Karışık Örnekler:
- You couldn’t pass your exam. You should have studied more. (Sınavını geçemedin. Daha fazla çalışmalıydın.)
- A: ‘’Why didn’t Tom come to the party yesterday?’’ (Tom dün partiye neden gelmedi?)
B: ‘’He might/may/could have forgotten about it.’’ (Unutmuş olabilir.)
- You could have finished your project by now. (Projeni şimdiye kadar bitirebilirdin.) -ama istemediğin için bitirmedin
- They can’t/couldn’t have moved out of their flat yet. (Onlar henüz dairelerinden taşınmış olamazlar.)
- I needn’t have bought a new phone. (Yeni bir telefon satın almama gerek yokmuş.) -ama artık satın aldım
- He can’t/couldn’t have seen me because I was behind the wall. (Beni görmüş olamaz çünkü duvarın arkasındaydım.)
- Tom might/could/may have broken the window. (Camı Tom kırmış olabilir.) -%50 olasılık
- I must’ve left my phone in my car. (Telefonumu arabada unutmuş olmalıyım.)
- I might/may/could have left my phone in the car. (Telefonumu arabada unutmuş olabilirim.) -%50 şans, olasılık
- I can’t/couldn’t have left my phone in the car because I didn’t drive the car yesterday. (Telefonumu arabada unutmuş olamam çünkü dün arabaya binmedim.)
- You can’t have studied hard; otherwise, you would pass the exam. (Sıkı ders çalışmış olamazsın yoksa sınavdan geçerdin.)
- You might/may not have seen me, but I saw you. (Beni görmemiş olabilirsin ama ben seni gördüm.)
- I had a lot of money last year. I could have gone to New York. (Geçen yıl çok param vardı. New York’a gidebilirdim.)
-ama gitmeyi tercih etmedim
- Why is Mia late? She should’ve arrived by now. (Mia neden geç kaldı? Şimdiye kadar varmış olması gerekirdi.)
- I shouldn’t have shouted at you last night. I am sorry. (Dün gece sana bağırmamalıydım. Özür dilerim.)
- You should have left work at 5 o’clock yesterday. (Dün işten saat 5’de ayrılmalıydın.) -ama ayrılmadın
- A: ‘’Where is my phone?’’ (Telefonum nerede?)
B: ‘’Someone must have hidden it.’’ (Birisi onu saklamış olmalı.)
- You can’t/couldn’t have made this kind of mistake. (Böyle bir hatayı yapmış olamazsın.)
- You could’ve helped me. (Bana yardım edebilirdin.) -ama etmemeyi tercih ettin
- Tom could/may/might have missed the train. (Tom treni kaçırmış olabilir.) -emin değilim, tahmin yürütüyorum
- You should’ve passed the exam. (Sınavı geçmeliydin.) -ama geçmedin
- You needn’t have fixed the window. I wouldn’t use it. (Pencereyi tamir etmene gerek yoktu. Kullanmayacaktım.)
----------- İngilizceye sıfırdan başlamak gerçekten sıkı bir çalışma ve disiplin ister. Öğrenmek için isteğiniz ve gayretiniz de varsa şimdi bir de doğru ve etkili bir kaynağa ihtiyacınız olacaktır.
S2ELP sizler için tasarlanmış etkili, güvenilir ve anlaşılır bir İngilizce öğrenim programıdır. Ücretsiz ilk dersimizi izleyin ve size uygun bir program oluşturarak İngilizce öğrenim hayatınızı başlatalım.
www.ingilizceol.com
/ ingilizceol
21 фев 2023