ankebut 50-51 ayetini bu kadar basit anlatmak. "bu kitap onlara yetmedimiki, bide vahyi gayri metluv bekliyolar." araştırmaları subjektif değil , tefsir kaynaklarından yapalım , elde edilen bilgileri birbirine doğru bağlamaya ve objektif olmaya çalışalım.
Hocam nacizane bir bilgimi paylaşmak istiyorum. Rical kelimesi Arapçada yeryüzünde yürüyen şeyler için de kullanılır yani kadın resuller de olabilir. Kurandan öğrendiğimiz kadarıyla Belkıs kissasindaki gibi kadınların da sözlerinin dinlenildigi toplumlar yaşamıştır tarihte
ama dediginiz gbi olsaydi "Allah tovbenizi kabul etti" ifadesi kullanilmazdi ayette? oruc gecesi cinselligi,Allahu teala haram kilmis olmali ki sonra tovbeleri kabul edip helal kilsin.
Okudugunuz Kur'an tercumesini arastirinca bunun İskender Evrenesoğlu tarafindan yapilmis meal oldugunu buldum. Kendisi vahiy aldigini ve Resul oldugunu iddia eden birisi degil mi? Tam da acikladiginiz ayetlerle celisen bir durum yok mu acaba?
5 лет назад
Doğru bu kişinin böyle iddiaları var ve maalesef bu iddiaları ciddiye alanlarda olabiliyor. Yorumu az diye tercih ediyordum. Parantez içinde yazdıklarını dikkate almayarak okuyabilirsiniz.
Kur’an dışı vahiy vardır veya yoktur,herkes bir şey anlayabilir. Ama bizi ilgilendiren veya sorumluluk gerektiren bir şey olsaydı kur’anda olurdu. Kur’anda yoksa Allah bizi ondan sorumlu tutmaz.
“İşte o peygamberler Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. Onların rehberliğine (hüdâhüm) uy” En‘âm 6/90 - Mekke döneminin son yıllarına ait bir sure. - “Sonra sana Hanîf olan İbrâhim’in dinine (millete İbrâhîm) uy diye vahyettik” Nahl 16/123 - Mekke döneminin sonlarına doğru, bazıları ay da vermişler, hicrete 2 ay kala nazil olduğunu söylerler.- Vahyin ilk yıllarından itibaren namaz kılındığına göre mescidi aksaya dönün emri kuranda olmadığına göre, Muhammed as kendi kafasına göre kıble tayini, dinde ibadet şekli ve yönünü belirleme yetkisi olmadığına göre, yukarıdaki ilgili ayetler de namaz emrinden çok sonra indirildiğine göre, Muhammed as aldığı bir vahye göre mi namaz rekat sayılarını ve namaz kıblesini belirlemiştir yoksa içtihadına göre mi belirlemiştir :) ?
(Şems 91/8) فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا O, kişiye davranışlarındaki yanlışlığı da doğruluğu da ilham eder[*]. [*] İlham, Allah’ın, kulunun kalbine bir şey doğurmasıdır (Şems 91/9) قَدْ أَفْلَحَ مَنْ زَكَّاهَا Kim kendini geliştirirse umduğuna kavuşur, (Şems 91/10) وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسَّاهَا kim de kendini pis işlere sokarsa kaybeder[*].
Hocam bu konu ile alakalı olarak hz peggamberin, namazin bölümleriyle alakali zekatin tafsilatıyla alakali yani kuranin hayata yansimasi olan sunneti,Allah rasulu kendi ictihadi ilemi belirlemiştir .yoksa Allah tarafindan mi öğretilmiştir. Bu konuda bilgi verirseniz sevinirim .
Arap adeti kuranın ayeti olamaz Hz Ali kaç kez evlendi ve ne kadar çocuğu vardı Yorumunuz sizi bağlar Tabiki birden fazla evlilk vardır tercih edilen birtanesidir Herkesin yaptığı gibi sizde ayetleri istediğiniz şekilde yorumluyorsunuz
Hocam acaba biz niye hep ders çıkarmak yerine ayetlerin olaylarını deşip kafamızı karıştırıyoruz ki? Yani neden nüzulu bahane edip hep kendi saflarında düşündürmeye çalışıyorlar?
