KAYABEY TESBİHÇİLİKTE ÜMİT KAYA 10 KATI KAZANABİLECEĞİ TESBİHLERDE BİRAZ KAR ETTİMİ TAMAM ÇOK VERDİN DEYİP FAZLA VERİLEN PEYİ GERİ ÇEVİRİYOR / umit.kaya.5249
Hocam selam aleyküm sana kanım boşuna ısınmamış senin Allah ına kurban maşallah sana ben şunu anladım kangalda NASILSA VE KÖPEK TESBİH te de öyle serbülent ağabeyi ben önceden senin videolarını izlerken senin elinde tesbih görürken maşallah yakışıyor eline ama laylondur derdim bu videoyu ve ustayı seninle gördüm şuna inandım ağabey sen herkonuda ustasın inşallah seninle tanışmak nasip olur bankada Erzurum dan selam olsun sana hocam senin cok degerli ve bilinçli bir bireysin hocam ben Erzuruma gelirde birgün hocama bir Oltu taşı hediye ederdim derdim ama sizin koleksiyonunu görünce serbülent özgiray hocam bağa kehribar Osmanlı ateş kuka Oltu ve saile bunlarında bilen birisin hocam Erzurum dadaşlar dıyarından selamlar saydılar ellerinden öperim ağabey bu arada videoyu 15 kere izledim izliyorum ben 1989 doğumlu 2 evlat sahibi bir kardeşinin hocam işimgereyi cok aktif olmayan biriyim serbülent özgiray alem buysa ALLAH İÇİN KIRAL SENSİN
Çok güzel bir çekim olmuş ümit kaya abimiz vicdanı merhameti yüksek kıymetli bir abimizdir. Geniş detayları ile anlatılan videonuz tesbih camiası nezdinde çok ilgimi uyandırmıştır. Emeğinize sağlık teşekkür ediyorum.
Mrb abi mutavaziligin ve aza kanaat edisin ac gozlu ve yapmacık olmayisin basli basi harikasın abi ya Sabaha kadar Hiç sıkılmadan izledim muazzam harika tezbihlerin var bende çok seviyorum tesbihleri encok hoşuma giden kıyamayıp ve değerini bilip bir çok objelerin özelliği ölmesin diye tezbihe çevirmemen muhteşemsin Allah bol bereketli kazanç lar nasip etsin inşallah denk geldikce tezbih satan kardeş ve abilerin videosunu izledim fakat ezan sahit olsun senin gibi durust ve gözü yuksekte olmayıp 1 re aldığını 3veya5 satmayana çok çok az denk geldim evet her kes kazansın fakat helalinden gözü ac şekilde degil ve ustune ucuk fiyat eklemeden allah kabine niyetine gonlune gore versin her şey gönlünce olsun iyiki sen ve senin gibi temiz kalpli abiler var her şey gönlünce olsun 🙏 (videoyu çeken ve bu muhteşem çekimi izlememize sunan abiye de çok tesekur ederim işin gücünüz rast gitsin seninde abi🙏
Muhabbetiniz bilgi dolu esnaflığın hakkaniyetiyle yaptığınız sohbet çok güzeldi, ustaların adını geçirmeniz takdir etmeniz değer bilmeniz güzeldi, doğal malzemelerin olduğu eserler çok güzeldi...👏🙂
Katalin (Catalin) ilk kez 1927 yılında Amerika New York'ta "American Catalin Corporation" şirketi tarafından patenti alınarak üretilmiş olan,saydam ve yarı saydam özellikler gösterebilen,her renkte üretilmiş,bir çeşit fenol formaldehit materyal markasıdır. 130 yillik katalin yok
vallahi aynı şeyi yazacaktım millet tutturmuş yok osmanlı yok dedemin dedesinden kalma yok objeden yapılma ya arkadaş katalinin türkiyede yaygınlaşması zaten 1940 lı yılllar yerini plastiğe bırakması 1950 li yıllar bu 10-15 yıl içinde amma da obje yapmışız ha piyasa objeden geçilmiyor
Abi Maşallah demişsin ama yanına nazar boncuğu koymuşsun Nazar boncuğunu takmak kesinlikle haramdır. Bu Câhiliye döneminden devam eden anlamsız bir adettir. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Allah, nazar boncuğunu takan kimsenin işini tamamlamasın." (Hâkim ve Ahmed rivayet etmiştir) Süs eşyası olarak dahi olsa, böyle batıl bir adetin yayılmaması için evinizde bulundurmamanız gerekir. (Halil GÜNENÇ, Günümüz Meselelerine Fetvalar II / 259)
Selam aleykum abi şimdiye kadar youtube tüm videolarını izlediğim tek kişisin.. Ne köpekten anlarım ne tesbihten Allah için muhabbetini ve seni seviyorum..
