Program konuğu Mehmet Hakan Kekeç beyefendinin Hünkâr Hacı Bektaşi Veli hazretlerinin hayatını muhteşem ses tonu ve engin bilgisi ile anlatması programın tadına doyamamamıza vesile oldu. Ağzına yüreğine sağlık. Pelin hanıma da ayrıca teşekkürler. Harika bir yayın oldu.🙏🙏❤
Hiç bir şey bilmemek ne kadar güzel. Hacı Bektaşi Veli, İslam tarihinde ve tasavvuf tarihinde çok önemli bir şahsiyettir. Evet, Hacı Bektaşi Veli bir HOROSAN ERENİDİR… Gönül insanıdır. Çağının gönül Sultanıdır. Allah derecesini arttırsın ve sevenlerine şefaatçı olsun.
Hacı Bektâş-ı Velî'nin hayatı ve dönemini anlamak için pek çok kaynak içeriği ve önemi ile zikredildi. Yol göstericiydi. Emeği geçenlere teşekkür ederim. Mehmet Hakan Kekeç Hünkârı, eserleri olan Makâlat ve Velâyetnâme üzerinden Göğerenler'in 18. bölümünde anlatmıştı. İlgilenenler için onu da dinlemelerini tavsiye ederim.
Bektaş'ın resmindeki giydiği kalpak aynı Kırgız Ak kalpağı ve Ak kalpaği genelde Kırgızlarda yol başçılar giyer. Çepni ile aynı damgayı taşıyan boular Kırgızlarda da var. Bektaş'ın Türkistan diyarından geldiği yerde o dönemde kimler yaşıyordu araştırın
BAŞBUĞ MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK HAZRETLERİNİN SOYU İşte Delilleriyle Atatürk’ün Soyu İki yılı aşkın süredir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Atatürk’ün Ehl-i Beyt soyundan ve seyyid olduğunu anlatıyoruz. Yedi yaşında Kur’an-ı Kerim’i hatmettiğinden, sekiz yaşında hafız olduğundan bahsediyoruz. Bendenizin bu ‘Yeni Atatürk’ çıkışından sonra kadrom da, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde katıldığı programlarda Türk milletinden saklanılan büyük hakikatin altını çizmeye devam etti. İlk anlatımdan beri gerçeklerden korkanların internet ortamında mesnetsiz iddialarına, delil diye yutturmaya çalıştıkları uydurmalarına ve bizlere hakarete varan ifadelerine rastlamaktayız. Bizi takip edenler bilirler, bendeniz ve kadrom delilsiz bir iddia ortaya atmayız. Hele hele Türk milletinin lideri hakkında asla… Unutulmamalıdır ki, günümüze kadar tanıtılan Atatürk, milletin inancından uzak bir liderdi. Rahmetli Attila İlhan’ın ifadesiyle, “Bugün tanıtılan Atatürk gerçek Ata değildir, İnönü’nün Atatürk’üdür.” Bir kadro halinde başladığımız Atatürk’ün soyağacı çalışmamız, tarihçi Emre Polat’ın ulaştığı Osmanlı arşivlerine ait belgelere dayanmaktadır. Atatürk hem ana, hem de baba tarafından seyyiddir. Söyler misiniz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusunun seyyid olması bazı çevreleri neden rahatsız etmektedir? Neden dindar bir Atatürk onları ürkütmektedir? Bu korkunun kaynağı, merhumun ölümünün ardından adının maalesef dini istismar ederek nemalananlar tarafından kullanılan bir malzeme haline getirilmesidir. Bir düşününüz, Türk milleti Müslüman, onu kurtaran lider dinsiz; Türk milleti Allah’ı, Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’yı biliyor ve seviyor, Atatürk bunları tanımıyor. Böyle dinden uzak bir liderin canı ile vatan savunması yapmasına imkân var mıdır? Kendisine küçücük bir hediye getirene teşekkür etmeyi nezaketten sayanlar, koskoca bir vatanı, bayrağı, bağımsızlığı armağan edene neden dinsiz yaftasını reva görmekteler? Atatürk bir Osmanlı paşasıdır. Bugün kafasından Osmanlı fesini eksik etmeyerek Osmanlı’ya saygı gösterdiğini iddia edenler; anası namussuz bir hayat yaşayan, babası belli olmayan bir çocuğun Osmanlı paşası olmasını neyle izah etmekteler? Anasının namussuzluğunu dillerine dolayarak ona halen Osmanlı paşası demeleri aslında saygı duyduklarını iddia ettikleri Osmanlı’ya ciddi bir hakarettir. Son dönemde bizim üzerimizden Atatürk’e ve nesebine saldıranların internet ortamında delil diye yazdıklarının hiçbir delil hükmü yoktur. Dikkat edildiğinde hepsinin İngiliz ve Yunan istihbaratına ait kanıtlar olduğu, sitelerde siyon yıldızlarının da yer aldığı görülür. Bugün merhum Gazi’yi ‘dinsizdir’ diye dillerine dolayanların destekçileri İngiliz ve Yunanlı ise, şunu demek gerekir ki, bu kişiler ya direkt İngiliz