Bu seferki çok tartışmaya açık bir konu. Dileyen herkesin araştırabilmesi için kimi (yarı)teknik belgeleri videonun altına ekledik. Ancak sohbet biçiminde gittiğimiz için atladığımız noktalar olması kaçınılmaz. Yorumlarınızı ve eleştirilerinizi eksik etmeyin. * Greenpeace ve benzeri çevreci sivil toplum örgütlerinden ayrılıp nükleer enerjiye destek verenler olduğunu söyledim. Özellikle böyle konularda "birisi", "onlar", "kimileri" gibi sözcükler kullanmak bence sorumsuzluk oluyor, çünkü ne demişler diye araştırıp iddalarını somut verilerle karşılaştırmak için kim olduğunun belirtilmesi lazım. Maalesef çekim sırasında isimleri aklıma gelmemişti. Araştırmak isteyenler için buraya bir kaç örnek eklemek istedim: Stephen Tindale, Chris Smith, Mark Lynas, George Monbiot. * Konunun ne kadar ateşli olduğunu görmek açısından George Monbiot aslında enteresan bir örnek: 2010'da Mark Lynas'ı nükleeri desteklemeye başladı diye eleştirirken, 2011'de hem de Fukuşima felaketinden sonra kendisi nükleer enerjiye destek vermeye başlamış. 5 Ağustos tarihinde ekleme: * Uzman olduğunu belirten veya ima eden bir kaç izleyicimiz yorumlarda ayrıntılı bazı bilgiler sunmuş. Özellikle de @Atakanaslanov'un bir yorumunda dikkatimi çektiği ve bu videonun yayınlandığı tarihten bir kaç gün sonra yayımlanan kapsamlı bir rapor var, ülkemizin elektrik üretim kapasitesine yönelik. Raporu hazırlayan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi'nin direktörü Değer Saygın Bey ile de görüşme fırsatım oldu. Hem ona, hem de yorum yapan diğer izleyicilere teşekkür ediyorum. İlgilenen ve görüşünü araştırarak oluşturmak isteyen herkes için raporun bağlantısı: www.shura.org.tr/2030-yilina-dogru-turkiyenin-optimum-elektrik-uretim-kapasitesi/
Bilim insanlarının çoğunun toplumu yönetmek konusunda eğitimlerini olmadığını biliyorum ama keşke veto hakları olsa özellikle bu gibi tartışmalı konularda direk devletler üstü kararları alabilseler.
Nükleer enerji şu anki şartlarda kullanmak zorunda olduğumuz bir enerji bunun alternatifi ya kömür yakıp doğayı yok etmek yada enerji kullanmayıp medeniyeti yok etmek. karşı çıkanları anlayabiliyorum risk var diyorlar ama risk hayatın her alanında var. Riskli diye adım atmaktan korkup yerimizde saysaydık asla aya gidemezdik, risk her yerde var yolda yürürken ayağın kayıp düşüp ölebilirsin ne yapalım o zaman yürümeyelim mi? Umarım yakın zamanda ITER başarılı olur ve bu tartışma biter
Fukushima eski tasarım bir santraldi ama disiplinli, kurallara uyan bir toplum olarak bilinen Japonların elinde patlamış olması beklenmedik bir durumdu. Japonlar da basit bir tasarım hatasını göremedi. Reaktöre su pompalayacak jeneratörleri alçak bir yere koydukları için su bastı ve soğutamadılar.
Aslında tsunami için duvar kuruyorlar o duvarda 15m yüksekliğe kadar tutuyor daha yüksek bir dalga gelmiyecegini düşünüyorlar ama gelen dalga 20metre boyunda olduğu için jeneratörlere şu geliyor bu yüzden soğutma sistemleri çalışamıyor
Yanıtlar ana hatlarıyla doğru. Depreme dayanıklılık konusunda başarılı olmuşlar, reaktör binasında en ufak sorun olmamış. Üstüne üstlük depremler ölçülmeye başlandığından bu yana tarihteki en yüksek şiddetteki dördüncü, Japnya'daki de en yüksek olan deprem olmasına rağmen dayanmış yapı. (Öte yandan çeşitli destek binalarında hasar olmuş. Hatta kimi teknik çizimlerin ve projelerin vs. alınması için hasar olup boşaltılmış binalara geri girmek zorunda kalmışlar.) Ancak gelecek tsunamiye hazırlıksız yakalanmışlar. Tsunami gelip de olaylar beklenenden farklı gelişmeye başlayınca ise ciddi sorunlar olmuş. Farklı reaktörlerde farklı sorunlar ortaya çıkmış, bunları koordine edememişler. Yükselen buhar basıncını boşaltmak için gereken sistemin dışarıya buharı atıp atmadığını kimse gidip gözle kontrol etmemiş mesela, zarar görmüş sensörlerden gelen okumaları kontrol etmemişler. Farklı işlemler için ayrı ayrı AC ve DC elektrik gerilimi gereken bir sistem olduğu için belli cihazlara güç vermekte zorluklar yaşamışlar. Yani genel olarak kanaatim şu: kendilerini sorun çıkmayacak şekilde çok iyi hazırlamışlar ama beklemedikleri bir durum gerçekleştiğinde acil durum planları çok zayıf kalmış. Hâlâ da bunun derdiyle uğraşmaya devam ediyorlar, yer altı sularına radyoaktif kontaminasyon olmasın diye kaç yıldır uğraşmaya devam ediyorlar.