Kardeş bu kehribar içine altın tozu karışmaz yapay olduğu için içine katılır yerin altından Kehribar altın tozunu bulmusta içine katılmış millete yanlış ankatmayalim
ustam hayırlı ramazanlar hayırlı geceler videonuzu izledim hayran kaldım.maşaallah ürünleriniz mükemmel Allah hayirli bol bereketli isler versin. çok güzel bir çekim ve sunum olmuş.sizi takip edeceğim kısmet olursa alışverişimiz olur insaallah.hayırli geceler
Resmen tespih e doyduk bu nasıl bir bilgelik dir tesbih aşk sevgi si dir saygılar sunarım insanlar sizi neden sevdikleri belli hak ve adalet lisiniz CC Allah sağlık huzur bereket versin
Ah Ulan ah Wallahi yillardir bizleri Kaziklamislar Yaziklar olsun. Yillardir Uyumuşuz. Allah Senden Razi olsun Ser Bülent Gardas. Bu Tespihci Abi Dürüst insan .Insallah isi rast gelir . Ben bir Cekoslovak Katelin Aldim Iyi Kandirmislar Beni Sözde Dürüst Mezatciyiz Diyorlar. Nasil yiyecekler o Paralari. Saygilarimla. Gurbetci Seydo
Bizde kendimizi tesbih çekiyoruz sanıyoruz. Hayran kaldım Ümit Kaya abimin dükkanına nasip olursa durumumuz olursa ondan bir tesbih çekmekte inşallah bize nasip olur. Hepinizin eline emeğine sağlık abilerim.
Selaminaleykum abi sayenizde cok onemli bir bilgi ogrendim Allah Razi Olsun sizden her sey gonlunuzce olsun İnşallah abilerim Osmanli zamaninda cebinde kefen masrafi ciksin diye kuka tasimak gercekten benim icin cok manevi bir bilgi oldu tesekkur ederim Allah ın izniyle guzel bir kuka tesbih im olunca gonlume sinen elimdeyken besmelesi eksik olmayacak ve yanimdan cebimden ayirmayacagim Hayirli Geceler
Ah be Ustam Hiç bu kadar güzelliği bir arada görmedim,Bizi adeta bu tesbih deryasında yüzdürdün Allah senden razı olsun Maşaallah barekallah,Sendeki tesbihlere bizim gücümüz yetmez mümkün değil o belli oldu ama bir kolleksiyon kutusu almak istiyorum 20 25 tesbihlik veya sizin uygun göreceğiniz,Fiyatlar nasıl size nasıl ulaşabiliriz acaba..
Muhabbetiniz ve bilginiz beni mest etti cok keyif alarak izledim. Nasip olursa memlekete geldigimde cayini icmek muhabbet etmek isterim. Yer mekan neresi acaba ?
