Kitabı okurken en etkilendiğim kısımlardan biri yazdığı öykülerin gazetelerde yayımlanıp meşhur olduğu zaman bir gün ilkokul öğretmenine rastlamasıydı.Öğretmeni Martin'i tebrik etmiş ve akşam yemeğine davet etmişti.Martin daha önce defalarca karşılaşmalarına rağmen selam dahi vermeyen öğretmeninin iki yüzlülüğü karşısında şaşırmıştı.Aylarca aç yatmış giyecek kıyafet bulamamıştı fakat şimdi zengindi ve istediği her yemeği yeyibilecek kadar parası vardı.Aylarca aç olmasına yiyecek bir şey bulamamasına rağmen kimse yemeğe davet etmemişti,şimdi ihtiyacı olmadığı halde neden yemeğe davet ediyorlardı ki?Meşhur olmadan öncesiyle şu anki hali arasında pek bir farkı yoktu hatta uğruna mücadele ettiği hedefleri artık kendisini cezbetmiyor, yaşamak için bir neden görmüyordu.
İnsanlar malesef ve bizde bunun içerisindeyiz bırakın bir varlığın işlevini bir cansız ve normal bir eşyadan bile bir işlev bekliyoruz ve istemediğimiz sonuçları alınca ondan vazgeçiyor ve hiç bir şans vermiyoruz . Mesela bizim ailelerimizde gördüğümüz baskıda bunun gibi bence sizin bişey olmanızı iyi bişeyler başarmanızı dört gözle beklerler . İlk hatanızda sizden vazgeçerler ve bu güven duygusu siz birşeyler başarmaya başladığınızda kazanılır . Malasef hepimizde var bu duyumsama . Kendimizde değiştireceğimiz ve geliştireceğimiz çok şey var .
Kitap gerçekten çok iyiydi, benim favori bölümüm Martin Eden’nin felsefecilerin olduğu odada onların tartışmalarını dinlemesiydi. Ben de o odada olmayı çok isterdim
Ben HİÇ böyle bi şey beklemiyordum ve o kadar şok oldum ki tabi hayatımda bu kadar şok olmamıştım etkisinden uzun süre çıkamadım… çok bağlanmıştım kitaba
@@wutheringheights7053 aslında intihar edeceği belliydi son birkaç bölümden.Ulaşmak istediği aydın kesimin ne kadar içi boş olduğunu görmüş ve bütün hayatını boş bir amaç uğruna harcadığını fark ettiğinden giderek depresif bir hal almıştı.Bunu ölümle taçlandırmak ise güzel bir son.Kitapdan çizdiğim çok alıntı var.En kısa sürede kitaba yeniden başlamam gerek.
@@gecemavisi-d8m Kitabı 2 yıl önce okumuştum , o intihar sahnesini okuduğumda içimde bir öfke oluştu nedense. İnsanın sadece meraktan ve bilgiye olan açlığından değil de sırf birine aşık oldu diye kitaplara yönelmesi sinirimi çok bozmuştu. Martin'e hem sinirlenmiş hem üzülmüştüm.
@@gecemavisi-d8m arkadaşım da sonunu gayet beğendi. Martinle kitap boyunca bağ kurduğunu ve en sonunda martin ölürken onun da martinle birlikte rahatladığını söyledi ama ben böyle düşünemedim bilmiyorum kötü zamanıma mı denk geldi… sanırım ben martini anlamakla beraber aynı zamanda hiç anlayamadım. Ancak bence ben martinde kendimi gördüm ve dolayısıyla sonu beni korkuttu, hem de çok…
@@Beyefendi008 Aslında Martin,Ruth'a hiçbir zaman aşık olmadı.O aşk kendi şiirlerinde ve hayalinde yarattığı ulvi ruhun kendisiydi.Biraz da aydın kesime olan hayranlığından da Ruth'u seçmiş olabilir.Ama sonuç olarak Martin'e iyi gelmedi.Şöyle düşün, Martin'in başlamak için bir bahaneye ihtiyacı vardı.Ruth da bu bahanenin kendisi oldu.Ayrıyetten kitabın içine aşkın sokulması gerekiyordu.Bu çoğu kitapda böyledir.Daha çok ilgi çeker.Ve kitabı bir nebze tamamlar.Bu yüzden yazarında böyle bir şey yapması lazımdı.