Sendai depremi dünyanın görmüş olduğu en büyük 4. deprem. Japonya kıtası 1.5 metre yerinden oynuyor. Dünyanın ekseni 10 santim yayıyor. Tsunami ve deprem nedeniyle 20 bin kişi hayatını kaybediyor. Fukushima Daichii Nükleer santrali ve radyasyon sebebiyle kazanın 9. yılında hayatını kaybeden insan sayısı bir. Rakamla 1.
Bilgisini sadelestirerek aktarabilen, dile kabiliyeti olan, sesini, tonlamasini iyi kullanan, basarili bir bilim insani gercekten leb-i derya. Dinle dinleyebildigin kadar.
Arkadaşlar, enerji bütçesi ve nükleer enerji konusunda ortada bir yanlış anlaşılma var: Mesele nükleer enerji kullanalım-kullanmayalım ya da fosil yakıtları kullanalım-kullanmayalım meselesi değil. Mesele, enerji araştırmalarına daha fazla ar-ge ayırıp daha verimli enerji biçimleri ve teknolojileri icat edelim, bu yapılmıyor. Mevcut nükleer enerji imal etme yöntemleri, hocamızın söylediği gibi evde yapılabilecek ya da güvenle elde edilebilecek biçimde değiller ve yine hocamızın söylediği gibi siz mevcut yaşam dinamikleri ile fosil yakıt kullanımını bırakamazsınız. Çok daha güvenli, kolay, kullanılır enerji biçimleri keşfetmeliyiz. Ve Evet, arabam varken (ben motosikletle işime gidiyorum. Günümüzde en ucuz, en pratik, çevreyi ve atmosferi en az kirleten, trafik yoğunluğuna en az katkı yapan yöntem bu) metro ile gitmem. Ama metroda oturarak klimalı ulaşım sağlanırsa ve ayakta kimse olmaz ise, yani var olan toplam taşıma kapasitemizin 10 katını yaparsak ve metro çok daha konforlu, rahat olursa kimse araba kullanmaz gerçekten. Aynı enerji meselesi gibi dünyada kozmetik, fal, değerli takı-ziğnet, homeopati vs. gibi aslında tamamen gereksiz mecralara harcanan para enerji araştırmalarına harcansa önümüzdeki 30 yılda fosil yakıt kullanımı biter. Ama derdimiz bu değil. Konu yine aynı yere geliyor: Eğitim şart...
Adamlar arabanın arkasında siyah duman havalı duruyor diye egzoza filtre taktırmıyor sen ne diyorsun hocam, sorun türklerde maalesef eğitilmez bu hava atma kültürü gelişmişhalk.
Öyle şapkadan çıkarak enerji üretilmiyor, üretilse bile kullanıma geçmesi onyıllar alır. Yanlış anlaşılma yok, nükleer enerji yada fosil enerjiden birini seçmek zorundayız. Yeni enerji kaynağı keşfetmek, bunlardan alakasız bir sorun. İşin gerçeği de, çoğu ülke fosil yakıt tercih ediyor ve küresel ısınma ile yavaş başlayıp gitgide artan bir şekilde öleceğiz fosil yakıtlar ile.
Bence ortada yanlış anlaşılma filan yok. Nükleer santralin(akkuyu) ülkeye yıllık katkısı 50 milyar dolar. Argeyi de şapkadan tavşan çıkarmak gibi görmemek lazım enerji kaynakları ve verimleri çok iyi bilinenin konular. Ve yenilenebilir enerjiye gayet tatmin edici yatırımlar oldu ve devam ediyor. Tabi Norveç'de dalgadan enerji üretiyorlar yeaaa tipolojileri için anlatacak birşey yok.
Merhaba. Bir elektrik mühendisi olarak müdahil olmak istedim. Sorun aslında enerjinin üretilmesi değil. Depolanması. Biz şu anda enerjiyi ancak "elektrik" formunda kullanabiliyoruz. Elektrik de maalesef depolanması çok pahalı ve efektif olmayan bir enerji türü. Ayrıca elektrik iletilmesi de son derece verimsiz bir enerji türü. Örneğin depolama için kullandığız pillerin maliyeti ve aslında işe yaramazi doldurması zor bir çözüm olması elektrikli araçların kullanılmasını yaygın olamıyor. Askeri uygulamalarda bu yüzden az ve az kalacak. Kısaca elektrik enerji kullanımı için tek form olarak kalacaksa tek çözüm enerji gerektiği yerde üretilip tüketilebilmeli. Yani terminatörün nükleer pilleri gibi :) Ya da elektrik yerine daha depolanabilir bir enerji türü bulmamız lazım. Bu söylediklerim yani depolama sorunu yüzünden hiçbir yerde güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi TEK enerji kaynağı olamıyor. Almanyanın yenilenebilir enerji kararı yanlış anlaşılmasın sadece YENİ nükleer santral yapmamayı, ek ihtiyaçları da yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi amaçlıyor. Yani sıkıyorsa kapatsınlar var olan nükleer santralleri. Kapatırlarsa en iyi alternatifler doğal gazlı tribünler. Onların da ısı radyasyonu ve karbon salınımı bir nükleer santralden kat kat kat fazla.