Osmanlı Sıkma’ya bir değerlendirme Kelimeler dünyadaki herşey gibi ihtiyaçtan doğar,yaşar,gelişir ve değişir. Kelimeleri toplumlar yaşatır,benimser ve ihtiyacı karşılamadığını görünce değiştirir ya da kullanmaz. Sözlükler ölmüş kelimelerle doludur. Bugün ben babamın konuştuğu Türkçe’yi kullanmıyorum,o da muhtemelen dedesinin kullandığı Türkçe’yi konuşmuyordu. Bin yıllarca aynı topraklarda yaşayan toplum olmadığımız için,yerleşik olarak yaşayan Avrupa toplumları gibi dili değişmeyen toplum değiliz. Göçebelik ,başka toplumların kültürlerinden etkilenir. İlk aldığı şeyde kelimelerdir. Bizim dilimizdeki bu kadar çok değişik toplumların kelimelerinin varlığı buna dayanıyor.Biz hâlâ göçebe toplum niteliğini sürdürüyoruz. İnsanlarımız dünyanın dört bir yanına dağılarak dillerinin etki altına girdiğinin farkına varmıyor. Tesbih âlemindeki hal de böyle. Bütün tesbih malzemelerinin ismi Arapça ,Farsça ,Latince vb dillerden bize geçmiştir. Bu aynı hayatı dolduran öteki nesneler gibidir. Siz icat edenin kullandığı ismide satın alıyorsunuz. Televizyonda,Telefonda ve radyoda olduğu gibi. Doğaya ait varlıkların ve nesnelerin adı her dilde farklılık gösterir. Ama bir materyal icat edildiği toplumun dilini yansıtır. Muhtemelen icat edenin ismiyle anılır. Materyallerde eskir,zamanla çağını tamamlar yerini dolduracak daha iyisi ,daha güzeli ,daha verimlisine terk eder. İnsanların kullandığı,elinden gelip geçen herşey antika olur. Bunlara etnoğrafik antika deniyor. Bu antikalarda kendi zamanıyla ifade edilir;mesela Osmanlı dönemi,Selçuklu dönemi,Bizans dönemi diye ifade edilir. Şimdi özelde konumuz bakalit ve ona bu kıstaslardan bakalım.Leo Hendrik Baekeland’ın mucidi olduğu bu malzeme tesbih için kullanıldığı bütün dünyaca bilinmekte. Tesbih yapılmak için değil,sıcak iletkenleri aktarmak maksadıyla icat edilmiştir. İlerleyen zamanda maksadı karşılamadığı anlaşıldığından o alanda kullanılmasada;zaman içinde değişen renk tonu ve çıkardığı ses itibariyle görsel şov alanında rağbet görmüştür. Bütün dünyada mucitinin adıyla anılmaktadır. İcat senesi 1909 olsada alınan patentin tekrarı verimemiş;patent başvurusuyla üretilen malzeme farklılık arzettiği için değerlendirmeye alınmamıştır. 1927 senesinde tekrar bir patent alınmış bu da Catalin adıyla tanınmaktadır. Bu malzemeninde ilkinden farklılığı daha donuk renkli olması ve renk değişimine uğramamasıdır. Her iki malzemede,patentteki orjinal haliyle 1950’den sonra üretimi yapılmamıştır. Bakalitin renk değiştirmesi ve özellikle vişne rengine dönen içi hareli olanları tesbih severleri büyülemiştir. Ambere muadil bir ürün olarakta beğenilmesi,amberin fiyatının yüksek olması sebebiyle de geniş halk kitleleri tarafından çok hızlı benimsenmiştir. Malzemenin üretildiği ülke olan Almanya’da aynı zamanda hammadde ürün haline dönüştürülerek çeşitli mamuller üretilmiştir. Bunlardan biri tesbih ve kolyelerdir. Üretilen tesbihler bütün İslam alemine ve öteki dinlere mensup ülkelere satılmıştır. 1950’den sonra üretim yapılmayınca malzeme hızla tükenmiş ve piyasadan çekilmiştir. Sonra soğuk savaş,iki kutuplu dünya özelde Türkiye’nin 1952 senesinden itibaren bazı ürünlere getirdiği ithalat kısıtlaması ve bugünkü gibi hızlı iletişim ve ulaşımın olmaması nedeniyle insanların bu malzemelere erişimi durmuş ve eldeki ürünlerin alım satımı hız kazanmıştır. Eldeki tesbihlerin ya da kesilerek tesbihe dönüştürülebilecek iri veya obje şeklindeki malzemelere rağbet giderek artmış;bir taraftan antika özelliğindeki tesbihlerin ve malzemelerin fiyatları,talep patlaması nedeniyle sürekli artmıştır. Başlangıçta malzemeye Alman sakızı,Alman sıkması denirken piyasada amberle benzeştirilerek oluşturulan rekabetle adı Sıkma Kehribar olarak değişikliğe uğramıştır. 2004 sonrası büyüyen piyasa tesbihin adını Osmanlı Sıkma Kehribar’a yüceltmiştir. Bu tamamen piyasa tarafından benimsenerek kullanılan ‘algı’ya dönüşmüştür. Hiçbir şekilde Osmanlı dönemiyle ilgisi olmayan,eskiliği ifade aracı olarak kullanırken müthiş bir manipülasyon yapan bu ifade Türkiye tesbih ortamınca benimsendiği için yerleşik kullanılan ifade olmuştur. Bu ifade öteki İslam ülkelerinde ve alım satımı yapılan diğer ülkelerde benimsenmemektedir. Malzeme Alman menşehlidir. Mucitleri Alman’dır. Dönem olarak Osmanlı dönemine ait değildir. Osmanlı döneminde üretilmiş Osmanlı tabiyetli ustalardan çıkmış ürünler mevcut değildir. Bunların tersini söyleyen bütün iddiâlar,sadece bir iddiâdır,gerçeği yansıtmamaktadır. Kısacası bu malzemeden alıp satılan tesbihlerin;bugün üretilmiş malzeme yada malzemeden yapılma tesbihlerine Osmanlı Sıkma Kehribar adı;bir toplum tarafından konulmuş içeriğiyle uyuşmayan bir isimdir. Bu ifadeyi benimseyenler tarafından bir gün mutlaka terk edilecektir.
