Bildiklerinin sentezi desek daha doğru çünkü ne olursa olsun kafasındaki şeyleri tamamen aktarması mümkün değil kimsenin. Çok büyük bir değer bizim için ESG
@@cloneeja kıskansam hata mı etmiş olurum? Kıskanmak beşeridir bütün canlılar da kıskançlık vardır. Ben de 70 yaşımdan sonra onun kadar ilim irfan sahibi olamayacağıma göre kıskanıyorum. Vallahi de kıskanıyorum billahi de kıskanıyorum,kızdın mı şimdi????
Emrah Safa Gürkan'ın olduğu her program izlenir. Entelektüel birikimi ve düşünce tarzının yanında bu kadar samimi ve objektif olması kendine hayran bırakıyor.
@@gregorsamsa4716 kafasıyla izleyenler için sistemdeki bütün gücü tek bir yerde toplayalım onu da iyi insanların eline verelim kurtuluşa ereriz tezinin ne kadar yanlış olduğunu tarih açısından da bir kez daha anlatmış oldu.
Karadağ’a geliyor adam. Hayatında da ilk kez çıkmış yurtdışına. Bizim mekana geliyor, “oooo lahmacun mu var” diyip lahmacun, mercimek çorbası istiyor. Yüzlercesini gördüm böyle. Bırakın müze gezmeyi, buranın yemeğini bile yemiyorlar, akıllarınca ülke görüyorlar. Gelenlerden kitap sipariş ediyorum, şaşırıyorlar. Herkes bekliyor ki ezine peyniri isteyeyim.
Üç ay önce Arnavutluk gezimde ilk gün akşamın karanlığında yorgun düşmüş iken yer aramayalım, bir şeyler atıştırıp dinlenelim diye gördüğümüz Türk lokantasına girmek gibi bir gaflette bulunduk. Orada kaldığımız on gün boyunca da zaten ne o lokantaya ne de başka yerde gördüğümüz Türk lokantasının uzağından dolandık.
Ben KKTC ye gittim. Merakımdan nasıl yaşıyorlar, ne düşünüyorlar, ne tür şeylerle ilgileniyorlar, günlük neleri tartışıyorlar, gündemleri ne hepsini not aldım. Müzeler, tarihi mekanlar sizi içine çekiyor zaten o havayı alıyorsunuz. Yunanistan a adam rakı, balık yemeye gidiyor. Başka ilgisi yok.
Amerikali gelip McDonalds soruyor oraya yoneliyorsa cok goze batmaz ama. Insan yabanci topraklarda kendi yemegini arayabilir bunda beis yok. Bizim yemek kulturumuze karsi bir asagilik psikolojimiz var pizza, hamburger cart curt olunca bayiliyoruz lahmacunu asagiliyoruz. Muhafazakar biri degilim asla ama bazi olaylari asmamiz lazim. Kitap isteyene kadar envai cesit pdf var internette okumaya omur yetmez, siz de Avrupa'ya yerlesmissiniz ama geri kalmissiniz moderniteden ben de boyle elestirebilirim.
inanılmaz bir adam. teke tek bilim beni üniversiteye başlatan programdı. bu program benim merak etmeme neden oldu. ESG ise üniversite okuduğum dönemde bana at gözlüğü ile bakmamayı öğretti. her ne kadar şu an ekonomik sorunlar nedeni ile hayattan bıksam ve içimde herhangi bir umut ve heves kalmadığı için kitaplardan da uzaklaşsam da onlara çok teşekkür ediyorum.
Yemek yerken 15-20 dk izlemek için açtım. 77dk videoyu tek nefeste bitirdim. Çok iyiydi. ESG'yi izlemeye başladığımdan beri bana farklı bakış açıları kazandırmaya devam ediyor. Dirsek çürütmelerinin boşa gitmediğini bilsin isterim :)
İnsanlar sizi görünce kaçmıyor Emrah bey, önüme çıkan her videonuzu, elimde defter, notlar alarak izliyorum. Ufkumu açan çok bilgiler ve bakış açıları ediniyorum sizden.
Çoklu ve farklı bir bakış açısı, tarihten bugüne antropoloji, sosyoloji, coğrafya, ekonomi ve siyasal akışın bizdeki etkileri açısından güzel bir programdı . Emeği geçen herkese teşekkür ederim…
@@Userwjhababqnw Düzelttim sanmıştım, yanlış türkçe dil kullanımı konusunda uyardığınız için teşekkür ederim. Hunharca lisanımız katledilirken bir de ben ateş atmayayım. Varolunuz.
