Meltem Cumbul… O doğduğunda takvim yaprakları 5 Kasım 1969’u gösteriyordu.
Konya Akşehirli Sedat Bey ile İzmirli Güner Hanım’ın dördüncü çocuğu olarak İzmir’de gözlerini açtı dünyaya.
Bir abisi, 2 ablası vardı ve evin en küçük çocuğuydu. İlkokulu, İzmir Özel Yusuf Rıza İlkokulu’nda bitirdi.
12 Eylül döneminde çok sevdiği abisinden ayrılmak zorunda kaldı. Babası Sedat Bey, sol görüşe sahip oğlunu korumak için Paris’e göndermişti…
Cumbul ailesi, Meltem 13 yaşındayken İzmir’den İstanbul’a taşındı.
Küçük yaşlarda evde dans edip, taklitler yapmaya başlamıştı Meltem. Eve gelen misafirlere kendi başına oyunlar sergiliyordu. Hatta bir bavulu vardı ve o bavulun içinde oynadığı oyunların kostümleri bulunuyordu.
İzmir’den İstanbul’a giderken de yanında götürmüştü o bavulu. Ona “Ne olmak istiyorsun?” diye sorulduğunda kendinden emin bir şekilde “Tiyatrocu” cevabını veriyordu.
O dönem aileler, “Oyunculukta para yok” diyerek çocuklarının heveslerini kırsalar da, küçük Meltem’in annesi ve babası en büyük destekçisi oldu.
Ailesi onu Belediye Konservatuvarı’na götürmüştü. Fakat konservatuvardakiler “Lady Machbeth’in ihtirasını anlayamayacak kadar küçük” deyince kapıdan döndüler.
O günlerde ailesinin maddi şartları pek uygun değildi. Fakat, yıllar önce oyunculuk hayalleri suya düşen annesi tüm çeyizini satarak Meltem’in eğitimine harcadı.
Meltem Cumbul bir röportajında o günleri şöyle anlatıyor;
“Annem çok açık görüşlü, vizyon sahibi bir kadındı. O dönemde, maddi şartlarımız çok uygun olmadığı halde biriktirdiği çeyizleri benim için satarak beni dans derslerine yolladı. Çünkü isteğimin hangi alana odaklı olduğunu gördü. Oyuncu olacaksan iyi dans etmelisin, güzel şarkı söylemelisin derdi.”
İstanbul’a geldiğinde Etiler Lisesi’nde eğitimine devam eden Meltem Cumbul, tam 80 kişinin olduğu bir sınıfta neye uğradığını şaşırdı. İstanbul’a da çok alışamamıştı. Lise sonda Ata Koleji’ne geçerek diplomasını oradan aldı. Derslerle pek ilgilenmezdi. Asıl isteği konservatuvara gitmekti.
Üniversite sınavının ilk basamağını kazanmıştı. Fakat “İkinci basamağı da kazanırsam ve ailem beni o bölüme gönderirse” endişesiyle sınavda bile isteye uyudu.
Meltem Cumbul, bu olayı Pınar Erol’a verdiği röportajında şöyle anlatıyor;
“Evet, kazanırsam beni yollarlar korkusuyla sınavda uyudum. Nöbetçi öğretmen geldi, “kaderinle oynuyorsun” dedi bana. “Ben kaderimi gayet iyi biliyorum, siz merak etmeyin” dedim.”
1987’de kayıt olduğu Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümünden 1991 yılında birinci olarak mezun oldu. İlk iş deneyimi için rotasını Londra’ya çevirdi. Londra’daki Royal Shakespeare Company’de önemli tecrübeler edindi.
1992’de, 33 yaşındaki abisi akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi. Abisinin kaybıyla sarsılan Meltem Cumbul zor günler geçirdi. Sigaraya o zaman başladı. Ünlü oyuncu Şermin Terzi’yle yaptığı söyleşisinde “Abisini akciğer kanserinden kaybeden biri niye sigara içer?” sorusuna dikkat çeken bir yanıt vermişti;
“Abimin ölümüyle sigaraya başladım. Psikolojik bir şey. O içemiyor, onun yerine ben içersem mutlu olur diye düşündüm. Çocukça başladığım bir şeyi hâlâ sürdürmek de ilginç tabii.”
Gönlü tiyatrodan yanaydı. Ancak henüz yolun başında olduğu için kendi istediklerini seçebilme özgürlüğüne sahip değildi. Ömer Karacan tarafından keşfedilen Meltem Cumbul, Genç Çizgi isimli programın sunuculuğunu üstlendi. O dönem TRT için Radyotek isimli bir program da hazırladı.
1993’te Londra’dan Türkiye’ye döndüğünde Aşağı Yukarı isimli yarışma programını sundu.
Aynı yıl, Türk pop müziğinin genç yıldızı, kızların sevgilisi Burak Kut ile aşk yaşamaya başladı. Burak Kut’un saplantılı denecek kadar bir hayran kitlesi vardı. Bu ilişki nedeniyle hem Meltem Cumbul’a hem de Burak Kut’a tepki göstermişlerdi.
Çok konuşulan bu aşkın ömrü 4 yıl sürdü.
Kameralar önündeki enerjisiyle, ışıl ışıl parlıyordu. Sunuculuk macerası 1994’teki Nerden Başlasak Nasıl Anlatsak adlı talk show programıyla devam etti. Ünlü isimleri programında ağırlayıp, taklitlerini yaptı.
Tiyatro projelerine o dönemde ağırlık veren oyuncu aynı zamanda Arnold Wesker'in "Dört Mevsim" isimli oyununu da sahneye koydu ve yönetmenliğini yaptı.
94’te beyazperdeye de adım attı. Başrolünü Zuhal Olcay, Can Togay, Kaan Girgin ve Alp Buğdaycı’nın paylaştığı Bir Sonbahar Hikayesi adlı filmde kendine yer buldu.
Aynı yıl Zeki Demirkubuz’un C Blok filmi için başrol teklifi aldı. Herkesin balıklama atlayacağı rolü, Meltem Cumbul adeta elinin tersiyle reddetti.
1997'de TV'deki başarılı projelerine bir yenisini daha ekledi: Meltem Cumbul Show
#MeltemCumbul #MeltemCumbulKimdir #yılanhikayesi
4 окт 2022
