Söylemek istediğim çok fazla şey var ama nereden başlasam bilemiyorum.
Çeviri yapmayı genel olarak seviyorum ama özellikle altında bir mesaj ve düşüncelerimi barındıran şarkıları ve dizileri, olayları birleştirerek yaptığım çeviriler çok daha özel benim için. Bu da onlardan biri.
The 100'ı her fırsatta övüyorum zaten, her detayına bayıldığım ve insanlık için çok olası senaryolar içeren bir dizi olarak gördüğümü söyledim hep. Bu gerçekçi ve hiçbir şeyi siyah beyaz olarak göstermeyen yanını seviyorum. Ve haksız da sayılmazmışım sanırım, dünya olarak dizideki gibi bir sona ilerliyoruz aslında.
Dizi, nükleer bir felaket ile dünya nüfusunun tamamen yok olup insanların uzayda yaşadığı bir gelecekte başlıyor. Nükleer felaket özellikle son günlerimizin gündem konusu. Ukrayna-Rusya savaşı ile oluşan nükleer tehlikeleri yakından takip ettim çünkü benim çok endişe duyduğum bir konu bu. Ve bu süreçte şunu çok iyi anladım, muhtemelen çok uzak olmayacak bir zamanda biz insanlık olarak kendi kendimizi yok edeceğiz. Benim kıyamet tanımım güneşin batıdan doğmaya başlaması veya artan ahlaksızlık değil, tam olarak bunu kendimize yaşatmamız. Nükleer felaket bence dünya için çok muhtemel bir son. Bir şekilde insanlık olarak tekrar ayağa kalkarız büyük ihtimalle ama bu çok yıkıcı olur. Bu yüzden bunu hatırlamak daima çok tüyler ürpetici. Yakın bir zamanda gerçekleşme, bizim buna tanıklık edebileceğimiz ihtimali inanılmaz korkunç.
Her zaman sanırım distopik, post apokaliptik diyebileceğim temalı şeylere çok ilgi duymuşumdur ama buna şahit olacağımı, en azından bu kadar erken, pek düşünmemiştim.
Video, dizi karakteri Clarke'ın atom bombasının mucidi olarak bilinen Oppenheimer'dan yaptığı alıntı ile başlıyor. The 100 her zaman insanlığın gerçek yüzünü, son yıllarda aldığımız şekli anlatır. Bu şarkı da fazlasıyla anlamlı dizi için. Mevcut düzende, ait olduğumuz toplumda, kendimiz yapıp, kendimiz ödüyoruz bedeli. "It's my own design, it's my own remorse."
Oppenheimer gibi dizideki karakter Becca Franko da yarattığı yapay zeka ile istemeden dünyayı bir yok oluşa mahkum ediyor. Gelişen teknoloji bizi gerçek hayatta da hep böyle tehlikelerle yüzleştiriyor ama bu engel olabileceğimiz bir durum da değil. Yapabileceğimiz tek şey kontrollü olmak.
İnsanlığın özü, içimizde olan şey; hükmetme arzusu. Sınıflara ayrılmak, bir döngüye girmek asla son veremeyeceğimiz bir şey.
Artı olarak, şarkı Soğuk Savaş döneminde yazılmış ve George Orwell'ın 1984 kitabından ilham alındığını düşünülüyormuş, ki çok mantıklı geliyor zaten.
instagram; @blophensa
discord; / discord
sözler;
Welcome to your life
There's no turning back
Even while we sleep
We will find you
Acting on your best behavior
Turn your back on Mother Nature
Everybody wants to rule the world
It's my own desire
It's my own remorse
Help me to decide
Help me make the most of freedom
And of pleasure
Nothing ever lasts forever
Everybody wants to rule the world
There's a room where the light won't find you
Holding hands while the walls come tumbling down
When they do, I'll be right behind you
So glad we've almost made it
So sad we had to fade it
Everybody wants to rule the world
Everybody wants to rule the world
Everybody wants to rule the world
11 мар 2022