"Ey insan! Şu kâinattan maksad-ı a'lâ, tezahür-ü rububiyete karşı ubudiyet-i külliye-i insaniyedir ve insanın gaye-i aksası, o ubudiyete ulûm ve kemalât ile yetişmektir." Sözler
Üstadı muhterem bir derya ,Allah gani rahmet eylesin,onu takdim eden sunucunun sesinin tonunu nasılda güzel ayarladığını gördünüz mü,nasılda mücehhez mütecaniz ,nerede o eski insanlar.
Vucuhun yevmeiz'n naimeh ayetini dönüp tekrardan okumaya başlayınca şeyhim Mustafa İsmail resital de başlamış oluyor.Kendinizi kaptırmanız şartıyla...Allahım Şeyhim Mustafa İsmail'e rahmet eyle...
Bu arada yunus kardesim,Rabbim seni iki cihandada mesrur mutlu maddi manevi zengin kılsın.ne güzel paylasimlar yapıyorsun boyle.hepsi gercekten birer mucevher degerinde
ateistim ama hala mustafa ismailin hayranıyım müthiş bir insan... çok büyülü bir ses rengi var muhafazakarlığın bu kadar arttığı günümüzde böyle hafızların çıkmıyor oluşuda enteresan... şuan üstadın bu ekolünü ahmet naina devam ettiriyor ama türk müslümanlar çok ilgisizler kuranın tertil ile okunmasını öğrenmek için gayret göstermekte...
@@zekeriyetotuk3569 kardeş ben abdussamet mustafa ismail minşavi antari çok dinledim birşeyin güzel okunuyor olması o şeyin haklı ve doğru öğretiler olduğu sonucunu vermez içerik önemlidir... ben sana segah makamında "bana inanmayan insanları öldürün"cümlesini okuyabilirim güzel okudum diye söylediğim sözler haklılık kazanmaz...
@@zekeriyetotuk3569 hem abdussamet sayesinde ateist oldum zaten çok güzel okuyor ama ne diyor diye öğrendim ve ateistim... kutsal addedilen bir kitap güzel okunuyor diye din seçseydim hristiyanlar sizden çok daha fazla notaya uygun ilahi okuyorlar onları tercih ederdim...
@@muhittinkesenci344 niye islam dini senin tekel malınmı... kendini çok fazla önemsiyorsun maşallah ama bu kibirdir...Bilmem farkındamısın ama islamın allahı ve diğer dinlerin tanrıları kibirlileri sevmez...
Şeytan döndü ve dedi: Kur'an beşer kelâmına benziyor. Onların muhaveresi tarzındadır. Demek, beşer kelâmıdır. Eğer Allah'ın kelâmı olsa ona yakışacak, her cihetçe hârikulâde bir tarzı olacaktı. Onun sanatı nasıl beşer sanatına benzemiyor, kelâmı da benzememeli? Cevaben dedim: Nasıl ki Peygamberimiz (asm) mu'cizatından ve hasaisinden başka, ef'al ve ahval ve etvarında beşeriyette kalıp beşer gibi âdet-i İlahiyeye ve evamir-i tekviniyesine münkad ve mutî olmuş. O da soğuk çeker, elem çeker ve hâkeza… Her bir ahval ve etvarında hârikulâde bir vaziyet verilmemiş. Tâ ki ümmetine ef'aliyle imam olsun, etvarıyla rehber olsun, umum harekâtıyla ders versin. Eğer her etvarında hârikulâde olsa idi, bizzat her cihetçe imam olamazdı. Herkese mürşid-i mutlak olamazdı. Bütün ahvaliyle Rahmeten li'l-âlemîn olamazdı. Aynen öyle de Kur'an-ı Hakîm ehl-i şuura imamdır, cin ve inse mürşiddir, ehl-i kemale rehberdir, ehl-i hakikate muallimdir. Öyle ise beşerin muhaveratı ve üslubu tarzında olmak zarurî ve kat'îdir. Çünkü cin ve ins münâcatını ondan alıyor, duasını ondan öğreniyor, mesailini onun lisanıyla zikrediyor, edeb-i muaşereti ondan taallüm ediyor ve hâkeza… Herkes onu merci yapıyor. Öyle ise eğer Hazret-i Musa aleyhisselâmın Tûr-i Sina'da işittiği kelâmullah tarzında olsa idi, beşer bunu dinlemekte ve işitmekte tahammül edemezdi ve merci edemezdi. Hazret-i Musa aleyhisselâm gibi bir ulü'l-azm ancak birkaç kelâmı işitmeye tahammül etmiştir. Musa aleyhisselâm demiş: اَهٰكَذَا كَلَامُكَ ؟ قَالَ اللّٰهُ : لٖى قُوَّةُ جَمٖيعِ الْاَلْسِنَةِ Sözler