Edebi eserleri felsefeyle herkesin anlayacağı düzeyle anlatmanız ve eseri bir kere daha başka bir açıyla yeniden yaratıyor...Ben okuduğum klasikleri bir de sizden dinlemeyi seviyorum ki ben sosyoloji mezunuyum
Sinema tadında çok kaliteli bir video olmuş. Jack London çok sevdiğim bir yazardır. Kızıl Veba kitabını okuduğumda insanların ölüm şeklinin eriyerek olması midemi bulandırmıştı. Şimdi anlıyorum ki yazarın insanlara karşı midesi bulanmıştı..
18 yaşında okumuş çok etkilenmiş bakış açım adeta farkındalığın en üst düzeyine gelmişti ...annem çok hastaydı ozmanlar kendimi kitaplar içinde bulmuştum yalnızdım birbaşımaydım Tesellim martın eden olmuştu ıykı okumuşum ıykı yalnızlığıma çare olmamıştı belki annemin maneviyatını geri getirmemişti ama güzel bir anı oluşturdu içimde bazen sonumum martın eden gibi olmasından korkarım açıkçası ...kitaplardan vazgeçmeyin ...
Az önce anlamakta zorluk çektiğim, sürekli kendini tekrar eden bir kitap olarak düşündüğüm ve hiddetle kenara attığım bu kitabın bu videoyla senin tarafından bana uyandırdığı arzu bu kitaba devam etmem yönünde. videoyu tam izlemedim kitap bitince tamamen izleyeceğime yemin ederim.
kitabın tekrarı kendi konusundan kaynaklanıyor. yılllarca çabalayan bir insanın ne kadar daraldığını okuyucu da hissetsin istiyor yazar. ben bu kitabı tek günde bitirmiştim. tekrar etse de yazarın üslubu olayları öyle değişik anlatıyordu ki, bir gün sonra olacakları merak eder hale geliyordum.
@@kitlamadublaj6514 benim de 4 gün önce bitti bu arada baya bir duygulandım sonda tek gün de bitirmen beni şaşırttı doğrusu ben 1 haftada anca bitirebildim en nihayetinde ikimizin de ortak düşüncesi kitabı (ve videonun) güzel olması önemli olan da bu zaten.
Martin insanlar ve ask konusunda gercegi eninde sonunda aci bir sekilde tecrube etti. Lakin dini inancindaki eksiklik onun cektiklerinin ve cekeceklerinin bir hic ugruna oldugunu kaniksamasina yol acti malesef. Halbuki yasadiklarinin bir karsiligi olacagini ve her an Tanri tarafindan izlendiginin de farkina varsa insanin hakiki yasama amacinin elinden geleni yapip vicdanini rahatlatmak oldugunu da anlayacakti. Bu kitapla beraber ayni yollardan gectigimi dusunuyorum cogu insan gibi. Tek farki benimki platonikti onunki ise yasanilan. Belki terkedilmedim ama hissizlesen kalbim cok da farkli bir frekansta atmamakta.Artik anladigim anafikir ise su hayattan: Hedeflerin ugruna her anlamda gelismek icin fedakarca savasarak ilerlemekse hayat, sonuc ne olursa olsun zafer kazanmissin demektir.
Hem işçi hem de burjuva sınıfına uyum sağlayabilmesi ve her ikisinede ait hissetmez ve geldiği bu ayrıksı konu kendisini yalnızlığa itmesi durumu kendim içinde yaşadığımı fark ettim
Kitabı Martin'in toplum tarafından başarılı olarak kabul edildiği yere kadar büyük bir heyecanla okudum sonraki sayfalar icin hissettiklerim ise sadece husursuzluktu. Martin ile ayni duygulari yaşayarak kitabı okumak nedenini bilmediğim bir şekilde rahatsız ediciydi.