veya Yunan istihbaratından ajanlardır ya da onların pasaportunu da taşıyan, adlarına iş götüren paralı piyonlardır. Bizler dindar Atatürk’ten kaçanların siyasette sığındıkları en büyük liman olan, “dindar millet, dinsiz devlete karşı” söylemlerini bozduk. Cumhuriyet tarihinin en büyük yalanını ifşa ettik. Atatürk dindarsa ve milleti ile buluşursa, din bezirgânlığı yaparak siyasette tutunanlar neyle milleti kandıracaklar? Bu hal, Hz. Fatıma’ya ‘dünyevi duygular ile hareket ediyor’ deme bühtanında bulunan Ahmed Sirhindi’nin ardına sığınarak koskoca Ehl-i Beyt dünyasını karalayanların halidir. Onların uzantıları nasıl bugün siyasette söz sahibi iseler ve koltuklarını Ehl-i Beyt’i dışlayan yalanlarla milleti kandırmaya borçlularsa; dinsiz Atatürk’ü kullananlar da bulundukları konumu Atatürk’ün ‘uydurdukları’ dinsizliğine borçlular. Zira Türk milletinin Ata’sı; İslam esası olarak namaz kılmaya, oruç tutmaya, zekâta, hacca, humusa, cihada, emr’i bi’l maruf nehy’i anil münkere, Allah için sevmeye ve Allah için buğz etmeye inanıyordu. Yine Türk milletinin Ata’sı; Allah’ın eşi ve benzeri olmadığına, Allah’ın peygamberlerine, ölüme ve dirilmeye, Allah’ın adil olduğuna ve İmam Ali Efendimizin hilafetine iman etmişti. Yoksa Atatürk’e dinsiz denmesinin bir nedeni de İmam Ali Efendimiz’e olan sevgisinden midir? Atatürk ‘seyyiddir’ derken, bundan zerre menfaat ummadan bir hakikati teslim etmek için yola çıktık. İsteyen inanmakta serbesttir. Ancak Başbakanlık Osmanlı Arşivi nüfus defterlerinde, temettuat defterlerinde ve tapu tahrir defterleri kayıtlarında Atatürk’ün soy ağacına dair yüzlerce belge bulunmaktadır. Niyetiniz bir gerçeğin gün yüzüne çıkması ise hodri meydan… Bu konuda kaleme alınmış pek çok eser de vardır. M. Ali Öz’ün Osmanlı arşivlerine göre hazırladığı “Gazi Mustafa Kemal’in Soykütüğü” isimli eserinde şunlar yazmaktadır: “Atatürk’ün soyu baba tarafından 1590’lı yıllardan itibaren soyuna ulaşılan Molla Hasan’a gitmektedir. Molla Hasan’ın oğlu Şeyh Ahmet, Kızıl Ahmet lakabıyla da bilinmektedir. Kızıl lakabı da Balkan coğrafyasına Ehl-i Beyt mayasını taşıyan Sarı Saltuk’un halifelerinden olan ve tahta kılıcıyla Edirne ve Dimetoka’nın fethini sağlayan Seyyid Kızıl Deli Sultan’dan geliyor. Seyyid şeyh Ahmet in dört çocuğu vardır: Şeyh Yakup: Mevlevi Şeyhi, Şeyh Mehmet Ali: Mevlevi Şeyhi, Şeyh Ali Rıza: Halveti Şeyhi, Şeyh İbrahim Ethem: Mevlevi Şeyhi. Mevlevi şeyhi olan Şeyh İbrahim Ethem’in çocukları Emine Molla, Fatma Molla, Şeyh Mehmet Emin, Ali, Mahmut ve Ali Rıza’dır. Bu Ali Rıza, Mustafa Kemal’in babası Ali Rıza’dır. Mustafa Kemal’in babası resmi evraklarda Es Seyyid Ali Rıza Beğ olarak imza ve mühür kullanmaktadır. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın büyük dedesi, Eş Şeyh Es Seyyid Şeyhülislam Feyzullah Efendi’dir. Yani Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın büyük dedesi bir Osmanlı şeyhülislamıdır. Atatürk’ün ailesi NAKİBÜLEŞRAF’tır. Osmanlı’da 1494 yılında kurulan Nakibüleşraflık müessesesi, Peygamber Efendimizin soyundan gelen seyyid ve şeriflerin işleriyle ilgilenen bir müessesedir. Nakübüleşraf kaymakamları mutlaka seyyidlerden seçilirdi. Atatürk’ün annesinin sülalesi yüzlerce yıl Selanik’te nakibüleşraf kaymakamlığı yapmıştır. Zübeyde Hanım’ın sülalesi, Selanikli Nakipzadeler olarak bilinir. Osmanlı arşivlerinin yanı sıra halen hayatta olan Atatürk’ün Selanik’teki evine komşu olmuş, Zübeyde Hanım’la tanışmış bir nesil var. Onların hepsi, Zübeyde Hanım’ın evinden Cuma geceleri yükselen Kuran-ı Kerim seslerini anlatmaktalar. Kısaca biz Türk milleti ve devleti adına çok büyük bir vazife icra ettiğimize eminiz. Dindar Türk milleti, dindar lideri ile tanıştırıldı. Atatürk hayranı OSMANLI ARŞİVLERİ NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Pelin hanim, konugunuz harika konu muhtesem. Fakat lutfen gereksiz yere konugu kesmeylim luften. Ayni cumleyi 3 defa tekrarladi ve tamamlayamadi. Bizim de konsantremiz bozuluyor. Emekleriniz icin tesekur ederim .
