Dil bekası hak fenası istedi mülk-i tenim Bir devasız derde düştüm ah ki lokman bihaber Bir ticaret kılamadım nakd-ömr oldu hebaa Yola geldim lakin göçmüş cümle karvan bihaber Niyaz-i Mısri rahmet ola
Niyazi Mısri'nin benim için en önemli özelliği yanlışa yanlış demesi, siyasi otoriteyi ve makam sahiplerini eleştirmesidir. Köşede, dergahta ömür tüketen şeyhler çok ama böyleleri çok fazla değil. Peygamber köşesinde sakince yaşayan, sadece zahidlik, ledün ilmi ve irfan peşinde bir hayat geçirmemiştir. Elinde kılıç ile meydanlarda savaşan, toplum içinde fakir fukara ile beraber toplumsal hayatı inşa eden, ilmi, tekniği ve gelişmeyi teşvik eden,malının çoğunu infak eden bir devrimcidir. Sürgün edilmesi, zehirlenmesi gayet normal. Şimdiki sözde şeyhler de makam sahipleri, zenginler ve siyasiler ile beraber uydurulmuş din ile kokuşmuş düzenin ayakta durmasını sağlayanlar. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın böyle bir işlevi var. İşte bu yüzden İsrail'in Filistinlileri katletmesine imkan tanıyan islam ülkeleri var. İsrail'den mal alıp İsrail'e her türlü malı satıp eyyy terörist İsrail diyerek bağırmakla Gazze'de çocukların bebeklerin öldürülmesine, aç bırakılmasına engel olamazsınız. Niyazi Mısri, İmam Hanefi, Hallacı Mansur, bugün yaşasa yine sürgün edilir, hapse atılır veya öldürülürdü. Allah hepsine rahmet eylesin.
Bu büyük zatın mezarı turkiyeye getirilmeli özür dilenmelidir. Şuan o adada bir mezarı dahi yok. Yoksa bu ülke iflah olmaz. Hafife alınmamalı niyazi misri hazretleri