Yemek tarifi shortlarındaki, ürünü tezgaha bütün olarak atıp doğranmış olarak düşürme oyununu düşünemediğiniz için sizi kınıyorum. Ömercan'dan bunu beklerdim.
Barış Kıralioğlu ile nasıl kız tavlanılmaz dersleri 101: Kıza sessizce yanaşılır. "Afedersiniz size bir patates kızartması ısmarlayabilir miyim" denir. Ve anında bu teklif reddedilir.
can türkdoğan turan ateşi hatırlatınca dozumu almaya gittim hüstad ın videolarına takıldım fuat güner i ev stüdyosunda hapsettiği bölüme rastladım. yavuz çetin muhabbeti geçti. fuat güner can türkdoğan ın teyzesi deniz arcak ın bir şarkısında-bırakın beni- yavuz un tek dinleyişte çaldığı solodan bahsetti. yavuz çetin solosunu dinledim ve yine burdayım inanılmaz bir c.t. li paradoks bence gece saat 5:00 için
Sayın dedelerim size zorlu şartlarda bana ve benim gibi birçok gence teselli olduğunuz için teşekkür ediyorum. Sınava hazırladığım için hazirana sonuna kadar son dedeler sofrası bölümümü bu akşam izliyorum ve telefonumu satıyorum cc nin ve ömcörün göbeğinden, barış beyefendinin six packlerinden, can türkdoğanın da kakalarındam öpüyorum. Temmuzda görüşmek üzere!
Bu üniversite sınavına hazırlanacağım diye çanakkale cephesine gidermişçesine niye tribe giriyorsunuz bilgisayarı başka ile göndermek yok bütün oyunları silmek yok telefonu parçalara ayırıp başka başka yerlere koymak falan anlamıyorum. koskoca 10 ayda haftada bir izlediğin 30 dakikalık video mu 2 saatlik sınavını etkileyecek.Bu kadar mikro hesaplar yapanlar zaten 30-40 kitap bitirip sınavda batırıyorlar.Zaten asıl çalışma o bölümü kazandıktan sonra başlıyor,atatürk bilgisayardan mezun olup şuan türkcellde 20k lira kazanan mühendis de var odtü bilgisayardan mezun olup işsiz kalan da gidip de 1 sene her şeyden izole sap gibi sınava çalışmak sadece psikolojik hasar bırakır stresini arttırır bir de sınavın kötü geçerse hepten geçmiş olsun.
Bence sanatçı, kendinden katarak sıfırdan birşeyler yaratan kişilere denmeli (ressam, şair, heykeltraş vb). Temsil icra eden kişiler (tiyatrocu, opera sanatçısı, sinema oyuncusu vs.) için çok uygun olmuyor gibi. Tabii ki bu benim nacizane düşüncem.
hiç patates kızartmasının yazla ilişkilendirildiğini duymamıştım tabi yaz tatil deniz gibi kavramların da bende pek bir birlikteliği olmadığı için olabilir
27:00 "KALDIR LAN O SAYFAYI. MAHKEMELERDE UĞRAŞTIRMA BENİ. TANINMIŞ BİR SANATÇIYA HAKARET ETMEK, VİDEOLARIMI, FOTOĞRAFLARIMI İZİNSİZ KULLANMAK BÜYÜK SUÇ!"
başıma geleni anlatayım, Karaköy'de Zelda Zonk'tayım roof club, gece 2-3, zaten hotelde konaklıyorum o sıralar (kitap yazıyorum), mola vermek için terasa çıktım, çılgın müzik var, bir iki bir şey içip odama ineceğim, barda, elimde cep takılıyorum, bir kadın geldi, elimden cebi aldı, kendisini aradı, kulağıma eğilip ismini bağırdı, ve gitti... sonra... sonrasını boş ver...