Pelin hanım, 29:47 çok önemli konuları gündeme getiriyorsunuz, ne kadar teşekkür etsek az. İnsanımızın kültür seviyesine muhteşem bir katkı sağlıyorsunuz genel olarak. Bu konuğunuzu ilk kez dinliyoruz harika bir anlatımı var, bizim akademisyenlerimiz halkın diliyle konuşmuyorlar malesef bir kaçı hariç. Keşke bu konuyu çok iyi bilen rahmetli Hasan ONAT hocamızla konuşmuş olsaydınız. Bektaşılik anadoluya buyurduğunuz gibi horasan ve İran üzerinden geldiğini anlattı sayın konuk. O zaman İslamiyette bunlarla ve bu yolla mı geldi anadoluya acaba? saygılar sunuyorum…
Birincisi; "âlem" değil alem; a kısa okunur ve alâmet ile aynı kökten gelir. İkincisi; Tarîkatlar kerâmeti pek hoş görmezler derken, bu doğru anlatılmalı ve anlaşılmalı. Kerâmeti kim lütfeder? Allah(CC)! Kime lütfeder? Herhâlde inkârcı kâfirlere olmasa gerek! Elbette dostlarına ve râzı olduğu kişileredir. Binâenaleyh tarîkatlar kerâmeti hoş görmezler değil, kerâmeti hedef ittihaz edip, kerâmet için yola koyulmayı hoş görmezler. Dersimize ihlâsla ve iyi çalışmamız lâzım.
Tv programı esnasında, yayını sürekli izlemeyenler için(belki sürekli izleyenler sebebini biliyordur) aleni şekilde ve bizlere açıklama yapmadan telefon ile ilgilenmek, bizlere ve konuğa karşı biraz rahatsız edici.
Gördüğümüz kuş ardıç kuşu. Ardıç Ağacının tohumu sadece bu kuşun dışkısından yetiştiği. Ayrıca ardıç tohumu bazı miğde rahatsızlık larının tedavisinde kullanıldığını. Ardıç Ağacının dallarından yaktığınız esnada katran diye ardıç yağı elde edilir. Çeşitli rahatsızlıklarda kullanılır. Halen Balıkesir ve Soma, Kırkağaç Yöresinde bu ardıç yağını hazırlayanlar vardır.
Öncelikle konuşmacıyı bölmesek, ikincisi de popüler veya trend olacak diye eften püften meseleleri asil ve esaslı meselelerinin içine yedirmesek., son olarak konuğunuz da "Türk" veya "Oğuz" kelimeleri kullanmaktan imtina etmese iyi olur ..
Ablam seni çok seviyoruz sürekli takip ediyoruz ama kızmazsan program yaparken biraz daha az araya girersen daha iyi olur biraz fazla müdahale ediyormuşsun gibi geliyor
Mehmet Hakan bey, bir üzüm tanesini ezer şarap olarak içer kırkı birden ilk semahı dönmeye başlar kendilerinden geçrek. Aleviliğin semahı oradan gelir.
77 dakika Bektaşilik konuşup,ancak programın sonuna doğru; bir iki yerde kerhen "Alevi" kelimesini (bence zorlamayla) geçirerek ne elde ettiniz. Bektaşilik, Alevilik, Türklük etle tırnak gibidir zorlasanız da birbirinden ayıramazsınız. Şehzade Mustafa'nın dayısının Bektaşi olduğundan bahsediyorsunuz, ama Atatürk'ün dedesinin Bektaşi şeyhi olduğundan bahsetmiyorsunuz.