Abi Efendimiz(sav.) Kur an dışı vahiy almadi diyorlar Kur an dışında vahiy almadiysa nasil geleceğe dair haberler verdi kafam karıştı yardımcı olur musun?
Kur'an dışı vahiy vardır. Kur'an = Vahyin, adı üzerinde ve namazda "OKUNAN" kısmıdır. Sizin kabul etmediğiniz ise Peygamberin ve ashabının yaşadığı kısmıdır, Kur'an'ı da kapsar sünneti de, hayatı da...
kuran dışı vahyi kabul etmek nebinin kuranı anlamakta eksik olduğunu kabul etmektir çıkarımın da yanlış o zaman sen de kuran namaz kılın deyince nebinin namazı bütün ayrıntılarıyla ve şekliyle bu ayetten anladığını, zekat verin deyince bütün fıkhını çıkardığını iddia etmiş oluyorsun bunu aklın kabul ediyor mu ? namaz kılını hikmetli anlayınca rekat sayıları ve kılınış şekli çıkar demiş oluyorsun 🤷
"Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber´e açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber: Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi, dedi." tahrim suresi 3 Allah bana haber verdi diyor ayette hangi ayette haber vermiş??? ankebut suresinde ki ayeti de baglami dışında kullanmışsın? Allah sana hikmet lutfetsin. amin
iz eserrenNEBİyyu ila ba'dı ezvacihi HADİSyen felemma. Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir hadis söylemişti. Eşi bunu yayınca, ALLAH onu bundan haberdar kıldı. Bu ayet tam tersine sünni, şie, vehabi ve senin kimi quranı yeterli görmüyen müşrikleri ifşa edir. HADİS ifadesi sadece bir yerde peyğember üçün keçir ve bunun gizli saxlanılıb yayılmaması emr edilir amma sünni müşrikler gizli vehy adı altında kutubi sitteni, şie müşrikleri ise kutubul erbain kimi imamlardan nağıllar uydurdular. Menim dostum o gizli vehy dediyin o ayede senin üçün gizlidir sen bunu görmürsen. Açıq aydın peyğemberin hedisini yayılmasını Allah ona bildirir o ayenin özünde bu ifade edilir. Allahın xeber vermesi illa ki, vehyi gerekdirmez. Ademin oğlu ölmüş kardeşini gömmek isteyerken karğa misalı bir xeber ola bilir. Bu kutubi sitte deyil kardeş
Allah'ın Musa ile İbrahim ile ve diğer elçi ve nebilerle vahiy yoluyla konuşması yazıya gecirilmeyen vahye dayanak olabilir mi? Muhammed Peygamberimize neden bu tarz bir vahiy gelmiş olmasın ? Mesela hicret konusunda aynı Musaya İsrailoğullarıyla hicret etmeleri için vahyettiyse Peygamberimize de etmiş olamaz mı ? Ya da Cuma namazı konusu "Cuma günü namaza cagrildiginiz zaman" ayetinde bir Cuma çağrısı zaten var gibi peki Peygamber kafasına göre farz namaz mi koydu yada namazın rekatlari konusu ? Ben net olarak gayri metluv vahiy var demiyorum ancak bunları da sorgulamamiz lazım.Ayrica eğer gayri metluv vahiy varsa dahi bu hadislerin vahiy olduğuna delil olmaz kanaatimce.Ancak Sünni ve Şiiler gayri metluv vahyi hadisleri temize çıkarmak için savunuyorlar,bunu da yalnızca kendilerini haklı çıkarmak için bir koz olarak görüyorlar maalesef.Sizin de fikirlerinizi merak ediyorum hocam,iyi çalışmalar.