Savas tarihi ve kahramanlik hikayeleri dinleye dinleye kafamiz puding olmustu. Emrah Bey'in gercekti yaklasimlariyla ve gurme bilgileriyle sinapslarimiz tekrardan hareketlendi.
Fatih Altaylı'nın yaptığı değerli youtube programları aracılığı ile ÇYDD'ye destek verdiğini öğrenmek beni çok mutlu etti,kendisine duyduğum sevgi ve hayranlık arttı...
Ülkedeki zihniyeti ve geri kalma nedenlerini bu kadar iyi aktardığınız için sağolun Emrah hocam. Bunun nasıl değiştirebileceğine dair birilerinin çözüm de üretmesi gerekiyor. Fatih bey bu konuda da konuklarınız olursa, araştırma ve okuma kültürünü yayma konusunda ne yapılabilir tartışırsanız çok güzel olur.
@@cemoksuz2197 bu programların çekilebilmesi, ekipmanların parasının ödenebilmesi, kameramanların vs maaş alabilmesi için bir gelir olması şart; bu da kahve makinası tanıtarak elde edilebiliyor maalesef. 19 Mayıs’ı kutlama konusuna gelince: belki programı çektikleri tarihte ileriye dönük yayın tarihinin farkında değillerdi ve unuttular. Kutlasalar kesinlikle daha güzel olurdu. Ancak milli mücadelenin ilk adımının atıldığı tarihin yıldönümünde kuru bir kutlama ile değinmektense, bizi bu mücadeleyi vermeye iten yüzlerce yıllık sürecin fotoğrafını çeken bir program yapmak aslında dolaylı olarak çok daha güzel ve anlamlı biçimde kutlamış olmaktır bence.
@@cemoksuz2197 kahve makinası değil isterse tavuk yumurtası tanıtsınlar Beğenirsin begenmezsin ama BEDAVAYA konu hakkında uzman bir profesörü dinleyebiliyorsun.
Açık ara farkla günümüz Türkiyesinin en donanımlı, en büyük tarihçisi. Materyalist tarih anlayışını bize tanıtan adam. Emrah beyin izlemediğim programı ve okumadığım kitabı yoktur. Her defasında dimağ açmayı başarıyorsunuz!
Daha 1 ay önce gittiğim turda tur rehberi "Biliyorsunuz Cenevizliler müslümandı." dedi. Kendi yanlış bildiğiyle kalmıyor bizi de yanlışına ortak ediyor. Nereden buluyorlar bu rehberleri bilmiyorum.
Ya ne kadar güzel, onca video var, Fatih bey bir tek sizin yorumlarınız bayram kutlamalarıyla dolu farkında mısınız? İşte siz, biz bu Atamızın vatanı emanet ettiği kıdemli gençlerz diyim… Biz eğitimci, öğretmen olarak, siz de milyonlara hitap ederek gençlere ışık tutmaya devam ediyorsunuz… Biz ve bizim gibi ruhu gençlerin, atamızın izinde, 19 mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun 🇹🇷❤️🌹❤️🇹🇷
İnanılmaz iyi; yeni bakış açıları kazandım; 19 Mayıs’ın ruhuna, anlamına daha uygun bir program olamazdı… Altaylı’ya da, Gürkan’a da şükranlarımı sunuyorum.. 🙏🏻🙏🏻🙏🏻 Hep diyorum; Altaylı, Habertürk’ten atılınca çok üzülmüştüm ama “her şerde bir hayır vardır” (“Blessing in disguise”) olmuş… 😊 RU-vid’da çok daha geniş kitlelere erişebiliyor diye düşünüyorum… 👍
Farklı istatistikler, farklı bakış açısıyla Osmanlıyı dinledim ilk defa. Viyanaya bir ordu kaç günde yürüyerek gider, dökme topu kaç öküz taşır? Okuma yazma yüzdesi... Çok verimli bir söyleşi olmuş. Teşekkürler
Emrah Safa Gürkan hiç şüphesiz çok değerli bir tarihçi. Kendisine bayılıyorum....Her sözcüğü kıymetli enerjisi şahane.Belki şahane bir hiperaktif.Ancak gerçekten söyleşilerde kendisini takip etmek cidden yorucu.Kaldı ki kendisini çok farklı kitlelerden,farklı yaş gruplarından insanların dinlediği düşünülürse belki de konuşma hızı,telaffuz vb. konularda bir ufak yapılandırmaya gitmesi çok isabetli olacaktır diye düşünüyorum.