madem herkeş bi anı anlattı bende anlayım, evet herkes değil " herkeşşş " neyse hayatımın en musmutlu anısını yazocuuum burriye sene 2011, tam 10 sene evvel, 2008 şubatı başında geldiğim askerliğimden beri hiç kendime gelememişim, rüyalarımda çatışmalar hala süredursun o malum gün Şınak-Beytüşebap ta bulunan Taşdelen vadisindeki olaydan hiç kurtulamamışım, hayat yok yarı ölü sayılırım, aslında biraz ölmüşüm, öyle olmasa bile Gümüşay marka .357 Magnum revolverimi kafama dayayıp Rus ruleti bile çevirmişliğim vardır yani, o derece bulantıcı bi hayattayım neyse böyle bi zamanda Bursa-Yıldırım da yaşayan Leyla teyzem bize geldi, küçük kızı Fudenaz ile, evet Fudenaz, kız 5 yaşında ve s leri söyleyemiyo onun yerine f harfini kullanabiliyo, kızın bi huyu vardı, birinin elinde bardak görse hemen " fu fu fu " peşinde takılıp ondan su isterdi, susadığından değil, sırf o bardağı kafaya dikmek hoşuna giderdi, bardağın içinde 2 damla su olsun yeter, çok güzel, sevimlimi sevimli bi kız çocuğuydu günlerden cumartesi, bende o zamanlar beden işçisiyim, eşşek gibi çalışıp eve gelmişim, ertesi günün pazar olması münasebetiyle içimde bi huşu var, rahatım yani, eve geldim, iki hoş beş falan derken odama gidip yattım, 1 saat uyumuşum, uyandığımda koynumda bi sıcaklık hissettim, bişe koynuma girmişti Fudenaz, sol eliyle peluş zürafasına sarılmış, sağ elini benim sol omzuma sarmış, ben sağ yanıma yatmışım, sol elimi kendi omuzuna sarmalamış, küçücük kafasını boğaz boşluğuma sokmuş, bacaklarını içeri çekmiş, dizlerini göğsüme dayamış, koynuma kıvrılıp uyumuş, uyandığımda mutluluktan gözlerim yaşardı, kalbim durdu gibi yani, uyanmasın diye yarım saat öylece yattım, hareket bile etmedim, rahat rahat nefes alıyomu diye ara sıra nefes alış verişini dinlemek için kulağımı küçücük minicik burnuna yaklaştırdım, nefes alış verişi bile sevimliydi, kısık bi ses " fıss fıssss fıss fısssss fıss fısss " nefesini seveyim onun, bi anlık baba gibi hissettim, onun küçücük ufakcacık bedenini korumak içgüdüsüyle sarıp sarmalamak istedim ama uyandırdım ne yazık ki, sonra biraz saçlarını sevip teyzemin yanına götürdüm, ben kız çocuk sevemiyom, yani seviyom ama fiziksel olarak sevemiyom, ellerim ağır, ayarım yok çocuğun canını yakarım diye korkuyom, hani severken öldürürüm derlerya aynen öyle, sözlerle sevebiliyom, geçen kurban bayramından 1 hafta evvel teyzemler yine bize geldiler, akşam eve geldim, herkes masada, selamünaleyküm aleykümselam faslından sonra teyzeme hürmetler cartıdı curtudu ama bi kız var, dedim heralde Ayşegül bu, bana bakıyo ama hayran olduğu bü ünlüyü ilk kez görmüş gibi bakıyo, gözlerini kocaman açmış, heyecanlı heyecanlı sevincini gizler gibi sanki, sonra odama doğru giderken küçük biraderim Tufan ( evet Tufan ama tesisatçı değil ) bana " abi Sudenaz ne kadar büyümüş demi " dedi, dedim " ulan o Ayşegül değilmiydi, ne kadar benziyo ben onu o sandım " Ayşegül teyzemin büyük kızı, çok benziyolardı, Fudenaz 15 yaşına gelmiş, ben benzetmişim teyzem banyodan çıkınca bi karşılaştık " ne yaptın serkan paşa " dedi, bende " eh işte garip ne yapar teyze, yau ben o kızı Ayşegül sandım meğer Fudenaz mış " dedim, teyzem " aldırma zaten benziyolar, Sudenaz buraya geleceğimizi öğrenince çok sevinmişti, varsa yoksa serkan abisi, seni çok özlemişti " dedi evin antresinde Fudenaz la karşılaştık, turuncu babet çorapları, bluejean i ve siyah t-shirt ü ile genç bi kız vardı karşımda, o küçük kız büyümüş, bana hala büyümüş gözlerle bakıyodu, gençliğin verdiği coşku ile kıpır kıpır sanmıştım ama aslında beni özlemiş, sesi heyecandan titrerken " merhaba abi " dedi, bende her zamanki tarzımla yani " icabında mmmmmeraba " dedim, " hatırlarmısın ben uyurken koynuma girip uyuya kalmıştın " dedim, " yok abi hatırlamıyorum ama sizi hatırlıyorum "dedi, konuşurken sesi titriyodu, ellerini koyacak yer bulamıyodu, bi an için çoraplarına bakıp küçük bebek seviyomuş gibi bi ses tonuyla " kız senin çoraplarını severim ben " dedim, heyecanlı heyecanlı gülerken saçlarının uçlarını tutup çekiştirmeye başladı, " kız ne kadar büyümüşsün, genç kız olmuşsun ama benim gözümde hala o fu fu fu diye peşimizde dolaşan sevimli kız çocuğusun " dedim, iyice utanmayla karışık heyecanla gülerek ellerini yüzüne götürüp " sen hiç değişmemişsin abi, hatırladığım gibisin " dedi mutlu bi gündü, işte o 10 sene evvel yaşadığım olay ile hayatta sevebilecek bişeylerin olduğuna inanmıştım, hayat yaşamaya değecek bi sebep bulursan çekilir hale geliyomuş, askerde ölmeliydim, geri dönmemeliydim diye düşünürken Allahım neden esirgedin diye salakça isyanlardayken meğer yaşama sebebim kız çocuklarını hak ettikleri kadar sevmek ve onları mutlu etmekmiş, kız çocuklarını üzmeyin, Ateş Böceklerinin Mezarı animesini 1 defa izlemiş ve sonunda ilk defa bişe izlerken ağlamıştım
Efendim siz kesinlikle olayı yanlış anlamışsınız. Şöyle ki patates kızartmasını sek yemek istiyorsanız yalnızca kahvaltıda yiyebilirsiniz bunun haricinde köfte ve hamburgerin yanında da yiyebilirsiniz. Adabı vardır patates kızartması yemenin. Hayatımda hiçbir tatik beldesinde sadece patates kızartması söyleyen birini görmedim.
Sanatla ilgiliysen, sanata dair bir üretimin varsa sanatçısındır. "Halkın takdiri" tarzı laflar ortaya çıkardığın işi ve sanatın içini de boşaltıyormuş gibi geliyor (büyük ustalar için söylemiyorum ama yine de boş gibi geliyor). Sen bile sanatçı olduğunu kabul edememişken halk neden öyle düşünsün gibi. Ya da kibarlıktan mı, ukala görünmemek istedikleri için mi? Halbuki yaptığın iş bu, üretimin bu alanda. Sanatçı olduğunu kabul etmenin sadece bu ülkede neredeyse tabu olduğuna şahit oldum hep, rahatlamamız lazım artık bu konuda da. Sanat sanat içindir der giderim dedelerim ahhsjdjdnd.
Kardeşim Cevdet Arap ülkelerinin cogunun para birimi resmen dolara fix. Bu konularda sizde farkindalik olusturana kadar, aydin durusunuza ters dustugunu dusundugum tum Ortadoğu yorumlariniza yorum yazmaya kararliyim.
Ulan ct bulmuşsun olimpiyat cahillerini sallayıp duruyorsun. Verdiğin bilgilerin çoğu yanlış ve eksik. Bir olimpiyat sever olarak seni kınıyorum ve olimpiyatlardan men ediyorum.