Adam hazine taşıyor çok güzel tesbihler benim param yetmez onlardan alayım ne mutlu alıpta tışıyanlara ben kehribar tesbihi çok seviyorum asmanlı tesbihim olsun isterim
Bir ara kafaya taktım Almanya dan 1 kilo parça Baltık Damla Kehribar getirirdim ve Konya da Usta da yaptırdım, taşların kokusu inanılmaz idi, tesbih yapınca kokusu sadece sürtünce meydan geliyor. Koleksiyonum var dı dağıtım bir damlayı bıraktım, bir de bunu takıntı yapmayım dedim :)))))
@@omuraygun3789, vallah ucuza almıştım kilosu 1000 Euro idi o zamanlar galiba bende arkadaşın dükkan için yarı fiyata almıştım, Euro da o zaman düşük idi.
Ustam Epoxy ile bir araya gelmeyecek binlerce maden veya ağacın karışım ile ürün yapımı konusundaki fikirlerin nedir. Sektörü baltalar hükmü mü hakim yoksa Bu bir zenginlik estetik midir?
Ustam benee kull ceken en az 10 adet tesbih var yani osmanlımĵ demekmoluyor kimisi helezon hare kikisi simli surmeli kikisi yemen zari formunda nasil ekin olcaz?
Bilgi amaçlı söylüyorum. Osmanlı sıkması dediğimiz malzeme bakalit 1910 ve 1927 yılında üretilmiş yapay bir reçinedir. Hızlı renk değiştirmesi sonucu 1927 yılında üretimi durmuştur. Sonrasında bu bakaliti geliştirerek katalin adında aynı firmaya ait yapay reçine tek fark daha geç renk alan malzeme üretmişlerdir. Buda 1940 yılların sonunda üretimi durmuştur. Bu iki malzeme sadece ev eşyaları,süs eşyaları,otomotiv ve silah sanayide kullanılmıştır. Bunun nedeni ise ısıya danayıklı ve iletken olmasıdır. Bu malzemeler öncelik avrupa,ortadoğu ve son olarak türk topraklarına arap ülkelerinden gelmiştir. Bu da 1940 yılından sonradır. Ama o yıllar süs eşyaları ve tesbih olarak gelmiştir, Hatta arap ülkeleri bile bu malzemeden dökümler yapmıştır.Gelen tesbihler yapı itibarı ile usta işçilikle alakası yoktur. 1939 yılı tarihi eserler ansiklopedisinde araştırmalar sonucu sıkmaya rastlanmamıştır. Ayrıca Topkabı Sarayında müzesinde bile sıkmaya yer verilmemiştir. Osmanlı zamanında genellikle ağaç,hayvansal ve doğal taşlardan tesbihler yapılırdı. Hatta o zamanın bilinen tesbih ustalarından Galip Başsaka ustamızın yapmış olduğu sıkma tesbih sınırlı sayıda çok azdır. 5 tane yoktur. Tam olarak katalin tesbih yapmamıştır. O dönemde kurulan tesbih atölyelerinde çalışan ustalardan karma olarak katalin habbeleri alıp geri kalanını kendi tamamlayıp satmıştır. Çünkü kemane ile yapılan tesbihlerin yapımı aylarca sürdüğü biliniyor. 1965 yılından itibaren elektrikli tornanın bulunmasıyla tesbih yapımı hız kazanmıştır. Halen bulunan eski bakalit ve katalin malzemelerden tesbih yapılmaktadır. Tabi eski olduğu muamma! Çünkü bize gelen bu eski malzemelerin %80'ni arap menşeilidir. Tabi gelen malzemelerin eski olduğu tartışılır. Yani demem şu Osmanlı zamanında yapılmış kesinlikle sıkma tesbih yoktur. Sıkma dediğiniz tesbihler en fazla 85 yıllık tesbihlerdir.