Sevgili Fatih 0:02 Altaylı Sayın Gürkan'ın söylediklerinin pek çoğu ile hemfikir olmasam da Sizin de belirttiğiniz gibi bana farklı bir bakış açısı kazandırdığı ve zihnimi genişlettiği için bu yayınız nedeniyle teşekkür ederim🙏🌷
Emrah Bey Osmanlı çöküşünü çok farklı bir bakış açısıyla değerlendirmiş,dinlerken ufkumun açıldığını hissettim,kendisine ve Fatih Altaylıya teşekkür ediyorum.
Tüm kitaplarını okuduğum ve tüm programlarını izlediğim, her seferinde ben de yeni ufuklar açan canım hocam ❤ iyi ki varsınız ❤ sizi çok seviyor ve saygı duyuyorum 👏🏻
Ya inanılmaz program başladığında kendi kendime dedim ki " Ya ne güzel hayat aslında Fatih Altaylısın saygı gören bir gazetecisin paran pulun var saygınlıksa saygınlık vs Türkiye de ki en iyi aydın akademisyenlerden canlı yayında ayrı özel muhabbetler de ayrı kendine geliştirme programı bir nevi ne güzel hobi ha dedim" Programın içinde bu muhabbet geçti inanılmaz
Teke Tek Bilim içeriğinin en sevdiğim yanı bir podcast dinleyicisi olmamama, hatta pek aramamama rağmen oldukça değerli konuları, en az konunun kendisi kadar değerli insanların ağzından adeta bir podcast gibi dinleyebilmek olabilir. Ders çalışırken, bir şeyler yazarken yahut okurken, ne bileyim bir iş ile meşgul iken arkaya alıp dinlemek kişisel olarak gurme zevklerimdendir. Fatih Altaylı'ya bu konuda yaptığı aracılık ve bir parçası olduğu için teşekkür etmek bu konuda yapabileceğim en değerli hareket.
Müthiş bir program olmuş objektif, geniş perspektif insanın zihninde adeta kalıpları kırıp yeni düşünceleri açıyor hocamız. Bunun gibi daha çok video bekliyoruz. Emeğinize sağlık
Bilgi çağında değil yarım yamalak bilgi çağındayız insanlar wikipediadan okudukları iki cümleyle bir şey öğrendiklerine inanıyor ve bunu karşılarında ki insanlara yutturmaya çalışıyor
Bir dünya okuduktan, bazı şeyleri tecrübe ettikten sonra geçmişin büyük hikayeler anlatısının yalan dolan olduğunu anlıyorsun ama anlatamıyorsun. Çünkü olanın yanlış olduğunu anlasan da hikayenin gerçeğine ulaşmak farklı tür bir bakış vizyon gerektiriyor, anladığını sandığın şeyde boşluklar kalıyor, bağlantıları kurmakta zorlanıyorsun. Emrah Safa Gürkan'ı izlerken bu eksiği fark ediyorum. Özetle, belli seviyede bilgi edindikten sonra dahi bunları birleştirememek, analiz edememek aradaki bağlantıları kuramamak problemini çözdüğünüz için Teşekkürler.
36:00 Japonya'yla ilgili kültürünü ve tarihini takip eden biri olarak kendimce birkaç düşüncem var: 1- Duygusal nedenlerle itiraz edilecek ama inanç çok önemli bir faktör. Kapitalizmin ve sanayinin geliştiği ülkelere bakın: Almanya, İngiltere gibi ülkeler tutucu dinden sıyrılarak Protestanlığa geçiş yaptı. Japonya'daki Şinto inancı ve felsefeler ise Hindistan'dan, Çin'den oldukça farklı olarak değişime açık topluma zemin hazırlıyordu. Şinto'yu araştırın ve bugünkü tapınaklarına bakın anlayacaksınız. Japonya, doğal olarak Tanrı inancının en düşük olduğu ülkelerden biri. Uzun yüzyıl boyunca Tanrı değil, akıl hakim o topraklarda. 2- Japonya'nın iç savaşları, Avrupa devletlerinin bile görmediği kadar şiddetliydi. Bugün hala edebiyatından sanatına, çizgi filminden sinemasına kadar derebeylik dönemlerindeki iç savaşlar anlatılır. Şogun döneminde Japonya'da 200'den fazla Daimyo'nun yönettiği bölge vardır ve bunlar Türkiye'nin yarısı kadar bir yerde uzun yıllar kanlı savaşlar vermişler. Şogun döneminden sonra da kanlı savaşlar devam etmiş. Bu durum toplumun kültürüne artık kazınmış. Japonlar kendi çocuklarına bile büyüdüklerinde sarılmayı bırakıyorlar. Tokalaşma vs. zaten yok. İnsanlar birbirine dokunmuyor toplumda. Japonya, bu şekilde sürekli bu gerçeklerle yaşamış, pragmatik çözümler üretmek zorunda kalmış bir toplum. Kesici aletler yasaklanmış, dövüş sanatları geliştirmiş. Pragmatik yaklaşmak zorunda kalmış. Tanrı kavramı da bu nedenle zayıftır. Gelişime zemin hazırlayan yapının bu olduğu anlaşılmaktadır Japonya'da. Anadolu'daki beylikler döneminin ilk zamanları da kısmen bu şekildedir. Bugünkü kadar Tanrı baskın değildir, güvensiz bir ortam vardır. O nedenle beylikler döneminde çok radikal yenilikler yaşanmıştır. Denizcilik geçmişi olmayan Türkler, denizciliği öğrenmiş, tersaneler kurmuş mesela. Bu tür yapıları devlete dahil etmeyi başarmıştır.