****alternatifler doğal gazlı tribünler. Onların da ısı radyasyonu ve karbon salınımı bir nükleer santralden kat kat kat fazla.**** yazmışsınız . Doğalgaz yani metan gazı yakıldığında başlıca su buharı ve az miktarda karbondioksit açığa çıkar . Karbondioksit zaten bitki örtüsü tarafından tüketiliyor . Yani doğalgaz , hes'lerden sonra en temiz ikinci enerji kaynağıdır . ***ısı radyasyonu *** nükleer santralda olmuyor mu ?
@@ozertamer210 Bingoo . Şöyle söyliyeyim , Dağlarının tepesindeki bir gölü elektriğin pahalı olduğu saatlerde aşağı doğru boşaltıp elektrik üteten , ucuz olduğu saatlerde tekrar yukarı pompalayıp , para kazanan ülkeler var . Örnek : İsviçre . Doğalgaz temiz ama pahalı bir enerji kaynağıdır . Rusya dünyaya doğalgaz satıyor ama elektriğini doğalgazdan üretmiyor . Nüklerer sevdalılarına son söz ; Gelecek kuşaklara kaç yüz milyon yıllık kirli bir miras bıraktıklarının ayırdında değiller . Sayı saymayı bilmiyorlar . Yani matematik sıfır :)
Aslinda nukleer enerjiye karsi olmanin tek mantikli sebebi santrali yapacak ve yonetecek olanlara guvenmemek. Fakat bu da gozardi edilebilecek bir konu degil. Ehil olmayan ellerde en basit islerin bile becerilemedigi bir ortamda hata affetmeyen ve sonuclari cok agir olacak boyle bir is yapmak riski cok arttiriyor.
@@ismetfurkan97 Peki o zaman neden Akkuyu'da nükleer santralle edilecek enerjinin Cent/Watt ücreti o paraya kurulabilecek bir solar energy sisteminden 3 kat daha pahalıya gelicek bize. Ve nükleer atıklar Rusya'ya gönderilecek deniyor, cidden gönderilecek mi? Yoksa muhafazakası Türkiye'de hangi koşullarda yapılacak? Çünkü bilmiyorum biliyor musun 1993'e kadar ülkeler nükleer atıkları okyanus diplerine döküyordu. Ha bunu geçtim, geçen Ağustos'da termik santral yangınlara teslim oldu. Bu niye olmasın, ha diyorsan çevresindeki ağaçlar büyük bir alan dahilinde kesilecek eee? Hani çevre dostuydu? Hadi onu da geçtim, Türkiye'nin hala baraj potansiyeli bitmemişken aynı bütçe niye Hes'lere ayrılmıyor. Sonuçta Türkiye'de Heslerden elde edilen enerji geçen yıl %28 civarındaydı. Veya Güneş Enerjisine niye aktarılmıyor, çok daha ucuz? Yani bunları hiç sorgulamadan konuşmak kolay ya. Ha bir de Türkiye Uranyum açısından fakir bir ülke belirteyim yani. Bir de alınan uranyumun temizlenmesi filan ohooo.
Yenilebilir enerji alanına RU-vid dan izlediğim videolar sayesinde ilgim arttı ve sevdiğimi fark ettim, bugün lise bölüm tercihleri açıklandı yenilebilir enerji alanı olan başka bir okula gidiyorum arkadaşlarımı bırakıp🙃
Yıllarca nükleer enerji çevreyi kirletir diye öğretildi. Sizin de dediğiniz gibi normal çalışan bir nükleer santral çevreyi kirletmez. Her enerji tesisinde olduğu gibi riskleri var tabi. Gidip de deprem bölgesine nükleer santral kurmamak lazım.Nükleer enerjinin çevreyi kirletmeyen bir şey olduğunu Cities Skylines isimli bilgisayar oyunundan öğrenmiştim.
Ben de Civilization oynarken öğrenmiştim aynı durumu. Oyunda Sanayi Devrimi İngiltere'si gibiydim. İçimdeki çevreci bu durumdan nasıl kurtulurum diye düşünürken çözümü nükleer enerjide bulmuştum.
