Kuduz, bilinen en eski zoonozlardan yani hayvanlardan insanlara geçen hastalıklardan biridir ve dünyanın pek çok ülkesinde hala önemli bir sağlık sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya üzerinde, Antarktika dışında her kıtadaki insan ve hayvanlar için kuduza yakalanma tehlikesi vardır.
Kuduz doğada, vahşi yaşamdaki hayvanlardan birbirlerine bulaşarak yayılır. Dünya genelinde 150’den fazla ülkede, %95’i Asya ve Afrika’da olmak üzere, her yıl kuduzdan 59.000 kişi hayatını kaybetmektedir. İnsanlarda görülen kuduz hastalığının nedeni, %99 oranla köpek ısırıklarıdır. Hastalık daha çok kırsal alanda yaşayan yoksul toplumlarda izlenmekte ve olguların yarıdan fazlasını 15 yaşın altındaki çocuklar oluşturmaktadır.
28 Eylül 1895, kuduz aşısını ilk kez bir insana uygulayan bilim insanı Louis Pasteur’ün (1822-1895) ölüm tarihidir. Dünya Kuduz Günü ilk kez 28 Eylül 2007’de, Küresel Kuduz Kontrolü Birliği (GARC) ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) öncülüğünde, DSÖ, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) ve Pan Amerikan Sağlık Örgütü’nün (PAHO/AMRO) desteğiyle düzenlenmiştir. Böyle bir günün ayrılmasının amacı, kuduzun insan ve hayvan sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekmek, kuduzdan korunmanın, hayvanlardaki ve insanlardaki hastalığın önlenmesinin ve eliminasyonunun küresel önemine ilişkin farkındalığını artırmaktır.
Kuduz hangi hayvanlardan, nasıl bulaşır?
Kuduzun doğadaki temel kaynağı kurt, çakal, tilki, domuz, ayı, sırtlan gibi vahşi hayvanlardır. Ayrıca sadece Güney Amerika'da görülen bir tür yarasa da kuduz virüsünü taşır. Kuduz virüsü bir şekilde köpek, kedi, eşek gibi evcil hayvanlara geçerek bunlar arasında da varlığını sürdürebilir. Yılan, kertenkele gibi soğukkanlı hayvanlar kuduz virüsü taşımazlar. Kuş, tavuk, fare, hamster ve tavşan ısırıkları da kuduz riski taşımaz. Hemen hemen bütün hayvanlar kuduz virüsünü aldıktan sonra hastalanarak ölür. Sadece yarasa kendisi hastalanmadan kuduz virüsünü taşıyabilir.
Kuduz nasıl bir hastalıktır?
Kuduz, merkezi sinir sistemini ağır şekilde tutan kuduz (Rhabies) virüsünün neden olduğu viral bir infeksiyondur. Etkeni, Rhabdoviridea ailesinden, Lyssavirus genusundan bir virüstür.
Kuduz virüsü hayvanlarının salyasında bulunur ve genellikle ısırma suretiyle bulaşır. Kuduz hayvanın yol açtığı yara yerindeki sinirler yoluyla virüs beyne gider ve burada üreyerek çoğalmaya başlar. Bu süreç yavaş ilerlemektedir. Virüsün vücuda girişinden sonra hastalık belirtileri çıkana kadar geçen süreye “kuluçka dönemi” denir. Bu dönem ortalama 20 ile 60 gün arasında değişmekle beraber, ısırık yerinin beyne yakınlığı, yaranın büyüklüğü ve yara yerinin sinirlerden zenginliğine bağlı olarak kuluçka süresi değişebilir.
Virüsün sinirler yoluyla merkezi sinir sistemine ulaşmasından sonra hastalarda şuur kaybı, huzursuzluk ve felç gelişir. Hastalarda sudan korkma, sesten ve ışıktan aşırı etkilenmeler izlenir. Semptomlar geliştiğinde hastalık geri dönüşümsüzdür ve hastalık hem hayvan hem de insanlarda ölümle sonuçlanır.
Korunma
İnsan kuduzunun önlenmesinde, sahipsiz köpekler başta olmak üzere tüm hayvan ısırıklarının önlenmesi temeldir. Kuduzun yaygın görüldüğü bölgelerde herhangi bir vahşi hayvana yaklaşmaktan kaçınmak ve daima tedbirli olmak gerekir.
İnsan kuduzunun önlenmesinde DSÖ iki yöntem önermektedir:
1. Hayvan teması öncesi korunma (önceden aşılanma): Genellikle tanı veya tedavi amaçlı kuduz araştırma laboratuvarlarında çalışanlara (veteriner hekimler, teknisyenler vb.), hayvan bakıcılarına, vahşi doğada çalışan hayvan temasına maruziyet olasılığı olanlarla kuduz hastalığının endemik olarak görüldüğü farklı ülkelere seyahat eden ve doğada olası hayvan teması yaşayacak kişilere, temas öncesinde kuduz aşısı uygulanmaktadır.
2. Temas sonrası korunma: Kuduzun tam eradike edilemediği toplumlarda, kuduz şüpheli hayvan teması ve hayvan ısırığı söz konusu olduğunda yapılır.
Türkiye’de 1987 yılından itibaren ısırık sonrası aşı uygulanması yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın 2019 Kuduz Profilaksi Rehberi’ne göre düzenleme yapılmıştır. Isırılma sonrası korunma (temas sonrası profilaksi) aşağıdaki basamakları içermektedir:
• Yaralanma sonrası en kısa sürede yara, su ve sabunla temizlenmeli ve acilen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
• Aşı ve gerekirse kuduz antiserumu (immünoglobulin) yapılmalıdır. Bunun kararı sağlık çalışanı tarafından verilir. Aşılamalar hastanın ısırık yerine, teması olan hayvanın aşı durumuna ve ısırılan kişiye bağlı olarak değişmektedir.
• Yara, enfeksiyon ve gerekli durumlarda antibiyotik açısından değerlendirilmelidir.
• Tetanos aşısı açısından değerlendirilmelidir.
Ayrıca, kuduzdan korunma için:
• Evcil hayvanlarınızı aşılatın.
• Evcil hayvanınızın vahşi tabiatla etkileşimini azaltın.
• Başıboş hayvanlardan uzak durun.
• Başıboş veya hasta hayvanları ilgili kurumlara bildirin.
Unutulmamalıdır ki, sağlıklı hayvanların olduğu alanlarda insanlar da sağlıklıdır.
25 сен 2019