7 лет назад
Öncelikle Hz. İbrahim'e sayfalar ve Hz. Musay'a levhalar verilmiştir. Bunlar ile kavmi sorumlu tutulmuştur. Hz. İbrahim zamanı ve tebliğ metodu, Hz. Musa'nın kavmine gösterdiği ayetler ile son nebi Hz. Muhammedin risalet metodu farklıdır. Aynı hakikat farklı usluplarla tebliğ edilmiştir. Kur'an'ın dediği gibi her zamanın bir kitabı vardır. Bu nedenle bu tarz bir kıyas hatalı olur. Zira Hz. Musa dışında Allah hiç bir Nebi ile konuşmamıştır. Hz. Muhammed ve Kur'an münasebeti bağlamında Kur'an dışı vahyi şuna benzetirim: Biri size çok açık detaylı mubin bir belge verir ve oku der sizde okursunuz ama bu çok açık emirlerin bazı yerlerini anlamazsınız ve metni verenden metin dışı yardım istersiniz. Burada ya metnin manası karışık ve detaylı değil ya metni okuyan o metne layık bir aday değil yada metin muradını muhatabına anlatmakta aciz. Bu soruların hepsine ben haşa dediğim için Kur'an dışı vahyi kabul etmiyorum. Çünkü gerek yok. Kitabı en güzel ve hikmetli şekilde anlayacak bir nebi seçilmiştir. Kur'an dışı vahiy hem Kur'an'a hemde resule hakarettir. Peki bu neden uyduruldu? Ayetlerin yaşam ile bağlantısı kurulamayınca resul bunu nasıl bildi ve yaptı sorusu havada kalıyordu. Tek çare Kur'an dışı vahiy zannı oldu. Cuma suresindeki ayette hikmetle bakınız. Günde 5 vakit namaz var ve cuma günü namaza çağırılınca alışverişi bırakın diyen bir ayet var. Alışveriş sabah namazında olmaz akşam ve yatsıda da olmaz zira günümüzdeki gibi bir aydınlatma söz konusu değil. Öğle ve ikindi kalıyor. Allah'ı zikir ve hutbede seni ayakta bıraktılar ifadesi namaz ile birlikte hutbe verilme emri var bu toplantı dan sonra akşam olmadan yeryüzüne dağılıp rızık arayacak kadar bir zamana da ihtiyaç var bu nedenle ikindiyi de eliyoruz tek vakit öğle kaldı. Bakın hikmetle ve yaşanan hayatla bakınca ayetler her şeyi zaten söylüyor. Kur'an dışı vahiy kolaycılığı yerine gelen sünnetle Kur'an'ı buluşturmak emek istediği için tercih edilmiyor sanırım.
Değerli yorumunuz için sağolun.Cuma namazının vakti konusundaki bakış açınız da çok güzel.Ancak Cuma namazının bizzat kendisinin inananlar arasında var oluşu,ALLAH'ın sıfırdan emretmeyişi,var olanı farz kılması farklı bir durum.Yinede size yorum yazarken şunları düşündüm : Namazın boşanma ayetleri gibi çok detaylı,uzun uzadıya ve toplu bir biçimde anlatılmayışı bu ibadet için müminlere daha geniş bir alan bırakıldığının bir göstergesidir. Namazda secde sırasında Ala 1'de ki emir gelmeden, Peygamber buradan hikmeti çıkarmadan önce Allah resulu ve beraberindekiler daha farklı bir tesbih yaptıkları kolayca saptanabilir.Kıble meselesi içinde Bakaradaki o ayetler gelmeden önce farklı bir kıble olduğu anlaşılıyor. Yine Hud/114 , İsra 78 gibi ayetler gelmeden önce namazın 5 vakit olmadığı anlaşılabilir. Söyleyeceğim şey şu Peygamberimiz ayetler gelmeden önce bir takım içtihatlarda bulunmuştur.Cuma günü bir toplantı yapılıp( toplumsal birlik sağlanmak amacıyla) ve arkasından nafile namaz kılmış olabilirler.İşte Cuma namazıda bu içtihatlardan biri olabilir ve ALLAH tarafından farz edilmiş olabilir.Ancak bazı içtihatlar Ramazan bayramı ve namazı farz kılınmamıştır.Eğer bu ihtimal kabul edilebilirse -ki yukarıda saydıklarım ve dışındaki birçok durum buna güçlü bir delildir- gayri metluv vahyi eleyebiliriz. Bir de düzeltme yapmak istiyorum yorumumda o kısmı tam açmamışım,İbrahim'in ölülerin nasıl diriltildiğine yönelik ALLAH ile aralarında geçen (vahiy yollu) konuşma sayfaların dışında gibi görünüyor.Yine Musa ile olan " Ayakkabılarını çıkar " konuşması verilen kitabın dışında olmalı.Nihayetinde bunlar da kitap dışı vahye delil getirilebilir olsada şuan Kuran dışı vahiy olmadığına dair elimizde daha güçlü deliller olduğunu düşünüyorum. İyi çalışmalar hocam,ALLAH razı olsun.