Nükleer enerji, “çevreyi kirletir.” Bitti.. Geçtim, binlerce yıl, saklanması gereken pislik “atık” larını, Santralın, kendisi zaten, ATIK.. Torunlar, üçyüz yıl sonra, O santralı kaldırmaya kalksalar, pisliğinden, yüzlerce yıl yanına bile yaklaşamıyorlar… Neresi, çevreci???? Nükleer enerji mi arıyorsun…?? Bu pislik, ve modası geçmiş, az gelişmiş ülkelere kakaladıkları, FİZYON santrallarını GEÇECEN… FÜZYON SANTRALI KURACAKSIN.. Adına “TAKOMAK” diyorlar.. Çevreci, patlama riski yok, atık riski yok, yakıt problemi yok(Döteryum-AğırSu-H2O2) üstüne üstlük Fizyon santrallerinin 5-10 KAT FAZLA ENERJİ elde ediyorsun… (Fizyon santrali nin bombası, Atom bombası- Füzyon santralinin bombası, Hidrojen bombası-- Hidrojen bombalarını; ABD ve RUSYA, 60 larda sadece birer kez patlattılar.. Deneyi Takip eden bilim adamlarının, götü-tavana vurdu, hiç biri nin de, ikinci kez patlatmaya götleri yemedi..) Bu santrallerin tek problemi, henüz hiç bir ülke bu takomakları, henüz kuramadı… Amaaaaa… Önümüzdeki 15-20 yıl içinde, kesinlikle bu teknolojinin elde edilerek Takomakların, kurulacağı düşünülüyor.. Biz niye bekleyemedik ki?????? Bunu Bana, aklı başında bir bilim adamı sebebini anlatabilir mi?? Anlatamaz.. ( Çin , bir prototip yaptı ve faaliyete geçirdiler.-Geçen yıl Gazetelere, Çin Güneş enerjisi üreten santral yaptı, diye belki gözünüze çarpmıştır. Hah işte o, bir Takomak prototipiydi.) (Not: CERN de bu işlere bakıyor, Çünkü bu takomaklar hızlandırıcı prensibi ile çalışacaklar..) Bilmem anlatabildim mi??
@@OyuncununOdasi Bravo, Füzyon geliyorken /Fizyon santralını 2021 de kurmak, Geri zekalılıktır.- Kapatsalar bile, Zaten Kendisi Atık olduğu için, yüzlerce yıl, dokunamayacakları o santral için, Torunlara, götümüzde pamuk-arkamızdan rahmet okutmaktır…. Güneşin/Rüzgarın/HES mi bitti?? … Bilim insanları/bilim yaparlar/politika yapmazlar… (Einstein ABD, gitsin Japonlara, soykırım yapsın diye Atom Bombası formülünü bulmamıştı. ( Hoş Einstein’ın acil yapın-patlatın, - yoksa Almanlar yapacak diye, ABD Başkanına yazdığı, aşağılık bir utanç mektubu var ya … neyse..) Japon lar(tıpkı Almanla ve İtalyanlar gibi) hala ve dahi ESİR, oldukları için, bu gün bile bunun hesabını soramıyorlar… (Bu üç ülkenin Orduları da-Kuvvetleri de.. Hala, ABD’nin, İZİN VERDİĞİ kadar ve büyüklüktedir.-Başlarında da Pentogon ataması General bulunur..) Öyle, ABD ye sormadan, etmeden, Uçak/tank/top/iha/siha da yapamazlar.. (Niye ki acaba?? paraları mı yok!!!! teknolojileri mi yetersiz !!!!!) Biz Bu Özgürlüğümüzün, farkında bile değiliz.. Adamlar bizi de esir edebilmek için- ancak, adam satın almak zorundalar - Ama o da Sürdürülebilir değil, Bir gün Ecevit çıkıyor, Bir gün Tayyip dönüyor, adamların peojeler. coz… - maliyete bakarmısın--- Ve her daim… Bize, Bu Hür Ülkeyi bırakıp giden, Büyük Öndere, Milyon Şükür.. Bir de adam gibi yönetebilseydik ya Ona da Neyse.. Alman, İtalyan, Japon olmaktan iyidir.
ya hocam sen ne kadar tatlı bir insansın. Dinledikçe dinleyesim geldi. Egodan uzak, bilmediğine bilmeden konusamam diyen nadir insanlardan. Videoların devamını istiyoruz. Böyle samimi sohbete buda böyle samimi bir yorum olsun. hocamız bize biraz daha kuantum anlatsın, biraz daha enerji konusunda derine insin, biraz daha cern anlatsın.
- Ey Allah'ın Resulü! Anam babam sana feda olsun, Allah'ın her şeyden önce ilk yarattığı şeyi bana söyler misiniz, diye sordum. Şöyle buyurdu: "Ey Cabir! Her şeyden önce Allah'ın ilk yarattığı şey senin peygamberinin nurudur. O nur, Allah'ın kudretiyle onun dilediği yerlerde dolaşıp duruyordu. O vakit daha hiçbir şey yoktu. Ne Levh, ne kalem, ne cennet, ne ateş / cehennem vardı. Ne melek, ne gök, ne yer, ne güneş, ne ay, ne cin ve ne de insan vardı." "Allah mahlukları yaratmak istediği vakit, bu nuru dört parçaya ayırdı. Birinci parçasından kalemi, ikinci parçasından Levhi (Levh-i Mahfuz), üçüncü parçasından Arş'ı yarattı." "Dördüncü parçayı ayrıca dört parçaya böldü: Birinci parçadan Hamele-i Arşı (Arşın taşıyıcılarını), ikinci parçadan Kürsi'yi, üçüncü parçadan diğer melekleri yarattı." "Dördüncü kısmı tekrar dört parçaya böldü: Birinci parçadan gökleri, ikinci parçadan yerleri, üçüncü parçadan cennet ve cehennemi yarattı." "Sonra dördüncü parçayı yine dörde böldü: Birinci parçadan müminlerin basiret nurunu / iman şuurunu, ikinci parçadan -mârifetullahtan ibaret olan- kalplerinin nurunu, üçüncü parçadan tevhitten ibaret olan ünsiyet nurunu (La ilahe illallah Muhammedur-Resulüllah nurunu) yarattı." (bk. Aclunî, I/265-266).