Kusura bakmayın ama Katalin 1927 yılında icat edildi. Amerika'da Bakalitten sonra üretilmiş sentetik malzemedir. 1870 yılında üretilen bir obje nasıl Katalin oluyor? Ben oraya takıldım. 1870 seri nosu olabilir bence. Çünkü o tarihte bırakın Katalini, Bakalit dahi icat edilmemişti. Saygılarımla...
Valla ustam bende oraya takıldım çakmağın altında 1870 yazıyor o dönem daha leo hendrink bakalit amcamız daha çocuktu sanırım.ilk döküm 1909 yılı hee milletten gizli çocukken dökmüşse orayı bilemem
@@mustafahilmikulaber3261 ben "300 senelik osmanlı kehribarı abi bu" diyenleri dinledim... ☺️ Halbuki biraz araştırıp okusalar bilgi önlerinde zaten. Tüm bunlar yaşanmayacak. Herkes ekmeğinin peşinde ama dürüstçe yapılırsa o kazanılan paraların bereketi de olacaktır.
7:37 usta yanlış biliyor 1870 yılı diyor çakmağa katalin diyor ilk bu malzemeler bakalit olarak soy ismiydi galiba bakalit olan bi adam yapıyor daha sonra renk aldığı için iflasın eşiğine geliyor ve adam firmayı katalin firmasına satıyor katlinde bakalit kalitesinde dökmek yerine katkı kullanarak daha çok malzeme dökmek istiyor ve o firmanın yaptığı malzemelerde katalin diye adlandırılıyorve renk almasını önleyemediği için oda batıyor. katalin bakalit kadar kaliteli değildir o çakmak gerçekten o tarihe aitse %100 bakalittir. zaten osmanlı sıkması osmanlı miskevisi falan diye bişey yok sadece tr de ticaret ve yüksek kazanç için konulmuş isimlerdir osmanlı sıkma dedikleri tesbihler aslında bakalittir.bakalit günümüzde hala vardır 30 40 100 bin tller verilerek osmanlı sıkması denilen tesbihleri almaya gerek yok aynı malzeme yeni olarak var 3 4 bin tl ye gönlünüze göre yaptırabilirsiniz tabi ölçüye göre fiyat değişir aynı osmanlı sıkma gibi renk alır zaten aynı malzeme osmanlı sıkma diye alırkende bakalit olmayabilir katalinde çıkabilir bağa miskevi zar diye malzemede yok ya bakalittir yada katalindir.bu terimlere aldanarak fahiş fiyatlara tesbihler almayınız.alırkende dikkatli olun 2 bin 4 bin 7 bin dolara tesbih satın alacaksanız satan kişiden ünv.laboratuvar onaylı sertifikasını isteyin bakalım verebilecekmi ben daha sertifikalı satan görmedim aldatma çok bu mecrada.sertifikasını verse bile binlerc doları haketmez neden çünkü üretimi olan birşey o kadar para etmez saygılar.
Tolken demis fazla maddeye duşkun olmayın.. Sonra my precious diye gezinirsiniz... Ortalikta. Iste, ww2 zamaninda ağaçları yikip, demiri oğutup endustriyel silahlnmayi anlatir. Ingiizler koleksiyonculukla ilgili bir kitabi var. Urperirsiniz. John fowles.
5 bine aldigin önemli değil onu bida kac paraya bulabilecegin önemli 10 sene önce 5 bine bulursun simdi daha pahalı bulursun satışlar aldığın fiyattan değil suan kendin almaya kalksan kac paraysa ona göre satarsın