Japonların durumu daha farklı, belirttiğiniz gibi dışa kapalı, gelenekçi bir toplumdular ancak onları değişime ve gelişime sürükleyen şey kültürleri ve dinleri değildi. 1854 yılında Amerikalılar bir avuç gemiyle limanlarına dayandığında Çin'in afyon savaşlarında düştüğü durumu görüp kendi güçsüzlüklerinin de farkında olarak dışa açıldılar. Bazı noktalarda diğer ülkelerin zorlamasıyla, bazı noktalarda bir daha öyle bir zorlama yaşamamak için kendi istekleriyle Meiji Anayasası'nı yapıp restorasyon yaptılar. Ancak yine de gelişme ve batılı ülkeleri yakalama konusunda avantajlıydılar. Japonya, Türkiye'nin yarısı kadar yüzölçüme sahip olsa da nüfusları 30-35 milyon civarıydı, birçok doğal kaynaktan yoksun olmalarına rağmen ada olmanın ve çevrelerinde büyük bir güç olmamasının avantajı vardı. Öyle ki restorasyonun üzerinden yarım asır geçmeden Çin ve Rusya'yı yenecek kadar da bölgesinde etkin olmuşlardır. Demek istediğim şey, din ve kültürlerinin etkisi Japonların bu atılımının sebebi değildir.
Japonya'ya Budizm kanlı bir şekilde girdi (Soga klanının , Mononobe klanını yok etmesi). Daimyo döneminde, Oda Nobunaga'nın en büyük düşmanı Budist tapınaklarıydı, bu yüzden Nobunaga Hristiyanlığın yayılması için her türlü desteği sağladı, amacı Budist liderlerin hakimiyetini kırmaktı. Nobunaga'nın ölümünden sonraki gelen liderler ise Hristiyanlığı yasaklayıp yok etmeye çalıştılar. Shogun dönemi izolasyoncu bir politika izledi taki Amerika Birleşik Devletleri, gelip ya sınırlarını açarsın ya da ben zorla açmasını bilirim diyene kadar. Shogun yönetiminin kabul edip zaaf göstermesi 250 yıldır kin tutan klanların intikam alması için ortam oluşturdu. İmparatorluk fırsattan yararlanıp yönetimi yeniden ele aldı. İmparator Meiji gerçek anlamda devrimciydi , batılılaşma ve endüstrileşmeyi devrimlerinin merkezine oturttu ve en önemlisi eğitim, herkesin eğitim almasını zorladı. Kendisinin başa geçmesinde destek olanlar bile devrimlerine karşı geldiğinde hiç acımadı. Japonya hiçbir zaman dinin yönetime karışmasına izin vermedi, dini sadece kullandılar hatta bir ara müslümanlığı resmi devlet dini yapmayı bile düşündüler. Atatürk devrimleri büyük ölçüde Meiji devrimleriden esintiler taşır ama maalesef sonrakinler bunları devam ettiremedi. Yani Budistler hiçte öyle masum kuzular değillerdi, Japonya'daki bir çok gelişme kanlı ve zorlama ile gelmiştir. Bizim Cumhuriyet devrimlerine acımasız diyen andavalların dünyadan haberi yoktur. Bence yeteri kadar acımasız olmadığı için geride kaldık.