füzyon: ''bunu işe yarayacak hale getirmek prensipte mümkün, nasıl prensipte mümkün? - bunu zaten güneş yapıyor'' Erkcan Özcan süper hoca ya çok zevkli dinlemek
Şu zamana kadar izlediğim fizikle ilgili en güzel seri. Hem çok basit hem çok teknik. Her bilgi seviyesindeki insanın keyif alacağı bir sohbet. Patreondan destekçiniz olduğum için gurur duyuyorum yaptığınız işlerle.
Ilker hoca tüm içeriklerde o kadar nokta atışı, konuyu farklı boyutlara taşıyan sorular soruyor ki birikimine hayran olmamak mümkün değil. Iyi ki youtubea "düşmüş."
Erkcan hocam’ın derslerinin ne kadar keyifli olduğunu unutmuşum. Lütfen videoların devamı gelsin. Dönem başlayınca bu videoları öğrencilerime izleteceğim 🙋🏻♀️
Bu platformda oldugu gorsel aciklamalara benzer sekilde Tarih platformunda da tarihi kisiliklerinin fotograflarini ve olaylari gosterirseniz cok daha guzel olur.
Yıllarca "çok basit detayları" sorup durduğum için insanlar gözlerini yuvarlayıp, öfleyip püfleyip beni gerizekalı hissettirdiler (Avrupalı arkadaşlarım hariç, şimdi Türkiye'de yaşamamamın sebeplerinden biri de bu zaten). Şimdi İlker hoca, bilimin işleyişini daha iyi anlamamızı sağlayacak bu "basit" soruları sordukça diyorum ki "Hocam sor bee, bir de benim için sor". Iyi ki varsınız❤️
Henüz videoya yeni başlamışken şu yorumu yapmak isterim: İlk açtım dedim ki "seslendirme mi var?". Bu nasıl ses resmen dublaj da kullanılsa çok hoş durur. Şimdi videoya devam edeceğim, saygılar. Hocamızın sesi insanı çekiyor :)
Bilime aşığım ❤️ İlker bey’e soruları için, Erkcan bey’e cevapları için teşekkürler 👏👏👏 Soru nasıl sorulur? Bknz : İlker Canikligil Bu arada Oppenheimer’in “Now I am become Death, the destroyer of worlds” sözünü içeren konuşmasını kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. 28:14’den sonrası ❣️ Cern denilince aklıma hep Steins;Gate geliyor. Saçma sapan iftiralar atmak yerine, Zaman makinası icat etmiş bir örgüt kurgusunu izlemek daha eğlenceli.
Tavsiye için çok teşekkürler. Oppenheimer ile ilgili okuduklarım vardı ama olaydan sonra söylediğini aktardığı bir konuşma olduğunu bilmiyordum. Öneri üzerine youtube'da izledim. Çok acıklı ve insan olarak mahcup edici. ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-iamM2iduPNw.html
Erkcan Hoca inanılmaz güzel anlatıyor. İstanbul'da olsam dersine girmek için kapısına dayanırdım. Hoca konuşurken fizik ve felsefenin e kadar iç içe olduğuna tekrar tanıklık ediyorum. İnsana enerji neden yetmez? Neden alışkanlıklarımızı bırakamayız? İnsan neden güç ister? İnsan bencil midir? gibi temel felsefi sorulara da varıyoruz. Çok keyifli bir program
Bolumu izlemeye gülümseme ile başladım, kahkaha ile bitirdim. Cok faydalı bilgiler basit bir sekilde izah ediliyor. Tum teorik pozitif bilimciler aslinda en onemli ruhani gorevliler. Yaratim, yaratilisi algılama yönünde gecen bir omur. Minnet ve saygı duyuyorum sizlere. Teşekkür ederim.
Benim nükleer enerjiye karşı olmamın tek bir nedeni var o da hep bilinen klasik nedenler değil. Yani ne nükleer enerjinin kirliliği ne de patlama tehlikesi falan umrumda değil. Daha doğrusu bunlar akla gelecek sonraki endişeler. Benim ilk elden karşı olmamın sebebi, bu işin başına saçma sapan adamların dikileceğinden emin olmam. Memlekette liyakat diye bişey kalmadı. Birileninin adamı olduğunuz sürece başına geçemeyeceğiniz kurum yok. Çernobil'de reaktörün başında çalışanların tamamı konusunda uzman bilim adamlarıydı. Bizde kurulacak reaktörün başına eski futbolcu, kabzımal, dolmuş şoförü getirilmeyeceğinin bir garantisi yok.
