende odayı gezmeye başlamıştım. Oda dizaynı gerçekten çok şık ve duzenliydi.arkamdan gelen sesle direk önüme döndüm. Th: Getirdim iğne iplik. Dedediginde kapının direk karşısında olan yatağın ucuna oturdum ve elindeki iğne ipliği alıp kıyafetin yakasını dikmeye başladım. Bu süreçte o çocuk gözünü benden bir saniye bile ayırmamış bana bakmaya devam etmişti. Son düğümüde atınca iğneyi kenara bıraktım ve kıyafeti iki elimle havaya kaldırıp inceledim olmayan yer var mı diye. Olduğuna emin olunca hâlâ bana bakmakta olan çocuğa döndüm. Ariay: Bitti. Bana göre oldu ama beğenmediğin biryer vars- Th: Bence güzel olmuş. Bu arada hâlâ merak ediyorsun değil mi benim kim olduğumu. Böyle söylediğini şaşırdım doğrusu. Ariay:Evet hâla merak ediyorum. Bunu dediğimde bir iki adım ile daha da yakınıma geldi. Boyu benden uzun olduğu için biraz eğildi ve boyunu benimkiyle eşitledi. Ben ona anlam gözler ile bakarken o konuşmaya başladı. Th: Ben Kim Taehyung. Kim krallığının tek veliahtı. Dediğinde gözlerim kendiliğinden büyüdü. Anında önünde saygı ile eğildim. Ariay: Özür dilerim efendim. Ben sizi daha önce görmediğim için. Th: Ah bana biraz önce nasıl davranıyorsun öyle davran. Ariay : Ben bilemiyorum. Th: Merak etme öyle katı biri değilim. Hem sana kanım ısındı. Gerçi bu güzelliğe kim ısınmaz. Utnagclikla başımı öne eğdim ve önüme düşen iki tel saçı kulağımın arkasına koydum. Ortaya da utangaç bir gülümseme ekledim. Ariay: Teşekkür ederim. Th: Ah kendimi tam tanıtamadım. Ona yine anlamaz gözlerle bakarken kalbimi durduracak cümleyi söyledi. Th: Muhtemelen ileride eşin olucak Kim Taehyung ben. Minlover'dan Bu iki mutlu genç ileride daha mutlu olacaklardı. Aslında Taehyung'un kaçırdığı birşey daha vardı. " Ariay'ın ileride doğacak ikiz çocuğunun babası" SON İleride ne olacağına siz karar verin bakalım. Ama iyi şeyler olacağı kesin Nasıl olduğunu dair yorumlarınız bekliyoruz. Sizin görüşünüz bizim için gerçekten önemli. Kendine iyi bakın aşklarım 🌼🌼
![[KTH] İle Hayal Et 'Yaşadığın Ülkenin Prensine Aşık Olursun' [TB]](/img/logo.svg){kind=logo}