ikişer üçer dörder evlenin yani bazı erkekler iki eşli olur o bazı iki eşli olanlar ikişer evlenmiş olur bazı erkekler 3 eşli olur onlar üçer evlenmiş olur bazı erkekler 4 eşli olur onlar 4er evlenmiş olur 2şer 3er 4er evlenin de bu şekilde olur sadece evlendirin denirse anlamı doğru olur çıkarımı böylece çürümüş olur
Beyanı. Beyan, bir şeyin kanıtlarıyla ortaya konması, ilan edilmesi demektir. Günümüzde Kur'an sözcüğüne, yaygın olarak Allah'tan gelen vahin kitaplaşmış hali anlamı verilmektedir. Bu tek başına doğru bir tanımlama değildir. Zira vahyin kitaplaşmış haline kimi ayetlerde bağlamından dolayı isim olarak Kur'an denmiş olsa da esas isim, "Mushaf"tır, "Kitap"tır. Aslında Kara'e kökünden türeyen Kur'an, kök anlamı itibariyle Kitap veya Mushaf demek değil, "okumak", "toplamak" "bir araya getirmek", "nakletmek", "aktarmak" demektir.
@@ezel0729 teşekkürler,ben Kuranın bana insanlara verfiği mesajı anlamaya gücüm nisbetinde hayatımda uygulamaya çaba gayret göstermeye çalışıyorum,benim arapçam,Kurani ilmim yok,ha musaf,ha kitap,ha kuran Allah benimneyin peşinde olduğumu bilsin yeter,çok bigim olmadığı için kimse ile bilgi yarışına(yarışmasına)girmiyorum genede Allah razı olsun.Kuran demede sakınca varsa sakıncasını yaz demeyeyim.
@ bütün kitaplar Allahındır bütün kitaplar furkandır,bütün kitaplardaki Allahın buyruğu emri ayetidir,ama bütün kitaplar Kuran mıdır değilmidir bilmiyorum çünkü zebur,incil,tevrattan bahsediliyor.
Kuran açık ve her şeyi açıklayan bir Kitaptır. Herkesin anlayabileceği apaçık bir lisan ile indirilmiştir. KURAN inanan bir toplum için YETERLİDİR. Allah razı olsun Hocam.