Arabada actim yan koltukta arka koltukta arkadaslarimla sohbet ediyor gibi dinledim. Cok keyifliydi. Bir ricam olacak sizden acaba bolum notlarini da ekleseniz nasil olur ? Bu sayede dinlediklerimiz daha kalici olur. Acar acar okuruz
Anlattıklarınızı karşılayan terim başka;onu arayınız. Köylü bildiğinin ehli,bilmediğinin cahilidir.cahil olduğu her konuda da öğrenmeye açıktır. Yaşınızı bilmiyorum.ama 20 yıl önceki köylü de aynıdır,şimdiki de.yarım asırdan fazladır Unutturulmaya çalışılmışsa da bu ülkeyi kurtaracak efendi yine köylüdür. Önerim ise en yakın zamanda size en yakın olanlardan bir köye gitmeniz.
e normal değil mi hocam, gelişecek alan bulamayınca, kafayı takacak iş tutturamayınca dine imana sararsın, hani bir fıkra vardır ya " evde elektrik yok, gece uyanınca karıya sarıyom, 5 senede 5 çocuk oldu " diye, vallaha özetidir bu derdimizin, imkanı olmayana bir şey diyemezsin fakat imkanı olanın da pek buna derdi yok
Fatih bey şu eski habertürkteki gibi bi masa olsa öyle bi dekor olsa nedense o şekle çok alışılmış hiç teketek bilimmiş gibi gelmiyor kamera böyle uzaktan size doğru gelse:)
Emrah hocam siemens'in makinası gibi 3 tane malzemeyle 575 farklı konuya girdi çıktı, şaka bir yana seviyoruz gayet güzel yayındı Fatih Altaylı dağıldıkça toparladı.
Safa Hoca konuşurken kalp ritmim hızlandı 😂 0.75 le izleyip normale döndüm😂 İlber Hocayla Safa Hocayı aynı programda düşünemiyorum. O zaman hangi hızla izleyeceğiz?
Yaşadığımız çağı yakalamak bir yana 2 sene önce dersine girdiğim SÖZDE yüksek statüye sahip öğretim üyesi her ders bize acıdığını bizden bir halt olmayacağını söyleyip öyle derse başlardı. Bizde bu üstün motivasyon konuşmalarını zorla dinledikten sonra sınıfça dikkatimiz dağılmış bir şekilde dersi dinlemeye çalışıyorduk. İdeolojik olarak kendisine uymayan zümreye gösterdiği eğitimi ve imkanları sınırlamaya daha 18 yaşında gençler üzerinde başlayan insanların yani sözde akademisyenlerin sayısı bu şekilde artarsa geçmiş olsun.
@@simabilakfenomenipro1631 küfürü çok uzatan bir toplumuz. Küfürle vakit kaybedip zamanın gerisinde kalıyoruz. Bence toplumuzun en büyük zafiyeti bu...
Fatih Bey iyi ki varsınız. Yine çok doyurucu bir sohbet olmuş. Her sohbetinizde olduğu gibi yine mutlak bir aydınlık yaşadık, Teşekkür ederiz. Emeginize saglik.
Değerli Fatih bey, yapmış olduğunuz işten zevk alarak yaptığınız ne kadar da beli oluyor. Bilimden Sanata yemek kültüründe Tarihe olan ilginiz ve seçkin konuklarınızı izlemekten çok haz alıyorum. Her yayınızı zevkle ve büyük heycanla izliyorum. Emeğinize, Enerjinize sağlık. Hamburgtan Selamlar.
4:20'de bahsi geçen Şevket Pamuk'un kitaplarından en önemlisi "Osmanlı İmparatorluğunda Paranın Tarihi" kitabı İş Bankası yayınlarından ve ilk basımı 1999. Bende var ve tümünü okumadıysam da ekonomi çalışmak isteyenler için değerli bir kitap.
Ukalalık etmek istemem ama Dr. Emrah Safa Gürkan'a hemen hiçbir konuda katılmıyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti Osmanlı'nın devamı değildir. Rusya endüstrisi konusunda verdiği bilgiler tamamen yanlış. Bir akademisyene hiç yakıştıramadım.
@@feanoriann Ben Rusya endüstrisinden bahsediyorum. Rusya'da endüstri birinci Petro ile başlar. Dr. Emrah Safa Gürkan'ın dediği gibi kızıl devrim zamanında değil. Arada 100 yıl var. Dr. titri olan tarihçi bunu nasıl bilmez? bilmediği şeyi nasıl söyler? Mendeleyev de kızıl devrim zamanında mı yaşadı?