Horasan bölgesinden gelen turkler aslında hepsi alevidir maturidi yani fakat zamanimizdaki aleviler ile çok fark var ve bir tutma . . Turkler imam hanifeye göre ibadet eder maturidiye göre iman bilgilerini benimser . Maturidi kimdi. Horasan eriydi . Maturidi hz,alinin silsilliye aliye koluna bağlıdır fakat sunnidir Hanefi . Rafiziları şialari red eder . Turkler böyledir çoğunlukla. Bektaşi velide hanefi maturidi . Bektaşi velinin vefaatinden sonra bu tarikate rafizilar katılmıştır ve zamane alevileri bunlardan esinlenip sunniligi hanefiligi red etmiştir malesef . Asıl Bektaşiligin zamane alevileri ile uzaktan yakından alakası yoktur ama,malesef birlikte anılır rafizilarin bu tarikatı tahrip etmesi ile . Hz aliyi seven rafizilara takılıp hz.muhamed s a.v. sunnetlerini red etmez . Sunni demek sunnetlerden gelir . Hz alide kendini diğer halifelerden ayrı tutmamamıştır . 4 halifede cennet ile mujdelenmıştir . Bizim haddimize deil onları ayırmak birini diğerinden üstün tutmak .
Çok isterim o programda sohbetin içinde olmayı hocamız sağ olsun anlatıyor ama çok eksikler var 40 bölüm içinde 17 kemerbest dediğimiz bacılar var 23 erkek toplam 40 kişidir 12 hizmet vardır 12 hizmetin her biri bir Sahabenindir ama bu Sahabeler ehlibeyte ben de olan ehlibeyte biat etmiş onları iman etmiş Sahabelerdır
Peygamber efendimiz üç kere kapıyı çalar ilkince çaldığında kırıklarını kapısını ben peygamberim der kapının arkasındaki de derki git kendi ümmetine peygamberlik yap der Kapıyı çaldığında ben Allahın habibiyim orda da çok sert oluyor ama bu bir hakikat git Allaha sevgili ol sevgililik yap derler Üçüncüsünde cebrail derki gözümün nuru Resulullah peki yoksulların hizmetkarıyım bu sefer peygamber efendimize kimsin derler kapının arkasından peygamberimiz yoksullar hizmetkarıyım der ondan sonra kapı açılır
Hz Muhammed bir üzümü bir kap in içinde ezer o kaba şu ilave edilir kirklara dağıtılır o ilahi aşk haline gelince Sema dönerler Allah herkese nasip eylesin
Vallahi 13. yüzyıl 14. 15. 16. 17. 19. yüzyıllarda Bektaşilik farklı değildi tabi Erkan ve adap da farklılıklar olmuştur ama inanç ve itikat aynıydı ibadet aynıydı bir de bahsettiğiniz tekke yani Antalya korkuteli civarında Elmalı tekke köyündeki abdal Musa dergahı abdal Musa hacı Bektaşi Veli’nin amca torunudur ve tarikatı ikinci piri olarak görülür ve dergahı da ikinci dergah olarak bilinir
Bugun cok bektasilerle komunistler var. A lot of them were consumer of alcolic drinks, so they told that they were moslems, but really the moslems didn't drunk alcoholics but they did. They did constructed an panorama of such "especially Islam" that brought a lot of confusion between the people that really didn't realized what the hell was wrong. In Balkan, people knew such stories.
İki defa incil AYETİ gibi başkasına benzedi erkek arkadaşın yüzü Bektaşiliğe göre göz ayrı burun ayrı ağız ayrı benzer detay var Müslümanlık İLE hıristiyanlık arasında
Bir. Türlü kabul etmez Yezid peygamberi onun için ezber vardır peygambersiz dinmi olur yezide dair şüphe sahipleri bütün dualarınız karşılığı olan kişinin soyuna saldırdığınızi düşünün bütün aşkı gömmeye çalıştığınızı
@@enstpz71 Değerlendirmelerde; Bektaşiligi Sünniliğin yanına iliştirerek kabul edilir gösterme gayreti oldukça sırıtıyor malesef... Tabi ki, Ehli Bektaşiye Bektaşiligi soracak, tereciye de tere soracaksın.
Şu programı dinleyen,azıcık aklı olsa en derin uykudan uyanır.BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ ALLAHIN KURANINDAKİ EMİRLERİ YASAKLARI GÖRMEYEN KARŞISINDA OLMAYAN HACI BEKTAŞIN GELDİĞİNİ GÖRÜYOR BUNLARA İNANNANLARA ABOOOOOO