Türkiyedeki santralleri Rusya tarafından inşa edildi tamamen Rus teknolojisi santraller Rus Türk mühendisler tarafından idare edilecek ayrıca bu süreç şöyle oluyor önce hakkariden uranyumdan çıkarılıyor rusyaya gidiyor rusyada işleniyor uranyum çubuğuna dönüştürülüyor Türkiyeye geliyor kullanılıyor yararlı atıklar rusyaya zararlılar Türkiyede kalıyor ayrıca burada liyakat ile ilgili bir durum yok tesisi zaten ruslar işletiyor parayı ruslar kazanıyor isterse tesisin başına çaycı getirilsin bu tarz konularda taviz verileceğini sanmam
Serpil Hanım, sizin bahsettiğiniz birilerinin para kazancı nükleerden enerjiden değil, tamamen yenilenebilir enerji ve fosil yakıttan üretilen enerji sektörlerini ellerinde bulunduranlar... bu konuda araştırma yaparsanız, belki bu önyargınızı değiştirebilirsiniz
Kesinlikle haklısın, zaten gözlemlediğim kadarıyla matematik ve fen bilgisi anlamında bilgisiz insanlar sadece tehlikesinden ötürü karşı oluyorlar. Hiçbir zaman enerji ihtiyacımızın seviyesini bilmiyorlar bilemiyorlar... Ancak hepsinin evinde her türlü elektronik cihaz sürekli çalışıyor, her yere araçları ile gidiyorlar ve ışıkları kapatmak dışında da bir tasarruf yaptıkları söylenemez. Maalesef insanlar bencil ve enerji ihtiyacımız hiçbir zaman bitmeyecek umarım bir gün u-235 nükleer enerji santrali değilde toryum reaktörleri kurulur ülkemize...
Erkcan hocam, Hacattepe Nukleer enerji mezunu, fransada master (Paris Saclay) ve doktora (Paris Nanterre) yapmis, Fransiz atom enerji merkezide (CEA) calismis ve hali hazirda ITER fuzyon projesinde calisan bir turk nukleer muhendis olarak, nukleer enerji, nukleer fizik ve nukleer teknikler konusunda herkesin anlayabilecegi basitlikte verdiginiz dogru bilgilerden oturu sizi cani gonulden tebrik ediyorum. Ozellikle youtube gibi internet ortamlarinda nukleer enerji ile ilgili dogru bilgilere ulasmak pek kolay olmuyor. bu bilgilerin kendi ana dilimde ve dogru olarak verildigini gormek beni cok mutlu etti. Lutfen devami da gelsin, sizi severek dinloyorum. Kucuk bir ekleme yapmama musade ederseniz, nukleer reaktorlerin patlamasi konusuna deginmek istiyorum. Seyirciler, nukleer eneryi reaktorlerinin bir atom bombasi gibi patlayabilecegi kanisina ulasmassinlar diye ufacik bir aciklama: konulan yakit zenginligi ve tasarim sebebi (kritik kutle, sicakliga ve isi artisina bagli tesir kesit degisimi, kendinden sonumlenme) ile reaktor kalbinin kritik ustu olmasi (notron uretiminin harcamasindan fazla olmasi) fiziksel olarak mumkun degil! su anki reaktor tasarimlari icin konusursak, olusan kazalarda olan patlamalar genellikle reaktorun sogutulamamasinin yol actigi sicaklik ve basinc artisina bagli kalp erimesi ve hidrojen birikiminden kaynakli gerceklesen kimyasal patlamalar (hidrojen patlamalari) sonucu guvenlik bariyerlerinin (5ininde) butunlugunun bozulmasi ve radyasyonun cevreye salinmasi. Yani basitce bir nukleer santralde olacak kazanin sonuclari cevre icin ne kadar korkunc olsada reaktorun fukushima ve nagasaki deki gibi patlamasi (nukleer patlama olmasi) mumkun degil.
Valla ben nükleer enerjiciyim arkadaş. Karşı olanlara da sözüm şu siz evde o zaman doğalgazla ısınmayın çünkü o doğalgaz patlarsa eğer siz evdeyken muhtemelen yok olacaksınız demekki neymiş efendim risk her yerde varmış ona göre korkak korkak davranmayın
Erkcan Hoca, adeta usta bir sanatçının eserine baktırdığı gibi fiziğe ilgiyi çekmeyi her seferinde başarıyor. Daha çok video, daha çok Erkcan hoca gibi hocalar olsun.