@erneb niket “ Muhakkak ki namaz bütün müminler için belirli zamanlarda kayıtlı bir vecibedir. “ ( Nisa 103 ) “ Gündüzün taraflarında ve gecenin zülüflerinde salatı ikame et…” ((Hud 114 ) Gündüzün tarafları iki dir : “ Öğle ve İkindi “ yer almaktadır. Zülüf üç ve daha fazlasıdır : “ Akşam, Yatsı ve Sabah “ yer almaktadır. “ … Rabbini, güneşin ortaya çıkmasından önce, güneşin iyice kaybolmasından önce ve gecenin bazı kısımlarında hamd ile tesbih et. Ve gündüzün etrafında da tesbih et…” ( Taha 130). Güneşin dönmesinden gecenin kararmasına kadar namazı ikame et. Fecrin kuranında da. “ ( İsra 78 ) Kuran’da namazla ilgili 40 küsür Ayet vardır. Bunlardan 17 tanesi “ Salatı ikame et “ emir kipinde gelmiştir. Bu Ayetler bizim günde kıldığımız 17 rekat farz namazlarına denk gelmektedir. Yani Kuran’da 17x “ Salatı ikame et “ emri vardır ve biz günde 17 rekat fatz namazı kılıyoruz. “ Salatı ikame et “ cümlesinin geçtiği yerler : ( Hüseyin Hocamın “ Namaz Rekatları “ ile ilgili dersinden aldığım notlarımdandır. ) 1. Bakara 43 2. Bakara 110 3. Enam 72 4. Tevbe 11 5. Hud 114 6. İbrahim 31 7. Meryem 31 8. Taha 14 9. Taha 132 10. Hac 78 11. Nur 56 12. Ankebut 45 13. Ahzab 33 14. Mücadile 13 15. Müzzemmil 20 16. İsra 78 17. Rum 31 Salat kelimesi bu Ayetlerde marife gelmiştir, belirlilik takısı vardır, yani bilinen namazdır. “ Salatı ikame et. “ Hangi Salatı ? Bilinen Salatı ikame et. Kuran sıfırdan bir namaz oluşturmuyor. Zira namaz insanlıkla yaşıt bir ibadettir. Kuran, içi boşaltılmış namazın içini dolduruyor. Zamanla tahrif edilmiş namaza düzeltme yapıyor. “ Rabbini tekbir et. “ ( Müddessir 3) “ Rabbini Azîm ismi ile tesbih et. “ ( Vakia 96) “ Rabbini A’la ismi ile tesbih et. “ ( A’la 1) Sorunuzun ikinci kısmını tam anlayamadığım için devam yazamıyorum. İyi günler diliyorum.
@erneb niket Kuran yukarıdaki 17 Ayette Peygamberimizi ve çevresindeki insanları direkt muhatap alırken, diğer Ayetlerde böyle bir durum söz konusu değildir. Ankebut Suresi 45.Ayet : “ Sana Kitaptan vahyedileni oku be salatı ikame et… “ Burada Peygamberimize hitap ediliyor. Lokman Suresi 17. Ayet : “ Yavrucuğum, salatı ikame et… “ Burada ise Hz. Lokman’ın sözleri aktarılıyor. Bu konuya burada nokta koyarken, asıl unutulmaması gereken konu şudur : Kuran sıfırdan bir namaz ibadeti öğretmiyor, BİLİNEN salatı ikame etmemizi istiyor.
Kur'an'ın açık ve herşeyi açıklayan bir kitap olduğunu,arapça dili bilmenin zorunlu olmadığını ve herkesin kendi anadil ile ibadet yapacağını,müslümanların temel yaşamı ile ilgili herşeyin ne olduğunu,Kur'an'ın kendi kendini tefsir ettiğini, beşerin tefsirine ihtiyaç olmadığını ve ayetlerin birbirilerini açıkladığını ,Allah Teala'nın Kur'an'ın dışında iman edenlerden kulluk ile ilgili başka ibadetleri istemediğini birilerinin kavraması için uydurulan dinde olan binlerce uyduruk hadislerden, menkıbelerden, beşeri görüşlerden ve kusursuz görülüp ilahlaştırılan muceddidler,hadis alimleri mezhep imamları gibi dinde kesinlikle ölçü olmayan insanlardan uzaklaşmak,onları rehber kılmamak ve akl ederek tek sorguya çekileceğimiz mubin Kur'an'ı okursak bizler için, haramları belirtilmiş,kurtulmamıza ve ebedi saadete kavuşacağımıza vesile olacak bilgiler,dünyada haramlara batmayacak olan haramların net belirtilmesi,rahat yaşamak için tüm hükümler,dünyadaki insan çeşitlerinin özellikleri ve uzak olmamız gereken kişiler,ahiret hakkındaki tüm bilgilerin herhan bir ilim ehli olmadan ve arapça dilinede ihtiyaç olmadan ne olduğunu açık bir şekilde anlamış oluruz.