@@Whonix_K dostum harbiden hocanın anlattığı tipsin. Yok ondan başlar yanlış dedin yok şu olur yanlış dedin. Sanayileşme pedro zamanı başlamaya çalışmış olabilir fakat sanayinin tamamlanması hocanın dediği vakte denk geliyor. Aynen onlar bilmiyor dostum sen biliyorsun
@@feanoriann Kusura bakma ama ben 20 yıl Rusya'da yaşamış, orada üniversitede okumuş, aile kurmuş ve en önemlisi okuyan araştıran birisi olarak fark ettiğim bariz bir yanlışı düzeltmek istedim. Aksini ispatlamak istersen buyur da sanayileşmeyi tamamlamışlar gibi bir şey söyleme istersen. Sanayileşme hala tüm dünyada devam eden bir süreç. Neyse sen boş ver bildiğinle kal, sağlıcakla kal.
Emrah hoca ben de gerçekten farklı perspektif oluşmasını sağladı özellikle son 1 yıldır kendisini takip ediyorum kitaplarını okuyorum bildiğimi düşündüğüm şeylere bile sayesinde farklı noktalardan bakmayı öğrendim. Kendisiyle bi topkapı turu yapmak isterim müsaitse😂
"Osmanlı neyi yanlış yaptı" sorusu Osmanlı tarihini bilmeyen veya az bilen birinin sorabileceği bir soru olmadığıdan, hitap ettiği kişler Osmanlı tarihini genel hatlarıyla bilenler olduğunu varsayıyor. Eğer böyle birisiysen senin için sorun olmaması lazım.
@@-MrPink- Osmanlı tarihini bilen biri olarak tekrar söylüyorum dağınık, düzensiz bir konuşma şekli var. Bu kötü özelliği kendi kitaplarında da görmek mümkün.
Bilmek kadar konuşabilmek de çok etkileyici oluyor dinleyici/izleyici için. Haddimi aşmak istemem ama felsefe profesörü ile yaptığınız programlarda “ya bu adam niye konuşamıyor” diyip izleyemiyorum videoları. Ama hozamıza bak, bam bam bam, hem çok bilgili hem de konuşmayı biliyor.
Çok güzel bir programdı, treni kaçıran bir toplumu Atatürk'ün taksiye bindirip treni yakalaması için bir sonraki istasyona bırakmak ve tekrar treni kaçırması benzetmesi her şeyi açıklıyor aslında. Vasat'ın %80 geçince iyi ve doğru olanı toplumun dışına atması bir Turizm çalışanı emekçisi olarak neden sistemin dışında kaldığımızı da anlatıyor. Teşekkürler, bu programlar sayesinde sadece Fatih Altaylı değil bizler de doktora yapıyoruz ya da yeniden üniversite okuyoruz.
Tarihin bu hangi medeniyet, hangi sebeplerle gelişmiştir şeklindeki zihin pratiği üzerinden geleceği şekillendirmeye yönelik spesifik kısmı, üzerine konuşması çok keyifli bir konu.
Nokta atışı ne kadar güzel konulara yorum katarak değinmişsiniz. Emeklerinize sağlık. Yayınlayandan, hocamıza kadar herkese sonsuz teşekkürler, saygılar
RU-vidnin en dolu icerikleri sizi Radikal gazetesinden beri takip ederim yani, cocuklugumdan beri, iyi ki teknoloji ilerledi ve bu denli iletisimsel farkliliklar gorebiliyoruz.
Safa hocamız gerçek akademisyen. İşin temelini irdeliyor ve hiç bir şeye önyargılı değil. Osmanlıyı bize yanlış ve önyargılı anlatıyorlar. Son dönemini özellikle. Safa hocayı dinlemek, bir şeyler öğrenmek gerçekten büyük lüks. Yaşı çok genç Allahtan. Benim yeni hobim Celal hocadan sonra Safa hoca oldu. Akşam yatarken, metroda dinlemeden güne başlayamıyorum, yatamıyorum. Büyük lüks benim için. Fatih abiye özellikle teşekkürler.
Ya Fatih abi benim ona attığım twiti seslendirmiş oldu, kendisi de retiwit etmişti; ‘Fatih abi çok şanslı en iyi hocaları çağırıp kendine etüd yapıyor, biz de faydalanıyoruz. :)’Ayrıca belgeselde ben de varım. Bu bölüme iki kere bayıldım. Şahane. Sevgiler