19:28 Flu tv kurulduğundan beri İlker Hocaya böyle iltifat eden olmamıştı :) Genelde Şer'rin merkezini kurmakla suçlanan hocamız için böyle şeyler duymak hepimizin gözlerini yaşarttı. /// Kitaplarımın kapaklarını daha fazla nasıl turuncu gösterebilirim de şatışları arttırım diye düşünen Esg duy!... Duy da onca programdır böyle bir cümleyi ben neden kuramadım diye utan emi! (Yalnız güzel çemkirdim finalde ahahha :))
İnsanın keşke bütün hocaların dili bu kadar anlaşılır olsaydı dediği bir video olmuş. Hocanın dersini dinleyip de fizikçi olmamak çok zor. Mükemmelin ötesi anlatım
@@NetFenomen5386 sıkıntı şu 30-35 yıl sonra füzyon roketleri kullanılacak ve oluşturması zahmetli ama kaynağı basit hidrojen dünyada çok fazla bulunan bir gaz ama yüksek derecede basınç veya çok yüksek derecede ısı ile etkileşime geçirilebilyor yani daha güçlü şeyler olacak gücüde belki Türkiye'nin çeyreğini yok edebilecek kadar ha tabiki de enerji alanında da daha iyi ve temiz atık madde yok sadece hidrojen çok basit bir kaynak dünyada çokça var
hocam pandemi var diye evde can sıkıntısından haftalardır ilgi alanım ne diye düşünüyordum galiba buldum destekliyorum TEŞEKKÜRLER FLU TV❤❤❤👨🔬👨🔬👨🔬👨🔬#NükeerEnerji
Hocam çok güzel bir bölüm, elinize sağlık. Ama (açılın yarış tutkunu bir makine mühendisiyim) frenle gaza aynı anda basmak yarış pilotlarının sıklıkla kullandığı bir tekniktir. Motor devrini düşürmeden aracı yavaşlatıp ön tekerleklere yük transferi yapmak ve böylece dönüşlerde yeterli tutuşu sağlamak için kullanılır. Sol ayak freni derler buna da. Kendiniz de demiştiniz "analojiler tehlikelidir" diye :D. Yeni bölümlerinizi bekliyoruz. Zamanında aklımı çelen fizik okuma hayallerimi dürtüyosunuz, iyi oluyor.
Aynı anda basmak değil konu, aynı anda basamamak. Yani gaz ve fren için iki ayrı pedal yok. Gazdan ayağını çekmeden ve gaz pedalı tamamen boşalmadan frene basamıyoruz reaktörde. Gaz pedalı boşalıncaya kadar da olan oluyor. Bu arada yorum için teşekkürler, sol ayak freni ilginçmiş.
ErkcanOzcan Yok zaten anladım hocam dediğinizi. Çok güzel açıklamıştınız. Bariz bir dizayn hatası yapılmış zaten ancak ne yazık ki bazı hataları yapmadan önce mükemmel dizayna erişmekte zorlanıyoruz insanlık olarak. Teşekkürler cevabınız için
Enerji üretim alternatiflerini değerlendirmede temel alınması gereken ölçüt, birim enerji başına harcanan kaynak ya da çevreye verilen zarar olmalı. Nükleer dışındaki kaynaklar için bunu tüm (ürün) yaşam döngüsü için yapabiliyoruz. Yani kömür santrallerinde enerji üretim sürecinin çevreye etkisini santralin inşasından madenlerin açılmasına, kullanılan sudan yapılan emisyonlara kadar bütün ayrıntılarıyla biliyoruz. Nükleer enerji üretiminde ise bu bilgiye ulaşmak henüz olanaklı değil çünkü dünyada henüz ebedi uykusuna yatmış nükleer atık yok. İlk günden beri üretilmiş olan tüm nükleer atıklar bir yerlerde nihai depolama alanına gömülmeyi bekliyor ve kaynak kullanımları sürekli artıyor. Gerçi nihai depolama yapıldığında da kaynak kullanımı sıfır olmayacak ama şu andakine göre oldukça azalacak. Dolayısıyla nükleer enerjinin çevreye maliyetini bilmek olanaklı değil. İşin komiği, nükleer enerjinin ekonomik maliyetini de bilmek olanaksız. Örneğin, Finlandiya'da, nükleer enerji üretiminin başlangıcından beri atık bertarafı için toplanmış olan paralar, olası nihai depolama alanının inşaat maliyetini karşılamadı. Atıkların bugüne kadar neden olduğu yönetim giderleri ve eğer bir gün nihai depolama yapılırsa, nihai depolama alanının yönetim giderleri, Finlandiya halkının cebinden ayrıca çıkmış olacak. Düşük dereceli nükleer atıkların maliyetini hesaba katmıyorum bile. İşte zaten bu yüzden nükleer enerji büyük yatırımcılar için cazip bir alan. Nükleer enerjinin işletme maliyeti düşük. Nükleer enerji üretenler bunu diğer kaynaklarla rekabet edebilecek fiyatlardan satabiliyorlar ama müşteriler, diğerleriyle benzer fiyata aldıkları nükleer enerjinin gerçek maliyetinin bakiyesini farkında olmadan ödemeyi sürdürüyorlar.
Her nükleer santral inşasında bir daha asla olmayacağı iddia edilen nükleer kazaların maliyetinin de enerji müşterilerine (vergi mükelleflerine) nükleer enerjinin fiyatına dahil edilmeden, ayrıca ödetildiğini de eklememe gerek yok sanırım. Tabi burada nükleere de haksızlık etmemek gerekir. Diğer enerji kaynaklarının maliyetine de, örneğin iklim değişimine yaptıkları katkı eklenmiyor ama bunu en azından hesaplamak olası. Nükleer kazaların maliyetini ise hesaplamak olası değil.