Bu əsəri çox sevmişdim, çox böyük təsiri oldu bu əsərin məndə, elə ki,Martinin intihar səhnəsi o qədər gerçekçi idi ki,saatlarca ağlamışdım, əsəri bitirdikdən sonra günlərlə təsirində qalmışdım. Cek Londonun ilk oxuduğum əsəri oldu və artıq bu yazar favorilerim arasındadır
Bence en vurucu noktası, yüzebildiği kadar derine yüzüp , nefesinin bittiğini anlayınca yukarı doğru bir hamle yapmasıydı. Bunu yapacağını bildiği için vazgeçemeyeceği noktaya kadar ilerledi. Yine de ben yaptığını anlamsız buluyorum. Tüm yaşadıklarına rağmen devam etseydi, benim gözümde çok daha üstün bir karakter olurdu.
Məni ən çox etkiləyən həyatım da oxuduğum və ən möhtəşəm 3 əsər. - Heminquey :"Əcəl zəngi,Stefan Zveyk: Gözlə görünməyən," kolleksiya" və Cek London Martin İden 💓.
Varolmak koca bir yük olmasına rağmen sırtımda, kendimi öldürmeye cesaret edemiyorum. Keşke bir anda, hiç farketmediğim bir anda, dalıversem ölümün serin huzurlu sularına. Süzülüp gitsem sessizce hiçliğe doğru. Endişeden, çabadan, sıkıntıdan âzâde, sonsuza kadar sadece hiç olsam.
Adam intihar etmediği, hastalıktan öldüğü ďüşünülüyor. Zaten çok zor bir hayatı olmuş. Biyografisini okuyabilirsiniz . Levent Cinemrenin kitap çevirisini çok beğendim , o da oldukça ilgili bu konuya. Bunun üzerine sohbetleri de var
Hayatımda en etkilendiğim kitaplardan biridir Jack London çok çok çok büyük bir yazar çok dramatik bir kitap ama En sevdiğim bölüm onu sosyalist yazar diye ünlü eden gazeteci evine geldiğinde onu tekerlekli sandalyeli arkadaşına dövdürmesiydi 😅
Aşk ve hayatı pek çok sevmekten, Umuttan ve korkudan azadeyiz artık Şükür olsun meçhul Tanrılara ki Hiçbir hayat sonsuz değil; Ölüler hiç dirilmiyor; En yorgun nehir bile sonunda Güvenle denize dökülüyor. Bu siiri seslendirirsiniz diye beklemiştim
Efendim yanlış bilginiz var. Jack London intihar etmedi. Zaten kitaplarını okursanız öyle bir kişiliği olmadığını eserlerinden anlarsınız. Hayatı böyle mücadele ederek yaşayan değerli yazarımız organ yetmezliğinden öldü. Zaten John Barleycorn'u okursanız ne kadar genç yaşta alkolle tanıştığını anlarsınız. Ekstradan kitapları değerli Levent Cinemre'nin çevirisinden okumanızı(kitap sonunda ki notlarda hem yazarı hem tarihi anlamanız için) hem de kendi kanalından London'ın videolarına bakabilirsiniz. Eh bu kadar yazıdan sonra bir alıntı bırakmasam olmaz.. "O kitaplar yazılmıştı."
@@sume7e Ruth brujuva sınıfından biri olarak , işçi sınıfından olan Martini olduğu gibi kabul etmişti zaten. Birlikte olabilmeleri için Martine seçenekler sunmuştu. Martin bu seçenekleri kabul etmeyince, Ruth birlikte olabilmeleri için karşısına aldığı toplumsal değerlere daha fazla karşı çıkamadı ve diğer yandan kendi fedakarlıklarının yaında Martinin ideallarinden fedakarlık yapmadığını gördü. Aslında Martin kendisini Rutha değil gene kendisine kanıtlamaya çalışıyordu. Ruth Martinden para avcısı olduğu için özür dilemedi. Artık birlikte olabilmelerinin mümkün olduğunu düşündüğü için özür diledi.