Allah Teala'nın rızasını ve Ebedi saadetini kazanmak için Allah'ın bizlere rahmeti gereği az sayıda emir ve yasak belirttiği için, Kur'an bizlere tafsilatlı yeter ve başka hiç kimsenin yorumuna ihtiyaç yoktur dediğimizde bizlere namaz,oruç,zekat,hac,müctehidlerin içtihadı ve mezheplerin din adına olan tüm konuları neden Kur'an'da yoktur diye soruyorlar? Cevap olarak, Kur'an'da farz olarak namaz,oruç,zekat,hac gibi taabbudi olan ibadetler İslam dinine has olan ibadetler değiller yani İslam dininden önce de bu ibadetler vardı.bu sebeple Kur'an'da bu ibadetlerin konuları detaylı geçmez.müctehidlerin,alimlerin,imamların ve hocaların hadlerini aşarak Allah adına hüküm koyarak din adına sözde rahmet diye ürettikleri beşer ürünleri oldukları için zaten onlarda Kur'an'da geçmez ve madem hadisler Kur'an'ın detaylı açıklamasıdır neden bu ibadetlerde tek fikir değiller ve yüzlerce farklı çelişki vardır?Kur'an'ın açık ve herşeyi açıklayan bir kitap olduğunu,arapça dili bilmenin zorunlu olmadığını ve herkesin kendi anadil ile ibadet yapacağını,müslümanların temel yaşamı ile ilgili herşeyin ne olduğunu,Kur'an'ın kendi kendini tefsir ettiğini, beşerin tefsirine ihtiyaç olmadığını ve ayetlerin birbirilerini açıkladığını ,Allah Teala'nın Kur'an'ın dışında iman edenlerden kulluk ile ilgili başka ibadetleri istemediğini birilerinin kavraması için uydurulan dinde olan binlerce uyduruk hadislerden, menkıbelerden, beşeri görüşlerden ve kusursuz görülüp ilahlaştırılan muceddidler,hadis alimleri mezhep imamları gibi dinde kesinlikle ölçü olmayan insanlardan uzaklaşmak,onları rehber kılmamak ve akl ederek tek sorguya çekileceğimiz mubin Kur'an'ı okursak bizler için, haramları belirtilmiş,kurtulmamıza ve ebedi saadete kavuşacağımıza vesile olacak bilgiler,dünyada haramlara batmayacak olan haramların net belirtilmesi,rahat yaşamak için tüm hükümler,dünyadaki insan çeşitlerinin özellikleri ve uzak olmamız gereken kişiler,ahiret hakkındaki tüm bilgilerin herhan bir ilim ehli olmadan ve arapça dilinede ihtiyaç olmadan ne olduğunu açık bir şekilde anlamış oluruz.
Hüseyin Kemal Gürger kendisi öyle diyor,Edip farklı diyor ilginç.. birde kitap ve hikmet nedir kimisi bayındır, İslamoğlu,okuyan hikmet yeteneği ile kurandan sonuç çıkarma diyen var...kimi yok diyor...Süleyman zamanında tahtı getiren hikmetli kişi veya lokmana hikmet verilmesi veya musaya hikmet ve ilim vermesi dileği çabalayan Kula hikmet vermesi???nasıl anlamaliyiz ...
@ Huseyin bey, simdi soracagim soruyu Gurkan Engin beye de sormustum ''bilmiyorum'' seklinde cevaplandirmisti. Soru: Hz Ibrahim e cocuk mujdelemeye gelen insan gorunumlu melekler hz Ibrahim e cocuk mujdelemesi ve hz Lut un kavminin helakini bildirmelerini vahiy olarak kabul edebilirmiyiz yoksa bildigimiz sahislar arasinda gecen bir konusma olarakmi? Bu soru beni baya yoran bir soru ve sizin fikrinizide merak ettim.
@ Hüseyin bey videonuzda elçi ve peygamberler dışında diğer kişi ve şeylere vahyedildiğinden bahsediyorsunuz sonra da sadece nebi ve elçilere vahyedilmiştir diyorsunuz. Ya ben tamamen yanlış anladım, ya da çok tuhaf bir durum var, arıya,dağa taşa Musanın annesine İsa nın annesine vahyolunuyor ama vahyolunmuyor mu diyorsunuz? Aydınlatırsanız sevinirim.