Orda toz toprak kum çok fırtına çok. Her sabah panellerin üzeri 5 cm toprak tapanicak hepsini hergün silmenin maliyeti avrupanin elektriginin maliyetinden Çok olur :D eksik teori kurmuşlar, uygun kosullarda maksimum güneş isigi üzerinden sahra colu buyuklugunde gunes paneli bu kadar uretiedi deseler daha mantıklı. Ben abarttiysamda hergun olmasada her hafta 10 cm toprakla kapanırdi o paneller detayuni bilmiyorum hic çölde yaşamadım. D
Mest oldum yahu. Konuyla hiç alakam olmayan içerikleri bile o kadar güzel ilgi çekici hale getiriyorsunuz ki bişiler almadan geçersem terbiyesizlik edermişim gibi geliyor. Shiva sizi korusun.
18:25 devletin araç alımını desteklediğini düşünmüyorum, çünkü araba alırken vergileri dolayısı ile bir tane devlete,bir tane bankaya, birtane de kendimize alıyoruz. Bunun teşvikle yakından uzaktan alakası yok.
Araç alımı çoğu zaman gösteriş merakından kaynaklanıyor bence, araç yenileme sürekli üst model alma merakı bir araçta bide telefonda aşırıya kaçmış durumda, bence
Hakikaten bir ütopya hayal ettiğinin farkında değil Serap Hanım. Bu tipler genelde sırf muhalefet olsun diye muhalefet yapan kesim oluyor. Bu arada politikayı baz alarak söylemedim. Hayatın her alanında realiteden uzak ve anlamsız sorgulamalar(!) yapıyorlar. Açıkçası pek bir faydalarının olduğunu düşünmüyorum bu dünyaya ve dünyayı bu kadar düşünürken(!)
Bilimi gerçekten bilmek böyle bir şey işte. Çok kolay şekilde politik tarafa çekilip, büyük büyük laflar edebileceği (üstelik uzmanı olduğu) bir alanda bile "veriye bakmadan konuşmak doğru olmaz" diyor adam. Videoda eksik kalabilecek, yanlış anlaşılabilecek kısımları da gelip yorumlarda detaylandırıyor. Gerçekten hayran olmamak elde değil. Tebrik ederim.
22:07 Seksenlerdeki bir filmde memur rolünü oynayan Şener Şen edasıyla söyledi. "Yetmiyor"... "Yetmiyor Yetiremedim" :)) Program sonunda İlker hoca bulaşık önlüğü ile İstanbul sokaklarında çıplak bir halde koşmamıştır umarım :)
Bende bilim insanı olmak için çabalıyorum, şu kadar okudum daha da okurum sorun değil ama biliyorum ki hiçbir zaman kendi alanımda, anlayamadıgım konuları bana bu şekilde anlatacak, yol gösterecek bir bilim insanıyla yolum kesişmeyecek. Gerçekten emeğinize çok teşekkür ederim...
Hoca aşırı tatlı ve saygılı. Sosyal mesafeyi bir kenara koyup sarılasım geldi. Netflix'te "Eğlenceli Tarih Dersleri" ilk sezon son bölümde bu konu incelenmiş. İzledikten bir gün sonra bu videoya denk gelmek güzel oldu. Saygılar Hocam.
fizik konusu gelince sosyal hayattan kendimi koparıyorum o kadar mı güzel bir bilim dalı olur mu ya... bir de böyle hocalarla oldumuydu insan bambaşka alemlere gidiyor vizyonu artıyor.
YA NEDEN YENİ BÖLÜM GELMİYOR NEDEEEENNN? GELSE NE DE GÜZEL OLMAZ MI? MÜTHİŞ BİR İÇERİK ÇOK KEYİF ALIYORUM İZLERKEN NE OLUR BİTİRMEYİN VE HOCAM KEŞKE SİZİNLE LİSE BÖLÜM SEÇİMİ DÖNEMİNDE TANIŞSAYDIM KESİNLİKLE DAHA MUTLU OLACAĞIM BİR BÖLÜM OKURDUM FİZİKTEN KORKMAZDIM NEYSE YENİ NESİL ELLERİNİZDE:)
siz ne güzel insanlarsınız vallahi dün gece keşfettim bayıldım hocamıza güzel anlatım dikkat dağılmasın diye bayan arkadaş ve diğer beyfendinin zamanlaması harika
Bu konular ve bu gibi videolar Türkiye'deki tüm kanallara zorunlu olarak her gün yayınlatılmalı. Artık bıktık kısır döngü içerisinde IQ'su 1 ile 9 arasında olan insanların siyaset konuşmasından.
tamamen tesadüfen geldim.Tarih öğretmenliği mezunu bir polis memuruyum fizikle ilişkim en son lisedeydi şu yarım saatte o kadar keyif alarak izledim ki anlatamam..Klasik olucak ama böyle fizik hocamız oldu da biz mi öğrenmedik :) teşekkür ediyorum emeği geçenlere.