Az bile demiş , ben o kitaplari açken,tek başıma yazmıştım ben yine aynı Martindim ünlenince herkes gibi yanımda olmak istedi en zor zamanımda beni yalnız bıraktı ,terk etti .Ah burjuvalilar bir avuç paranın satın alacağı aptal burjuvalılar ... Ruth sadece onlardan biriydi ,herkes gibiydi onu özel kılan benim duygularımdi...
az bile olmuş. kitabı okurken sürekli ayrılmalarını bekliyordum. ruth kesinlikle martini haketmiyor, hatta martin yerine ruth o gemiden atlasaydı keşke.
Çamaşırhanede çalıştığı kısımı baya sevmiştim ben. Yazmaya hatta okumaya bile vakit bulamaması vesaire beni etkilemişti. Ayrıca Martin'in azmine de hayranım. O kadar çalışkan ki beni de bu hâliyle motive etmişti okuduğum zamanlarda.
@@BlackWidow15 Evet aslında beni de okurken boğmuştu baya. Ama yazarın bu denli güzel ve okuyucuya işler şekilde anlatması çok hoştu. Hâlâ daha o kısmı açıp açıp okurum
Herkese hitap eden bir kitap değil, ben okurken aşırı sıkılmıştım ve hiç bana hitap etmemişti konusu. Klasik okumayı sevdiğim halde. Ama bu video çok iyi olmuş
Ben bir hata yapıp sonunu okudum. Çünkü olaylar o kadar istemediğim şekilde gelişti ki düzelecek mi diye çok merak etmiştim. Ve sonu okuduğumda o kadar üzüldüm ki kitaba devam edemedim. Martin'in arkadaşının başına gelene de sinirlenmiştim. Okuduğum kitaplarda sevdiğim hiçbir karakter ölmesin istiyorum. Bir de Ruth'a o kadar kızdım ki... Martin'in büyük bir istekle yazdığı şiirlere nasıl da donuk ve kalıplaşmış yorumlar yapıyordu. Zaten Ruth genel olarak kalıplaşmış bir insandı. Bu, operadan çıktıklarında aralarında geçen tartışmadan da anlaşılıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam hani Martin; kilolu ve yaşlı insanlar yerine zarif ve genç insanların tenor ve sopranoluk yapması gerektiğini, aksinin gerçekçi gelmediğini savunuyordu. Ruth da tam tersini savunuyordu. Her şeyin kuralına uygun olması gerektiğini düşünüyordu genel olarak. Martin'i kendi standartlarına uygun hâle getirmeye çalışıyordu. Bir şekilde kendini Martin'den üstün de görüyordu bence. Neyse, kitabı sınavdan sonra bitirmek isterim.
başucu kitabım çok seviyorum bana çok şey kattı karakter gelişimi açısından çok iyiydi intahar etmesine çok üzülmüstüm ama ölüm en çok martıne yakıstı bana göre
Videolarınız, yorumlarınız çok kaliteli ve aydınlatıcı. Video sayılarınızı arttırsanız çok daha güzel olacak😍 çok severek izliyorum ve çevreme tavsiye ediyorum
Ablasının ona gerçek sevgisi ve hiçbir koşulda ona sırt çevirmemesi çok manidar anlamlı. Ablasına Borcunun 100 katını verdiği bölüm çok ağır geldi okurken.
Martin Eden ı okuyup sevenlere , yazarın "Adem'den Önce" ve "Beyaz Diş" gibi iki önemli eserini de tavsiye ederim , özellikle Adem'den Önce yi okuyarak , empati yetinizin sınırlarını zorlayabilirsiniz... 🤔
1:45 romanlarındaki genel tipoloji 5:39 ayrılıklar insan ruhunda bıraktığı acıyla anılır. Bu acı ruhların şekillenmesinden, hayat görüşünün değişmesine hatta insanın kendisini yenilemesine neden olur 6:38 aynı Dante gibi, petrarca gibi 8:10 üstinsan olmuştur artık 10:30 Heidegger içine fırlatılrığımız dünya 11:35 ruth, martini tanrı katına çıkartıyordu 12:35 sartre
Çok normal bence. Martin bir "hiç " ken ruth yanındaydı. Ama aradan çok uzun zaman geçip yazılarının hâlâ değer görmemesinden, martin'in de bu konuda israr etmesinden dolayı aynı zamanda da ailesinin baskısından dolayı her kadının yapacağı şeyi yaptı.
