Şiir yarışmasında bu şiirin hepsini ezberleyip güzel telaffuz etmeme rağmen torpille ilk 4 kıtasını bile ezberleyemeyeni seçtiğiniz günü unutmayacağım :) 2019
Fondaki müziği garipseyen kardeşler; İkinci Dünya Savaşı döneminde, bu tarz askeri bando kıvamında fon müzikleri yaygın kullanılıyordu. Ayrıca o dönemde, bu tarz batı vızıltılarının dışında, mesela bir musiki nağmesi, bir sufi ney sesi, bir kanun taksimi ya da anadoludan bir bağlama esintisi bulmak ne mümkündü. Rejim diktatörlüğünde bunların tamamı, devlet radyoları dahil yasaktı. Batılılaşmalar farzı ayn’dı. Bir köy odasında dahi saz çalıp söylemek, tutuklanma sebebiydi. Bugün kemalizm hayranı ve resmi ideoloji fanatiği olmuş tezahüratçı alevilerin 70-80 lik dedeleri bile bunları bilir ve anlatırlardı. Ama kısık sesle orası ayrı. Hasılı kelam, malzeme buydu kardeşler. O gürültü sarmalı içinde bile, bu eşsiz dizeleri bu deruni manaları bize fısıldayan Üstad, ruhun şad olsun, kabrin nur olsun, derecen âlî olsun, komşun Muhammed Mustafa sav olsun.
Türk musikisi yasağını İsmet İnönü değil Mustafa Kemal Atatürk getirmiştir. Ve yine Atatürk döneminde yasak bitmiştir. Yasağın toplam süresi bir yılı bile bulmuyor. Türk musikisi yasağı döneminde Necip Fazıl dine yeni dönmüştü. Daha bu şiir yazılmamıştı. Necip Fazıl'ın klasik müziği Fransa'da yaşadığı gençlik yıllarında iyice öğrenmiş olması çok muhtemel. Kısaca bu beğenilmeyen müzikler Necip Fazıl'ın tercihi gibi duruyor. Ayrıca bağlama çalmak tutuklanma sebebiyse köy enstitülerinde bağlama dersleri verilmesi nasıl oluyor? Bunu da açıklarsanız sevinirim.
Tek ondan değil ki Necip Fazıl Batı taklitçiliğine karşı idi sanatına değil Batı'danda anlıyordu kendi kültüründen de o dönemin çoğu insanı böyleydi yani zorunluluktan değil onun bu fon müziğini seçmesi