Hangi alanda ne yaparsak yapalım, “Şöyle bir şey ortaya koyalım da biz de bizimkileri avutalım!” anlayışından uzak olmalıyız. Bütün gayretlerimizi milletin ihtiyaçlarını karşılama ve işin en güzelini yapma niyetine bağlamalıyız.
Yaptığımız işin keyfiyetine bakmanın yanı sıra, meseleyi rıza-yı ilahiye bağlı götürüp götürmediğimizi de sürekli kontrol etmeliyiz.
İnsan, iradesinin hakkını vermeli, dengeli yaşamalı ve faydasız şeyler karşısında asla kendini salmamalıdır.
Mâlâyânî şeyler kalbi öldürür. Nitekim, Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) “Her bahaneyle gülüp durma; zira, çok gülmek kalbi öldürür.” buyurmuştur.
Boş ve faydasız meşgalelerden uzak kalmanın en büyük vesilelerinden biri hep inananlarla beraber bulunup cemaatin bereketinden istifade etmektir.
Bazı vazifeli insanlar, şahs-ı manevi hesabına ve belli ölçüde aktüalite ile de meşgul olabilirler. Şayet, bunu bir zarurete binaen ve sınırları korumak kaydıyla yapıyorlarsa, o esnada dahi ibadet sevabı kazanabilirler.
5 окт 2024