kitabın birçok bölümünde ruthun martini eğitmekte olduğu bir köpek olarak düşündüğü belirtilir zaten ailesiyle konuşurken de kadın olmamı anlamam için yaptığınızı biliyorum demişti ki oda bunu istiyordu sonrasında temas olunca şehvete dönüştü bu seferde martini kendi sınıfından yapmaya çalıştı hiçbir zaman ona aşık olamazdı bırakın martine kimseye aşık olamazdı ruth kendi düşünceleri istekleri fikirleri olmazdı ailesi neye doğru diyorsa o doğrudur dünya hangi görüşü benimsemiş ise o doğrudur kafasında olan fazlasıyla kıt bir vizyona sahip hatta vizyona sahip olmayan biri de olduğu söylenebilir kitabın sonunda ailemi göze alıp senin yanına geldim demesi bile yalandı gene ailesi göndermişti martinin aşkının bitmesine sebebiyet verende buydu o kadar hayranlık aşk duyduğu kişi sandığı kişi değil fazlasıyla boş biriydi ki bunu martinin iş bulmak yerine yazmaya devam etmesinden de anlayabiliriz martin okumaya edebiyatı felsefeyi hayatı anlamaya başlayınca rutha olan aşkı bitmişti zaten ruth şairin bahanesiydi birde brissenden var martinin en çok hayranlık duyduğu kişi resmen kendisinin geleceği yada asla ulaşamayacağı o mükemmel kişiydi amacı şöhret ve para değildi öyle ki eserlerini anlamayacak insanların okumasını dahi istemez ve böyle birinin intihar ettiğini görünce yaşama hevesi biter hayatın gerçekten de yaşamaya değer olmadığını anlar haz vermez ona hiçbir şey sonunda brissenden gibi oda intihar eder
Yasamı anlamsız bulan zıhnıyet ,anlamın tanımını tam olarak bılmemesınden oturu ,boyle hayat için yaftalar koyabılır...hayat son nefısıne kadar anlamlıdır bu anlamak için doğru be tek paradıgmadan yasama bakmalı...insan bu dunyaya ,Yaratıcıya /Allah a kul olarak yaratılmıştır.gorevı kulluktur,kullugun bılıncınde olan ınsan saten hayatı anlam kazanmış olacaktır....
Bu harika kitabı dün gece bitirdim. Bana büyük ilham verdi. Kesinnnlikle okumadan ölmemeli. İnsanın bir kutsalı olduğu zaman başarı konusunda ne kadar sınırsız olduğunu gösterdi.
Rica ederim ne demek.ben de Profösör dr Bora Gürer'e teşekkür ediyorum onun kendi instagram sayfasında görüp almistim.agustos ayında okuyacaklarim diye paylaşmış.
Ölü insanlar asla dirilmez. Maalesef martin eden onca yaşanmışlıklar aşk şöhret para bilinmiş kişi onca şeye rağmen kendini bulamadı ama ÖLÜ İNSANLAR ASLA DIRİLMEZ kelimesinde kendini bulması onun için bi son oldu.
Ne güzel bir başyapıttı tekrar tekrar okurum aidiyet sorunsalı burjuva sınıfının iç yüzü idealler martin eden sen bambaşkasın... teolojik felsefe sen benim hayatımda iz bırakacak bir yapıtı tanıştırdın ne diyim bilemedim...
lütfen girişte ve video sonundaki logoyla birlikte gelen itici sesi değiştirin. Çünkü videodaki ses çok kötü bir mikrofonla kayıt edilmiş az çıkıyor ama logoyla gelen sound çok yüksek çıkıyor sesde denge olmuyor. Kulak tırmalıyor yani.